Rüyada Dövmek görmek (İmam Nablusi)

Rüyada Dövmek görmek (İmam Nablusi)

Ensar2
DÖVMEK

Rüyada elleri ve ayakları bağlanmayarak kamçı ile dövüldüğünü görmek, kan çıksın veya çıkmasın değişmez, haram mal elde edeceğine işaretdir.

Mağribi’ye göre: Rüyasında birini kendisini dövdüğünü, fakat dövenin kim olduğunu ve neden dövdüğünü bilmediğini gören, hayırlı mala sahip olur. Yeni elbise giyinir. Dövülmekten korktuğunu gören, korktuğundan emin olur.

Bir ölünün kendisinin dövdüğünü gören, çıktığı bir yolculuktan fayda görür, yahut kaybettiği bir şeyini yeniden ele geçirir. Bir ölüyü dövdüğünü görmek, rüya sahibinin dini kuvvetine, borçları varsa yerine getirmeye delalet eder.

Rüyada dövmek, dövülen için hayra delalet eder. Ancak ağaç ile vurmak hayırlı değildir. Rüyada bir erkeğin sopa ile kendi başına vurması devlet reisinden memnun olmadığına delalet eder.

Bazı yorumculara göre; rüyada dövmek beddua ile tabir olunur. Bir kimseyi dövdüğünü gören, ona beddua eder. Elleri bağlı olan bir kimseyi dövdüğünü gören, ona kötü sözler söyler, fakat sonradan söylediğine pişman olur.

Kirmani’ye göre; kırbaçla vurulduğunu ve üzerinde dayak izi görülen kimse, eğer elleri bağlı ise, ona bir kimse sözle bir zarar verir ve ondan tiksindiği bir söz işitir. Kırbaçsız, elle dövüldüğünü ve üzerinde dövme izi kaldığını gören, hayra erişir. Eğer üzerinde dövülme eseri kalmamış ise, sadece bir söz işitir. Dövüldüğü halde neden dövüldüğünü bilmemesi, elleri bağlı değilse, hayır; bağlı ise hayırsızlığa yorumlanır.


Cevap: Rüyada Dövmek görmek (İmam Nablusi)

İLGİN
Rüyada dövüldüğünü görmek doğru bildiğiniz yoldan şaşacağınıza ve harama el uzatacağınızı ve bunları yaparken sıkıntılarınızın ve geçim zorluklarından dolayı yapmanız ve bunun günah olduğunu bildiğiniz halde yapmaya devam etmenize işaret eder.


Yorum: Rüyada Dövmek görmek (İmam Nablusi)

BlackPearlXV
Selamın Aleyküm… Rüyamda; İki adam vardı. Gerçek hayatta tanımadığım insanlardı ve ikiside dilenciyi benziyordu. Kavga ediyorlardı ve kavganın içinde bende vardım. Ellerimizde sopaya benzer bir şey vardı. Ben sadece iki dilenciden birisinin yanındaydım. Ve diğer dilenciyi dövüyorduk. Sopalarla ve yumruklarla. Adam kaçmaya başladı ama yakaladık ve tekrar dövmeye başladık " neden kaçıyorsun? " Diye dayak atmaya devam ettik. Adamlar yaklaşık olarak 50-60 arasında uzun kirli sakallı adamlardı. Balıkçı şapkası vardı kafalarında ve ikiside birbirine benziyordu.
( Bu rüya ne anlama geliyor, açıklarsanız sevinirim. Şimdiden teşekkürler… )


Yorum: Rüyada Dövmek görmek (İmam Nablusi)

arifselim
Aleykum selam. Bu şekilde görülen bir rüya genellikle şu şekilde yorumlanır, kendisini tanımadığı bir kimseden fayda görecek ya da kendisi gerçekte tanımadığı bir kişiye hayır getirecek bir şeyi yapacağına tabir edilir. Herşeyi hakkıyla bilen sadece Allah’tır.


