Hadisler olmasaydı neler olurdu? Hadislerin önemi
Kayıtsız Üye
Hadisler olmasaydı neler olurdu? Hadislerin önemi hakkında bilgi verir misiniz.
Yorum: Hadisler olmasaydı neler olurdu? Hadislerin önemi
Kuldurdileyen
1-Hadisler zaten ona inanmayanlar ve onu hak etmeyenler için yoktur. Olmasaydı ne olur sorusunun cevabını, ona inanmayan milletlerin, dünya savaşlarında, kadınlara, çocuklara, yaşlılara, muhtaçlara veya günümzde aç ve ihtiyaç içinde olan insanlara ne cevap verdiğine bakarak anlayabilirsiniz.
2- Hadislerin hakiki önemini öldükten sonra anlarsınız. Dünya daki anlamını muhtaç hale düştüğünüzde anlarsınız.
Bir dili konuşmak kişilerin anlaşabileceği anlamına gelmez. Gönüllerin aynı dili konuşması gerekir. Bazıları buna ortak kültür, eşit medeniyet düzeyi ve ortak edebiyat diyebilir ama ben buna kendimce et dilinden gayrıdır gönül dilidir bu diyorum. Gönlümüzde aynı sevda varsa birbirimizi anlar severiz.
Yorum: Hadisler olmasaydı neler olurdu? Hadislerin önemi
Omer Faruk
< Hadisler olmasaydı neler olurdu? Hadislerin önemi hakkında bilgi verir misiniz. >
Hadis olmasaydı demek, İslam Tarihi olmasaydı demektir. Hadis’in iki misyonu vardır;
1- İslam’a ait tarihi süreci aktarır
2- Rasulullah’ın dinin uygulamasına ait pratiklerini gösterir.
Ancak, bütün mezheplerde birinci kaynak Kur’an’dır. ikinci derecede kaynak ise hadislerdir. Rasulullah temel ilkelerin Kur’an’dan alınmasını, uygulaması konusunda ise mekan ve zamana göre esnek hareket edebilmemiz için kendi pratiğini Kur’an’dan ayırmıştır.
Bundan dolayı ilk dönem özellikle, Kur’an ile karışmasın diye HADİS yazımını yasaklamıştır.
Benden Kuran dışında hiçbir şey yazmayın. Kim benden Kuran dışında bir şey yazmışsa imha etsin. (Müslim, Sahihi Müslim, Kitab-ı Zühd; Hanbel, Müsned, 3/12, 21, 33)
Sahabe Allah’ın elçisinden sözlerini yazmak için izin istediler. Ancak onlara izin verilmedi. (Darimi, es-Sünen)
El Hatib’deki hadis şöyledir:
Biz hadis yazarken Hz. Peygamber yanımıza geldi ve ‘Yazdığınız şey nedir?’ dedi. ‘Senden işittiğimiz hadisler’ (sözler) dedik. Hz. Peygamber; ‘Allah’ın kitabından başka kitap mı istiyorsunuz? Sizden evvelki milletler Allah’ın kitabı yanında başka kitaplar yazdıkları için yoldan çıktılar.’ dedi (El Hatib, Takyid)
Tirmizi’den de bunu öğrenebiliriz:
Allah elçisinden sözlerini yazmak için izin istedik, bize izin vermedi. (Tirmizi, es-Sünen, K. İlm)
Kur’an için oluşturulan "VAHİY KATİPLERİ " kurumu yerleştikten sonra hadis yazmak isteyenlere izin vermiştir. Ancak yine de sahabe arasında Kur’an’ın derlendiği ve kitaba dönüştürüldüğü gibi Rasulullah’ın sözleri ve pratikleri için de bir komisyon oluşturulup kitaba dönüştürülmemiştir.
Bugün hadisi reddeden ve kabul edenler arasında bir KÖRDÖĞÜŞÜ sürmektedir. Mesele bundan ibarettir. İslam’da hükmün BİRİNCİ KAYNAĞI Kur’an’dır. Rasulullah’ın sözleri ise Kur’an’ın tarihine ışık tutan çok önemli belgelerdir. Ama buna rağmen HÜKÜM DEĞERİ açısından Kur’an’dan sonra yer alır.
Hasılı kimse Rasulullah’ın hadislerini reddedemez çünkü bu Kur’an tarihini reddetmektir. Ancak Rasulullah’tan rivayet edilen her sözün de Kur’an gibi BİRİNCİ KAYNAK olduğunu söylemek Rasulullah’ın yukarıdaki sözlerine aykırıdır.
hadisler olmasaydı, hadisler olmasaydi islamiyet, hadis ve sünnet olmasaydı ne olurdu