Hadis: Bugün Allah için Ne Yaptın?

fevziay
Hadis: Bugün Allah için Ne Yaptın?

Bir gün bir mü’mine rüyasında melekler sorar; Ey mü’min bugün Allah için ne yaptın?

Mümin gülümseyerek namazlarımı kıldım, hiç geçirmem der. Melek, Namazı Allah için mi kıldın yoksa cehennemden korktuğun için mi kıldın? der. O da cehennemden korktuğum için der. Daha sonra hiç yalan söylemedim der. Melek Peki yalanı Allah için mi söylemedin yoksa dünyadaki insanların sana olan güveninin kırılmasından korktuğun için mi söylemedin der. O da İnsanların güveninin kırılmasından korktuğum için der. Bu böyle sürer gider…

Sonunda,

melek yine sorar, Bugün Allah için ne yaptın? Adam yorulmuş, bitkin bir vaziyette ve ağlamakta iken HİÇ.. HİÇ.. HİÇ.. diye haykırır.

Evet, sadece Allah rızasını gönlümüzden geçirerek bugün bir şey yaptık mı?

Cevap: Hadis: Bugün Allah için Ne Yaptın?

Hoca
hadis denmiş ama kaynak yok fevzide yok:)

kaynağını bulabilecek kardeş var mı? Bulamazsınız çünkü bu sadece bir hikayeden ibarettir.

Yanıt: Hadis: Bugün Allah için Ne Yaptın?

uhutgunesi
Kütüb-i sittede, Sahihi Buharide bakabildiğim kadarıyla rastlamadım .Sadece Musa Hup’un bir makalesinde şöyle geçiyor:forumduasi.com/dini-guzel-yazilar-makaleler/34507-sevgi-cicegi.html?highlight=sevgi+%E7i%E7e%F0iHz. Ömer gibi hergün sormalıyız kendimize: Bugün Allah için ne yaptın? diye.

Allah İçin Muhabbet ve Buğz

Rivâyetlerde bildirildiğine göre Allah Teâlâ Hazret-i Mûsâ’ya:

"–Ey Mûsâ, sırf Ben’im için işlediğin bir amelin var mı?” diye sorar.

Mûsâ -aleyhisselâm- da:

"–Allâh’ım! Sen’in için namaz kıldım, oruç tuttum, sadaka verdim, secde ettim. Sana hamd ettim, kitabını okudum, Sen’in adını andım.” der.

Allah Teâlâ buyurur ki:

"–Yâ Mûsâ! Namaz senin kılavuzundur, oruç sana kalkandır, verdiğin sadaka üzerine gölge olacaktır, secdedeki tesbih senin için cennette ağaç olacaktır. Kitabımı okuman sana köşk ve hûri sağlayacaktır. Ben’im adımı anman da senin ışığın olacaktır. Sırf Ben’im için hangi ameli işledin?”

Bunun üzerine Mûsâ -aleyhisselâm-:

"–Yâ Rabbî! Bana sırf Sen’in için olacak bir amel bildir ki, onu işleyeyim.” der. Allah Teâlâ:

"–Ey Mûsâ! Ben’im için hiç dost edindin mi? Yine Ben’im adıma hiç kimseyi düşman bildin mi?” buyurur.

Böylece Hazret-i Mûsâ, Allah katında en makbul amelin, O’nun için sevmek ve O’nun nâmına düşmanlarından nefret etmek olduğunu anlar. (Mükâşefetü’l-Kulûb, 86)

Osman Nuri Topbaş Hocaefendinin Hak Dostlarının Örnek Ahlâkından –12- Allah İçin Muhabbet ve Buğz konulu sohbetinden.

Bilal kardeşe soralım birde

Soru: Hadis: Bugün Allah için Ne Yaptın?

