Kayyum (Kâim) Ne Demektir?
Fetva Meclisi
KAYYÛM (Kâim) NEDİR?
Ayak üzerinde kalmak, kalkmak, düzelmek, bir işi yürütmek, mutedil olmak, hak zâhir ve sâbit olmak, bir işi denetlemek, başlamak anlamlarındaki "k-v-m" kökünden türeyen kâim, Allah’ın sıfatı olarak her şeyi görüp gözeten, koruyan demektir.
Kur’ân’da Allah’ın sıfatı olarak bir âyette geçmiştir: "Her nefsin kazandığını görüp gözeten, koruyan (Allah), hiç böyle olmayan gibi olur mu" (Ra’d, 13/33) "Kâim" ismi, insanlar için de çeşitli anlamlarda kullanılmıştır (Âl-i İmrân, 3/18-39; Meâric, 70/23). Çoğulu kıyâmdır.
Kayyûm, "kâim" kelimesinin mubalağalı şeklidir. Allah’ın sıfatı olarak "kayyûm", zeval bulmayan, devamlı kâim olan, başlangıcı bulunmayan, zâti ile kâim olan, uykusu ve uyuklaması olmayan, yaratıklarını dilediği gibi yöneten, onların rızıklarını, ihtiyaçlarını ve korumalarını üstlenen demektir. Allah’ın bu sıfatı, Kur’ân’da "hayy" kelimesi ile birlikte üç âyette geçmiştir (Bakara, 2/255; Âl-i İmrân, 3/2; Tâ-hâ, 20/111). "Kayyûm" ismi Allah’a özgüdür. Yaratıklar için kullanılmaz. "Kayyûm" ismi Tirmizî ve İbn Mâce’nin, "kâim" ismi ise sadece İbn Mâce’nin el-esmâü’l-hüsnâ ile ilgili rivâyetinde geçmiştir (Tirmizî, Deavat, 83; İbn Mâce, Dua, 10). (İ.K.)
Cevap: Kayyum (Kâim) Ne Demektir?
Yetim
Kayyum hakkında geniş bilgiler için Allah razı olsun melle
Cevap: Kayyum (Kâim) Ne Demektir?
Muhammed
kayyum nedir kısaca sözlük anlamı
- Cami hademesi.
- Belli bir malın yönetilmesi veya belli bir işin yapılması için görevlendirilen kimse.
- 1. gökleri, yeri ve herşeyi tutan. herşeyin varlık sahibi olabilmesi için gerekeni veren. Allah’ın isimlerinden.
- Ezeli ve ebedi olan, değişmeyen.
- Başlangıç, nihayet ve yeniden oluş gibi hallerden münezzeh ve ezelden ebede kaim, daim ve var olan Allah (C.C.). Bütün eşyanın ancak kendisi ile kaim olduğu Cenab-ı Hak.(… Sırr-ı kayyumiyetin cilvesine bu noktadan bakınız ki; bütün mevcudatı ademden çıkarıp, herbirisini bu nihayetsiz fezada $ sırrıyla durdurup, kıyam ve beka verip, umumunu böyle sırr-ı kayyumiyetin tecellisine mazhar eyliyor. Eğer bu nokta-i istinad olmazsa; hiçbir şey kendi başıyla durmaz. Hadsiz bir boşlukta yuvarlanıp ademe sukut edecek.Hem nasıl ki bütün mevcudat, vücudları ve kıyamları ve bekaları cihetinde Kayyum-u Zülcelal’e dayanıyorlar; kıyamları onunladır… Öyle de, mevcudatın keyfiyat ve ahvalinde binler silsilelerin; (temsilde hata olmasın) telefon, telgraf silsilelerinin merkezi ve santral direği hükmünde olan sırr-ı kayyumiyette $ sırriyle, uçları bağlıdır. Eğer o nurani nokta-i istinada dayanmazlarsa, ehl-i akılca muhal ve batıl olan binler devirler ve teselsüller lazım gelecek; belki, mevcudat adedince batıl olan devirler ve teselsüller lazım gelir. Mesela: Bu şey (hıfz veya nur veya vücud veya rızık gibi) bir cihette buna dayanır; bu da ötekine; o da ona… gitgide herhalde nihayetsiz olamaz, bir nihayeti bulunacak.İşte bütün böyle silsilelerin müntehaları; elbette sırr-ı kayyumiyettir. Sırr-ı kayyumiyet anlaşıldıktan sonra, o mevhum silsilelerde birbirine dayanmak rabıtası ve manası kalmaz, kalkar; herşey doğrudan doğruya sırr-ı kayyumiyete bakar. L.)
kaim ne demek, kaim nedir, el kaim ne demek