İçtihad kapısı kapalı mıdır kapalıysa nedenleri nelerdir?
nurol
40 senedır soruyom kendime birde size soralım içtihat kapısıkapalımı? yada kim nezaman kapatmıstır? kapanıs nedeni-niçini bilen varmı Allah ccselamı sizinle olsun nurol
Cevap: İçtihad kapısı kapalı mıdır kapalıysa nedenleri nelerdir?
Hoca
< 40 senedır soruyom kendime birde size soralım içtihat kapısıkapalımı? yada kim nezaman kapatmıstır? kapanıs nedeni-niçini bilen varmı Allah ccselamı sizinle olsun nurol >
Bir kısım insanların sandığı gibi bir kapısı yoktur ki kapansın:)
geniş bilgi için tıkla: forumduasi.com/i-j/6736-ictihad-guc-takat-ve-caba-bir-seyi-elde-etmek-icin.htmlİctihad Güç, takat ve çaba Bir şeyi elde etmek için olanca gücünü …
İçtihad kapısı kıyametin kopmasıyla kapanacaktır.
Yanıt: İçtihad kapısı kapalı mıdır kapalıysa nedenleri nelerdir?
sultanımsın
içtihad kapısı yeni çıkan meseleler hariç (onuda ehil alimler kıyas yoluyla fetva verirler) kapalıdır. gerisi lafı güzaf. islam şeriatının şafii fıkhında mahremi olmayan kadının eline dokunması abdesti bozar. şimdi hangi şafii alimi bunun tersine içtihad edebilir. bunun tersi bir hüküm verebilirmi? cevap : veremez…
Soru: İçtihad kapısı kapalı mıdır kapalıysa nedenleri nelerdir?
Hoca
İçtihad kapısı kapalıdır diyenlerin hiçbir dayanağı yok olmaz da!
< şimdi hangi şafii alimi bunun tersine içtihad edebilir. bunun tersi bir hüküm verebilirmi? cevap : veremez… >
tersi bir durum olması gerekmezki zaten. İçtihad seviyesinde olan içtihadını yapar ama bu imamı azamın veya şafiinin içtihadına benzer bir durum olabilir.
sultanımsın
mesela şeriatimizde evli erkeğin recm edilmesi gerekir.. bu konuda herhangi bir içtihad yapılıpta tersi bir hüküm verilebilirmi. yeni çıkmış meselelerde ehil alimler kıyas ve icma yoluyla fetva verebilirler. kesin nas bulunan meselelerde içtihad kapısı sizce açıkmıdır kapalımıdır. yoksa aynı şeylerimi söylüyoruz.
Hoca
< mesela şeriatimizde evli erkeğin recm edilmesi gerekir.. bu konuda herhangi bir içtihad yapılıpta tersi bir hüküm verilebilirmi. yeni çıkmış meselelerde ehil alimler kıyas ve icma yoluyla fetva verebilirler. kesin nas bulunan meselelerde içtihad kapısı sizce açıkmıdır kapalımıdır. yoksa aynı şeylerimi söylüyoruz. >
İçtihad kapısı kapılıdır ifadesi yanlıştır.
İçtihad elbette Kitap ve sünnette açık bir hüküm varsa aksi bir hüküm verilemez.
sultanımsın
< İçtihad elbette Kitap ve sünnette açık bir hüküm varsa aksi bir hüküm verilemez. >
buna birde kıyas ı fukaha ve icmai ümmet olan meselelerde dahil yanılmıyorsam..
nurol
hak gelince batıl zailolur ….
kıyamete kadar kuranın hükümleri daimdir burada bır sorun yok .ayetlerdeki emredici kesin hükümleride tartısmam buda mümkün deyil Allah cc korkarım .ama kıyamete kadar müslümanların karsılasabilecegi yeni yeni sorunlar cıkacaktır bunların kuran& sünnet dairesınde cözulmesı gerekiyor Yeni bilgi nasıl üretilecek ? böyle bir makambugün yok .
