Maide Suresini okumanın sevabı fazileti (Maide suresi ile ilgili hadisler)

Maide Suresini okumanın sevabı fazileti (Maide suresi ile ilgili hadisler)

mumsema
MAİDE SURESİ
6917– İbn Amr bin el-Âs radiyAllahu anh’-dan:
"Peygamber sallAllahu aleyhi ve sellem, devesinin üstündeyken, kendisine Mâide sûresi nazil oldu. Deve onu taşıyamaz oldu ve bunun üzerine hemen o deveden indi."
[Ahmed.j
6918– Târik bin Şihâb radiyAllahu anh’dan: Yahudilerden bir adam Ömer’e gelip dedi ki: "Kitabınızda okuduğunuz bir âyet vardır ki, eğer o, biz yahudi topluluğuna inseydi o günü biz bayram edinirdik."
"Hangi âyettir o?"
"işte ben bugün sizin için dininizi ikmal ettim, üzerinizdeki nimeti de tamamladım. Sizin için din olarak İslâm’ı seçip hoşnut oldum" mealindeki âyettir." (Mâide, 3)
Ömer dedi ki: "Ben onun indiği günü ve indiği yeri biliyorum. O âyet, Peygamber sallAllahu aleyhi ve sellem’e Arafat’ta, cuma günü nazil oldu." [Buharı, Müslim, Nesâî ve Tirmizî.]
6919– Onun (Tirmizî’nin) İbn Abbâs’tan rivayeti:
Ona bir yahudi dedi ki: "Eğer bu âyet bize inseydi o günü biz bayram yapardık." Bunun üzerine İbn Abbâs dedi ki: "O zaten iki bayramda inmiştir: Cuma ve Arefe günü."
6920– İbn Abbâs radiyAllahu anh’dan: "Allah ve Resulüne karşı savaş açanların cezası…" "Çok merhamet sahibidir"^ kadar mealindeki âyet (Mâide, 33-34), müşrikler hakkında nazil olmuştur. Buna göre müminlerden sözkonusu suçlan işledikten sonra yakalanmadan önce tevbe etmesi, ona suçuna karşılık ceza verilmesine engel olmaz. [Ebû Dâvud ve Nesâî]
6921– el-Berâ radiyAllahu anh’dan: "Peygamber sallAllahu aleyhi ve sellem’in
yanından yüzü kömürle karartılmış ve dayak atılmış bir yahudi geçirdiler. Peygamber sallAllahu aleyhi ve sellem onları çağırıp sordu:
‘Siz kitabınızda zina cezasının bu şekilde olduğunu mu okumaktasınız?’
‘Evet’dediler."
Şer’î cezalar bahsinde geçen hadisin benzeri rivayet edildi.
Ayrıca burada şöyle geçer: "Bunun üzerine emretti, recm edildi. Ondan sonra şu ayet nazil oldu: ‘Ey Peygamber! Küfre koşanlar seni üzmesin!..’ ‘Size bir (fetva) verilirse alın’a. kadar. (Mâide, 41)
(Yahudiler) diyordu ki: "Muhammed’e gidin! Eğer size ceza olarak yüzü kömüre boyamayı ve dayağı emrederse, alın; recmi emrederse kaçının!" Bunun üzerine şu âyet nazil oldu:
"Kim Allah’ın indirdiğiyle hükmetmezse, onlar zalimlerin ta kendileridir," (Mâide, 45)
"Kim Allah’ın indirdiğiyle hükmetmezse, onlarfasıkların ta kendileridir." (Mâide, 47) Bunların hepsi kâfirler hakkında nazil olmuştur. |Ebû Dâvud ve Müslim]
6922– İbn Abbâs radiyAllahu anh’dan:
"(Yahudilerden) Kurayza ve Nadîr kabileleri vardı. Nadîr Kurayza’dan daha şerefli idi. Kureyza’dan bir adam Nadîr’den bir adamı öldürdüğü zaman, karşılığında öldürülürdü. Nadîr’den bir adam Kurayza’dan bir adamı öldürdüğü zaman, karşılığında öldürülmez, yerine yüz vaşak hurma diyet olarak verilirdi.
