İbn Said (İbn sayyad) kimdir?
Hoca
ibn sÂid (İbn sayyad) kimdir?
2246- Ebû Saîd (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: İbn Sâid hac veya umre ziyaretçisi olarak Mekke’ye giderken benimle arkadaş oldu, herkes yürüdü ben onunla baş başa kaldım kendisi hakkında söylenenlerden dolayı ondan ürperip korkmaya başladım. Bir yerde konakladığımızda eşyalarını şu ağacın olduğu yere koy dedim. Derken bir davar gördü süt sağdı ve bana da o sütten getirdi ve Ey Ebû Saîd buyur iç dedi. İnsanların kendisi hakkında söylediklerinden dolayı elinden süt içmekten hoşlanmadım ve bugün sıcak bir gündür, sıcak günlerde süt içmeyi sevmem dedim. Bunun üzerine şöyle konuştu: Ey Ebû Saîd herkesin benim hakkımda söylediklerinden dolayı bir ip alıp ağaca bağlamayı ve kendimi asıp kurtulmayı düşündüm, sözlerimin başkalarına kapalı kalacağını sanıyorsan şunu iyi bil ki size hiçbir şey kapalı kalmayacaktır. Siz Rasûlullah (sav)’in hadisini en iyi bilenler değil misiniz? Ey Ensâr topluluğu Rasûlullah (sav), Deccâl’ın kafir olduğunu söylemedi mi? Ben ise Müslümanım yine Rasûlullah (sav), Deccâl’ın zürriyeti olmayacağını söylemedi mi? Ben ise çocuğumu Medîne’de bırakmışım Rasûlullah (sav), onun Mekke ve Medîne’ye giremeyeceğini söylemedi mi? Halbuki ben Medîneliyim ve seninle birlikte Mekke’ye gitmekteyim. İbn Sâid bunları söylerken ben Allah’a yemin olsun ki kendisi hakkında yalan söylenmektedir. Dedim sonra şöyle dedi: Ey Ebû Saîd sana gerçek ve doğru bir haber vereceğim. VAllahi ben, O Deccâl’ı kesin olarak tanıyorum babasını da tanıyorum şu anda yeryüzünün neresinde olduğunu da biliyorum. Bunun üzerine ben: İşin doğru gitmesin tüm günlerin zararla kapansın dedim. (Müslim, Fiten: 19)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
2247- Ebû Saîd (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (sav) Medîne sokaklarından birinde İbn Sâid ile karşılaştı ve onu biraz yanında alıkoydu. İbn Said, Yahudî bir delikanlı idi saçı ise örgülü idi Rasûlullah (sav)’in yanında Ebû Bekir ve Ömer’de bulunuyordu. Rasûlullah (sav) ona: Benim Allah’ın Rasûlü olduğuma şehâdet eder misin? buyurdu oda: Sen benim Allah’ın elçisi olduğuma şehâdet eder misin? karşılığını verdi. Bunun üzerine Rasûlullah (sav): Allah’a meleklerine kitaplarına elçilerine ve ahiret gününe iman ettim buyurdu ve ne görüyorsun diye sordu. İbn Sâid: Su üzerinde bir arş görüyorum dedi. Peygamber (sav)’de: Deniz üzerinde şeytanın arşını görüyor buyurdu. Rasûlullah (sav): Tekrar ne görüyorsun? diye sordu. Bir doğru ve yalancılar veya doğrular ve yalancı görüyorum dedi. Bunun üzerine Rasûlullah (sav): Karmaşıklığa düşürülmüş bir kimse ondan uzak durunuz buyurdu. (Müslim, Fiten: 19; Ebû Dâvûd, Melahım: 16)
Tirmizî: Bu konuda Ömer, Hüseyin b. Ali, İbn Ömer, Ebû Zerr, İbn Mes’ûd, Câbir ve Hafsa’dan da hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmizî: Bu hadis hasendir.