_________________________________
slm kardesler benim sorumun cevabı henüz gelmedi 1- kim kapatmıs bu kapıyı.2-acılırsa ne olur olumlu/olumsuz 3-günümüz islam dünyasında builme sahib kimse yokmu? 4 eski fıkıh alimlerinin eserlerinde bulamadığımız konuları nasıl netlestireceğiz .Allah ccselamı rahmeti sizinle olsun nurol
Abdullatif
Aleyküm selam kardeşim,
< 1- kim kapatmıs bu kapıyı 2-acılırsa ne olur olumlu/olumsuz >
Kapının kapandığı falan yok, kıyamete kadar açık.
< 3-günümüz islam dünyasında builme sahib kimse yokmu? >
Fıkıh usulü bilginleri müctehidleri yedi tabakaya ayırırlar. ilk dört tabaka müctehid, diğerleri mukallid derecesindedir.
1) Şerîatte müctehid: Bunlara "mutlak veya müstakil müctehid" de denir. Bunlar hem müstakil usûl ve ictihad metodu ortaya koyan hem de bunlara göre fer’î hükümler çıkaran müctehidlerdir. Sahâbe fakîhleri, Saîd b. el-Müseyyeb ve İbrahim en-Nehaî gibi Tâbiûn fakîhleri, Ca’fer es-Sâdık ve babası Muhammed el-Bakır, Ebû Hanîfe, Mâlik, Şâfiî, Ahmed b. Hanbel, Evzâî, Leys b. Sa’d, Süfyan es-Sevrî ve diğerleri gibi pek çok müctehid bu tabakaya girer.
2) Müntesip mutlak müctehidler: Bunlar, eksiksiz olarak ictihad ehliyetine sahip, bazan usûl ve fürûda üstadlarına muhalif olmakla birlikte genel olarak bir müstakil müctehidin ictihad usûlünü benimsemiş olan müctehidlerdir. Ebû Yûsuf, İmam Muhammed, İmam Züfer, Şâfiîlerden el-Müzenî, Mâlikîlerden Abdurrahman b. Kasım ve İbn Vehb bunlardandır.
3) Mezhepte müctehidler: Bunlar mensup oldukları mezhep imamlarına muhalefet etmezler. Ancak onun hükme bağlamadığı meseleleri ayni usul ve metodu kullanarak Kitap ve Sünnet delillerinden çıkarırlar. Tahâvî, Kerhî, Serahsî, İsfereyânî ve Şîrâzî bunlar arasında sayılabilir.
4) Tercih yapan müctehidler: Rivayet edilen görüşler arasında tercihlerde bulunan fakihlerdir.
5) İstidlâl sahibi müctehidler: Bunlar, görüş ve rivayetleri karşılaştırıp: "Şu görüş rivayet bakımından daha sağlam ve delili yönünden daha kuvvetlidir". gibi açıklamalar yapmışlardır.
6) Hâfızlar tabakası: Bunlar taklid derecesinde olup, öncekilerin tercihlerini bilmede huccet sayılırlar
7) Mukallidler tabakası: Bunlar Kitabı anlayabilir, fakat görüş ve rivâyetler arasında tercih yapamazlar
Şimdi yukarda ki ilk üç tabakayı ayrı tutmak gerek, ictihad tek şekilde yapılmıyor görüldüğü yukarda görüldüğü üzere..3 tabakanın ictihadları ile sonrakilerin ictihadlarını bir tutmamak gerek.
Bu bağlamda günümüzde Üstat Bediüzzamanın 27. sözünden yola çıkarak, ilk üç tabak müctehidler gibi içtihad yapılması çokta mümkün değildir.Yaşanılan zaman, ahval, zat (müctehid) gibi sebepler yüzünden.
Günümüzde özellikle de son üç tabaka mücdehidlerin yaptıkları gibi ictihad yapılması neden mümkün olmasın? Zaten yaptıkları ortaya yeni bir şey çıkarmak değil, elde olanları karşılaştırmak veya kıyas yapmak denilebilir.
