Kıyâmet Alâmetleri Belirdi – Mehmet Şevket Eygi / Millî Gazete
nuhoğlu
ÂHİR zaman alâmetleriyle ilgili olan ve bize tevâtür yoluyla ulaşmış bulunan haberlerin büyük kısmı gerçekleşmiştir. Küçük alametlerin tamamı, büyük alametlerin bir kısmı zuhur etmiştir. Fitne ve fesat ayyuka çıkmıştır. Nifak ve şikak yaygın ve yoğun olmuştur. Maddî ve mânevî yangınlar, âfetler, felâketler dünyayı kasıp kavurmaktadır. Aşağıdaki hususlara dikkatinizi çekmeme izin vermenizi rica ederim:
1. Zina ve bina çok yaygın hale gelmiştir.
2. İki yüz metreyi aşan, başı bulutlara ulaşan dev, şeddadî, nemrudî binalar İstanbul’da göğe ser çekmektedir.
3. Yüz milyonlarca Müslüman, kâfirleri öylesine taklit etmektedir ki, onlar sıçan (kertenkele) deliğine girseler
bunlar da girecektir.
4. Nifak ve şikak son derece yayılmıştır.
5. Müslüman kılığındaki birtakım (mecazî mânada)müşrikler Altın Buzağı dinine girmişler, paraya put gibi
tapmaya başlamışlardır.
6. Niceleri dilleriyleKur’an okurlar ama o Kur’an hançerelerinden aşağı inip kalplerine nüfuz etmez.
7. Yaşları küçük, akılları güdük bir topluluk zuhur eder, onlar Kur’an okurlar, Hayrilberiyye Efendimizin
hadîslerini nakl ederler ama gergin yaydan fırlayıp ava isabet eden, o hızla avdan da çıkıp giden ok gibi
dinden çıkarlar.
8. Müslümanların evlerine "Deccal Gözü" girmiştir. Bu deccal Gözleri ile Müslümanların evleri kârhane,
meyhâne, batakhâne, kumarhâne, puthâne, fısk ve fücur hâne haline gelmiştir.
9. Fâiz ve riba genelleşmiş, yaygın olmuştur.
10. Onların dinleri para, kıbleleri karıdır denilen uğursuz ve meymenetsiz bir tâife zuhur etmiştir.
11. Emanetlere riayet edilmez, emanetlere hıyanet edilir olmuştur. İşler, hizmetler, vazifeler, memuriyetler,
makamlar, mevkiler, kürsiler ehliyetsizlere peşkeş çekilir olmuştur.
12. Emr bi’l-mâruf ve nehy ‘ani’l-münker (İyiliği desteklemek, kötülüğü kösteklemek farzı) terk ve tâtil
edilmiştir.
13. Her türlü fuhşiyyat alenen, cehrî olarak, küstahça işlenir olmuştur.
14. Nice helal yasaklanmış, nice haram helal haline getirilmiştir.
15. Camiler ve mihraplar süslenmiş, lakin vakit namazlarında, hele sabah ve yatsılarda cemaat son derece
azalmıştır.
16. Müslüman toplum namazı terk etmiş şehvetlerine uymuştur.
17. Şeriatın tâzim edilmesini istediği şeylere tahkir edilmeye, tahkir edilmesini istediği şeylere tâzim edilmeye
başlanmıştır.
18. Öncelikle Müslüman fakirlerin ve miskinlerin hakkı olan zekâtlar Şeriata aykırı olarak toplanmaya ve yine
Şeriata aykırı olarak sarf edilmeye başlanmıştır.
19. Ümmet-i Muhammed, karanlık gecede çobansız kalmış, fırtınaya, yağmura, doluya tutulmuş, üstelik
kurtların hücumuna uğramış bir koyun sürüsü gibi İmam-ı Kebirsiz ve Emîrü’l-mü’minînsiz kalmıştır.
20. Münafıklık alametleri olan yalan, emanete hıyanet ve vaadini yerine getirmemek çok yaygın hale gelmiştir.
21. Bir kısım Müslümanlar iman kardeşlerine yavuz, galiz, sert ve merhametsiz hareket eder; İslam düşmanı
kafirlere karşı rikkatli ve merhametli hareket eder olmuşlardır.
22. Kanaat ve iktisat kalkmış, onun yerini lüks, israf, tebzir, saçıp savurma, sefahat almıştır.
23. İslam dünyasında sefihler idarenin başına geçmişlerdir.