Peygamber sallAllahu aleyhi ve sellem, peygamber olarak gönderildiği zaman, Nadîr’den bir adam Kurayza’dan bir adamıöldür-dü. Bunun üzerine Kureyzaoğullan: ‘Onu bize verin de kısasen öldürelim.’ dediler. Nadiroğul-ları ise: ‘Sizinle bizim aramızda Peygamber sallAllahu aleyhi ve sellem hakem olsun!’ diye teklif ettiler ve Resûlullah’ın yanına vardılar.
Bunun üzerine: ‘Hükmettiğin zaman aralarında adaletle hükmet…’ mealindeki âyet (Mâide, 43) nazil oldu. Buradaki adaletten murad kısasın cana can olarak uygulanmasıdır. Ondan sonra şu âyet nazil oldu: ‘Cahiliye devri hükmünü mü istiyorlar?'(Mâide, 50)
[Nesâî ve Ebû Dâvud.)
6923– Onun diğer rivayeti:
O: ‘Şayet sana gelirlerse, aralarında hükmet ya da onlardan yüz çevir!’ mealindeki âyet (Maîde, 42) "Allah’ın sana indirdiğiyle (Kur’ân)la hükmet!" ayetiyle neshedilmiştir. dedi.
6924– Diğer rivayet:
"Şayet sana gelirlerse aralarında hükmet…" "Allah adaletle hükmedenleri sever"e kadar âyeti. (Mâide, 42)
Nadîr oğulları Kurayza’dan birini öldürdüklerinde diyetin yansını verirlerdi. Kurayza öldürdüğü zaman diyetin tamamını verirdi. Peygamber sallAllahu aleyhi ve sellem bunların karşılıklı olarak aralarını eşit kıldı.
6925– Câbir radiyAllahu anh’dan: Peygamber sallAllahu aleyhi ve sellem’e "Allah bir kavim getirecektir ki o, onları sevecek, onlar da onu" mealindeki âyet (Mâide, 54) hakkında sordular. "Onlar Yemen’ illerdir, sonra Kinde’den bir kavimdir, sonra Sükûn’dan bir kavimdir. Sonra Tüceyb’den bir kavimdir" buyurdu.
[Taberânî. Mu’cemu’I-Evsat’ta.]
6926– Ammâr bin Yâsir radiyAllahu anh’dan: "Ali, kıldığı bir nafile namazda rükûdayken, bir dilenci gelip yanında durdu. Yüzüğünü çıkartıp dilenciye verdi. Sonra Ali, Peygamber sallAllahu aleyhi ve sellem’e gelip bu durumu bildirdi. Bunun üzerine Allah şu âyeti indirdi: ‘Sizin veliniz ancak, Allah ve Resulü’dür. Bir de iman edip namaz kılanlar, rükû halindeyken zekât verenlerdir.’ (Mâide, 55) ‘Ben kimin mevlâsı isem Ali de onun mevlâsı-dır. Allahım! Onu dost edineni sen de dost edin! Ona dü§man olana sen de düşman ol!’ [Taberânî, Mu’ cemu’l-Evsat’ta hafi bir senedle.]
6927– İbn Abbâs radiyAllahu anh’dan: "Yahudilerden bir adam: ‘Rab cimridir,
infak etmez.’ dedi. Bunun üzerine: ‘Yahudiler dediler ki: ‘Allah’ın eli bağlıdır (sıkıdır),’ (Asıl) kendi elleri bağlıdır. Söyledikleri şey sebebiyle lanetlenmişlerdir. Bilakis Allah’ın iki eli de açıktır. Dilediği gibi infak eder’ mealindeki âyet (Mâide, 64) nazil oldu." [Taberânî, Mu’cemu’l-Kebîr’de.]