BiLaL HaTTaB
Kaynaklar hep tasavvufî kaynaklar… Mükaşefetu’l Kulûb dışında, bir de Muhammed Masum Farukî’nin Mektubât-ı Masumiyye’sinde anlatılıyor.. Uçarılıklarını anlatmaya aşağıya alıntılayacağım yer yeterli gelir sanırım:

< Muhammed Masum hazretleri 1657 yılında hacca gider.
Bu hac sırasında öylesine haller, öylesine nurlar ve öylesine harikulade olaylara şahit olur ki, bu ancak gözünden perde kaldırılmış, ruhu yüksek makamları mekan tutmuş olan böylesi bir evliyanın müşahede edebileceği olaylardır.
Hazret-i İbrahim’in makamını ziyarette onu kendi makamında görmek, bir çok peygamberi müşahede etmek, meleklerin ve hurilerin kabe-i muazzamayı tavaf ettiklerini görmek ve daha nice harikulade haller yaşamak elbette ki Muhammed Masum hazretlerinin vilayetinin yüksekliğinin habercilerinden sadece birkaçıdır. >
Ne göz varmış mübarekte. O görüyor da, millet sonradan nasıl biliyor acaba tavaf yapan hurileri, melekleri?

İki seçenek var:

1- Ya onun gördüklerini, bu olayı anlatanlar da görebiliyor; ki bu durumda onun velayetinin bir büyüklüğü kalmıyor. Zira herkes onun gördüğünü görebiliyor.
2- Gördüklerini millete anlatıyor, insanlar öyle biliyorlar; ki bu durumda da riyakarlığa bulaşmış oluyor.

Biz herşeye rağmen şu seçeneği tercih ediyoruz:

Allah(cc) bu hikayeleri uydurup, insanların inançlarını sömürenleri kahr-u perişan eylesin. Bizler bilhassa Rasulullah(sas) sözlerini, mutasavvıftan öğrenmeyecek kadar aklı başında olduğumuzu düşünüyoruz. Varsa ehl-i Hadis’ten sağlam bir kaynak, öper baş üstüne koyarız.

İbn Mes’ud(ra), Allah Rasulüne(sas) ait olmayan bir "kelimeyi" ona nisbet ederim korkusuyla "gâle Rasulullah/Rasulullah şöyle buyurdu" beyanı çıkmadı ağzından. Birgün sohbeti esnasında "gâle Rasulullah" dedi ve gerisini diyemedi ağlamaktan…

Zamanımızda o kadar pervasızlaştı ki herkes, biri çıkıp kuyuya bir taş atıyor, altına hadis yazıyor; diğerleri de Allah’tan korkusuzca bilmeden, sormadan onu yayıyor. Kimisi de "hocamın vardır bir bildiği" diyor, ona güveniyor. Bilmiyor ki, hocası da hocasına güveniyor… Yani, o çok güvendiği hocası da, kendisinin gösterdiği cehaleti gösteriyor.

Bu işler böyle yürür tasavvuf çevresinde… Size kardeşane tek tavsiyem:

Sohbetlerinde bulunun bulunmak istiyorsanız; ancak onlardan hadis dinlemeyin ve yazmayın…

Son cümle:
< Böylece Hazret-i Mûsâ, Allah katında en makbul amelin, O’nun için sevmek ve O’nun nâmına düşmanlarından nefret etmek olduğunu anlar >
Allah yolunda cihada denk gelecek hiçbir şey yoktur. Aşağıdaki hadis-i şerifler bunun delilidir:

Ebu Hureyre’den (r.a.) rivayetle Nebi’ye (s.a.v.) soruldu:Allah yolunda cihad etmeye denk ne var?"Güç yetiremezsiniz" dedi. Üçüncüsünde:Allah yolunda cihad edenin misali, Allah yolunda cihad edenin evine dönünceye kadar gündüzleri oruçla, geceleri de ibadet ve kıyamla geçiren adamın misali gibidir" dedi." [Müslim İmare: 29; Tirmizi Cihad: I]