BlackPearlXV
Selamın Aleyküm… İlk Rüyamda; Bir adam var yaklaşık olarak 25-30’lu yaşlarda ve yaralanıyor. Etrafında ise ona sinir olmuş, onu dövmüş yaklaşık 15-20 kişi var. Sonra adamı hastaneye kaldırmak için ambulans geliyor, görevliler iniyor, adamı sedyeye koyuyorlar ama adamı ambulansa bindirmiyorlar etrafındaki düşmanları ve sonra bir otobüs geliyor. Görevliler otobüs şoförüyle konuşuyorlar ve anlaşıyorlar. Sonra otobüsü ambulansın önüne park ediyor adamı rahat bir şekilde ambulansa bindirsinler diye ve şoför camları, kapıları kapadığı hâlde etrafındaki 20 kişi birden otobüse çullanıyor ve otobüsün ön camını kırarak otobüse giriyorlar ve şoförü çok kötü bir şekilde ağzından burnundan kan gelecek şekilde dövüyorlar, üstündekileri çıkartıyorlar şoförün. Şoför sadece atlet, iç çamaşırı, çorapları ve ayakkabılarıyla ortada kalıyor. Şoförü otobüsten dışarı atıyorlar. Sonra şoför ayağa kalkıyor ve bir adama vuruyor ama sonra çok yaralandığı için geri çekilmek zorunda kalıyor bu arada o arada yol kenarına bir tır geliyor ve otobüs şoförü o tıra doğru gidiyor ve tam o sırada ben olayları izlerken birden bire o şoför yerine geçiyorum ama geçtiğim hâlde hiç acı hissetmiyorum üstümde yaralar olduğu hâlde ve tıra biniyorum. O sırada benim tıra bindiğimi gören holiganlar ( 15-20 kişi toplu hâlde adama dalan kişiler ) beni tıra binerken görüyor ama iş işten geçiyor ve tıra biniyorum, kapıları kapatıyorum, çalıştırıyorum ve tır geri viteste ve şimdiden holiganın teki kapıyı açmaya çalışıyor bile. Sonra tırı hafif geri getirdikten sonra hemen vitesi ‘A’ ya alıyorum. ( Bu tırda vitesler A,B,C… şeklinde ilerliyor ) Gaza basıyorum, önüme geçiyorlar ama gaza basmam sâyemde önümden çekiliyorlar. Sonra yanımda oturan bir adam var baştan beri. Adam’a soruyorum "Nereye gidiyoruz?" diye. Adam ise "Almanya’ya" diyor. Ben tekrar diyorum adama "Kaç kilometre kaldı Almanya’ya?" diye ve sonra o da bana çok absürt bir cevap veriyor "12 derece" diye. Neyse yol falan muhteşem yani her yer pırıl pırıl ağaçlar, yanımızdaki orman falan. Sonra o adam Almanya’ya dedikten hemen sonra yaklaşık 25-50 metre arası mesafede karşıdan karşıya geçmeye çalışan küçük ama o kadarda küçük olmayan bir kedi geçmeye çalışıyor. Onu ezmemek için manevra yapıyorum. Üstünden geçiyorum ama ezdim mi? yoksa ezmedim mi? diye düşünüyorum ama sonra ezmediğimi düşünüyorum çünkü neredeyse tam tırın rutları ( tekerlekleri birleştiren demir çubuk ( adını yanlış bilmiyorsam ) ) arasından üstünden geçirdiğimi düşünüyorum ve yola devam ediyorum. Sonra yol ormanlık bir alana çıkıyor ve bende içimden "Almanya’ya böyle mi gidiliyor?" diyorum. Sonra az önce de dediğim gibi her yer ama her yer pırıl pırıl.Ormanlık alanlar, ağaçlar, bitkiler, dereler hatta bataklık bile ayrı güzel. Ve sonra önümüze iki tahtadan asma köprü çıkıyor ama bu köprüler kısa, yaklaşık 5-10 metre gibi. Sonra tırla o köprülerden geçtikten sonra iki ayı görüyoruz ama ayılar otluyorlar ve sonra biraz daha ilerledikten sonra altımızdaki tır bisikletlere dönüşüyor, bisikletlerde sağlam, vitesleri falan her şeyi sorunsuz çalışıyor. Yanımdaki adam ise benim sınıf arkadaşıma dönüşüyor. ( Fakat gerçek hayatta o kadar konuşkan değilim ama onunla iyi anlaşıyorum ) Sonra benim bisikletin vitesi 6’da takılı kalmış ve bende o rüyada bisikletin viteslerini şaşırıyorum ve ayılar yüzüne de korkuyorum. Vites 7’ye atıyorum ve sonra hemen vites 2’ye geçiriyorum. Gittiğimiz yol biraz yokuş ve yokuşu onunla beraber bisikletlerle birlikte tırmandıktan sonra her gittiğimiz an artık bataklık olmaya başlıyor ve bir zamandan sonra bisikletleri bir kenara atıyoruz ve yürüyerek devam ediyoruz, bataklık içine çekmiyor ve bataklıkların aralarında nilüferlerle çevrilmiş küçük su birikintileri var. Sonra biz bataklıkları geçtikten sonra bataklık yerini artık suya bırakıyor ama su ve bataklığın birleştiği bir yer var ve o yer sığ. Neredeyse ayak bileklerime geliyor. Sonra biz bir ara suya girmeden önce ayının teki orada otluyor ve ona bakıyorum ve sonra ayı beni görüyor. Ben ona, o bana bakıyor. Sonra beni anlıyor ve koşmaya başlıyor bende suya giriyorum arkadaşla birlikte o arada. Bir zamandan sonra yüzmeye başlıyoruz derinlik yüzüne. Önümüzde bir yapı var fildişi renginde. Oraya yüzerek ulaşıyoruz ama o yer iki yere ayrılıyor. Bir tarafı yol’a gitmek için toprak-kum karışımı bir yola ve diğer taraf ise yapının giriş tarafına. Ben yapının olduğu tarafa çıkıyorum. Ve çıktığım tarafta sanki şadırvan gibi bir yer var üstü kapalı ve siyah bir yapı. Sonra o sırada benim arkadaş o sırada bana "daha büyük bir sorunumuz var" diyor ve ayıyı gösteriyor. Ayı gelmiş bile benim olduğum yere çıkmaya çalışıyor ve arkadaşta "hadi gel, atla yanıma diyor" ( Yol ve benim olduğum yapının arasını bir su yolu oluşturuyor. İşte onun üstünden atlamamı istiyor. ) Onun yanına atlıyorum ve kaçmaya başlıyoruz, ayıda arkamızda koşturuyor. Koştuğumuz tarafları hatırlamıyorum ama sonra bir yere geliyoruz, içine giriyoruz. İçindeki her yer ama her yer tuvalet. Duvarları ve yerleri mavi ve mavinin renklerini taşıyor. Tuvaletler ise bembeyaz ve tertemiz, hiç pislik falan gözükmüyor. Ve arkadaşla saklanacak yer arıyoruz. Neyse, sonra o yer buluyor ve bana da yer bulmamı söylüyor. Ve ben o heyecanla ve korkuyla onun yanına giriyorum ve kapıyı kapatıyoruz. Ben kapıyı çok sıkı bir şekilde tutuyorum ve o da açılmasın diye ittiriyor. Bu arada ayağımda ayakkabılar varken ayaklarım çıplak oluyor. Ve topuklarımın üstünde durmaya başlıyorum. O sırada da ayı geliyor ve çok sessiz oluyoruz. Ayı bir-iki soluk attıktan sonra gidiyor. Biz hâlâ bekliyoruz ve sonra birisi kapıyı çalıyor ve açıyoruz. Gelen kişi gerçek hayatta benim 3 sene önceki sınıf arkadaşım. Ve sonra bize nabıyonuz falan filan konuşmaya başlıyor kısa bir şekilde. Bizde iyiyiz diyoruz. Ve sonra ben "Burada ayı vardı, ona ne oldu?" diyorum. O da sonra "Ayı mı? Hıı, ben onu kovdum bile" diyor ve sonra gülüyor. Ondan sonra bizde gülüyoruz falan sonra o gidiyor yanlış hatırlamıyorsam. O içinde olduğumuz yapının bir patronu var kısa boylu hafif kel birisi. Rüyanın bu taraflarını pek hatırlamıyorum. O yerin sahibi sanırım biraz sahtekâr birisi ve bizde onun foyasını çıkarmaya çalışıyoruz. Sonra onun bir şeyini alıyoruz ve kaçıyoruz. Daha doğrusu arkadaş alıyor ve kaçmaya başlıyoruz. Patron en arkada arkamızdan koşmak üzere bizi patronla beraber iki kişi daha koşturuyor. Sanırım bir tanesi aşçıya benziyordu ve diğeri de iş adamına. Sonra arkadaş bu patronun eşyasını tuvalete atıyor ve kaçıyor. Bu arada attıktan sonra kapıyı kilitliyor. Tuvaletteki kapıların kilitlenme sistemi de ilginç. Yani kapının sağ tarafında STOP yazıyor ve kapının sağ tarafını sol taraftaki yazan STOP tabelasının üstüne getirince kapı kilitleniyor. Neyse arkadaş öyle atıyor onun eşyasını ve o yöntemle kilitliyor. Sonra o onun eşyasını tuvalete attıktan sonra ve kapıyı kilitledikten sonra kaçıyor ama ben bir tuvalete giriyorum ve o tuvalette de kulaklık var ama ben atmadım sadece orada vardı ben oraya girdiğimde. Ve beni gören aşçı kılıklı herif yanıma geldi. Ve bana bir şeyler dedi fakat hatırlamıyorum sanırım: "Ne yapıyorsun" ya da "Sen mi yaptın?" tarzı bir şey dediydi. Ve bende tabi korkudan tuvaletin tahta duvarına tırmandım. Ve adam benim saklandığım tuvaletin kapılarını o sinirle kırdı. Çok fazla sinirliydi ve sonra rüya bitti.

