Kadınlar,şeytanın ağlarıdır….
sofi ezel
"Kadınlar,şeytanın ağlarıdır."hadis-i şerifi nasıl anlaşılmalıdır.
Kadınlar, şeytanın ağlarıdır. hadis-i şerifinde, gayr-i meşru sevgiye kapılan ve ebedi saadetini kaybeden erkeklerin acı âkıbetleri çok veciz bir şekilde dile getirilmiştir. Şeytanın ağı olan kadınlar, onun yolunda giden, böylece hem kendi ahiret hayatlarını tehlikeye sokan, hem de başkalarını haram yola sev eden kadınlardır.
Bir genç bir kız, yarın kiminle evleneceğini bilmeden ve zaten önünde uzun bir tahsil hayatı da varken, kimin ölüp kimin kalacağı meçhul iken, dikkatlerini çektiği ve şehvetlerini tahrik ettiği yüzlerce insandan ancak birisiyle evlenebileceğini de çok iyi bildiği halde, kendini ölçüsüzce açıp saçabiliyorsa, bu kızımız, sevginin hakikatine erememiş ve bilmeden şeytana ağ olmuştur.
Şeytan o ağ ile, nice gencin iffetini, hayasını, terbiyesini ve nihayet imanını avlar. Nicelerinin hayallerini ifsat ve iç dünyalarını harap ettikten sonra, bunlardan birisiyle alâka kuran bir genç kız, onunla nikâhlanacağı âna kadar da nice haramlar içinde yaşar.
Bu hayatın sonu nikâhla biterse, geride günah ve isyanla dolu koca bir zaman dilimi kalacaktır. Ya çoğu kere olduğu gibi, sudan bahanelerle bu evlilik gerçekleşmezse işte o zaman, âhiretteki dehşetli azap yanında dünyada da taraflar için bir ömür boyu sürecek vicdanî neticeler miras kalacaktır.
Kadını şeytan ağı olarak tarif eden hadis-i şerif, hem kadınları dikkatli olmağa çağırmakta, hem de şehvet esiri erkeklerin gerçekte kimin ağına takıldıklarını haber vermekte ve onları ikaz etmektedir. Bu hadis ile, şehvetine esir olmuş bir erkek, şeytanın ağına takılmış serseri bir balık olarak tasvir edilmektedir.
Cevap: Kadınlar,şeytanın ağlarıdır….
@mir
bu hadisin kaynağını öğrenebilir miyiz kardeş?
Yanıt: Kadınlar,şeytanın ağlarıdır….
menzil_guller
Erkekde, kadında nefis taşıyor :Allah her iki tarafada iman esaslarından ders almayı ve uygulamayı nasip etsin.
yalnız şunada dikkat edilmelidir ki,Takva sahibi ve dış örtülüleriyle Allah’a kul olan müslüman kadınlar,
elbette şeytanın tuzağı değildir,aksine şeytanın tuzağını bozan kişilerdir
"Kadınlar ,şeytanın ağlarıdır" ifadesi.hem kadınları dikkatli olmağa çağırmakta,hem de şehvet esiri erkeklerin,gerçekte kimin ağına takıldıklarını haber vermekte onları ikaz etmektedir.
bizim güzel dinimiz kötülüğe giden bütün yolları kapatmıştır.Allah’ın Rasul’ü,Mü’minlerin şeytanın tuzağına düşmemeleri için ikaz sadedinde şöyle buyurmaktadır:"Dikkat edin!..
bir erkek yabancı bir kadınla başbaşa kaldığında muhakkak üçüncüsü şeytandır…
Paylaşım için teşekkürler…
Soru: Kadınlar,şeytanın ağlarıdır….
