Dünya, Ahiret, Zühd, Kanaat İle İlgili Hadisler
İnşirah
623. Allah Resûlü sallAllahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Dünya yeşil ve tatlıdır. Allah sizi onun üzerinde halife kılmıştır. Bakalım nasıl davranacaksınız, diye bakmaktadır. Dikkat edin! Dünyadan ve kadın imtihanından sakının! Kişiyi, bildiği doğruyu söylemekten, insanlardan korkusu alıkoymasın."
Ebû Saîd radıyAllahu anh. Tirmizî.
624. Dünya dönmüş gidiyor. Ahiret yönelmiş geliyor. Her birinin kendine has çocukları vardır. Siz âhiret çocuklarından olun, dünya çocuklarından olmayın! Bugün çalışma günüdür, hesap günü değil. Yarın hesap günüdür, çalışma günü değil.
Ali radıyAllahu anh. Buhârî.
625. Allah Resûlü sallAllahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Allahı ananlar ile onları dost edinenler, âlimler ve ilim talep edenler dışında, dünya ve içindekiler lânetlidir."
Ebû Hureyre radıyAllahu anh. Tirmizî.
626. Allah Resûlü sallAllahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Dünya, müminin zindanı, kâfirin cennetidir."
Ebû Hureyre radıyAllahu anh. Müslim.
627. Allah Resûlü sallAllahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Dünya sevgisi her hatanın başıdır. Bir şeyi sevmen, seni kör yapar, sağır eder."
Enes radıyAllahu anh. Rezîn.
628. Allah Resûlü sallAllahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Ben dünyayı neyleyeyim! Benim dünya ile alâkam, bir ağacın altında oturup dinlendikten sonra kalkıp orayı terkeden bir atlının bu durumu gibidir."
İbn Mesûd radıyAllahu anh. Tirmizî.
629. Allah Resûlü sallAllahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Allah, bir kulu sevdimi, onu dünyadan korur, tıpkı birinizin, hastasına suyu yasaklaması gibi."
Katâde radıyAllahu anh. Tirmizî.
630. Allah Resûlü sallAllahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Tüm düşüncesi âhiret olan kimsenin, kalbini Allah zengin kılar. Onu derler, toparlar ve dünya ona gelip boyun eğer.
Kimin de bütün kaygısı dünya olursa, Allah onun gözlerinin arasına fakirlik yerleştirir, işlerini darmadağın eder. Dünyadan da ona, sadece kendisi için takdir edilen şey gelir."
Enes radıyAllahu anh. Tirmizî.
631. Allah Resûlü sallAllahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Kim, dünyada lüks bir hayat yaşarsa, âhirette arzu ve isteklerine perde çekilir. Kim, gözünü zenginlerin süsüne dikerse, göklerin yüce katında aşağılanır. Kim de, kendisine verilen az rızka karşı güzel bir sabır ve dayanıklılık gösterirse, Allah onu Firdevs cennetinde istediği yere yerleştirir."
Berâ radıyAllahu anh. Taberânî.
632. Allah Resûlü sallAllahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Dünyada zâhidlik, helâl olan şeyi kendine haram etmek ve malı ziyan etmekle olmaz. Zira zühd, Allah katında olana, kendi elindekinden daha çok güvenmek, bir bela ile karşılaştığı zaman, ondan elde edeceğin sevap nedeniyle, o belanın kalmasını daha çok istemendir."
Ebû Zer radıyAllahu anh. Tirmizî.
633. Bir adam, Peygamber sallAllahu aleyhi ve sellemin yanından geçti. Peygamber sallAllahu aleyhi ve sellem, yanındaki adama dedi ki:
"Bu adam hakkında görüşün nedir?"
"O, insanların önemsediklerindendir. VAllahi, kız kız isterse, verirler. Birine aracılık ederse, kabul olunur."
Peygamber sallAllahu aleyhi ve sellem sustu. Sonra ordan bir başka adam geçti ve onun hakkında:
"Ya bu adam için ne dersin?" diye sordu.
"Ey Allahın Resûlü! Bu, müslümanların fakirlerindendir. Kimse ona kız vermez, aracılık yapsa kabul edilmez, sözü de dinlenmez."
Allah Resûlü sallAllahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Bu adam, öteki adamın tipinde olan yeryüzü dolusu insandan daha hayırlıdır."