6928– Âİşe radiyAllahu anhâ’dan:
‘Allah seni insanlardan forar’meâlindeki âyet (Mâide, 57) ininceye kadar Resûlullah’ı gece nöbetçiler beklerdi. Bu ayet nazil olunca başını çadırdan çıkartıp şöyle seslendi: ‘Ey insanlar, haydi gidin! Artık beni Allah koruyor.’
[Tirmizî]
6929– İbn Abbâs radiyAllahu anh’dan: Bir adam: "Ey Allah’ın Resulü! El yediğim zaman, kadınlara karşı ilgim artıyor, şehvete kapılıyorum, bu yüzden kendime eti yasak ettim. "dedi.
Bunun üzerine Allah şu âyeti inzal buyurdu: "Ey iman edenler! Allah’ın size helâl kıldığı güzel şeyleri haram etmeyin…" "Helâl olarak" a kadar. (Mâide, 87-88)
[İkisi deTirmizî’nindir.]
6930– İbn Mes’ûd radiyAllahu anh’dan: "İman edip güzel güzel ameller işleyenlerin üzerine, daha önceleri tatmış olduklarından dolayı bir sorumluluk yoktur" âyeti (Mâide, 93) nazil olduğu zaman Peygamber sal-lAllahu aleyhi ve sellem şöyle dedi: "Bana senin de onlardan olduğun söylendi." |Müslim]
Tirmizî’nin lafzı:
Peygamber sallAllahu aleyhi ve sellem bana: "Sen de onlardansın."dedi.
6931– İbn Abbâs radiyAllahu anh’dan: Dedi ki: "Ey Allah’ın Resulü! Henüz İçki yasağı gelmeden, içki içerken ölenler hakkında ne dersin?" Bunun üzerine: "İman edip güzel güzel amel ve harekette bulunanlar, daha önce tatmış olduklarından dolayı herhangi bir günah yoktur." ayeti nazil öldü. (Mâide, 93) |Tirmizî.|
6932– Ömer radiyAllahu anh’dan:
Dedi kî: "Allahım! İçki hakkında bize tatminkâr ve doyurucu bir açıklama yap!" Bunun üzerine Bakara süresindeki: "Sana içki ve kumardan soruyorlar. De ki: İkisinde hem büyük günah hem de insanlar için yararlar vardır" mealindeki âyet (âyet 219) nazil oldu. Ömer çağırıldı ve bu âyet kendisine okundu. Sonra yine şöyle dedi: "Allahım! İçki hakkında bize tam bir açıklama yap!" Bunun üzerine Nisa süresindeki: "Siz sarhoşken namaza yaklaşmayın!" âyeti (âyet 43) indi.
Çağırıldı, bu da ona okundu. Yine dedi ki: "Allahım! Bize içki hakkında tatminkâr bir açıklama yap!" Bunun üzerine Mâide süresindeki: "Şeytan içki ve kumarla ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak ister. Hâlâ vazgeçmi-yecek misiniz?" âyeti (Mâide, 90-1) nazil oldu.
Çağırıldı ve bu âyet kendisine okundu. Ondan sonra şöyle dedi: "Vazgeçtik artık, vazgeçtik." [Sünen ashabı.]
Ebû Dâvud, "Siz sarhoşken" kavlinden sonra şunu ilave etti:
Peygamber sallAllahu aleyhi ve sellem’in münadisi namaza kamet getirildiği zaman şöyle seslenirdi: "Dikkat edin; namaza sarhoş olan asla yanaşmasın!"
6933– Enes radiyAllahu anh’dan:
"Peygamber sallAllahu aleyhi ve sellem güneş gök yüzünden kayıp öğle vakti girdiği zaman çıkıp öğle namazını kıldırdı ve minbere çıkıp kıyameti ve içindeki dehşetli olayları anlattı. Sonra şöyle dedi: ‘Kim bana bir şey sormak isterse sorsun. Ben burada durdukça bana sorduğunuz tüm sorularınızı cevaplandıracağım.’ Cemaat hıçkıra hiçkıra ağladı. O da devamlı olarak ‘Bana sorun!’ buyuru yordu.