< 4 eski fıkıh alimlerinin eserlerinde bulamadığımız konuları nasıl netlestireceğiz >
Bu nokta da, kendilerini ilmi açıdan yeterli gören kişilerin çıkarmış oldukları eserler var, Halil gönenç, Hayreddin karaman, faruk beşer gibi kişilerin kaleme almış olduğu.
sultanımsın
< 1- kim kapatmıs bu kapıyı. >
4 mezhep alimleri şeriatın öngördüğü bütün meseleleri halletmişlerdir yani hükm vermişlerdir. ondan kapalıdır.
< 2-acılırsa ne olur olumlu/olumsuz >
ynö. gibiler çıkar namaz 3 vakitde olur der veya cehennem ebedi değildir derler veya hristiyanlarda cennete girebilir derler veya başı açık namz kılabilir kadınlar derler derler sonu ne olur sen tahmin et.
< 3-günümüz islam dünyasında builme sahib kimse yokmu? >
bu ilme sahip derken müçtehid diyorsan evet yok. hoca var ama öyle çok alim yok.
< eski fıkıh alimlerinin eserlerinde bulamadığımız konuları nasıl netlestireceğiz . >
fıkıh kitaplarında olmayanlar yeni çıkmış konulardır. yeni çıkmış konularda zaten alimler fetva veriyorlar.
< Allah ccselamı rahmeti sizinle olsun >
amin cümlemizin.
Hoca
< 4 mezhep alimleri şeriatın öngördüğü bütün meseleleri halletmişlerdir yani hükm vermişlerdir. ondan kapalıdır. >
kardeş hala kapalı diyorsun. bir kaynak göster o zaman?
< ynö. gibiler çıkar namaz 3 vakitde olur der veya cehennem ebedi değildir derler veya hristiyanlarda cennete girebilir derler veya başı açık namz kılabilir kadınlar derler derler sonu ne olur sen tahmin et. >
birilerin yanlışı yüzünden islama yeni bir hüküm getirilebilir mi?
< bu ilme sahip derken müçtehid diyorsan evet yok. hoca var ama öyle çok alim yok. >
var mesela Yusuf el-kardavi
< fıkıh kitaplarında olmayanlar yeni çıkmış konulardır. yeni çıkmış konularda zaten alimler fetva veriyorlar. >
istersen fetva de istersen başka şey ama bu yaptıkları içtihaddır.
sultanımsın
< 4 mezhep alimleri şeriatın öngördüğü bütün meseleleri halletmişlerdir yani hükm vermişlerdir. ondan kapalıdır. kardeş hala kapalı diyorsun. bir kaynak göster o zaman? >
mezhep alimlerinin hüküm verdikleri bir konuda günümüz alimleri yeni hüküm verebilirlermi? sizden örnek istiyorum.
< birilerin yanlışı yüzünden islama yeni bir hüküm getirilebilir mi? >
tabiki getiremezler bizde onu diyoruz zaten..
< var mesela Yusuf el-kardavi >
bizde öyle diyoruz hoca çok ama öyle alim çok değil.
Abdullatif
< mezhep alimlerinin hüküm verdikleri bir konuda günümüz alimleri yeni hüküm verebilirlermi? sizden örnek istiyorum. >
Kimse zaten bunu iddia etmiyor ki. Hangi densiz çıkıpta İmam Azam böyle demiş ama bunun doğrusu budur diyecek. Yok tabiki olamaz da. Anlatılmak istenen şu, misal günümüz meseleleri, eskiden varlığı mevcut olamayan eşya, hak, durum vs. gibi hususlarda yapılan yorum ve açıklamalar da bir ictihad dır. Ama misal dört büyük imamınki gibi değil tabi. 11 nolu mesaja bir göz derim.
sultanımsın
şöyle bağlayalım o zaman içtihad kapısı her ne kadar açık olsa bile o kapıdan girecek bir alim bulunmamakta bulunması mümkün olmayacak gibide.ondan kapalı diyoruz zaten. ancak yeni meselelerde kıyas yoluyla fetva verirler.