24. Yalancı, fâni, aldatıcı dünya tercih edilmiş, âhirete sırt dönülmüştür.
25. Kendilerine din alimi süsü veren birtakım insî şeytanlar, şerirler Kur’an’a, Sünnete, icmâ-i ümmete, Şeriata
aykırı batıl içtihatlar yapmakta, bâtıl fetvalar vermektedir.
26. Ülkede bunca fakir sürünürken, kendilerini dindar sanan ve gösteren bir yığın beyinsiz, Firavunlar ve
Nemrudlar gibi sorumsuzca lüks hayat sürmekte, bin çeşit beyinsizlik sergilemekte, komşusu aç gecelerken
onlar tok sabahlamaktadır.
27. Cahiller alim sayılmakta, gerçek alimler hor ve hakir görülmektedir.
28. Milyonlarca vasıfsız ve gafil Müslümanı birkaç bin kefere ve fecere parmağında oynatmaktadır.
29. Depremler çoğalmıştır.
30. Yanardağlar patlamaya başlamıştır.
31. Seller, su baskınları, toprak kaymaları, denizden yüksek dalgaların gelmesi ve karaları silip süpürmesi,
esrarlı hastalıklar, açlıklar, kıtlıklar, bereketsizlikler çoğalmıştır.
32. Ortalık ulema-i su’ ile dolmuştur.
33. Hak din, doğru yol, kurtuluşun çare ve çözümleri söylendiği, kitaplarda yazılı olduğu halde insanlar bunlara
iltifat etmez olmuştur.
Bu gidişatın sonu ya içinde bulunduğumuz tarihî cycle’in kıyametidir, yahut Büyük Kıyamet’tir. Her hâl ü kârda uyanmamız, kendimize çeki düzen vermemiz; İslam’a, Allahın Kitabına, Peygamberin Sünnetine, Şeriat-ı Garra-i Ahmediyyeye (Allah’ın rızasına uygun şekilde) dönmemiz gerekir.
Herkes kendisinin, çoluk çocuğunun, yakınlarının, halkının, Ümmetin bütün mensuplarının imanını ve ebedî saadetini kurtarmak için ne kadar ilmi, imkanı ve gücü varsa bunları bütünüyle kullanmalıdır.
Bugünden tedbir almazsak, kıyamet savaşları başlayınca geç kalmış olabiliriz.
Kaza-i mübremi değiştirmek elimizde değildir ama imanla ölmek ve ebedî saadete nail olmak için sebeplere, tedbirlere, çarelere tevessül etmek elimizdedir.
Bize hak da bildirilmiştir, bâtıl da. Kim hakka sarılırsa necat bulur, kim bâtıla yönelirse kaybedenlerden olur. "Bilmiyordum" mâzeretimiz yoktur.
Cevap: Kıyâmet Alâmetleri Belirdi – Mehmet Şevket Eygi / Millî Gazete
sina_gk
sagol kardeşim paylaşım için.
Yanıt: Kıyâmet Alâmetleri Belirdi – Mehmet Şevket Eygi / Millî Gazete
zehraoku
ÂHİR zaman alâmetleriyle ilgili olan ve bize tevâtür yoluyla ulaşmış bulunan haberlerin büyük kısmı gerçekleşmiştir Küçük alametlerin tamamı, büyük alametlerin bir kısmı zuhur etmiştir Fitne ve fesat ayyuka çıkmıştır Nifak ve şikak yaygın ve yoğun olmuştur Maddî ve mânevî yangınlar, âfetler, felâketler dünyayı kasıp kavurmaktadır Aşağıdaki hususlara dikkatinizi çekmeme izin vermenizi rica ederim:
1 Zina ve bina çok yaygın hale gelmiştir
2 İki yüz metreyi aşan, başı bulutlara ulaşan dev, şeddadî, nemrudî binalar İstanbul’da göğe ser çekmektedir
3 Yüz milyonlarca Müslüman, kâfirleri öylesine taklit etmektedir ki, onlar sıçan (kertenkele) deliğine girseler
bunlar da girecektir
4 Nifak ve şikak son derece yayılmıştır
5 Müslüman kılığındaki birtakım (mecazî mânada)müşrikler Altın Buzağı dinine girmişler, paraya put gibi
tapmaya başlamışlardır
6 Niceleri dilleriyleKur’an okurlar ama o Kur’an hançerelerinden aşağı inip kalplerine nüfuz etmez
7 Yaşları küçük, akılları güdük bir topluluk zuhur eder, onlar Kur’an okurlar, Hayrilberiyye Efendimizin