İkinci Rüyamda İse; Okuldayım. Sevdiğim kız okulun girişinde girişinin biraz daha uzağında oturuyor ve önünde masa var, resim çiziyor. Bir gül resmi. Hatta gül resmini çizmiş renklendirmeye geçmişti. Ben onu gördüm, o beni gördü ve bana "nabıyon?" dedi. Ben de "İyiyim, sen nabıyon?" dedim ve o da "iyi" dedi. Ben onu biraz izledikten sonra bana "Otursana" dedi. Önünde bir tane daha sandalye vardı ve oturdum.( Tabi bu konuşmaların hepsi birbirimize gülümsemelerle geçiyor. ) Sonra öğretmenler zili çalıyor ve biz hâlâ oradayız. Sonra bir çocuk geliyor. ( Çocuk bizim okuldan ve sevdiğim kız onu tanıyor, ben ise sadece okulda gördüm. Yani sevdiğim kızın yanına gelip bir şeyler konuşuyorlardı çok kısa bir şekilde ama çıkmıyorlardı gerçekte. ) Çocuk sarı saçlı ve hafif pembemsi bir ten rengi var yine aynı şekliyle kısacası. Yanımıza geliyor ve su istiyor. Ve bende ise su var. Bana birisi "Sende var, sen versene" gibi bir şey diyor ama kim diyor bilmiyorum. Sonra suyu veriyorum ve suyu da alıp gidiyor. Sonra öğretmen aracılığı ile getiriyor suyu, öğretmen de tarih öğretmeni. Suyu sevdiğim kızın hemen önüne koyuyor. Sevdiğim kız ise hâlâ resmi renklendiriyor. Sonra kendi kendine "Beni seviyorsan Lale de" diyor ve gülüyor. Ben anlamıyorum ilk baştan sonra yanına ekleyerek "öyle yazıyor" diyor. Su ise sadece 1 yudum bilemedin 2 yudum içilmişti. Sonra bir çocuk geliyor. ( Gerçekte sanki o çocuk da bizim okulda ama o çocuğun benim sevdiğim kızla konuştuğunu da hiç görmedim. ) çocuk siyah saçlı, kıvırcık ve hafif uzun saçlı. Sevdiğim kız hemen yerinden kalkıyor o çocuğu görünce ve gülerek o çocuğa şöyle dedi: "Sen niye böyle bir şey yaptın. Bana söyleyebilirdin." tarzı bir şey söylüyor bende hatırlamıyorum tam olarak. İkisi de birbirlerine gülmeye devam ediyor ve sanırım birbirlerine dokunuyorlar. Sonra ben duruma yavaş yavaş uyanmaya başlıyorum ve şişenin üstüne bakıyorum. Şişenin üstünde ise: "Beni seviyorsan Lale de" yazıyordu. Bu duruma uyandıktan sonra çocuğun ismini bulmaya çalışırken, çocuğun ismini bir yerden duyuyorum ve o çocuğu sınıflarda aramaya başlıyorum. ( Gerçekte bizim sınıfların dışında bir liste yer alır. Ve o listede ise ders programı yazar. Ama ders programı yerine sınıf listeleri yer alıyordu sanırım. ) İşte o listelere bakıyorum yaklaşık 2 sınıfa kadar bakabiliyorum ve daha sonra rüya bitiyor ama neticesinde çocuğu bulamıyorum. Sevdiğim kız ise bizim sınıfın hemen dış kapısında ise telefonda konuşuyordu. ( Sevdiğim kızla ben aynı sınıftayız gerçekte ve ben onu seviyorum fakat o benim kendisini sevdiğimi bilmiyor. Belki biliyordur ama çaktırmıyordur. Çünkü gerçekte beni neredeyse her gördüğünde bana nabıyon diyor ve bende ona iyiyim sen nabıyosun diyorum ve ben ona her baktığımda bana gülüyor ve o da bana her baktığında ben de ona gülüyorum. Ama bu bir arkadaşlık mı yoksa beni seviyor mu anlayamıyorum. Gerçekte. )

