Haramları kıyaslamak doğrumudur?

Haramları kıyaslamak doğrumudur?

Rabbe_Yolcu
ESselamunaleyküm mesela erkegin altın yüzük takması ile zinayı kıyaslamak ve ”şu taktıgın altın yüzüğün zinadan farkı yok” demek doğrumudur? ALLAH razı olsun


Cevap: Haramları kıyaslamak doğrumudur?

imamhatipli42
< ESselamunaleyküm mesela erkegin altın yüzük takması ile zinayı kıyaslamak ve ”şu taktıgın altın yüzüğün zinadan farkı yok” demek doğrumudur? ALLAH razı olsun >

Kıyaslarken neyi kasdettiğiniz önemlidir. Sadece ikisinin de haram olduğunu kıyaslarsanız sorun yok. yani bak o da haram bu da haram gibi.
Ama günahın cezasını ise kıyaslayamazsınız yani altın takan kişiye 100 deynek vurmak veya recm etmek gibi bir hüküm var mı? Bundan dolayıdır ki altın takan kişiye sen zina etmiş kadar günaha girdin diyemezsin.


Yanıt: Haramları kıyaslamak doğrumudur?

Şema
ve aleykumusselam ve rahmetullah.
altın yüzük takmakta haram zina yapmakda ama zina daha büyüktür.
bu söz halk arasında meşhurdur ve kıyas adil değilse söylememek gerekir.

Altın yüzük takan birine ipek elbise giyen erkeğin durumu gibidir denebilir.
ama şunu unutmayın ki Allah, azabını haramlarda saklamış ve hangisinde gazap edecek bellei değildir.
onun için tüm haramlardan uzak olmak gerek.


Soru: Haramları kıyaslamak doğrumudur?

rönesans


Rabbe_Yolcu
Altın yüzük takmakta ısrarcı olan ve cahilce takan insanı vazgeçirmek amaçlı.takılması halinde zinadan farkı yoktur verilecek ceza aynıdır diye bir şey söylemek Haddimiz degil.O ALLAHU ZÜLCELALİN alanıdır.


bilgiyeaç
selamün aleyküm..altın yüzük takmamak ve ipek elbise giymemek konusunda ayet veya hadis varmı..( bu konuda bilgin varmı )


imamhatipli42
< selamün aleyküm..altın yüzük takmamak ve ipek elbise giymemek konusunda ayet veya hadis varmı..( bu konuda bilgin varmı ) >

ve aleykumusselam ve rahmetullah kardeş.

ipek elbise ve altın kullanımı erkeklere haramdır.

1720- Ebû Musa el Eşârî (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: İpek elbise giymek ve altın kullanmak ümmetimin erkeklerine haram, kadınlarına helal kılınmıştır. (Müslim, Libas: 2; Nesâî, Ziyne: 86)
Tirmizî: Bu konuda Ömer, Ali, Ukbe b. Amîr, Enes, Huzeyfe, Ümmü Hanî, Abdullah b. Amr, Imrân b. Husayn, Abdullah b. Zübeyr, Câbir, Ebû Reyhan, İbn Ömer, Vasile b. Eskâ’dan da hadis rivâyet edilmiştir. Ebû Musa hadisi hasen sahihtir.
1721- Ömer (r.a.)’den rivâyet edilmiştir. Ömer Cabiye’de verdiği bir hutbede şöyle demiştir: Peygamber (s.a.v.) ipeği erkeklere haram kılmıştır. Ancak bir elbise içersinde iki üç dört parmak kalınlığı kadar olursa buna izin verilmiştir. (Nesâî, Ziyne: 84; Müslim, Libas: 2) Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.


bilgiyeaç
peygamber efendimizin (s.a.v.) buyururken buna bir sebep göstermişmidir..? bu yaşıma kadar (40) ipek elbise giymedim…altın yüzüğüde sadece evlilik sebebiyle takmıştım..( uzun süredirde takmıyorum) amacım öğrenmekti..yani bunun üzerine bir soru denk gelirse…teşekkür ederim..


imamhatipli42
Altın erkeklere neden haram?

Birtakım giyim ve süs eşyaları vardır ki, bazı hikmet ve sebeplerden dolayı kullanılmaları ve giyilmeleri erkekler için caiz görülmemiştir.

Fakat yaradılışları icabı ziyneti ve süsü seven kadınlar için helâldir. Bunlardan birisi ipekten yapılmış giyim eşyaları, diğeri de altındır.

