Borç, Hediye, Emanet, Buluntu İle İlgili Hadisler

Borç, Hediye, Emanet, Buluntu İle İlgili Hadisler

İnşirah
Borç İle İlgili Hadisler,
Hediye İle İlgili Hadisler,
Emanet İle İlgili Hadisler,
Buluntu İle İlgili Hadisler

437. Allah Resûlü sallAllahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Bir adam hiç hayır işlemezdi, sadece borç para dağıtırdı. Geri alma zamanı gelince, adamına:
"imkânı olanlardan al, durumu uygun olmayıp sıkıntıda olanlardan alma, belki Allah da bizim günahlarımızı bağışlar," derdi.
Nihâyet adam öldü. Allah ona sordu:
"Herhangi bir iyi amelin var mı?"
"Hayır, sadece halka borç para dağıtırdım, geri alma zamanı gelince, hizmetçimi şöyle diyerek gönderirdim: Durumu uygun olanlardan al, olmayanlardan alma. Allah da belki bu sebeple bizi bağışlar."
Allah ona şöyle buyurdu:
"Ben de seni affedip, günahlarından geçiverdim."
Ebû Hureyre radıyAllahu anh. Buhârî.

438. Allah Resûlü sallAllahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Kim güç durumda olan kişiye, borcunu ödemesi için süre verir, ya da alacağını hiç almazsa, Allah onu, kıyamet gününde, kendi gölgesinden başka hiçbir gölgenin olmadığı günde, gölgesi altında gölgelendirecektir."
Ebû Hureyre radıyAllahu anh. Timizi.

439. Allah Resûlü sallAllahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Duasının kabul edilmesini ve sıkıntısının giderilmesini isteyen, sıkıntıda olan borçluya yardım etsin."
İbn Ömer radıyAllahu. Ahmed.

440. Allah Resûlü sallAllahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Bir adam cennete girdi, kapısında şöyle bir yazı gördü:
"Verilen sadakanın karşılığı on sevap, verilen ödünç paranın karşılığı ise onsekiz sevaptır."
Ebû Ümâme radıyAllahu anh. Taberânî.

441. Allah Resûlü sallAllahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Herhangi bir kimsenin, ödemek niyetiyle aldığı borcu Allah bilir ve daha dünyada iken, borcunu ödemesinde mutlaka ona bir kolaylık verir."
imran radıyAllahu anh. Nesêî.

442. Allah Resûlü sallAllahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Zenginin, ödeyecek durumu olduğu hâlde borcunu ödemeyi uzatması, zulümdür."
Ebû Hureyre radıyAllahu anh. Buhârî.

443. Allah Resûlü sallAllahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Allahın yasakladığı büyük günahlardan sonra, kulun karşılaşacağı en büyük günah, kişinin, borçlu olarak ve borcunu ödeyecek kimse bırakmayarak ölmesidir."
Ebû Mûsa radıyAllahu anh. Ebû Dâvud.

444. Allah Resûlü sallAllahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Borçlu olan borcunu ödeyinceye kadar, alacaklının, onun üzerinde etkin bir konumu vardır."
İbn Abbas radıyAllahu anh. İbn Mâce.

445. Allah Resûlü sallAllahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Karşısındaki versin veya vermesin, hakkını isteyen kimse, edebiyle istesin."
İbn Ömer radıyAllahu. İbn Mâce.

446. Allah Resûlü sallAllahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Ruhunuz güven içindeyken onu korkutmayın!"
"Bu nasıl olur?" diye sorduklar.
"Borçla olur," buyurdu.
Ukbe radıyAllahu anh. Ahmed.

447. Allah Resûlü sallAllahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Alacaklı, borcun süresi içinde bir kat sadaka sevabı alır, ama alma günü geldikten sonra sonra onu ertelerse, o zaman her gün için iki katı sadaka sevabı kazanır."
Büreyde radıyAllahu anh. Ahmed.

448. Peygamber sallAllahu aleyhi ve sellem, bir yahudiden belirli bir zamana kadar yiyecek satın aldı ve demir zırhını ona rehin bıraktı.
Aişe radıyAllahu anha. Buhârî.

449. Allah Resûlü sallAllahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Emanet olarak alınan mal, sahibine ödenir. Kefil, borçlu sayılır. Borç, ödenmelidir."
Ebû Ümâme radıyAllahu anh. Tirmizî.