Sehl radıyAllahu anh. Buhârî.
634. Allah Resûlü sallAllahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Duymuyor musunuz? Sade giyinmek îmandandır!"
Ebû Ümâme radıyAllahu anh. Ebû Dâvud.
635. Biz Peygamber sallAllahu aleyhi ve sellem ile beraber oturuyorduk. Üzerinde, deri yamalı bir hırkadan başka bir şey bulunmayan Musâb bin Umeyr geldi. Peygamber sallAllahu aleyhi ve sellem, onun Mekkedeki depdebeli hâlini hatırlayarak ağladı. Sonra şöyle buyurdu:
"Biriniz sabahleyin ayrı, öğlenden sonra ayrı elbise giydiği, önüne bir tabak konup öteki kaldırıldığı , evlerinizi bu Kâbenin örtüldüğü gibi örtülere büründürdüğünüz zaman hâliniz nice olur?"
"Ey Allahın Resûlü! Elbette o gün bugünkünden daha iyi olur. Çünkü, o zaman geçim sıkıntımız olmaz, kendimizi tamamen ibadete veririz."
Şöyle buyurdu: "Tersine, bugün siz o günkünden daha iyi durumdasınız."
Ali radıyAllahu anh. Tirmizî.
636. Allah Resûlü sallAllahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Kırda yaşayan darlık bulur, av peşinde koşan gafil olur. Sultanın kapısına gelen fitneye tutulur."
İbn Abbas radıyAllahu anh. Tirmizî.
637. Peygamber sallAllahu aleyhi ve sellemin, bütün gün açlıktan kıvranıp da, karnını doyuracak adi bir hurmayı bile bulamadığını görmüşümdür.
Ömer radıyAllahu anh. Müslim.
638. Allah Resûlü sallAllahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Hüzünlü olmalısınız, çünkü hüzün kalbin anahtarıdır" buyurdu.
"Hüzün nasıl olur?" dediler.
Şu cevabı verdi: "Kendinizi açlığa alıştırın ve susuz kalmayı öğrenin!"
İbn Abbas radıyAllahu anh. Taberânî.
639. Allah Resûlü sallAllahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"iki kurdun bir bahçeye gelip yemesi ve orayı bozması, mal ve makam sevgisinin, müslüman kişinin dinine verdiği zarardan daha zararlı değildir."
İbn Ömer radıyAllahu anh. Bezzâr.
640. Allah Resûlü sallAllahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Tutumlu kişi asla fakir olmaz."
İbn Abbas radıyAllahu anh. Taberânî.
641. Allah Resûlü sallAllahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"insan yaşlanır, fakat ondaki mal tutkusu ve yaşama arzusu genç kalır."
Enes radıyAllahu anh. Buhârî.
642. Allah Resûlü sallAllahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"insanın iki vadi dolusu altını olsa, üçüncüsünü de ister. Onun karnını ancak toprak doldurur. Bununla beraber, Allah, tevbe edenin tevbesini kabul eder."
Enes radıyAllahu anh. Buhârî.
643. Allah Resûlü sallAllahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Ben, sizin görmediklerinizi görür, duyamadıklarınızı da duyarım. Nitekim gök gürledi. Onun gürlemesi hakkıdır. içinde dört parmaklık boş bir yer bile yoktur ki, orada melekler, Allah için alnını yere koyup secde etmesinler.
VAllahi, siz benim bildiklerimi bilseydiniz, az güler çok ağlardınız. Yatakta kadından lezzet duymazdınız. Çöllere çıkıp, haykıra haykıra Allah’a yalvarırdınız.
Kesilen bir ağaç olmayı ne kadar da isterdim!"
Ebû Zer radıyAllahu anh. Tirmizî.