Bu husustaki hadis-i şerif gayet açıktır. Hazret-i Ali’nin rivayetine göre, bir defasında Peygamberimiz (a.s.m.) ipek bir kumaşı sol eline, bir parça altını da sağ eline aldı. Sonra bunları elleriyle yukarı kaldırdı, orada bulunanlara gösterdi ve şöyle buyurdu:
Şu iki şey ümmetimin erkeklerine haram, kadınlarına helâldir. 1

Peygamberimiz, yasaklanan ve haram kılınan bazı şeyleri insanlara anlatmak, onları, alışageldikleri ve uzun müddet kullandıkları doğru olmayan şeylerden vazgeçirmek için farklı metodlar tatbik eder, muhatabın anlayış ve kavrayış seviyesine göre muamele ederdi. Sahabîler de Peygamberimizin kesin kararı karşısında hiç itiraz etmez, büyük bir teslimiyet içinde kabul ederlerdi. Peygamberimiz, devlet başkanları, kabile reisleri gibi yüksek seviyedeki kimselere islâm ve iman hakikatlerini anlattığı gibi, bütün hayatı çölde geçmiş olan bedevîlerle de muhatap olur, onlarda gördüğü eksikleri düzeltmeye çalışırdı.

Abdullah bin Abbas’ın rivayetine göre Resul-i Ekrem Efendimiz (a.s.m.) bir zatın elinde altından bir yüzük gördü ve onu parmağından çıkardı, attı. Daha sonra şöyle buyurdu:
Sizden biriniz ateşten bir kor alıyor da, onu eline koyuyor.

Resulullah (a.s.m.) gittikten sonra orada bulunanlar yüzük sahibine, Yüzüğünü yerden al da onunla faydalanırsın dediler. Fakat o zat, Hayır, vAllahi onu ebediyyen almam. çünkü onu Resulullah (a.s.m.) attı dedi.2

Bu hâdisede iki husus dikkati çekmektedir. Birisi, Peygamberimiz yasaklamış olduğu ve dinen haram sayılan altın yüzük gibi birşeyi Sahabîsinin parmağında görmüş, münker sayılan bu durumu def etmek ve onun hiçbir şekilde kullanılmamasını anlatmak istemişti. Onu eliyle men etmeye gücü yettiği ve muhatabın da kırılmayacağını tahmin ettiği için, bizzat kendi eliyle yüzüğü çıkarıp atmıştır. Bu davranışıyla ayrıca erkeklerin altından yapılmış zinet eşyasını kullanmasının kesinlikle yasak olduğunu orada hazır bulunanlara anlatmış oluyordu.

O zatın yerdeki yüzüğü almamasının sebebi ise, hem Resulullaha olan hürmetinin bir ifadesiydi, hem de fakir bir Müslümanın onu alıp istifade etmesini temin düşüncesiydi. Nitekim daha sonra fakir bir Sahabî onu almış ve bir ihtiyacı için kullanmıştı.
Bu mevzuda bazı hadislerin mealleri de şöyledir:

Eş’as İbn Suleym’in bir rivayetine göre Resulullah bizleri altın yüzük, yahut altın halka takınmaktan nehyetti. 3

Hz. Abdullah’ın rivayeti de şöyledir:

Resulullah evvelâ altından bir mühür yüzük yaptırdı. Bunu takındığı zaman yazılı kaşını avucunun içine alırdı. Peygamberin elinde yüzük gören herkes kuyumculara koşarak bir altın yüzük yaptırıp parmaklarına taktılar. Kısa bir müddet sonra Resulullah minber üzerine oturdu ve elindeki yüzüğü çıkardı. Müteakiben, ‘Ben bu mühür yüzüğü takınıyorum. Yazılı kaşını da iç tarafta tutuyorum’ buyurdu ve bu yüzüğü elinden attı. Sonra da, ‘VAllahi bu altından mühür yüzüğü ebediyyen takınmam’ buyurdu. Bunun üzerine parmaklarına altın yüzük takmış olan Sahabîler de kendi yüzüklerini çıkarıp attılar. 4

Bu mesele hakkında üç hadisi verdikten sonar, değişik şekilde rivayet edilen hadisleri burada zikretmeye, aynı mealde oldukları için, ihtiyaç duymuyoruz.

