Hıristiyan Ne Demek Ve Hıristiyan Olmak Günah Mı ( mum hocam bilgi verir misin )
Kayıtsız Üye
Hıristiyan Ne Demek Ve Hıristiyan Olmak Günah Mı ( mum hocam bilgi verir misin )
Cevap: Hıristiyan Ne Demek Ve Hıristiyan Olmak Günah Mı ( mum hocam bilgi verir misin )
@mir
Arapçadaki hı harfi ile yazılır.
orijinalinin christian diye yazıldığını tahmin ediyorum.
chris, İsa (as)’ın adının onların dilinde yazılışıdır.
Hristiyan ise Allah dururken, onun oğlu ve onun da annesi olduklarını iddia ettikleri İsa ve Meyem (as)’a dua eden
başı sıkılınca onlardan yardım isteyen insanlar demektir.
Günah mü’minler için geçerlidir. Onlar ise kafirdir. Kafirler için sevap ya da günah söz konusu değildir. Kafirlerin bir kısmının -belki de tamamının- sorgusuz sualsiz, hesapsız kitapsız cehenneme atılacağını okumuştum.
Yanıt: Hıristiyan Ne Demek Ve Hıristiyan Olmak Günah Mı ( mum hocam bilgi verir misin )
mumsema
HRİSTİYANLIK NE DEMEKTİR?
Hz. İsa’nın tebliğ ettiği fakat daha sonraları tahrif edilen din.
Günümüzde dünyanın her tarafından mensubu bulunan ve dünya nüfusunun l/5’inin dini olan Hrıstiyanlık, Filistin bölgesinde doğmuş evrensel bir dindir. Bir milyar civarında mensubu vardır. Menşei itibariyle vahye dayanan ve kutsal kitabı olan, özde tek tanrılı olmakla beraber, sonradan teslis inancına dönüştürülmüş bir dindir. Bu dinde ayrıca peygamber, melek, âhiret kader gibi dini kavramlar bulunsa da, bu kavramları anlayış ve açıklayış şekli İslâm’dakinden farklıdır. Hristiyanlıkta Hz. İsa merkezi bir öneme sahiptir. Bugünkü Hristiyanlık, Yahudilikteki inanç ve ibadet gelenekleriyle, Yunan-Roma (Greko-Romen) âleminin kültürlerini birleştiren bir kurtarıcı tanrı dinidir. Nâsıralı İsa’yı merkeze alan bir Yahudi Mesihi hareketidir. İsa, İsrâil’i, gelecek tanrı’nın krallığı’na hazırlamak istemiştir. Ancak bugünkü Hristiyanlık, İsa’nın havârîlerinin arasına sonradan giren Pavlus’un yorumları ile değişik bir hüviyet kazanmıştır (Annemarie Schimmel, Dinler Tarihine Giriş, Ankara 1955, s. 117 VD. A. Abdullah Masdûsi, Yaşayan Dünya Dinleri (trc. Mesud Sadak), İstanbul 1981, s. 170-201; Ekrim Sarıkcıoğlu, Başlangıçtan Günümüze Dinler Tarihi, İstanbul 1983, s. 200 vd.; Günay Tümer-Abdurrahman Küçük, Dinler Tarihi, Ankara 1988, s. 136 vd.)
Hristiyan, Mesih’e bağlı demektir. Bu kelime, Yunanca "Hristos"tan gelir. İbranîcesi "Maşiah"dir, yağlanmış anlamını ifade eder. İncillerde "Hristiyan", "Hristiyanlık" gibi terimler yer almaz. Bu terimler, ilk defa Hz. İsa’dan 20-30 sene sonra Antakya’da kullanılmıştır (Resullerin işleri, XI, 26). İnciller daha çok, Hz. İsa’ya ağırlık vermektedirler ve onun bir tür hayat hikayesi durumundadırlar.