@mir
yaklaşık 25 kadar siteye baktım
hepsi de yukardaki ile aynı yazıyı kes kopyala yapmışlar
ama bir tanesinin aklına acaba gerçekten böyle bir hadis var mı demek gelmemiş
birkaç hadis arama motoruna baktım göremedim
ama Nisa Suresi 117-Onlar (müşrikler) O’nu bırakıp yalnızca bir takım dişilerden (dişi isimli tanrılardan) istiyorlar, ancak inatçı şeytandan dilekte bulunuyorlar.
ayetinin tefsirinde Elmalılı şöyle demiş:
Evet, müşrikler Allah’ı bırakırlar da ancak "inas" (dişi)a dua ve ibadet ederler. Veya Allah’ın kudreti altındakilere kadın gibi yalvarırlar, ve böyle yapmakla inatçı şeytana dua ve ibadet etmiş olmaktan başka bir şey de yapmış olmazlar. Bunu onlara yaptıran, teşvik eden şeytandır. Onların dişiye tapmaları ya şeytana tapmanın aynı veya başlangıcı veya sonucudur. En yüksek sevgilerini bir Allah’a tahsis etmeyip de kadınlara tahsis etmiş olanlar, şeytana aldanmaktan, şeytana kul olmaktan kurtulamazlar. Nitekim "Kadınlar şeytanın ağlarıdır" denilmiştir. Şeytanlar başka yol ile aldatamadıklarını en çok kadınla aldatırlar. Bu şekilde müşriklerin putlara tapışları da şeytanın emridir. Aynı şekilde bütün hareket ve kuvvetin kaynağı olan Allah’ı bırakıp da O’nun dışındakilere kadın gibi yalvaranlar, kendilerini inatçı bir şeytana teslim etmiş olmaktan başka bir şey yapmış olmazlar.
Elmalılı < Nitekim "Kadınlar şeytanın ağlarıdır" denilmiştir. >
diyerek sanki bu sözün bir hadis olduğunu iddia etmekten imtina etmiş gibidir. Öyle bile olsa hadis olduğu iddia edilen cümledeki "kadınlar" kelimesini "inas" yani dişi putlar diye anlamış ve yorumlamıştır.
Allahu Alem.
Elmalılının kitabından bakınca bu hadise kaynak olarak Acluni’nin Keşfü’l-Hafa isimli kitabının 2.cildinin 418.sayfasını verdiğini gördüm. Ama bu hadis kitabı Acluni tarafından ümmeti uydurma hadisler hakkında uyarmak için telif edilmiş olup; o, toplayabildiği uydurma hadisleri toplayarak ümmeti bunlardan sakındırmaya çalışmıştır.
sofi ezel
@MİR ALINTI:
yaklaşık 25 kadar siteye baktım
hepsi de yukardaki ile aynı yazıyı kes kopyala yapmışlar
ama bir tanesinin aklına acaba gerçekten böyle bir hadis var mı demek gelmemiş
birkaç hadis arama motoruna baktım göremedim
kardeş bende baktım kaynak bulamadım.bunu yazan PROF.DR.ALAADDİN YAŞAR bu kalkıpta iyi araştırmadan böyle bir yazı yazmaz değilmi?
@mir
Acluninin kitabındaki ne uydurmalar bugün altındaki "uydurmadır" sözü saklanarak ümmete hadis diye yutturuluyor şaşarsınız
Mesela iki örnek vereyim:
< Cenab-ı Hakk (c.c), bu kainatı kendisini şuur sahiplerine tanıttırmak istediğinden dolayı yaratmıştır. Zira, bir Hadis-i Kudside, "Ben gizli bir hazine idim. Bilinmek istedim, mahlukatı yarattım” buyurulur. (Acluni, II, 132) İnsanların akıllarıyla Allah’ı (c.c) bulsalar da sıfatlarında ciddi yanılgıya düşecekleri muhakkaktır. Bu nedenle, insanların Cenab-ı Hak (c.c.) hakkında doğru ve istikametli bilgiler edinmeleri için, peygamberlere (a.s) ihtiyaç vardır. dr.burhan sabaz >
el-cevap
< "Ben bilinmeyen(gizli) bir hazine idim. Bilineyim istedim. Böylece halkı, insanları yarattım, kendimi onlara tanıttım, onlar da beni tanıdılar."
Suyutî Dürer adlı eserinde, bu kudsî hadis için, "aslı yoktur" demektedir.
İbn Teymiyye de, "Bu ifade ne Allah’ın ve ne de Rasulünün sözüdür. Bunun sahih olsun, zayıf olsun bir isnadı da bilinmemektedir."
Zerkeşî ve Hafız İbn Hacer de Elleali adlı eserde, Süyutî ve başka hadis bilginleri de; "Bu, Peygamber(sas)in sözü değildir. Bunun ne sahih ne de zayıf herhangi bir senedi bilinemiyor."
