Hiç bilenle bilmeyen bir olurmu? şiir
rana
Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu? (Zümer, 9)
Olmaz ya… Tabii… Biri insan, biri hayvan!
Öyleyse cehâlet denilen yüz karasından
Kurtulmaya azmetmeli baştan başa millet.
Kafi mi değil, yoksa bu son ders-i felâket?
Son ders-i felâket neye mâl oldu? Düşünsen:
Beynin eriyip yaş gibi damlardı gözünden!
Son-ders-i felâket ne demektir? Şu demektir:
Gelmezse eğer kendine millet, gidecektir!
Zirâ, yeni bir sadmeye artık dayanılmaz;
Zirâ, bu sefer uyku ölümdür: Uyanılmaz!
Coşkun, koca bir sel gibi, dâim beşeriyyet,
Müstakbele koşmakta verip seyrine şiddet.
Dağlar, uçurumlar, ona yol vermemek ister…
Lakin o, ne yüksek, ne de alçak demez örter!
Akvâm o büyük nehre katılmış birer ırmak…
Elbet katılır… Hangisi ister geri kalmak?
Bizler ki bu müthiş, bu muazzam cereyanla
Uğraşmaktayız… Bak, ne kadar çılgınız anla!
Uğraş bakalım, yoksa işin, hey gidi şaşkın!
Kurşun gibi sür atli, denizler gibi taşkın
Bir çağlayanın menba-i dehhâşına doğru
Tırmanmaya benzer, yüzerek, başka değil bu!
Ey katre-i âvâre, bu cûşun, bu hurûşun
Âhengine uymazsan, emin ol, boğulursun!
Yıllarca, asırlarca süren uykudan artık,
Silkin de muhitindeki zulmetleri yak, yık!
Bir baksana: Gökler uyanık, yer uyanıktır;
Dünyâ uyanıkken uyumak maskaralıktır!
Eyvâh! Bu zilletlere sensin yine illet…
Ey derd-i cehâlet, sana düşmekte bu millet,
Bir hâle getirdin ki, ne din kaldı, ne nâmûs!
Ey sîne-i İslâm a çöken kapkara kâbûs,
Ey hasm-i hakîkî, seni öldürmeli evvel:
Sensin bize düşmanları üstün çıkartan el!
Ey millet uyan! Cehline kurban gidiyorsun!
İslam ı da batsın! diye tutmuş yediyorsun!
Allah tan utan! Bâri bırak dîni elinden…
Gir leş gibi topraklara kendin, gireceksen!
Lâkin, ne demek bizleri Allah ile iskât?
Allah tan utanmak da olur, ilim ile… Heyhât!
Mehmet Akif Ersoy
Cevap: Hiç bilenle bilmeyen bir olurmu? şiir
Ecrinim
Yıllarca, asırlarca süren uykudan artık,
Silkin de muhitindeki zulmetleri yak, yık!
Bir baksana: Gökler uyanık, yer uyanıktır;
Dünyâ uyanıkken uyumak maskaralıktır!
Eyvâh! Bu zilletlere sensin yine illet…
Ey derd-i cehâlet, sana düşmekte bu millet,
Bir hâle getirdin ki, ne din kaldı, ne nâmûs!
Ey sîne-i İslâm a çöken kapkara kâbûs,
Ey hasm-i hakîkî, seni öldürmeli evvel:
Sensin bize düşmanları üstün çıkartan el!
Allah c.c. razı olsun kardeşim
ellerine sağlık..
Cevap: Hiç bilenle bilmeyen bir olurmu? şiir
Hoca
Kuranı Kerim, Zümer Süresi 9. Ayet
Yoksa geceleyin secde ederek ve kıyamda durarak ibadet eden, ahiretten çekinen ve Rabbinin rahmetini dileyen kimse (o inkarcı gibi) midir? (Resûlüm!) De ki: Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Doğrusu ancak akıl sahipleri bunları hakkıyla düşünür.
AYETİN TEFSİRİ
9. Bu ifadeden anlaşıldığı için cevabı söylenmeyen bir sorudur. Yani yoksa gece saatlerinde, namazda secde edip ayakta durarak Rabbine ibadet eden itaatkâr kimse, Allah’a şirk koşup onun ortaklan olduğunu kabul eden kimse gibi midir? Kurtubî şöyle der: Yüce Allah, mü’minin, yukarda anlatılan kâfire benzemediğini açıkladı.[24] mü’min, âhiret azabından korkarak ve Rabbinin rah-meti olan cenneti umarak ibadet eder. İşte bu takva sahibi mü’min, o günahkâr kâfir ile bir olur mu? Allah katında bunlar eşit olmaz. Yüce Allah buna bir misal vermek üzere şöyle buyurdu: De ki: Âlim ile câhil bir olur mu? Bu ikisi nasıl eşit değilse, itaat edenle isyan eden de aynı şekilde eşit olmaz.[25] Ancak akl-ı selim sahibi kimseler öğüt ve ibret alır. Fahreddin Râzî şöyle der: Bi-lin ki, bu âyet bir çok hayret verici sırrı göstermektedir. Yüce Allah âyetin başında ameli anlattı, sonunda da ilmi anlattı. Amele gelince o, ibadet, secde ve kıyamdır. İlim ise, Yüce Allah’ın, "bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" kelâmında anlatılmıştır. Bu gösteriyor ki, insanın olgunluğu sadece bu iki maksada bağlı kılınmıştır. Zira amel başlangıçtır. İlim ve bilgi ise sonuçtur. Âyette hazif vardır takdiri şöyledir: İtaat eden kimse başkası gibi olur mu? İfadeden anlaşıldığı için bu hazif güzel olmuştur. Çünkü Yüce Allah, bu âyetten önce kâfiri anlattı. Sonra da, bilen-lerle bilmeyenlerin bir olamayacağını misal verdi. Burada ilmin üstünlüğü-ne, önemli bir şekilde dikkat çekilmektedir.[26]
______________
[24] Kurtubî, 15/238
[25] Bkz. Beyzâvî Haşiyesi, 3/194
[26] Tefsîr-i kebîr, 26/250 Muhammed Ali Es Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 5/322-323.
mehmet akif ersoy hiç bilenle bilmeyen bir olur mu, yıllarca asırlarca süren uykudan artık, m.akif ersoy hiç bilen bilmeyenle bir olur mu şiiri