Hristiyanlık aslında tek tanrı anlayışını esas alan bir dindir. İncillerde ve diğer yazılarda bu hükmü doğrulayacak ifadeler vardır. Allah’ın birliğinden söz edilmektedir (Yuhanna, V, 44). Fakat yine aynı metinlerde bir kısım ifadeler, mecâzî deyimler, daha sonraları bir üçleme (teslis) anlayışına yol açmıştır. Bunda, İncil yazarları ile Hz. İsa arasındaki zaman aralığının rolü vardır. Öte yandan, Hristiyan Kutsal Kitabı’nda teslis, hiç bir yerde açıkça zikredilmemiştir. Ancak "ben ve baba biriz", "baba’nızın ruhu", "Allah’ın ruhu" gibi ifadeler, zamanla Allah’ın yanında İsa ve kutsal rûhun da tanrı sayılmasına kadar varan yorumlara yol açmıştır. Bu yorumları ilk başlatan, havârîlere sonradan katılan Pavlus olmuştur. "Hz. İsâ zamanındaki en büyük ilâhiyatçısı" olarak tanımlanan Pavlus, bugünkü Hristiyanlığın kurucusu olarak bilinmektedir. Modern bilginlere göre günümüz hristiyanlığı, Hz. İsa’nın getirdiği nizamdan çok, Pavlus’un yorumlarından ibarettir. Hatta denilebilir ki, sonraki yüzyıllar, dini inançlarını İncillerden çok, onun yorumlarına dayandırdılar. Pavlus’un telkinleri, Allah’ı değil, İsa Mesih’i ağırlık merkezi olarak almıştır. Ona göre İsa, sâdece bir insan değil, Tanrı’nın kudretiyle diriltilen bir kimse idi.
Hz. İsa’nın çarmıha gerilmiş olması ve tekrar dirilmesi, insanların Hz. Âdem’in Cennet’te, yasak meyveden yemiş olması sebebiyle doğuştan günahkâr oldukları inançları da Pavlus tarafından Hristiyanlığa sokulmuştur.
Görüldüğü gibi bugünkü Hristiyanlık, Pavlus’un yorumlarına dayanır. Gerek dinin aslî şekli, gerekse kutsal kitabları olan İncil, tahrifata uğramıştır. Artık Hristiyanlık muharref bir dindir. Bunun içindir ki, günümüz hristiyanlarının benimsediği Hristiyanlık ile, Kur’ân-ı Kerîm’in bize bildirdiği Hristiyanlık, birbirinden tamamen farklıdır.
Kur’ân-ı Kerîm’de Hristiyan için "Nasrânî", Hristiyanlar için de "Nasârâ" kelimeleri kullanılmıştır (Âli İmran, 3/67; el-Bakara, 2/62, 111, 113, 135, 140; el-Mâide, 5/14, 18, 51, 69, 82; et-Tevbe, 9/30; el-Hacc, 22/17). Ayrıca, "Ehl-i Kitap" ifadesinin yer aldığı âyetlerde, Hristiyanlar da muhatap alınmıştır. Meselâ "De ki; ey Ehl-i kitap! Aramızda eşit olan bir kelimeye gelin. Yalnız Allah’a kulluk (ibadet) edelim ve O’na hiç bir şeyi ortak koşmayalım" (Âli İmrân, 3/64) âyetinde olduğu gibi.
Kur’ân-ı Kerim’e göre, Yahudiler gibi Hristiyanlar da verdikleri sözde durmadıkları için, kıyamete kadar aralarına düşmanlık ve kin salınmıştır. Hz. Muhammed onlara da gönderilmiş bir elçidir. O, Ehl-i Kitab’ın gizledikleri ve sakladıkları şeylerin çoğunu onlara açıklamıştır. Ancak Yahudi ve Hristiyanlar, kendilerinin "Allah’ın oğulları ve sevgilileri" olduklarını söyleyerek, Hz. Muhammed’e karşı çıkmışlardır. Yahudiler Uzeyr’i, Hristiyanlar da İsa’yı Allah’ın oğlu saymışlardır. İnsanları tanrılaştırdıkları için de küfre girmişlerdir. (el-Mâide, 5/12-18; et-Tevbe, 9/20) Allah’a çocuk isnad etmekle Tevhid’in özüne ve rûhuna aykırı hareket etmişlerdir. Halbuki "Allah, bu tektir. Her şeyden müstağnî ve her şey O ‘na muhtaçtır. O doğurmamış ve doğmamıştır. Hiç bir şey O’na denk değildir." (İhlâs, 112/1-4) .