Üçüncü Rüyamda İse; Yine sınıfımdayım. Bu sefer ise bu rüya hep sınıfımın içinde geçiyor. Neyse, ben ve sevdiğim kız konuşuyoruz, çok güzel anlaşıyoruz, birbirimize gülüyoruz. ( Gerçek hayatta da böyle, yukarıda dediğim gibi ) İçerde öğretmen var sanki ama fazla hatırlamıyorum o kısmı. Nerdeyse herkes ayakta ve bir şeyler ile uğraşıyorlar. Sonra benim bir tane daha arkadaşım var yaklaşık olarak 4-5 yıldan beri ve onunla nerdeyse 1,5 yıldan beri görüşmüyoruz. İşte onunla top oynamaya başlıyoruz. ( Gerçekte o futbolcu, yarı profesyonel olarak oynuyor. ) Bir oyun uyduruyoruz ve oyun şöyle: Oyunda bir tane top büyüklüğünde yerde yeşil bir nokta var ve o noktadan rakibe çalım atıp, eğer atarsan başka birisine pas atıyorsun ama atamazsan ortaya geçiyorsun. Sonra ben oyunu tam bilmediğim için yeşil noktadan başlamıyorum ama yine de çalımlıyorum ve sonra diğerleri saymıyor. Bu arada sınıfta ise artık bir kaç kişiyiz. Sonra ben yeşil noktaya koyuyorum ve yine çalımlıyorum onu. Çalımladıktan sonra ne yapıyorum bende bilmiyorum çünkü hatırlamıyorum ama çalım atacağım sırada neredeyse herkes bana "Acaba ne yapacak?" gözleri ile bakıyordu. ( Normalde o kişi ile aramız bayağı bir iyi. Bir ara küsmüştük fakat o tekrar barıştı. Sonra ise iyi anlaşmaya devam ettik. Ama yaklaşık 1,5 yıldan beri görmüyorum. ) Ve sonra bu rüyada bitti ve diğer rüyada.