Farklı lafızlarla rivayet olunan bu hadis hakkında Aclûnî de Keşf adlı eserinde yukarıdaki değerlendirmede bulunup, "hadisin mevzu olduğunda ittifak bulunmaktadır." demiştir.Acluni, ümmeti uyarmak için kendi zamanında ortalıkta hadis adı altında dolaşan ne kadar zırva varsa kitabına toplamış ve "ey ümmeti Muhammed bunlar uydurmadır bunlara itibar etmeyin" demiş ama mübarekteki şansa bakın ki onun kitabı asrımızın uydurmacılarının temel eseri haline gelmiş.mübareğin kitabından hadisi alıyorlar ama altındaki "ittifakla uydurmadır,senedi yoktur" vs ibareleri "amaaaann nasıl olsa kitaplarımızı okuyacak olanlar neyin ne olduğunu anlamaktan aciz zavallılar.salla gitsin" mantığı içinde görmezden geliyorlar.bi de adlarının önünde dr prof ibareleri var.vah zavallı ümmet vah. >
Dr. ünvanlı zatın Acluninin kitabından bir kısmı alıp, bir başka kısmı yani hadisin uydurma olduğunu nasıl es geçtiğini gördünüz mü?
2.örnek
< "Sen olmasaydın, sen olmasaydın eflâkı yaratmazdım” (Keşfül Hafâ, c.1, s.45) buyruluyor. >
el-cevap
< 3- Sen Olmasaydın (Sen Olmasaydın) Alemleri Yaratmazdım
Hadis Ulemasından;
İmamı Abdul Fettah Ebu Gudde,Acluni,Aliyyul kari,Hac Ahmet,Kavukcu,Sagani ve Şevkani bu sözün hadis olmadığını söylerler.
Bu sözün iki rivayeti vardır.Birinde levlake lafzı iki kere kullanılmıştır.İkisi de uydurmadır. Fevaid-Şevkani-sy.326-hd.no(18) Keşfül hafa-Acluni-c.2-sy.214-hd.no(2124) Lülü-Kavukcu-sy.154hd.no(452) Masnu-Aliyyul kari-sy.150-hd.no(255) Mevzuat-Aliyyul kari-sy.295-296-hd.no(385) Münteka-Hac Ahmet-sy.609-hd no(914) Risaletül Mevdua-Sagani-sy.7
BAŞKA BİR KAYNAKTAN DAHA AÇIKLAYICI BİR NOT
"Sen olmasaydın, olmasaydın sen; bu âlemi kesinlikle yaratmazdım ben!" (Levlâke levâk lema halâktü’l-eflâk)
Mistik peygamber tasavvuru, hemen tüm versiyonlarıyla "hadis-i kutsi" diye nakledilen bu haber üzerine oturtulmuştur. Oysaki bu sözün, Peygamberimizle uzak yakın hiçbir alakası yoktur. Mistik bir kaynağı açtığınızda "hadis-i kutsi" olarak nakledilen bu söze hicrî 12. yüzyılda (18. miladi asır) yaşamış Acluni’nin (öl. 1162 h.) Keşfû’l-Hafa adlı kitabının referans verildiğini görebilirsiniz. Keşfu’l-Hafa’yı açıp bakarsanız "San’ani ‘Uydurmadır’ dedi" notunu görürsünüz. Anlarsınız ki, bu söz, Peygamber’den hem de asırlarca sonra uydurulmuş ve hadis-i kutsi denilerek hem Allah hem de Peygamberimiz adına yalan söylenmiştir. M. İslamoğlu. >
Yine Acluniden hadis diye yutturulan ama Acluni’nin bile uydurma dediği bir sözle karşı karşıya kalınmış ve hadis alimleri ile M.İslamoğlu bu düzenbazlığı ortaya çıkarmış.
< bunu yazan PROF.DR.ALAADDİN YAŞAR bu kalkıpta iyi araştırmadan böyle bir yazı yazmaz değilmi? >
söz konusu profu tanımam ama makalesinin konusu olan "cümlenin" kaynağını, bu kaynağın sıhhatini ve önceki alimlerin bu "cümle" hakındaki yorumlarını yazmadan doğrudan doğruya o cümleyi "hadis" ilan etmesi yanlış olmuş.