Kur’ân-ı Kerim, Hz. İsa’nın Allah’ın kulu ve elçisi olduğunu, O’nun da tevhid’i tebliğ ettiğini açıklar. (el-Mâide, 5/46-47, 62-69, 72-77). Bu durumda Meryem oğlu İsa’yı ilah edinen Hristiyanlar, "Allah, üçün üçüncüsüdür" (el-Mâide, 5/72-75) diyerek doğru yoldan sapmışlar, tevhid çizgisinden uzaklaşmışlardır. Tevhid esasından uzaklaşan Hristiyanların yüce Allah, dinlerinin aslına, tevhid ve İslâm yoluna çağırmaktadır. (el-Mâide 5/46).
Yukarıda da belirtildiği gibi hristiyanlık, aslı itibariyle hak dinlerderdendir. Peygamberi Hz. İsa, kitabı da İncil’dir. Bugünkü Hristiyanlığın odak noktasını oluşturan ve Pavlus teolojisinin temelini teşkil eden Hz. İsa, yalnız Allah’ın kulu ve Rasûlü’dür. Bunu bizzat kendisi şöyle ikrar etmiştir: ”Hz. İsa: Ben şüphesiz Allah’ın kuluyum. Bana kitap verdi ve beni Peygamber yaptı; nerede olursam olayım, beni mübarek kıldı. Yaşadığım müddetçe namaz kılmamı, zekât vermemi ve annene iyi davranmamı emrelti. Beni bedbaht bir zorba kılmadı. Doğduğum günde, öleceğim günde ve dirileceğim günde bana selam olsun" dedi (Meryem, 19/30-33). Ayrıca Hz. İsa’yı ve annesini tanrılaştırıp "teslis" akidesini oluşturan Hristiyanlarla Hz. İsa, kıyamet gününde yüzleştirilecekler ve böylece Hristiyanların uydurdukları yalanlar bir kere daha ortaya çıkmış olacaktır. Bu husus, Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle belirtilir: "Allah Ey Meryem oğlu İsa! Sen mi insanlara beni ve annemi Allah’tan başka iki tanrı olarak benimseyin," dedin?" demişti de; ”Hâşa, hak olmayan sözü söylemek bana yaraşmaz; eğer söylemişsem, şüphesiz Sen onu bilirsin; Sen benim içimde olanı bilirsin, ben Senin içinde olanı bilemem; doğrusu görülmeyeni bilen ancak Sensin" demişti, ”Ben onları sadece, Rabbim ve Rabbiniz olan Allah’a kulluk edin, diye bana emrettiğini söyledim. Aralarında bulunduğum müddetçe onlar hakkında şahiddim, beni aralarından aldığında onları sen gözlüyorsun. Sen her şeye şâhidsin" (elMâide, 5/117).
Şu halde bugünkü Hristiyanlık, Hz. İsa’nın tebliğ ettiği Hristiyanlık değildir; ”Mesih, Allah’ın oğludur" gibi sözleri kendi ağızlarıyla uydurmuşlar (et- Tevbe, 9/30) ve "Meryem oğlu Mesih’i’de, kendilerine Allah’tan başka Rab edinmişlerdir" (et-Tevbe, 9/31). Aynı şekilde, mevcut Hristiyanların, Hz. İsa’nın getirdiği İncil’le hiç bir ilgileri yoktur (el-Mâide, 5/68). Çünkü Yahudi bilginleri gibi, Hristiyan râhipleri de birtakım menfaat temini için, Allah’tan kendilerine indirilmiş olan Kitab’ın hükümlerini değiştirmişlerdir (et-Tevbe, 9/34).
Özetle söylemek gerekirse; İslâmiyet ile bugünkü Hristiyanlık arasındaki belli başlı ayrılıklar şunlardır:
1. Hristiyanlık’ta teslis akidesi olduğu halde İslâm’da tevhid akidesi vardır.
2. İslâm bütün semâvî dinleri ve peygamberleri içine alır; Hristiyanlık ise, yalnız Kitab-ı mukaddes’i hak bilir ve Kur’an-ı Kerim’i vahye dayalı bir kitap olarak kabul etmez.
3. Hristiyanlık, insanın doğuştan günahkâr olduğunu ve bu sebeple temizlenmesi için vaftiz edilmesi gerektiğini savunur; İslâm ise, bütün insanların günahsız doğduğunu ve hiç kimsenin bir başkasının günahını yüklenmeyeceğini belirtir.