450. Allah Resûlü sallAllahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Emaneti güvendiğin kimseye ver! Sana hainlik yapana sen hıyanet etme!"
Ebû Hureyre radıyAllahu anh. Tirmizî.

451. Allah Resûlü sallAllahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Eğer buluntu, işlek yolda ve insanların çokça bulunduğu beldede bulunmuş ise, bir sene sahibini araştır. Sahibi gelirse verirsin, gelmezse o senin olur."
Amr radıyAllahu anh. Ebû Dâvud.

452. Allah Resûlü sallAllahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Kim bir yitik bulursa, bir ya da birkaç âdil şahit tutsun, onu gizlemesin, yitirmesin. Eğer sahibini bulursa ona verir, bulamazsa, o Allahın dilediğine verdiği bir malıdır."
Iyad radıyAllahu anh. Ebû Dâvud.

453. Peygamber sallAllahu aleyhi ve sellem, hediye kabul ederdi ve karşılığını da verirdi.
Aişe radıyAllahu anha. Buhârî.

454. Allah Resûlü sallAllahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Bana bir koyun paçası dahi hediye edilse kabul ederim, o paçanın yemeğine çağırılırsam, icabet edip giderim."
Enes radıyAllahu anh. Tirmizî.

455. Allah Resûlü sallAllahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Devlet yöneticisine verilen hediyeler, hiledir."
Câbir radıyAllahu anh. Taberânî.


Cevap: BorÇ, Hedİye, Emanet, Buluntu İle İlgİlİ Hadİsler

mumsema
<
450. Allah Resûlü sallAllahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Emaneti güvendiğin kimseye ver! Sana hainlik yapana sen hıyanet etme!"
Ebû Hureyre radıyAllahu anh. Tirmizî.

. >
güvenecek insan kalmışsa tabi:(
"öyle bir zaman gelecek emin insan parmakla gösterilecek" diye okumuştum bir hadiste. tam zamanı sanırım

Allah cc emin insanlarla karşılaştırsın bizi


Yanıt: Borç, Hediye, Emanet, Buluntu İle İlgili Hadisler

Hoca
forumduasi.com/alfabetik-siralama-guzel-sozler/23163-hediye-ile-ilgili-sozler.html


Soru: Borç, Hediye, Emanet, Buluntu İle İlgili Hadisler

Hoca
Borç İle İlgili Hadisler,
Hediye İle İlgili Hadisler ,
Emanet İle İlgili Hadisler ,
Buluntu İle İlgili Hadisler


Muhammed
el-lu’luu ve’l-mercan
(Buhari ve Müslim’in İttifak Ettikleri Hadis’ler)

Hz. Ali (r.a.)
Hz. Peygamber’in (a.s.) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Benim ağzımdan yalan uydurmayınız! Her kim benim ağzımdan yalan söylerse ateşe girsin!"
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 2

BULUNTU EŞYA

Zeyd b. Halit Cühenî (r.a.) şöyle rivayet etmiştir:
Hz. Peygamber’e bir kimse gelerek buluntu eşyanın hükmünü sormuştu. Peygamber (a.s.): "Onun kabını ve ağız bağını muhafaza et!, sonra onu bir sene süreyle halka ilan et. Bu süre zarfında sahibi gelirse verirsin, gelmez ise sana kalır" buyurdu. O kişi: "Yitik koyunun hükmü nedir, kime kalır?" diye sordu. Peygamber: "Sana bir başkasına ya da kurda kalır" cevabını verdi. O kişi bu defa: "Yitik deve ne olacak?" dedi. Peygamber: "Ondan sana ne? O hayvanın su tulumu ve gezecek papucu beraberindedir. Sahibi ona kavuşuncaya kadar o kendi kendine suya varır ve ağaçlardan yer" cevabını verdi.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 3247