Yine ondan rivayetle bir adam:Ey Allah’ın Rasulü! Cihada denk gelecek bir ameli bana göster" dedi. Rasulullah (s.a.v):Bulamıyorum" dedi. Sonra:Mücahid çıktığında sen de mescidine girip, kesintisiz gece kıyam edip, (gündüzleri) oruç tutup iftar edebilir misin?" (Adam Kim bunu yapabilir?" dedi." [Buhari Cihad: 2]

Rasulullah’ın (s.a.v) ashabından bir kişi tatlı su kaynaklarının bulunduğu bir vadiden geçti. "İnsanlardan el etek çekip bu vadide kalsam? Ancak Rasulullah’tan (s.a.v.) izin almadan bu işi yapmam." diye düşündü. Bunu Rasulullah’a (s.a.v) söyleyince, Rasulullah (s.a.v.):Yapma! Şüphesiz Allah yolundaki birinizin (yaptığı cihad) fazileti, evindeki yetmiş yıl namazından daha ef-daldir. Allah’ın sizi bağışlamasını ve Cennetine koymasını istemez misiniz? Allah yolunda cihad ediniz. Devenin iki süt arası müddeti kadar Allah yolunda savaşanlara Cennet vacip olmuştur." [Sahihtir; Tirmizi Cihad: 17]

Bu hadisler de, hadis diye sunulan yukarıdaki ibarenin iptali ve reddiyesidir.

vesselam…

irem naz
"Evvela, yanıbaşımızdaki Kur’an sarayını uzak gösteren sahte dürbünleri kırmak lazım,,,"
Allah yolunda cihada denk gelecek hiçbir şey yoktur. Aşağıdaki hadis-i şerifler bunun delilidir:

halil akyaz
Çok güzel bir soru acaba çokları bu soruya nasıl yanıt verir? ben otuz yıldır bu soruyu kendime ara sıra soruyorum hala bir cevap bulmuş değilim.zira yirminci yüz yılın müceddidi imamı Rabbani (ks)bütün vucudumun kılları gelsede dile bir tek gözümün şükrünü eda edemez bile.sözlerini duyduktan sonra hangi işlemiş olduğum amelden bahsedeyim biraz saçma olmazmı?

BiLaL HaTTaB
< ALLAH RAZI OLSUN emeğine sağlık >
Rabbim sizlerden de razı ve memnun olsun…
< Çok güzel bir soru acaba çokları bu soruya nasıl yanıt verir? ben otuz yıldır bu soruyu kendime ara sıra soruyorum hala bir cevap bulmuş değilim >
"Namaz kıldım" mı diyelim? Oysa ki bu evvela kendimiz içinken, bunu bile yapmıyoruz… "Zikrettim" mi diyelim? Oysa bu da evvela kendimiz için… "Dua ettim" demeyelim sakın; Allah’ın(cc) bizim duamıza ihtiyacı mı var?

Bugün bir haksızlık karşısında dilsiz şeytan olmayıp, onu elimizle ya da en azından dilimizle düzeltebildik mi?

İlâ-i Kelimetullah için, bir adım attık mı?

Ya da, sırf Allah’ın(cc) rızasını talep ederek, ilim aradık mı?

Uzar da uzar… Ama biz yatmakla meşgulüz malesef, karpuz misali…

Rabbim "diri"lebilmeyi nasib eylesin cümlemize…

Saygılar… vesselam…

Kayıtsız Üye
Şimdi yukarda zikredilen musa a.s rivayeti hadis mi yoksa deyilmi acaba ?

Şem’a
< musa a.s rivayeti hadis mi yoksa deyilmi acaba ? >
Anlamı ve çıkarılacak ders açısından sakıncası olmayan bir HİKAYEDİR

bugün Allah için ne yaptın, bugün Allah için ne yaptın sözü kime aittir, bugün Allah için ne yaptin hadis