İslâmiyetin haram kıldığı meselelerde şüphesiz, birçok hikmetler vardır. Ancak haramlığın hikmet ciheti, illet yerine geçmez. Yani birşeyin haram kılınışında asıl sebep, Allah’ın onu yasaklamış olmasıdır. Yasaklanış hikmetleri için, Allah yasakladığı için o haramdan sakınmamız gerekir. Hikmetlerin araştırılması bu temel prensibin anlaşılmasından sonra gelmelidir. Bu çerçevede, altın yüzüğün erkeklere haram oluşunun bir hikmeti şu olabilir:

Altın ticarî bir madendir. Piyasada tedavülde olan en mühim bir maldır. Eğer altın yüzük takmakta bir beis olmayıp sünnet olsaydı, bugün hemen hemen her Müslüman erkek takmaya gayret gösterecekti. Bu da iktisadî hayatın önemli bir parçası olan altının büyük bir kısmının tedavülden kalkıp faydasız olarak insanların parmağında âtıl kalmasını netice verecek ki, iktisadî hayata menfî yönde tesir edecekti. Nitekim Peygamberimizin bizzat altın yüzüğü parmağından çıkararak atması, iktisadî yönden müsbet gelişmeleri netice vermiştir.

Ayrıca, altın kadına ait süs eşyası olduğundan, erkeğin şahsiyeti üzerinde menfî tesiri düşünülebilir. Nasıl ki kadının erkek elbisesi giymesiyle kadınlık şahsiyetinde menfî değişmeler oluyorsa, erkeğin de kadınlara ait kıyafet ve süs eşyalarını giyip takmasıyla da erkeklik şahsiyetinde menfî tesir bıraktığı psikolojik bir gerçektir.

Altın dışındaki birtakım madenlerden yapılan yüzüğü de aynı şekilde erkek ve kadının takınması caiz değildir. Demir, bakır ve tunç gibi madenler bu kabildendir. Bu mevzuda bazı hadisler zikredilmektedir. Abdullah İbni Berid’den rivayet edildiğine göre, Sahabîlerden bir zat Resulullaha geldi. Elinde tunçtan bir yüzük vardı. Resulullah ona hitaben, ‘Ne oluyor, sende putların kokusunu seziyorum’ buyurdu. Bunun üzerine o zat elindeki yüzüğü attı. Sonra parmağında demirden bir yüzük olduğu halde geldi. Peygamberimiz, ‘Ne oluyor, senin üzerinde Cehennem ehlinin zinetini görüyorum’ buyurunca, o zat parmağındaki yüzüğü fırlattı. Bunun üzerine o zat, ‘Ya ResulAllah, nasıl bir yüzük takayım?’ diye sordu ve Peygamberimiz de ‘gümüşten bir yüzük tak, bu da miskali (yaklaşık 3,5 gramı) geçmesin’ buyurdu.5

İbni âbidin Reddü’l-Muhtar isimli eserinde bu hadisi zikrettikten sonra şöyle der:
Gümüşten yapılmış yüzük takmak helâl; altın, demir ve tunççan yapılmış olan yüzüğü takmak ise haramdır.

Cevhere isimli fetva kitabından yaptığı bir nakilde ise, kadınlar için de, erkekler için de demirden, tunçtan, bakırdan ve kurşundan yapılmış yüzüklerin caiz olmayıp tahrimen mekruh olduğunu zikreder. Esas metinde ise, gümüşün hariçindeki bütün madenlerden yapılan yüzükleri takmanın haram olduğu ifade edilmektedir.6

Gümüşten yapılan yüzüğü takmak mubah, aynı zamanda sünnettir. Bu hususta Enes bin Mâlik’ten gelen rivayet şöyledir:

Resulullahın (a.s.m.) mühür yüzüğü gümüşten idi. Bu yüzüğün kaşı da Habeşî (akik taşı) idi. 7

Yukarıda mealini zikrettiğimiz hadis-i şeriflerden hüküm çıkaran bütün mezhep imamlarına göre, erkeklerin başta yüzük olmak üzere altından yapılmış süs eşyalarını takınmaları da caiz değildir.

Altın ve gümüşten yapılmış kaplardan bir şey yeyip içmek hem erkekler için, hem de kadınlar için caiz değildir. Bunun hikmeti de bir hadis-i şerifte şöyle beyan edilir:
Altın ve gümüş kaptan su içmeyin. İbrişim ve ipeği de giymeyin. çünkü bunlar dünyada onların (kâfirlerin), âhirette, kıyamet gününde ise sizindir. 8

Hadiste de ifade edildiği gibi, altın ve gümüş kaplar, Cennet nimetlerinden sayılmakta, mü’minlerin dünyada iken onları fâni bir surette kullanmaları istenmektedir. Fakat altın ve gümüşten yapılmış kap ve süs eşyalarını evde bulundurmanın bir mahzuru bulunmamaktadır.