Ubey b. Kaab (r.a.) şöyle nakletmiştir:
Ben Hz. Peygamber (a.s.) zamanında içinde yüz dinar olan bir kese buldum. Sonra bu keseyi Hz. Peygamber’e getirdim. Hz. Peygamber: "Bunu bir sene ilan et" buyurdu. Ben de bir sene süreyle onu halka duyurdum. Fakat onu bilene rastlamadım. Sonra Hz. Peygamber’e geldim. Hz. Peygamber: "Onu bir sene (daha) ilan et" buyurdu. Onu bir sene daha ilan ettim. Fakat onu bilene yine rastlamadım. Sonra (üçüncü defa) Hz. Peygamber’e gelip durumu kendisine arzettim. Bu defa Hz. Peygamber: "Bu paranın miktarını aklında tut, kesesiyle, ağız bağını muhafaza et! Sahibi gelirse keseyi ona ver, gelmezse onu kullan" buyurdu. Ben de onu kullandım. Şu’be der ki: Ben bir süre sonra Mekke’de Seleme b. Kuheyl’le karşılaştım. Seleme bana: "Suveyd b. Şafele üç yıl mı, yahut bir yıl mı ilan edildi dedi pek iyi hatırlamıyorum" dedi.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 3251

İbn Ömer’in (r.a.) anlattığına göre:
Hz. Peygamber (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Hiç kimse başkasına ait bir hayvanın sütünü izinsiz sağmasın. Siz yiyecek ve içecekleri sakladığınız kilerinize girilmesini, dolabınızın kırılmasını ve oradaki yiyeceklerin alınmasını ister misiniz? Hayvanlarının memeleri de insanların yiyeceklerini muhafaza eder. Bu yüzden kimse başkasının hayvanının sütünü onun iznini almadan asla sağmasın."
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 3254

Ukbe b. Âmir (r.a.) şöyle nakletmiştir:
"Ey Allah’ın Resulü! Bizleri gazaya gönderdiğiniz bazı zamanlar bizlere misafirperverlik göstermeyen insanların yanında konaklıyoruz. Bu hususta ne dersiniz?" diye sorduk. Hz. Peygamber (a.s.) bize: "Siz bir halkın yanında konaklamak istediğinizde, size misafire layık hüsnü kabul gösterirlerse kabul ediniz. Şayet misafirperverlik yapmazlarsa onlardan, kendilerine yakışacak olan misafir hakkını alınız" buyurdu.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 3257

Seleme b. Ekva (r.a.) şöyle anlatmaktadır:
Biz Hz. Peygamber’le beraber bir gazveye çıkmıştık. Bu seferde şiddetli bir açlık meydana geldi ve bineklerin bir kısmını kesmeyi düşündük. Bunun üzerine Allah Resulü (a.s.) yiyeceklerin birarada toplanılmasını emretti. Biz de toplanacak azık için deriden bir sofra yaygısı serdik. Sonra yavaş yavaş herkesin azığı bu yaygı üzerinde toplandı. Ben ne kadar biriktiğine bakmak için başımı uzattım. Tahminen bir keçi kadardı. Biz de bin dört yüz kişiydik. Bu toplanan azıklardan yedik ve hepimiz doyduk. Sonra artanından da içine azığımızı koyduğumuz deri kaplarımızı doldurduk. Bu sırada Allah Resulü: "Abdest alacak su var mı?" diye sordu. Birisi hemen içinde birazcık su bulunan bir kap getirdi ve o suyu bir çanak içine boşalttı. Sonra hepimiz ondan bol bol dökerek abdest aldık. Ravi der ki: Ardından sekiz kişi daha gelip "Abdest suyu var mı?" diye sordular. Hz. Peygamber (a.s.): "Abdest suyu bitti" buyurdu.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 3259


Hoca
borç ile ilgili Peygamberimizden sözler

2158. [3:518, Hadîs No: 4177]
Ebû Ümâme’den (r.a.) rivayetle:
Cennete girdim, kapısında şu yazıyı gördüm: "Sadaka için on sevap verilir. Karşılık beklemeden verilen borca ise on sekiz sevap verilir." Şöyle dedim: "Ey Cebrail, nasıl oluyor da sadakaya on, borca ise on sekiz sevap veriliyor?" Şöyle cevap verdi:
"Çünkü sadaka zenginin de, fakirin de eline düşebilir. Borç ise ancak muhtaç olana verilir."

2472. [4:188, Hadîs No: 4977]
Berâ bin Âzib (r.a.) rivayet ediyor:
Borçlu borcu sebebiyle kabrinde hapistedir. Yalnızlıktan Allah’a yakınır


borç ile ilgili sözler

Yorum yapın

1melek.com petinya.net Kompozisyon/ !function(){"use strict";if("querySelector"in document&&"addEventListener"in window){var e=document.body;e.addEventListener("mousedown",function(){e.classList.add("using-mouse")}),e.addEventListener("keydown",function(){e.classList.remove("using-mouse")})}}();