Bunun üzerine Abdullah bin Huzâfe es-Seh-mî kalkıp: ‘Benim babam kimdir?’diye sordu.
‘Senin baban Huzâfe’dir’dedi.
Sonra ‘Bana sorun, sorun!’ dedi. Ömer dizleri üzerine çöküp şöyle dedi:
‘Rab olarak Allah’ı, din olarak İslâm’ı,
peygamber olarak da Muhammed’i kabul edip hoşnut olduk.’
Ondan sonra sükût buyurdu, sonra şöyle dedi: ‘Az önce şu duvarın karşısında bana cennet ve cehennem sunuldu. Bugünkü kadar hayır ve şerrin indiğini görmedim.’
İbn Şihâb der ki; Bana Ubeydullah bin Abdillah bin Utbe bildirdi:
Abdullah bin Huzâfe’nin annesi daha sonra Abdullah’a dedi ki: ‘Senden daha hayırsız birini görmedim. Annene güvenmeyip, cahili-yet ehlinin irtikâp ettikleri bazı şeyleri annenin de irtikâp ettiğini sanıp, onu insanların gözü önünde rezil ediyorsun.’Bunun üzerine Abdullah bin Huzâfe dedi ki: ‘Şayet Resûlul-lah beni, siyah bir köleye nisbet etseydi, onu baba kabul ederdim.’ [Buhârî ile Müslim.]
6934– Tirmizî’nin rivayeti:
Bir adam dedi ki: "Ey Allah’ın Resulü! Benim babam kimdir?" "Senin baban fu’lan-dır" buyurdu. Bunun üzerine: "Ey iman edenler! Size açıklandığında hoşunuza gitmeyecek şeyleri sormayın!" mealindeki âyet (Mâide, 101) nazil oldu.
6935– Buhârî, İbn Abbâs radiyaliahu anh’dan: "Bir grup, Peygamber sallAllahu aleyhi ve
sellem ile alay ederek: ‘Benim babam kimdir?’ Adamın devesi kaybolurdu ve: ‘Benim devem nerdedir?’ diye sorardı. Bunun üzerine Allah: ‘Ey iman edenler, bir takım şeyleri sormayın; size açıklanırsa hoşunuza gitmez’ mealindeki âyet (Mâide, 101) indi."
6936– (Saîd) İbni’l-Müseyyeb radiyAllahu anh’dan, dedi ki:
"Bahîra: câhiliye araplannca sütü sağıl-mayıp putlara bağışlanmak üzere saklanan devedir. Sâibe: Üzerine hiçbir yük yüklenme-yip ilahlar için salıverilen devedir."
Ebû Hureyre dedi ki: "Peygamber sallAllahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
‘Amr bin Âmir el-Huzâıyİ ateşte bağırsaklarım sürürken gördüm. O putlara adak olması için develerini salıveren ilk adamdır.’
"Vasile: İlk ve İkinci doğurduğu yavrusu dişi olup, iki doğum arasında erkek doğumu olmayan devedir. Bunlar da putlar için salıverilip, hiçbir suretle kendilerinden yararlanılmazdı.
Hâm, devenin boğasıdır. Birkaç deveyi döller, sonra bu dölleme işi bittikten sonra artık onu putlara bırakırlar ve sırtına yük vur-mayıp buna ‘/lâm’ismini verirler."
6937– Diğer rivayet:
"Amr bin Luhay bin Kam’a bin Handef’in —ki o, Benû Kâ’b’ın kardeşidir— cehennemde bağırsaklarını sürürken gördüm".
Diğer rivayette: "Ebû Huzâa" kaydı da yer almaktadır. [Buhârî ve Müslim.]