2248- Ebû Bekre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Deccâl’ın anne ve babası otuz yıl beraber olacaklar fakat çocukları olmayacak sonra onların tek gözlü bir erkek çocukları dünyaya gelecektir ki bu çocuk zararı çok faydası az olan bir çocuktur gözleri uyuyacak ve kalbi uyumayacaktır. Sonra Rasûlullah (s.a.v.), onun anne ve babasını bize tanıtmak üzere şöyle buyurdu: Babası uzun boylu olup eti sıkıdır. Burnu kuşun gagasına benzer. Annesi ise tombul olup elleri de uzundur. Ebû Bekre dedi ki: Medîne’de Yahudilerden doğan bir çocuk işittim ben ve Zübeyr b. Avvam gittik anne ve babasının yanına vardık birde ne görelim! Rasûlullah (s.a.v.)’in tarif ettiği şeyleri onlarda gördük onlara sizin başka çocuğunuz var mı? dedik. Dediler ki otuz sene bekledik çocuğumuz olmadı sonra bir oğlumuz oldu ki çok zararlı ve faydasız bir şeydir. Gözleri uyur kalbi uyumaz. Ebû Bekre şöyle devam etti: Onların yanından çıktık o çocuğu bir kadife üzerinde güneşe uzanmış durumda gördük bir şeyler mırıldanıyordu hemen başını açtı ve anneme ve babama ne dediniz? Diye sordu. Bizde ne dediğimizi işittin mi? dedik. O da Evet dedi; Gözlerim uyur kalbim uyumaz. (Müsned: 19522)
Tirmizî: Bu hadis hasen garib olup Hammad b. Seleme’nin rivâyetiyle bilmekteyiz.
2249- İbn Ömer (r.a.)’den rivâyet edilmiştir. Rasûlullah (s.a.v.) ashabından aralarında Ömer b. Hattâb’ın da bulunduğu birkaç kişiyle İbn Sayyad’a uğramıştı. İbn Sayyad; bir delikanlı olup, Beni Meğale konağı yanında bazı çocuklarla oynamakta idi. Rasûlullah (s.a.v.) onun yanına varıp onun sırtına eliyle vurup şöyle dedi: Benim Allah’ın elçisi olduğuma şâhidlik yapar mısın? İbn Sayyad, Rasûlullah (s.a.v.)’e baktı ve Sen, Ümmîlerin peygamberisin dedi. Sonra Rasûlullah (s.a.v.)’e sen benim Allah’ın Rasûlü olduğuma şâhidlik edermisin? Diye sordu. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.), Allah’a ve elçilerine iman etmişimdir dedi. Sonra Peygamberimiz şöyle devam etti: Sana ne geliyor? İbn Sayyad dedi ki: Bana yalan da doğruda geliyor dedi. Rasûlullah (s.a.v.): Senin işin karma karışıktır buyurdu. Sonra Rasûlullah (s.a.v.), içimde gizlice tuttuğum bir şey var onu bil bakalım dedi. Peygamberimiz (Duhan sûresinin 10. ayetini içinden geçirmişti.) İbn Sayyad; O Duhh tur dedi. Rasûlullah (s.a.v.), defol oradan sen bir kahin olarak haddini asla aşamayacaksın. Ömer: Ey Allah’ın Rasûlü! izin ver de buynunu uçurayım dedi. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.): Bu gerçekten Deccâl ise sen onun hakkından gelemezsin, eğer o değilse onu öldürmekte bir hayır yoktur buyurdular. (Ebû Dâvûd, Melahım: 16; Müslim, Fiten: 24)
Abdurrezzak diyor ki: O değilse demekten Deccâl’ı kastediyor.
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
Cevap: ibn Said (İbn sayyad) kimdir?
Ecrinim
bilgiler için Allah c.c. razı olsun
emeğinize sağlık..
ibn sayyad, ibnu sayyad, ibni sayyad