Cevap: Dünya, Ahiret, Zühd, Kanaat İle İlgili Hadisler
maximilian
sağolun paylaşım için Allah razı olsun
Yanıt: Dünya, Ahiret, Zühd, Kanaat İle İlgili Hadisler
mumsema
Ahiret, Dünya, Zühd ve Kanaat hakkında Hadisler
Cevap: Dünya, Ahiret, Zühd, Kanaat İle İlgili Hadisler
nurayhakan
keşke herkes bu hadisleri okuyup ders alsa uyarlasa ALLAH RAZI OLSUN
Hoca
Ahiretle ilgili hadisler
Ahmed İbn Hanbel’in Müsned’inde (IV/288, 397) yer alan rivayetlere göre Hz Peygamber şöyle buyurmuştur: "Mümin kul, dünyadan ayrılmak üzere ve ahirete yöneldiği anda ona semadan beyaz yüzlü melekler iner Yüzleri sanki güneş gibidir Yanlarında Cennet kefenlerinden ve kokularından vardır Onun görebileceği yere otururlar Ölüm meleği gelir, baş tarafına oturur ve şöyle der: "Ey güzel ruh, çık ve Rabbi’nin rızasına ve mağfiretine gel " O da, ağızdan damlayan bir damla gibi çıkar Kâfir kul dünyadan ayrılmak ve ahirete yönelmek üzere olunca, yanında kaba bir elbise olan siyah yüzlü bir melek gelir, onun görebileceği bir yerde oturur, şöyle der:
"Ey çirkin ruh, haydi çık, Rabb’inin öfkesine ve gazabına gel Ruh cesedden korkarak ve güçlükle ayrılır"
Ölümden sonra berzah âleminin ikinci makamı olan kabir hayatı başlar Kabirde ilk zamanlarda ruh cesetle birlikte bulunurlar, beraber azab ve mükâfat görürler Daha sonra ruh cesetten ayrılır ve müstakil olur
Peygamberimiz (sas)’in ifadesine göre; "Kabir ya Cennet bahçelerinden bir bahçe, yahut Cehennem çukurlarından bir çukurdur " (Tirmîzî, Kıyâme, 26)
Kabir hayatı hakkında Peygamberimiz (s.a.s.) şöyle buyuruyor: "Ölüm meleği Mümin kulun ruhunu aldığı zaman melekler onu, göz açıp kapayacak kadar ölüm meleğinin elinde bırakmazlar. Onu alır, bu kefene koyarlar. Ondan, yeryüzünde bulunan mis kokusu gibi bir koku çıkar. Onu melekler arasından geçirirken: "Bu güzel ruh nedir?" derler. Dünyada iken söylenen en güzel ismini söyleyerek: "Falan oğlu falandır" derler. Dünya semasına ulaşıncaya kadar çıkarırlar. Nihâyet Cenâb-ı Allah: "Kulumu ‘İlliyyine’ yazınız. " buyurur. Bu, Cennet’in en yüksek derecesidir. "Ben onu yeryüzündeki cesedine iade edeceğim." İki melek yanına gelir ve: "Rabbin kimdir?" derler. Ruh:
"Rabbim Allah’tır. " der. Onlar:
"Dinin nedir?" derler. Mümin ruh:
"Dinim İslâm ‘dır. " der. Onlar:
"Bunları sana bildiren nedir?" derler. O da:
"Allah’ın kitabını okudum, ona inandım ve tasdik ettim" der.
Bunun üzerine semadan bir ses gelir:
"Kulum doğru söyledi. Cennet’te makamını hazırlayınız. Onun için Cennet’ten bir kapı açınız. der. " (et-Terğîb ve’t-Terhîb,III 369)’teki bir hadiste kâfir kulun ruhunun berzah hayatı hakkında Peygamber Efendimiz (s.a.s.) şöyle buyurmaktadır: "Ölüm meleği kâfir kulun ruhunu aldığı zaman, melekler bu ruhu onun elinde göz açıp kapayıncaya kadar bırakmazlar. Onu hemen kalın bir elbiseye koyarlar. Ondan yer yüzünde bulunan leş kokusu gibi bir koku çıkar. Onu semaya yükseltirler. Meleklerin yanından geçerken: "Bu kötü ruh kimindir?" derler. Melekler, en kötü ismini söyleyerek: "Falan oğlu falandır." derler. Onun için semanın kapısını açmasını isterler, fakat açmazlar." Bu esnada Peygamberimiz (s.a.s.) şu ayeti okudu: "Onlara gök kapıları açılmaz (ruhları göğe yükselmez) ve deve iğnenin deliğinden geçinceye kadar (hiçbir zaman) Cennet’e giremezler." (el-A’raf, 7/40). Allah: "Onun kitabını en aşağı makama yazınız" der. Sonra onun ruhu uzaklaştırılır. Peygamberimiz (sas) sonra şu ayeti okudu: "…Kim Allah’a ortak koşarsa o, sanki gökten düşmüş de kendisini kuş kapıyor veya rüzgâr onu uzak bir yere sürüklüyor gibidir. " (el-Hacc, 22/31). Ruhu cesede iade olunur da iki melek (Münker ve Nekir) gelir, yanına oturur ve:
"Rabbin kimdir?" derler. O da:
"Şey şey, bilmiyorum,"der. Onlar:
"Dinin nedir?" derler, o da:
"Şey şey, bilmiyorum,"der. Onlar:
"Size kim peygamber olarak gönderildi? Peygamberiniz kimdir?" derler:
"Şey şey, bilmiyorum,"der. Bunun üzerine semadan bir ses
"Yalan söyledi, Cehennem’deki yerini hazırlayınız." der. Onun için Cehennem’e bir kapı açarlar. Cehennem’in harareti ve kokusu gelir, kabri daralır ve onu sıkıştırır. Çirkin yüzlü ve kötü elbiseli bir adam gelir ve ona şöyle der:
"Sana yazıklar olsun, va’d olunduğun gün işte bu gündür. " Kâfir ruh ona:
"Sen kimsin? Çirkin yüz kötülük getirdi," der. O da:
"Ben senin çirkin amelinim" der. Bunun üzerine:
"Rabbim, kıyameti koparma." der. Sonra kör, sağır, dilsiz ve elinde balyoz olan birisi gelir. Elindeki bu balyozu bir dağa vursa toprak olur, ona bir vurur, toprak oluverir. Sonra onu Allah eski haline getirir, tekrar bir daha vurur. Öyle bir çığlık atar ki insanlar ve cinlerden başka her şey duyar. "
Ruh, kabirde sorulan suallere verdiği cevaplara göre ya İlliyyîne ya da Siccîn’e gönderilir. Burada, yeniden diriltilecekleri güne kadar emaneten dururlar. Yeniden dirilme gününde ise Allah’ın emri ile tekrar cesetlere girerler. İyi, kötü, bütün ruhların kendi kabirleriyle alâkaları vardır. Bu alâka ile ziyaretçilerini tanırlar. Nimetlerin lezzetlerini, yahutta cehennem’in acısını yanlarında hissederler. Şehidlerin ruhları ise yeşil kuşlar gibi Cennet’lerde otlar ve Arş’ın altında asılı bulunan kandillere sığınırlar,(en-Nisâ, 4/169) Ayette Allah yolunda öldürülen şehidlerin, gerçekte, ölü olmadıkları, Allah katında Cennet nimetleriyle rızıklandırıldıkları bildirilmektedir. Ayrıca şehid ruhlarının, Cennet’te kendilerine yapılan ikramlar nedeniyle, bir daha Allah yolunda öldürülebilmek için ruhlarının cesetlerine iade edilmesini istedikleri bildirilmektedir. {Salih-i Müslim, VI, 38; Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dili Kur’an Dili, II, 1229).
Hz. Peygamber de: "Ben gönderildiğimde Kıyamet şu iki parmağımın birbirine yaklaştığı gibi yaklaşmıştır. " (Buhârî, Vl, 206; Müslim, Terc. Davudoğlu, VlIl, 208) buyurmuştur
Müslim’in Huzeyfe ibn Useyd el-Gifârî’den rivayet ettiği bir hadiste Huzeyfe şöyle buyurmuştur: "Biz aramızda müzakerelerde bulunduğumuz bir esnada Hz. Peygamber (sas) yanımıza geldi ve: "Neyi müzakere ediyorsunuz?" dedi. ‘Kıyamet’i dediler. Şöyle cevap verdi: "On türlü alâmeti görmediğiniz sürece Kıyamet kopmaz. Bunlar, Duman, Deccâl, Dâbbetü’l Arz, Güneşin batıdan doğması, Meryem oğlu İsa’nın inmesi, Ye’cüc ve Me’cüc ile doğudan, batıdan ve Arap yarımadasından bir yerin batması, son olarak da Yemen ‘de bir ateşin çıkmasıdır. " (Müslim, Terc. VIII, 179; Buhârî, Cihad, 94 vd.; Müslim, iman, 248, Zekât 60, Fiten, 17- 18;Ebû Dâvud, Melâhim, 12, Fiten, 1; Tirmîzî, Zühd, 24).