Dördüncü Rüyamda İse; Dışarıdayım sanki ve yine benim 4 seneden beri kürt arkadaşım olan birisi var. ( Ama gerçekte biraz yaramaz olsa da özünde bayağı iyi birisi, şefkatli. ) Neyse, o benle geldi ve yanında ise birisi var tanımıyorum ve benimle dalga geçti ya da bana kalp kıracak bir söz söylediydi yanlış hatırlamıyorsam. Ben de onunla lâf kavgası ettim birazcık ve daha sonra devam edince bende onla yollarımı ayırdım. Dedim ki: "Böyle olacaksa arkadaşlığımızı bitirelim." dedim. Ve sonrasını hatırlamıyorum sonra uyanmıştım zaten.
( Bu rüyaların hepsini tek bir uykuda gördüm fakat dün akşam dua etmedim ya da abdestle yatmadım. Çünkü hem yorgundum hem de uykusuzdum. Ben gerçek hayatta bir işten diğer işe atlayan bir kişiyim de. Yani çoğunlukla müzikle uğraşıyorum. Eğer sıkılırsam söz yazıyorum İngilizcemi geliştirmek için, eğer sıkılırsam kod yazıyorum ara sıra site kodu. Yani fazla yoruluyorum. Bu yüzden de hâliyle yorgunluk ve uykusuzluk bana sert şekilde vurdu. Sizce bu rüyaların anlamları nedir? Ya da hepsinin kısa da olsa bir anlamı var mıdır? Açıklarsanız sevinirim. Şimdiden teşekkürler. )