< Konuşma ve münazara usûlü kitaplarının başında şu kaide geçer:
"Naklediyorsan sıhhatini ispat etmen, iddia ediyorsan delilini zikretmen gerekir." >
< kardeş bende baktım kaynak bulamadım >
acaba bulamamamızın sebebi bu "cümlenin" 18. yy. yaşamış Acluni’den önceki hiçbir hadis alimi tarafından bilinmiyor olması olmasın? 🙂
sofi ezel
@mir kardeş
yazdıkların bana pek inandırıcı gelmedi hadi diyelim ki bir iki prof veya hoca bu uydurmaların farkına varamadı hepsimi bu yanlışa düştü senin verdiğin örnek hadisi kutsileri birçok hocalardan dinledim bazısı prof değil ama değerli hocalardır.sana bazı örneklerden bahsederdim ama şu an vaktim yok.yanlış hatırlamıyorsam örnek olarak verdiğin hadisi kutsiler risaleyi nurlarda da geçiyor.
kardeş maşAllah sen iyi araştırma yapıyorsun bundan sonra duyduğumuz hadisleri sana sorabilirmiyiz?:)
@mir
hadisleri ilk üç asırda tamamen kayıt altına alınmışlarıdr
üçüncü asırda ise Buhari Müslim vs gibi alimler hadisleri konularına göre tasnif eden eserler yazmışlardır
sizin yukarda verdiğiniz ve benim de bahsetiğim diğer hadisleri ilk üç asırda yazılmış herhangi bir sahih hadis kitabından delillendirirseniz ben de hemen iman ederim
< bundan sonra duyduğumuz hadisleri sana sorabilirmiyiz?🙂 >
foruma konu olarak açabilirsiniz
ben değilsem bile başka arkadaşlar cevap verirler
ben de elimden gelen yardımı yapmaya çalışırım
sofi ezel
@mir ALINTI:
hadisleri ilk üç asırda tamamen kayıt altına alınmışlarıdr
üçüncü asırda ise Buhari Müslim vs gibi alimler hadisleri konularına göre tasnif eden eserler yazmışlardır
sizin yukarda verdiğiniz ve benim de bahsetiğim diğer hadisleri ilk üç asırda yazılmış.
Kardeş bu bilgilerin kaynağı söylermisin
@mir
okuduğum hadis tarihi kitaplarında
hadis tarihi üç döneme ayrılır
kitabet, tedvin ve tasnif
kitabet hadis yazmak demektir ki ashabtan on kadar kişi sayarlar hadis yazan
tedvin döneminde ise hadisler derlenmeye başlanmış
sonraki dönemde ise tasnif edilmiştir.
tasnif döneminde çeşitli usüller takib edilmiş
mesela önceleri bir sahabiden gelen tüm hadisler
konularına bakılmadan alt alta yazılmış
Buhari ve Müslim gibi alimler ise hadisleri konu konu yazmışlar
@mir
"kadınlar şeytanın ağlarıdır." şeklindeki hadisi dün müsned-i şihab adlı hadis eserinde okudum.
ne yazık ki kitabı terceme edenler içindeki hadislerin bırakın senedini hükmünü yazma gereği bile duymamışlar.
Mesela başka kaynaklarda uydurma olduğu belirtilen "güzele bakmak gözü cilalandırır." şeklindeki hadis de müsned-i şihab’da yer almakta olup bu da eserin güvenilirliğine bir gölge daha düşürmektedir.
Neyse söz konusu hadisi en sonunda Rağıb el-İsfehani’nin Müfredat isimli sözlüğünde h-b-l maddesinde gördüm.
orada hadisin senedi olarak "Ebu Nuaym, Abdullah b. Mes’ud’dan, Ed-Deylemi de Abdullah b. Amir ve Ukbe b. Amir’den tahriç etmiştir. İbnu’l-Feres der ki: hadis hasendir." ifadeleri zikredilmektedir.
Bu durumda söz konusu cümle şimdilik hasen bir hadis olup Amenna ve Saddakna. Ama Ebu Nuaym ve Ed-Deylemi’nin eserlerini bulursam onlara da bakacağım İnşaAllah. 🙂
Kadınlar şeytanın ağlarıdır, şeytan kadın ağıdır, Kadin seytanin aglaridir