4. Hristiyanlıkta papaz ve rahiplerin günah çıkarmak ve affetmek yetkisi vardır; İslâmiyet’te ise, günahlar yalnız Allah tarafından bağışlanır.
5. Hristiyanlık’ta Hz. İsa’nın sözleri Allah kelâmı olarak telakki edilir; İslâmiyet’te ise, ilâhi emirler vahiy yoluyla, Cebrâil vasıtasıyla bildirilir.
6. Hristiyanlar’a göre İsa (a.s) çarmıha gerilmiştir. İslam’a göre ise, Allah onu kendi katına yükseltmiştir.
7. Her ne kadar bugünkü Hristiyanlar, kendi dinlerinin son din olduğunu iddia ediyorlarsa da, bu iddiânın İslâm nazarında hiç bir geçerliliği yoktur. Çünkü "Allah katında din, şüphesiz İslâmiyet’tir…" (Âli İmrân, 3/19) Ye artık "Kim İslâm’dan başka bir dine yönelirse, onunki kabul edilmeyecektir ve o, âhirette de kaybedenlerden olacaktır" (Âli İmran, 3/85).
Ahmet GÜÇ/Şamil İslam Ansiklopedisi
Soru: Hıristiyan Ne Demek Ve Hıristiyan Olmak Günah Mı ( mum hocam bilgi verir misin )
Abdullatif
< Kafirlerin bir kısmının -belki de tamamının- sorgusuz sualsiz, hesapsız kitapsız cehenneme atılacağını okumuştum. >
Bu konuya takıldım..Çünkü alimler, kafirlerin, küfürleri devam ederken yapmış oldukları iyiliklerin, müslüman olduktan sonra defterine yazılıp yazılmayacağı konusunda tartışmalıyken, kafir olarak ölen bir insanın sorgu sual, iyilik kötülük babında sorguya çekileceği kafamı karıştırdı.
@mir
"Resulüm! De ki: Size âmelce en çok ziyana uğrayanı bildireyim mi? Dünya hayatında çalışmaları boşa gitmiştir. Oysa onlar iyi yaptıklarını sanıyorlardı. İşte onlar Rabbinin âyetlerini ve O’na kavuşmayı inkâr edenlerdir. Bu yüzden âmelleri boşa gitmiştir. Kıyamet günü biz onlar için terazi kurmayız ve onlara hiç değer vermeyiz.” (Kehf: 103-104-105)
Diyanet Vakfı Meali Meali 105. Ayet Açıklaması
Kıyamet terazisinde ağır çeken iman ve salih ameldir. Kafirlerin ise hayırlı işleri bulunmadığından mizanları boş kalacak; dünyada çoğu insanın değer verdiği şeyler orada değersiz sayılacaktır.
Abdullatif
Tamam şimdi mesele halledildi, yani kafirler için mizan yok..
O zaman iletinizde belirttiğiniz "bir kısmının" ibaresi fazlalık teşkil ediyor.
@mir
Allahu Alem.
Ayette kendileri için mizan kurulmayacak olanların ahireti inkar eden kafirler olduğu ifade edilmiş.
Ehli kitap kafirler sözleri ile ahirete iman ettiğini ifade ediyorlar ama bu Allah katında makbul müdür?
Allahu Alem.
Abdullatif
İşte bu noktada tam da söylediğim şey ortaya çıkıyor..Ben belki kendimi çok iyi ifade edemiyorum, örneklendirmek en iyisi..
"Bir kul İslam`a girer ve bunda samimi olursa, daha önce yaptığı bütün hayırları Allah, lehine yazar, işlemiş olduğu bütün şerleri de affeder. Müslüman olduktan sonra yaptıkları da şu şekilde muamele görür: Yaptığı her hayır için en az on misli olmak üzere yediyüz misline kadar sevap yazılır. İşlediği her bir şer için de, -Allah affetmediği takdirde- bir günah yazılır." (nesai-iman 10)
Hadis Sahih-i Buharide şöyle geçiyor,
"Bir kul müslümân olur ve müslümânlığı da güzel olursa, Allah onun evvelce işlemiş olduğu her kötülüğünü örter. Ondan sonra sıra kısasa (yânî mükâfat ve mücâzâta) gelir. Bir hasene, ondan yedi yüz kat büyük hasene ile; bir seyyie (yânî kötülük) ise, yalnız kendi misli ile karşılanır: meğer ki Allah o seyyieyi afveder"
İmam buharinin rivayetinde geçmiş günahların affedileceği yazdığı halde, geçmişte yapılan iyiliklerden ve hayırlardan söz edilmemektedir.Merhum İbrahim Canan’ın ifadesi ile "kafirken işlenilen hayırların Allah’ yakınlık vesilesi olacağı meselesini Buhari nin başka kaideler açısından müşkülatlı bulduğu söylenmiştir."