Abdullatif
< şöyle bağlayalım o zaman içtihad kapısı her ne kadar açık olsa bile o kapıdan girecek bir alim bulunmamakta bulunması mümkün olmayacak gibide >
Evet amma şu şekilde;
"Bazı kaynaklara göre ictihad kapısı dördüncü hicrî asırda kapatılmış veya kapanmıştır. Kapatılmıştır (mesdûd) diyenler fetvâ ve karar ile kapatılmıştır demek istiyorlar, fakat böyle bir fetvâ ve karar gösteremiyorlar.
Kapanmıştır (münsedd) diyenler ise müctehid kalmadığı için ictihad kendiliğinden sona ermiştir demek istiyorlar.
Hemen işaret edelim ki burada kapanıp kapanmadığı tartışılan ictihad "mutlak müstakil ictihad"dır ve bundan maksad, usûl ve fürû’da başkasına tâbi olmayan müctehidin müstakil ictihadıdır.
Usûlde umumiyetle bir müctehide bağlı kalıp fürû’da yani ictihad yoluyla varılan hükümlerde müstakil olan ictihadın (mutlak müntesib ictihad) daha uzun zaman devam ettiği târihî bir gerçektir."
Hayreddin Karaman
Hoca
< şöyle bağlayalım o zaman içtihad kapısı her ne kadar açık olsa bile o kapıdan girecek bir alim bulunmamakta bulunması mümkün olmayacak gibide.ondan kapalı diyoruz zaten. ancak yeni meselelerde kıyas yoluyla fetva verirler. >
Müçtehid Alim gelmez gibi bir zanla bu kapıya kimsenin "kapalıdır" demesi hakkını almaz.
atalarımız birileri bilmeden dinde içtihada kalkışır ve sapar korkusuyla bu sözü uydurdular ama dinde yeri yoktur..
forumduasi.com/i-j/6736-ictihad-guc-takat-ve-caba-bir-seyi-elde-etmek-icin.htmlİctihad Güç, takat ve çaba Bir şeyi elde etmek için olanca gücünü …
ehli-sunnet
İçtihat kapısı açıksa desene bütün bu alimler içtihatları sayesinde cennete girecekler.
Nasılsa Hata yapan alime 1. sevap İsabet edene 10 sevap var böyle bir şey mantığa uymadığı gibi. eğer İçtihat kapısının açık olduğunda dair 1 delil varsa kapalı olduğunda dair 4 delil vardır.
HAMMADUN
Zannım odur ki; (Tabi bu tamamen zan) İçtihat kapısı daim açıktır.
Bu zanna nereden varıyorum….????
Yusuf Suresi 76’ncı Ayeti Kerime…..
Bunun üzerine Yusuf, kardeşinin yükünden önce onların yüklerini (aramaya) başladı. Sonra da onu, kardeşinin yükünden çıkarttı. İşte biz Yusuf’a böyle bir tedbir öğrettik, yoksa kralın kanununa göre kardeşini tutamayacaktı. Ancak Allah’ın dilemesi hariç. Biz kimi dilersek onu derecelerle yükseltiriz. Zira her ilim sahibinin üstünde daha iyi bilen birisi vardır.
allah-u Taala her asr’da da ya KUTBUL AKTAB yada KUTBUL AZAM nasip eyliyor. Bunlardan her yüz senede bir KUTBUL AZAM, Her ikiyüz senede birde KUTBUL AKTAB geldiğine göre ve bunlarda dindeki hurafeleri çıkartıp, İslam Şeriatı dahilinde, müştehidlerdir. Bu yüzden içtihad kapısı asla kapanmaz ZAN‘nındayım.
Allah cümlemizden razı olsun. Amin.
ehli-sunnet
Güzel Kardeşim ben bunu genelleme olarak demedim şu an Müctehid geçinenler için dedim kaldı ki bu zamanda İçtihat yapacak müctehit varmı ? içtihatı bir yana bırakalım Müctehid varmı ?
Yane İçtihat kapısı açık olsa bile İçtihat yapacak Müçtehid nerde ?
