Rahmeten Lil Alemin

Rahmeten Lil Alemin

Fetva Meclisi
"RAHMETEN LİL ALEMİN"

Kur’an
(Ey Peygamber!) Biz seni başka bir amaçla değil, bütün bir insanlığa sadece rahmet olarak gönderdik. (21.107)
Sevgili Peygamberimizin doğum yıldönümü vesilesiyle bugünkü köşemizi Enbiya suresinin, mealini yukarıda verdiğimiz 107. ayetine ayırdık.

Rahmeten lil’âlemîn ne demek? Âlemler den kasıt ne? Bu âlemler in kapsamına kim ve neler dahil? Rahmet ten neyi anlayacağız? Efendimiz alemlere nasıl rahmet olur? Onun rahmet oluşundan tek tek her birimizin payına düşeni nasıl kesbederiz?

Yoksa biz kesbetmesek de, o rahmet ne yapar eder bizi gelip bulur mu? Eğer bulur idiyse, kendi çağında yaşayıp kendisini bizzat gören, bizzat konuşan, onunla oturup kalkan Ebu Cehil, Ebu Leheb, Ümeyye b. Halef gibilerine neden bir pay dokunmadı?

Bütün bu soruların ayrıntılı cevapları elbette bir köşeye sığmaz. Fakat önce âlemîn in kapsamından başlayalım.

Fatiha’da da geçen bu kavramı, ilk tefsir otoritelerinden Katade tüm yaratıklardır diye tefsir eder. İlk neslin tartışmasız en büyük tefsir otoritesi İbn Abbas bu görüşe itiraz sadedinde yalnızca idrak ve irade sahibi varlıklardır der ve ekler Nebi hayvanları ya da melekleri uyarmak için gönderilmedi . Buna göre âlemîn den maksat insan ve cin gibi hitaba muhatap olan irade sahibi varlıklardır.

Aslında âlemîn kelimesi Süryanice aracılığıyla Arapça’ya girmiş bir kelimedir. Kelimenin aslı olan olem, yüzyıl, uzun zaman, çağ anlamına gelir. Buradan, onun çoğulu olarak tüm zamanlar, o zamanlarda yaşayan tüm insanlar, nesiller ve kuşaklar karşılığına ulaşılır.

Sonuç şudur: Hz. Peygamber, tüm insanlığa gönderilmiş bir peygamberdir. Irk, dil, soy, renk, coğrafya, kültür farkı gözetmeksizin, onun mesajının muhatabı kendi çağında yaşayan ve daha sonra gelecek olan bütün bir insanlık ailesidir.

Bu nedenledir ki tüm insanlık onun ümmetidir. Davetine evet diyenlere ümmet-i icabet , henüz davetinin ulaşmadıklarına ümmet-i davet , yani potansiyel ümmet adı verilir.

Peki onun bütün bir insanlığa rahmet oluşunu nasıl açıklayabiliriz?
Elbette vahiy ile. Vahiy, Allah’ın insanlığa olan rahmet, şefkat ve muhabbetinin bir eseridir. Vahiy, insanlığın önüne açılmış bir gök sofrası , bir mâide dir.

Allah, insana vahiyle tenezzül buyurmuş, vahiy işte bu tenezzül sonucu nüzul etmiştir. Nuzul, arapça’da misafirin önüne çıkartılan mükellef ziyafet sofrasına verilen isimdir. Kur’an’da da bu anlamda geçtiği yerler vardır.

İşte vahiy, insanlığın önüne serilmiş ilahi bir ziyafet sofrasıdır. Efendimizin alemlere rahmet olarak gönderilmesinin anlamı, bu sofranın bütün bir insanlık ailesinin önüne serilmiş olmasıdır.