Bu konuda, İmam-ı Nebevi, İbnu hacer, İbnul Münir gibi alimler İmam-ı Buhariden ayrılıyor..
Yani şunu söylemek istiyorum, kişi kafirlikten dönüp müslüman olduğu halde kafirken yaptığı iyilikler İmam buhariye göre ona bir fayda sağlamazken, en azından bu mesele dahi alimler arasında tartışmalıyken, kafir olarak ölen bir kişinin, (ister kitap ehli ister, topyekün inkarcı) mizanda terazide iyilik ve kötülüklerinin tartılabileceğini nasıl düşünebiliriz, eğer kafir olarak ölenin yaptığı iyilikler tartışmasız hayr sayılmıyorsa, bundan o kişilerin sorgulanmayacağı anlamı çıkmaz mı?
@mir
70 000 muminin hesapsız kitapsız cennete gireceği ile ilgili bir hadis vardı.
Zannedersem yine aynı sayıda kafirin de hesapsız kitapsız cehenneme gireceği ile ilgili de hadis vardı. Ama bunu tam hatırlıyamıyorum.
Eğer haklı isem bu diğer kafirlerin hesap ve kitaptan sonra cehenneme gireceğinin delili olur.
Şimdilik netin başından kalkacağım. İnşaalllah sonra arar bulurum.
yukardaki paragrafımın üzerinden 4 gün geçti
ben fazla arama yapamadım
bir arkadaşıma sordum
o da kafiler için mizan kurulmayacağını söyledi ama delil veremedi
Allahu Alem hepsinin birden hesapsız olarak cehenneme gidecek olmaları konusunda haklı olabilirsiniz.
Misafir
Hristiyanlık bir kere son din değildir . Şimdi saysam sabah akdar devam ettirebilirim hristiyan dinin geçerli günahlarını en doğru din İSLAM dinidir . Sakın peygamberler arasına önem sırası yapmayın HZ.MUHAMMET HZ.İSA HZ.DAVUT HZ. MUSA bunlar ALLAHU TEALA NIN seçtiği peygambelerdir ama Kuran ı Kerim de bir hadisede
Hristiyanlııktan yana olan insanları sapmış insan ve ahirette kaybeden insan oloduğunda sölynemiştir
—–
Kardeşim Allah insanı dinine gore neden sorguya ceksin Allah ayrım yapmaz bütün semavi dinleri o gönderdi benim dusuncem Allah insani dinine gore değil de kişiliğine yani iyi biri mi kötü biri mi olduguna gore hesaba çeker yani sen bu cevrendeki hristiyanlar direk cehennemlik diyen comarlari dinleme
Kayıtsız Üye
Hıristiyan bir ailenin evladida Hıristiyan olarak doğuyor onlara göre dinini yaşıyor ococugun ne günahı var yada o türüyen insanların cevabını öğrenebilirmiyim sizden
Yaralı Melle
< Hıristiyan olarak doğuyor onlara göre dinini yaşıyor ococugun ne günahı var >
İslam çağrısını duyan herkes islamı araştırmak ve inanmak zorundadır ama islamı hiç hayatı boyunca duymayan affedilir.
Şem’a
Herkes bilgisi dahilinde yaşadığından sorumludur. İslam çağrısını duyup iman etmeyen herkes sorumludur
Kayıtsız Üye
cunku hristiyanlar anne ve babanin gunahlari cocuklara gectigini ve cocugunda gunahkar olarak dogduguna kabul ediyorlar ve bu durumda vaftiz edilip gunahlarindan arinmasi için kiliseye goturuyolar
hıristiyan ne demek, hıristiyan olmak günah mı, hristiyan olmak günah mı