Kanaatimce, günümüzde İçtihat, geçmişte olduğu gibi tek kişinin bütün şartlarını taşıyarak gerçekleştirebileceği bir iş olmaktan çıkmıştır. Din ve ibadetler alanının dışında kalan muamelat, alış-veriş, medeni akitler, sağlıkla ilgili durumlar ve benzeri pek çok konuda içtihat, tek kişinin kapasitesinin çok aşmaktadır. örneğin tıpla ilgili gelişmeleri ele alalım. Mesela organ nakli meselesinde dinin hükmünün ne olduğu sorusuna cevabı, dinle, fıkıhla ilgilenen bir müçtehit yerine, hem tıpla ilgili, hem de organ ve dokular alanında uzman kişilerin katkı yapması gerekir. Bunun gibi, tüp bebek, vekil annelik gibi tıp konusunu ilgilendiren meselelerde, konunun uzmanlarının görüşleri mutlaka alınmalıdır. Aynı durum ekonomi, ticaret, medeni hukuk ilişkilerinde de geçerlidir. Şu durumda bugün, ortaya çıkan yeni meselelerin hükmü araştırılırken, konunun ilgili olduğu alanda uzman olan kişilerin görüşleri doğrultusunda içtihat yapılabilir
benim sözüm şu anki alimler içindir günde yüzlerce bir şey çıkıyor ortaya elbette içtihat kapısı açıktır ama içtihatı yapacak müçtehit nerde dolayısıyla bir alimin bu zamanda içtihat yapması yerine Alimlerin İttifakı daha yerinde gibidir
HAMMADUN
Ehli sünnet kardeşim. Biz dahi ZAN’nımızca dedik. Aslen böyle bişey vardırda kimseden saklıyor değiliz. Bizim sakladığımızda aşikardır. Zira rabbimiz katında saklı hiç bir şeyimizde yoktur.
Müçtehidin Allah’ın ilmi ve O’nun yardımından başka hiç bir şeye ihtiyacı yoktur. Ne bir ilim adamının görüşüne, ne dile, ne akla, ne fenne, ne batına, ne zahire.
Allah istedimi, bunların tamamını bir insana bir an’da verir. Saniye dahi demiyorum. Zira saniye o veriş içinde bir yüz yıl mesabesinde kalır.
Kalplerin esrarınıda Allah bilir. allah-u Taala’nında vaadi haktır.
Eğer biz her devirde bir KUTUB tahsis ederiz diyorsa, muhakkak eder. O’nu bulup, O’na ulaşabilirmiyiz. O’da kısmet.
Ha bulupda ulaşamazsak çok mu bişey kaybederiz. O’na iman dahi etmesek çok mu bişey kaybederiz. Tabi ki hayır. Zira O bizden kendisine iman etmemizi değil. Allah ve Resulü’ne iman etmemizi isteyecektir. Zaten Allah ve Resulüne, İslam Şeriatı dahilinde iman ettikçe, kısmetimiz yoksa bulmak için o zatı bile….. Rabbim rahmetiyle ve iki elimizle kendisine götürdüğümüzle adalet sıfatıyla birlikte settar sıfatıyla yargılayıp inşaAllah cümlemizi cennetiyle müşerref eyleyecektir. Allah cümlemizden razı olsun. Amin.
ehli-sunnet
Hani kardeş çık bana bir müçtehid söyle Müçtehid adayı çook ama asıl müçtehid nerde ? Helam haram koyacak kişi nerde dolayısıyla içtihadı yapacak kişi nerde
ve bu kişi içtihadı nasıl yapacak yaptığı içtihadı kimler uygulayacak içtihatla berabr geride kalam ümmet kaç parçaya ayrılacak
sana şöyle bir örnek veriyim.
Mesela bu gün Nakşibendi tarikatından biri çıkar bir içtihad eder bunun içtihadıa kim inanır kim rağbet eder diğeri çıkar ben Felan cemaattenim benim Şeyhim içtihad yapmadığına göre gerisi beni bağlamaz diğeri çıkar benimn cemaatim der diğeri çıkar benim Hocam der.