6938– İbn Abbâs radiyAllahu anh’dan:
"S ehmoğull arından bir adam, Temîm ed-Darî ve Adiyy bin Beddâ ile beraber yola çıktı. Sehmî olan adam, hiç müslüman bulunmayan bir yerde öldü. Temîm ile Adiyy terekesini getirdiklerinde, altın ve gümüş işlemeli bir bardak kayıptı. Allah Resulü sallAllahu aleyhi ve sellem o ikisine yemin ettirdi. Sonra bu bardak Mekke’de bulundu. Dediler ki:
‘Biz onu Temîm ile Adiyy bin Beddâ’dan satın aldık.’ Sehmî’nin yakınlarından iki adam kalkıp: ‘Bizim şahitliğimiz onların şahitliğin-den daha doğrudur’ diye yemin ettiler. Bardağın arkadaşlarının olduğunu söylediler. İbn Abbâs dedi ki: Şu âyet işte onların hakkında inmiştir: ‘Ey iman edenler! Aranızdaki şehadet…’ (Mâide 106-8) [Buhârî, Ebû Dâvud ve Tırmizi]
6939-İbn Abbâs radiyAllahu anh’dan: Temîm (ed-Dârî) dedi ki: "Ben ve Adiyy bin Beddâ’dan başka herkes bu âyetin hükmünden uzaktırlar. İslamdan önce (o ikisi), Şam’a gidip gelen iki hıristiyaıi idiler. Sehmo-ğullarının bir azatlısı, beraberinde bir gümüş bardağı olduğu halde bunların yanına geldi. Adam ona çok değer veriyor ve krala satmak istiyordu. En büyük ticareti o idi. Adam hastalandı şayet ölürse, bıraktıklarını ailesine götürüp teslim etmelerini vasiyyet etti.
{Temîm dedi ki:) Ölünce, bardağı alıp bin dirheme sattık. Sonra parayı ben ve Adiyy aramızda bölüştük. Ailesine varıp diğer eşyalarını verince, bardağı, eşya içinde göremediler, ve sordular: ‘Hani bardak nerede?’ ‘Geride şu getirdiklerimizden başka bir şey bırakmadı’ dedik. Sonra ben müslüman olduğumda içim
rahat etmedi, vicdan azabı duydum, gelip ailesine hakikati bildirdim. Onlara beşyüz dirhem yerdim ve arkadaşımda da onun aynısının bulunduğunu haber verdim. Onu alıp Peygamber sallAllahu aleyhi ve sellem’e getirdiler. Peygamber sallAllahu aleyhi ve sellem onlardan delil istedi. Delil bulamadılar. Onlara dinlerinde mukaddes sayılan en büyük şey üzerine yemin etmelerini teklif etti. Adam yemin etti. Bunun üzerine Allah şu âyeti inzal buyurdu: ‘Ey iman edenler! Aranızdaki şehadet…’ ‘Yeminlerinden sonra’ya. kadar. (Mâide, 108)
Hemen Amr bin el-As ve başka bir adam kalkıp yemin ettiler. Bunun üzerine Adiyy’den beşyüz dirhem alındı."
Tirmizî dedi ki: "Bunun isnadı sahih değildir."
6940– Ammâr bin Yasîr radiyAllahu anh’dan: (Allah Resulü sallAllahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Gökten ekmek ve et ihtiva eden bir sofra
(Kur’ân’da zikri geçen mâide) indirildi. Hıyaneî etmemeleri ve (yiyecekten) yarına saklamamaları emredildi. (Buna rağmen) Hıyanet edip, ertesi güne sakladılar. Bunun üzerine ceza olarak onlar maymun ve domuzlar kılığına sokuldular." [Tirmizî]


Cevap: Maide Suresini okumanın sevabı fazileti (Maide süresi ile ilgili hadisler)

Abide
Maide Suresini okumanın sevabı fazileti (Maide süresi ile ilgili hadisler)


maide suresi fazileti, maide suresinin fazileti, maide suresinin faziletleri

Yorum yapın

1melek.com petinya.net Kompozisyon/ !function(){"use strict";if("querySelector"in document&&"addEventListener"in window){var e=document.body;e.addEventListener("mousedown",function(){e.classList.add("using-mouse")}),e.addEventListener("keydown",function(){e.classList.remove("using-mouse")})}}();