İnsanlık bu sofraya karşı üç tavır içerisindedirler:

1. Vahiy sofrasının başına oturanlar ve oradan bilgisi, samimiyeti, gayreti oranında nasiplenenler.

2. Vahiy sofrasının başına oturanlar ve fakat ondan hiç yemeyen nasipsizler.

3. O sofranın başına hiç oturmamış olanlar.

Birinciler, Peygamberimizin rahmet oluşundan en çok istifade edenlerdir. Onlar onu vahiyle vahyi onunla tanımaya çabalarlar.
Kur’an’a onun aynası, ona Kur’an’ın aynası gibi bakarlar. Onu tıpkı Hz. Aişe’nin dediği gibi yürüyen Kur’an olarak görürler ve kendileri de örnek alarak, izini takip ederler. Onun örnekliğini tüketmezler, üretirler.

Onlar, onun âlemlere rahmet oluşunun yürüyen şahididirler. Varlıkları, bu ayetin fiili bir tefsiridir. Ne mutlu onlara!..

Mustafa İslamoğlu


Cevap: Rahmeten Lil Alemin

macroh
< Onlar, onun "âlemlere rahmet” oluşunun yürüyen şahididirler. Varlıkları, bu ayetin fiili bir tefsiridir. Ne mutlu onlara!.. >
Allah (cc) razı olduğu kullardan eylesin. Bizlere Resulullahın (sav)2in şefaatinden mahrum etmesin…
Paylaşım için Allah(cc.) Razı olsun…


Yanıt: Rahmeten Lil Alemin

ravza 2
. Vahiy sofrasının başına oturanlar ve oradan bilgisi, samimiyeti, gayreti oranında nasiplenenler.

2. Vahiy sofrasının başına oturanlar ve fakat ondan hiç yemeyen nasipsizler.

3. O sofranın başına hiç oturmamış olanlar.
İnşALLAH birinci şıktaki oturan ve nasiplenen kullardan oluruz sağolasınız kardeşim


Soru: Rahmeten Lil Alemin

Ecrinim
İnsanlık bu sofraya karşı üç tavır içerisindedirler:

1. Vahiy sofrasının başına oturanlar ve oradan bilgisi, samimiyeti, gayreti oranında nasiplenenler.
Birinciler, Peygamberimizin rahmet oluşundan en çok istifade edenlerdir. Onlar onu vahiyle vahyi onunla tanımaya çabalarlar.
Kur’an’a onun aynası, ona Kur’an’ın aynası gibi bakarlar. Onu tıpkı Hz. Aişe’nin dediği gibi "yürüyen Kur’an” olarak görürler ve kendileri de "örnek” alarak, izini takip ederler. Onun örnekliğini tüketmezler, üretirler.

Cenab-ı Allah Kur’an-ı kerimi örnek almayı cümlemize nasip eylesin..
emeğine sağlık,Rahman razı olsun kardeşim


meryemgül1
Kur’an
"(Ey Peygamber!) Biz seni başka bir amaçla değil, bütün bir insanlığa sadece rahmet olarak gönderdik.” (21.107)

Rabbim kuranı kerimi okuyup amel etmemizi nasip eylesin
Allah c.c.razı olsun kardeşim emeğinize sağlık


Fetva Meclisi
Cümlemizden Kardeşlerim….


menzil_guller
< Hz. Peygamber, tüm insanlığa gönderilmiş bir peygamberdir. Irk, dil, soy, renk, coğrafya, kültür farkı gözetmeksizin, onun mesajının muhatabı kendi çağında yaşayan ve daha sonra gelecek olan bütün bir insanlık ailesidir.

Bu nedenledir ki tüm insanlık onun ümmetidir >
.

bütün müslümanlar bunu bir kavrayabilsek ,bütün mü’minlerin kardeş olmasını içimize sindirebilsek, ırkçılık davasıda sona erecektir.Rabbim razı olsun Yaralı Melle kardeşim güzel konulara temas ediyorsunuz emeğinize sağlık….


rahmeten lil alemin anlamı, rahmeten lil alemin ne demek, rahmetellil alemin ne demek

Yorum yapın

1melek.com petinya.net Kompozisyon/ !function(){"use strict";if("querySelector"in document&&"addEventListener"in window){var e=document.body;e.addEventListener("mousedown",function(){e.classList.add("using-mouse")}),e.addEventListener("keydown",function(){e.classList.remove("using-mouse")})}}();