Burda anlatmak istediğim bu Müçtehidledin bir şey hakkında hüküm koyarken İttifak halinde olması grekiyor yoksa yukarda dediğim gibi geride kalanlarda parça parça olacak..
HAMMADUN
O cemaatlerin sorunları, müçtehid’i bağlarmı….???
Diyelimki falanca çıktı ve ben müçtehid’im dedi. Başına ne gelir…..???
Öncelikle delilin nedir diye sorarlar. Müçtehid’i boşverin, peygamber efendimize (S.A.V.)’e bile delilin nedir dediler.
Kur’an-ı Kerim’i gösterdiğinde ise o eskilerin hikayeleridir dediler. Mucizeler istediler. Mucizeleri gösterdi. Bu seferde muhakkakki sen büyük bir sihir ehlisin dediler.
allah-u Taala’da O mubarek Peygamberime (S.A.V.) tüm dünya sana sırt dönse, Allah bana yeter de…. Dedi.
Abdul Kadir-i Geylani Hazretleri (K.S.) için bile neler dediler. Ahmet el Rufai (K.S.) hakkında neler söylemediler ki; Yüzünü açamıyor, biz onun kadın olmasından şüpheleniyoruz dahi dediler. Tabi ki diyecekler.
Sonra ilim adamları, kendilerinde olan ilimlerin kifayetsizliğini gördüklerinde, belli bir sınamaya da geçebilirler. Hatta daha da ileri gidip, başka hal ve tavırlarda da bulunabilirler. Bir gün Peygamber efendimiz (S.A.V.) O’nu ilim adamlarına bizzat tanıtır. Zamanın sahibi ve vazifelisi budur da der. Bunlar manevi ilimler bizi aşar. Zaten bizim problemimiz de değil. O ilim adamlarının problemi.
İşte orada her kimki dizini kırıp, hak budur, Hak’kı hak eyleyen hakkın bir zatihi kendisidir der, paçayı sıyırır. İşte orada KUTUB hepsinin makamını ziyadesiyle tanır ve vazifeler verir.
MÜMİN’in FERASETİNDEN SAKININIZ, O RABBİNİN NURUYLA GÖRÜR.
O dahi, o cemaatlere efendi değil, köle olurda. Herkes bir köle bulduk diye seviniverir.
Allah cümlemizden razı olsun. Amin.
ehli-sunnet
< Allah cümlemizden razı olsun. Amin. >
amin cümlemizden
Değerli kardeşim ben bir anlatabilsem size 🙂
Tarikat nedir bilirmisiniz ? veya Cemaat ?
Sana gunumuzden örnek vereyim
Hayrettin Karaman’ı tanıyorsunuz çok akıllı biri takipçileri de çok fikirlerini uygulayanlarda var
Mahmud Ustaosmaoğlu’nu tanırsınız demi ismailağa cemaati takipçileri çok var
Abdulazi Bayındıı tanıyorsunuz demi ? takipçilerine göre müçtehiddir kendisi ve onun fikirlerini benimserler
Fethullah Gülen’i tanıyorsunuz demi Takipçileri onun fikrini fikirlerini benimerler
Menzildeki Seydayı bilirsiniz demi ? taipçileri onun fikiklerine önem verirler
Yaşar Nuri Öztürk’ü tanırsın demi ? takipçileri onun görüşlerine önem verirler onun fikirlerini esas alırlar
veya İbn Teymiyye’yi Ehl-i Sünnet’e bir kaç yerde muhalif olmasına rağmen takipçileri onun görüş fikirlerini benimserler.
Seyyid Kutub’u tanırsınız demi takipçileri onun görüşlerini esas alıp uygularlar.