Altından yapılmış bir yüzük takan kimsenin günah ve mes’uliyeti sadece kendisinedir. O günah bir başkasına sirayet etmez. Meselâ parmağında altın yüzük bulunan bir kimsenin aynı safta namaz kılması, yanında bulunan kimselerin namazına zarar vermez. Zaten altın yüzük takmak, takan kimsenin namazına da bir eksiklik getirmez. Sadece o yüzüğü takmakla bir haram işlemiş olur, ibadeti bâtıl olmaz.

Bununla beraber, parmağında altın yüzük bulunan birisine, bir haram işlediği için yan gözle bakmak da doğru değildir. Bize düşen, münasip bir zamanını ve yerini bulunca onu takmanın caiz olmadığını hatırlatmaktır.

Altın ve hâlis ipek erkeğe haramdır:
Halis ipek veya malzemesinin çoğu ipek olan giyecekler ile altını erkeğin giyecek, süs ve eşya olarak kullanması haramdır. Hz. Peygamber (s.a.v.) ipeği sağ eline ve altını sol eline alarak "bu ikisi ümmetimin erkeklerine haramdır."40 buyurmuşlardır.
Bir miskali (4.25 gr.) geçmeyen gümüş yüzük ile alem (sembol, nişân, rozet vb.) olarak kullanılan ipek ve altına ruhsat verilmiştir.41
İpeğin cilt hastalığı, savaş gibi sebeplerle giyilmesine de izin verilmiştir.42
Altın ve gümüşü kadının yalnızca ziynet eşyası olarak43 kullanmasına izin veren İslâmın erkeklerine bunu haram kılmasının hikmetleri vardır:
a) Bu iki mâden ve özellikle altın asırlar boyu ya doğrudan doğruya para olarak, yuhat da para karşılığı teminat olarak kullanılmış, ekonomide büyük rol oynamıştır. Bunların zinet ve eşya olarak kullanılması ekonomiyi menfi yönde etkileyecektir.
b) Bunların zinet ve eşya olarak kullanılması topluma faydalar sağlayacak olan büyük bir sermayenin âtıl kalmasına sebep olmaktadır.
c) Allah’ın erkekler için takdir ve tensîb buyurduğu fıtrat ve karakter altın ve ipekle süslenmeye muhtaç ve uygun değildir.
d) Üste, başa; ele ayağa; eve-barka serilmiş servetler dikkat, gıpta ve hased celbederek sosyal adâlet duygusunu rencide ederler, fesâda sebep olurlar.
e) İslâm insanın maddî hayatı ile rûhî ve mânevi hayatı arasında ideal bir dengeyi hedef almıştır. Dışa bu ölçüde ihtimam rûhî hayâtı zedelemekte, tekâmülü engellemektedir.
Kadına gelince:
Onun fıtratı süse ve zînete daha elverişlidir; diğer vasıflar yanında erkekte yiğitlik, kadında güzellik aranır. Kadını zinetten menetmek onun fıtratına ters düşer ve ağır gelir. Şârî’ onlara bu mevzûda ruhsat vermiş, fakat yabancı erkeklerden sakınmalarını emretmiş, zînetlerini yoksullara iyreti vermelerini tavsiye buyurmuştur.

40. Ebû-Dâvûd, K. el-Libâs, 4, 9, 11; Nesâî, K. ez-Zineh, 40, 43, 45; Ahmed, Müsned, 1/96, 4/392.
41. Fıkıh kitaplarının kerâhiye ve istihsan bölümü, nişan yüzüğünün cevazı için bak: Kâmil Miras, Buhârî Muhtasarı Tecrîd-i Sarih Tercemesi ve Şerhi 2. B. C. IV, s. 287; c. XII, s. 108.
42. Buhârinin bir rivâyetine göre Resulullah (s.a.v.) Abdurrahman b. Avf ve ez-Zübeyr b. el-Avvâm’ın, cilt hastalıkları sebebiyle ipek giymelerine izin vermiştir. K. el-Cihad, 91; K. el-Libâs, 29.
43. Bunları ev eşyası olarak kullanmak kadına da haramdır.


bilgiyeaç
çok açıklayıcı oldu…emeğine sağlık..

Yorum yapın

1melek.com petinya.net Kompozisyon/ !function(){"use strict";if("querySelector"in document&&"addEventListener"in window){var e=document.body;e.addEventListener("mousedown",function(){e.classList.add("using-mouse")}),e.addEventListener("keydown",function(){e.classList.remove("using-mouse")})}}();