arifselim
Aleykum selam. Lütfen her rüyayı ayrı ayrı olarak sormanı rica ediyoruz. Bir rüyanın sahih olabilmesi için abdestli uyumak şartı yoktur. Ama rüyaları çok ayrıntılı hatırlamak o rüyaların tabiri olacağı anlamına da gelmiyor. İlk görmüş olduğun rüyan gerçek hayatta insanın karşılaşacağı sorunlara ve tartışmalara işaret eder. İkinci ve üçüncü rüyan ise, tamamen bilinçaltı bir rüya olup yaşadıklarının bir şekilde rüyana yansımasından ibarettir denilebilir. Dördüncü rüyanın yorumu ise, iyi geçinmeye ve arkadaşı ile samimi bir arkadaşlık kurmaya tabir edilir. Herşeyi hakkıyla bilen sadece Allah’tır.


Kayıtsız Üye
Rüyamda küs olduğum akrabamı dövüyorum onun bana vurmasına hiç müsaade etmiyordum ama ben habire vuruyodum sonra diğeri sopayla geldi ama kıvırıp onun elinden aldim sopayı onuda dovdum sonra onunla oturup sakince konuştum neden bana böyle böyle yaptınız ben bu yüzde küstüm size benden ne zarar gördünüz bu zamana kadar dedim ve uyandım


arifselim
Rüyada dövmek veya dayak atmak yorum olarak tersi ile açıklanır ve hayırlıdır. O kimselerle dargınlığı bitirmeye ve onlara iyilikle davranmaya işaret olarak tabir edilir. Barışmak, destek olmak ve bir konuda sıkıntılarını gidermek gibi yorumlanabilir. Herşeyi hakkıyla bilen sadece Allah’tır.


melek38
Selamun aleykum,

Rüyamda kardeşimle ayni odada uyuyorduk. Gözlerimi açtım, içimde kötü bir his vardı sanki kötü bir şey olacakmış gibi.
Gizlice odanın kapısını izliyordum ve iki adam odaya girdi ve kardeşime kalk bizimle gel dediler.
Uyanık olduğumu fark etmediler.
Kardeşim kalktı ve onları takip etmeden önce gizlice beni uyandırmaya çalıştı sanırsam onu kurtarmam için, uyanık olduğumu ve her şeyi gördüğümü bilmiyordu.
Odadan çıktıktan sonra onları takip ettim ve iki adamı yakalayıp dövdüm ve kardeşimi kurtardım.

Yorumlarsanız sevinirim.

Allah sizden razı olsun.


Tohat
Ve aleyküm selam. Maddi veya manevi olarak birine edeceğin yardıma, iyilikte bulunarak gireceğin bir işte bir yolda iyi niyetin gibi birileri ile tanışacak anlamı taşıdığı gibi çevrende gördüğünün aksine olumlu ve sevinçli gelişmelerin olacağına delalet etmektedir. Allah doğrusunu bilendir.


rüyada dövmek, rüyada birini dövmek, rüyada dovmek

Yorum yapın

1melek.com petinya.net Kompozisyon/ !function(){"use strict";if("querySelector"in document&&"addEventListener"in window){var e=document.body;e.addEventListener("mousedown",function(){e.classList.add("using-mouse")}),e.addEventListener("keydown",function(){e.classList.remove("using-mouse")})}}();