Tabiki bunların hepsi Ehl-i Sünnet Ve’l cemaat adı altında başka başka Ceaat ve tarikatlere ayrılmalarına rağmen hepsi sünni gibi
eski müçtehidlerin içtihatlrı veya bir konu hakkında icm’â olan konulara dahi Muhalif çıkıyorlar
Örnek verelim
Abdulaziz Bayındır’a göre dünyada veli yoktur aslında herkes birer velidir Rabıtayı şirk olarak görüyor tasavvufu inkar ediyor ve bu iddiasını binlerce kişi destekliyor
Hayrettin Karaman Kur’an ayetleri sabit Ümmet Müçtehidlerin’in İcm’âı olmasına rağmen gene Bas bas bağıra bağıra Yahudi ve Hristiyanların cennete gideceklerini söylüyor ve bu fikri benimseyen savunan binlerce kişi var
Yaşar Nuri Öztürk: Herkes kendi dilinde namaz kılabilir.
İçtihadı şimdiye kadar ümmet Müçtehidlerinin bize İslamı yanlış anlattıklrını iddia etmesine rağmen binlerce takipçisi var ve bu fikri esas alıyorlar
Mahmud Ustaosmanoğlu Rabıtayı ve Tasavvufu savunuyor bu iddiasını destekleyen binlerce kişi var
Fethullah Gülen dinlerarası diyalog diyor ve bu fikrini binlerce hatta milyonlarca kişi destekleyip esas alıyorlar
İbn Teymiyye Tasavvufu red ediyor ve başka bir sürü iddiası genel olarak Vehhabiler bunun fikrini esas alıyorlar ama Son zamanlarda kendilerine Selef diyerek Tasavvufu ve Rabıtayı tamamen Red etmekle beraber aslında Mutasavvıf ve Sofîleri cahil Şirke batmakla itham ediyorlar ve kendilerine göre Gerçek Ehl-i Sünnet bunlardır bununla kalmayıp Eski Mutasavvıflara saldırıp tuhaf olan tarafı bu saldırı ibadet olarak görüyorlar
Başta Kafir dedikleri kişi Meşhur Şeyh-i Ekber Muhiddin Arabî ve bütün Vahdet-i vücudçular Bununla beraber Mevlana Yunus Emre ve aklıma gelmeyen binlerce Evliya bunlara kaynak verebilirim
Ali Akın Yaşar Nuriye göre türkiyenin en Büyük "Fakihi" Ali Akın’ın bir kitabı geçti elime bu fakirin okuma fırsatı oldu ve başlıca Selef’e Muhalif görüşleri şöyle: Muaviye r.a Kafirdir Ebubekir Ömer Osman’ın r.a hataları yüzünden ümmet parçalara ayrılmış ve Sünniler yanlış yolda gidiyorlar aslında gerçek Ehl-i Sünnet şiilermiş de bizim haberimiz yokmuş unutmamışken buna görede İbn Arabai kafirdir. ve bunu bu gün takip eden binlerce kişi var
Yukarda ismi geçen kişilerin takipçileri sadece kendi Hocasını Şeyhini Müçtehid, Alim, Veli, Evliya, Kutb, olarak kabul ediyorlar bu hocalarda 6’sı çıksa şu şey böyle yapılır veya bu haramdır veya helaldir dese diğer bir çıkıp yok siin yanlışınız var dese sizin yanlışınız var diyen bir kişi ve o kişinin takipçileri diğer altı (6) alimi bırak kendi hocalarının dediklerini esas alırar bunları yaşıyor halen gunumuzde takdir edersiniz
Benim burda anlatmak istediğimi şu yukarda ismi geçen alimlerin eğer bir konuda içtihad yapacaklarsa bu şey her neyse diğer alimlerle İttifak halinde olmaları lazım yoksa yukarda izah ettiğim gibi kimisi bana ne onun içtihadından ben kendi hocamın dediklerine bakarım der.
Bu hususta yüzlerce sayfa yazabilirim vakit darlığı ve bu gereksiz ikili diyaloglardan elimi ayağımı çekmekle beraber rahatsız olduğum için kısa bitiriyorum daha yüzlerce alim ve cemaat var.