Ebû Hüreyre’den rivayet olunan bir hadiste Peygamberimiz (sas) şöyle buyuruyor: "Üç alâmet vardır ki, bunlar çıktığı zaman, daha önce iman etmiş yahut ta imanında hayır kazanmış olmadıkça hiçbir kimseye imanı fayda vermez: Güneşin batıdan doğması, Deccâl’ın görülmesi ve Dâbbetü’l-Arz’ın zuhuru. " (Buhârî, II, 132; Müslim Terc., I, 95-96).
Kıyametin bu büyük alâmetlerinin dışında Hz. Peygamber’in hadisleriyle sabit olan birçok hâdiseler de Kıyamet’in küçük alâmetleri olarak kabul edilmiştir: Davaları bir olan iki Müslüman topluluğun birbirleriyle harp yapması (Müslim, Terc., V III, 170), ‘herc’, öldürme olaylarının çoğalması (Müslim, Terc., VIII, 171). Karanlık geceler gibi olan fitnelerin çoğalması, müslümanlarla yahudilerin savaşıp, müslümanların onları öldürünceye kadar mücadele etmeleri ve yahudilerin de taşların ve ağaçların arkasına saklanması, ‘Gargat ağacından’ başka bütün taş ve ağaçların:
"Ey müslüman, Ey Allah’ın kulu, yahudi arkamdadır, gel onu öldür" demesi, Hicaz topraklarında bir ateşin çıkıp, Basra’daki develerin boyunlarını aydınlatması, Kahtan’dan bir adamın çıkıp insanları asâsı ile sevketmesi, Fırat nehri altından bir dağ haline gelip, ondan alabilmek için insanların birbirleriyle harp etmesi, cariyenin efendisini doğurması; ayağı yalın, çıplak fakir koyun çobanlarının bina yapmada birbiriyle yarış yapmaları vs. gibi olaylar Kıyamet’in küçük alâmetleri olarak sayılmıştır (Buhârî, Tecrid, IX, 73; Tirmizî, Birr, 25; Fiten, 2; el-Lü’lüü ve’l-Mercân, III, 305, 306-307; et-Tâc, I, 25)
Hz. Peygamber (sas): "Kıyamet gününde insanlar çıplak, sünnet olmamış ve yalın ayak olarak (mahşer meydanına) geleceklerdir. " der. Hz. Âişe: "Ey Allah’ın Resulü, kadın ve erkeklerin hepsi bir arada olunca birbirlerine bakmazlar mı?" diye sorunca Peygamberimiz(sas): "Ey Âişe, o gün, insanların birbirlerine bakamayacakları kadar durum şiddetlidir. " buyurarak "haşr" için toplanan insanların düştükleri sıkıntıyı dile getirmektedir (Müslim, Cennet, 56)
@hmet
< Dünya ve ahiret hayatı ile ilgili hadisler >
20 yıldır terğib hadislerin okurum doymam
@hmet
dünya ve ahiret hayatı ile ilgili hadisler
471. Ebû Hüreyre radıyAllahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallAllahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
Dünya mü’minin zindanı, kâfirin de cennetidir.
Müslim, Zühd 1. Ayrıca bk. Tirmizî, Zühd l6; İbni Mâce, Zühd 3
Hadisten Öğrendiklerimiz
1. Mü’min, dünyaya aşırı bağlanmaktan ve ona sevgi beslemekten uzak olmalıdır.
2. Dünyada Allah’ın emir ve yasaklarına uygun yaşamak, âhirette ebedî mutluluğa ulaşmayı sağlar.
3. Kâfirlere özenerek dünyanın geçici zevk ve eğlencelerine dalmak insanın ebedî hayatını perişan eder.
Kayıtsız Üye
Teşekkür ederim paylaşımınız için. Çok faydalandım efendim. Eğer izniniz olursa hadislerden birini face de paylaşmak istiyorum.
kanaatkar olmak ile ilgili hadisler, dünya ve ahiret hayatı ile ilgili hadisler, dünya ve ahiret ile ilgili hadisler