Ayrıca kardeşim herkes sizin gibi bu kadar şey bilmiyor bunu yanlış anlamayın samimi olarak söylüyorum Yıllarca tarikatlarda gezen veya Cemaatlerde bulunan veya Normal hayat yaşan müslümanlar varki bilinmesi gerekenler dışında bişey bilmezler. ve bu kişi kendi hocasının görüşlerini esas alır hocam benden daha iyi biliyor der.. ve hocasının iddiasını kayıtsız şartsız kabul eder. umarım anlatabilmişimdir. son olarak bir ricam cevap hakkı doğmayacak şekilde yazarsanız gereksiz konuyu uzatmamış oluruz selamlar.
HAMMADUN
Elhamdulillah çok güzel yazmışsınız benim güzel kardeşim. Lakin size zahmet vermişim. Rabbim bizi affetsin inşaAllah.
Demek insanlar, rablerinden gelene değilde, rablerinden getirildiğini zannettiklerine iman eder olmuşlar.
Mahmud Efendi Hazretleri’ni görmek diledim bir gün, O gün bir hal ile ruhsatınız varmı diye soruldu. Gördükki bir zat, gelme evladım. Ruhsat yok dedi. Bir düşünce hali gibi olurya insanda. Hani bir anda uyanıverir. Öyle bir hal işte.
Dedimki fatih camiine gideyim inşaAllah, efendiyi orada bulurum. Uzaktan da olsa bir sesini duyar, o atmosferi solur dönerim.
E, be, akılsız, gelme diyorlar sana, ruhsat yok.
Fatih camiine geldim. Oturdum namaz saatini bekliyorum. Bir mecnun dedikleri, deli’mi Veli’mi oturdu yanıma.
Niye geldin buraya….. diye sordu.
Namaz kılıp gideceğim dedim….. Ben dedi yıllardır buradayım.
Elhamdulillah dedim.
Size bişey söyleyeyimmi…..??? Buyrun dedim.
Ben hiç hayatımda ruhsat görmedim dedi….. Ruhsatınız varmı….???
Var dedim, yeleğimden çıkarttım ve işte ruhsat dedim gösterdim.
Bu mu ruhsat dedi. Evet dedim. Hayırlı olsun inşaAllah dedi. Kalktı ve gitti.
O gitti başkası oturdu bu sefer.
Vaktin varmı vaktin dedi. Var dedim. Bu günü kendime ayırdım. Telefonumu bile kapattım.
O deliye ne gösteriyordun dedi. Ruhsatı dedim. Sende ruhsat varmı dedi. Var dedim.
Hiç hayatımda ruhsat görmedim, bende görebilirmiyim dedi. Tabi dedim yine ruhsatı çıkarttım gösterdim. Bu mu ruhsat dedi. Evet dedim. Hayırlı olsun inşaAllah dedi.
O’da kalktı gitti. Derken biri daha oturdu yanıma, dedim heralde burada yabancı birini görünce, dalga geçiyorlar…. ZAN’nı içerisinde yanımdaki adama döndüm. Sende ruhsat görmek istermisin dedim.
Efendim dedi.
İyi dedim aklı başında birine kavuştuk sonunda. Ben dedi Hızır Aleyhisselam’ın yerini biliyorum.
Anladım dedim….:)
Üsküdara gidermisin dedi. Giderim inşaAllah dedim. Falanca camiye gidersen eğer, Hızır Aleyhisselam oradadır. Nereden biliyorsun Hızır Aleyhisselam oradadır.
Her neyse sözü fazla uzatmaya gerek yok. İsimler ve o isimler etrafında dolaşanlar, sarıldıkları şeylerin Allah’ın dinimi, yoksa hocalarının dinimi olduğunu bilmeden, eğer nefsin uyduğu dine, din dediklerinin bile farkında değillerse ve gözleri kapalı bir vaziyette, biz gerçekten doğruları görücüyüz diyorlarsa, gerçeklerin ne olduğunu bilmiyorlarsa.
Yapacak bişey yok. Güzel bir tebliğ ve selametle ayrılmakdan başka…..
RUHSAT LAZIM. RUHSAT YOKSA TRAFİKTEN MEN YİYOR İNSAN.
allah-u Taala O trafikte sürücüye sabır, araca da kazasız bir yol nasip eylesin inşaAllah. Allah cümlemizden razı olsun. Amin.