hadîslerini nakl ederler ama gergin yaydan fırlayıp ava isabet eden, o hızla avdan da çıkıp giden ok gibi
dinden çıkarlar
8 Müslümanların evlerine "Deccal Gözü" girmiştir Bu deccal Gözleri ile Müslümanların evleri kârhane,
meyhâne, batakhâne, kumarhâne, puthâne, fısk ve fücur hâne haline gelmiştir
9 Fâiz ve riba genelleşmiş, yaygın olmuştur
10 Onların dinleri para, kıbleleri karıdır denilen uğursuz ve meymenetsiz bir tâife zuhur etmiştir
11 Emanetlere riayet edilmez, emanetlere hıyanet edilir olmuştur İşler, hizmetler, vazifeler, memuriyetler,
makamlar, mevkiler, kürsiler ehliyetsizlere peşkeş çekilir olmuştur
12 Emr bi’l-mâruf ve nehy ‘ani’l-münker (İyiliği desteklemek, kötülüğü kösteklemek farzı) terk ve tâtil
edilmiştir
13 Her türlü fuhşiyyat alenen, cehrî olarak, küstahça işlenir olmuştur
14 Nice helal yasaklanmış, nice haram helal haline getirilmiştir
15 Camiler ve mihraplar süslenmiş, lakin vakit namazlarında, hele sabah ve yatsılarda cemaat son derece
azalmıştır
16 Müslüman toplum namazı terk etmiş şehvetlerine uymuştur
17 Şeriatın tâzim edilmesini istediği şeylere tahkir edilmeye, tahkir edilmesini istediği şeylere tâzim edilmeye
başlanmıştır
18 Öncelikle Müslüman fakirlerin ve miskinlerin hakkı olan zekâtlar Şeriata aykırı olarak toplanmaya ve yine
Şeriata aykırı olarak sarf edilmeye başlanmıştır
19 Ümmet-i Muhammed, karanlık gecede çobansız kalmış, fırtınaya, yağmura, doluya tutulmuş, üstelik
kurtların hücumuna uğramış bir koyun sürüsü gibi İmam-ı Kebirsiz ve Emîrü’l-mü’minînsiz kalmıştır
20 Münafıklık alametleri olan yalan, emanete hıyanet ve vaadini yerine getirmemek çok yaygın hale gelmiştir
21 Bir kısım Müslümanlar iman kardeşlerine yavuz, galiz, sert ve merhametsiz hareket eder; İslam düşmanı
kafirlere karşı rikkatli ve merhametli hareket eder olmuşlardır
22 Kanaat ve iktisat kalkmış, onun yerini lüks, israf, tebzir, saçıp savurma, sefahat almıştır
23 İslam dünyasında sefihler idarenin başına geçmişlerdir
24 Yalancı, fâni, aldatıcı dünya tercih edilmiş, âhirete sırt dönülmüştür
25 Kendilerine din alimi süsü veren birtakım insî şeytanlar, şerirler Kur’an’a, Sünnete, icmâ-i ümmete, Şeriata
aykırı batıl içtihatlar yapmakta, bâtıl fetvalar vermektedir
26 Ülkede bunca fakir sürünürken, kendilerini dindar sanan ve gösteren bir yığın beyinsiz, Firavunlar ve
Nemrudlar gibi sorumsuzca lüks hayat sürmekte, bin çeşit beyinsizlik sergilemekte, komşusu aç gecelerken
onlar tok sabahlamaktadır
27 Cahiller alim sayılmakta, gerçek alimler hor ve hakir görülmektedir
28 Milyonlarca vasıfsız ve gafil Müslümanı birkaç bin kefere ve fecere parmağında oynatmaktadır
29 Depremler çoğalmıştır
30 Yanardağlar patlamaya başlamıştır
31 Seller, su baskınları, toprak kaymaları, denizden yüksek dalgaların gelmesi ve karaları silip süpürmesi,
esrarlı hastalıklar, açlıklar, kıtlıklar, bereketsizlikler çoğalmıştır
32 Ortalık ulema-i su’ ile dolmuştur
33 Hak din, doğru yol, kurtuluşun çare ve çözümleri söylendiği, kitaplarda yazılı olduğu halde insanlar bunlara
iltifat etmez olmuştur
Bu gidişatın sonu ya içinde bulunduğumuz tarihî cycle’in kıyametidir, yahut Büyük Kıyamet’tir Her hâl ü kârda uyanmamız, kendimize çeki düzen vermemiz; İslam’a, Allahın Kitabına, Peygamberin Sünnetine, Şeriat-ı Garra-i Ahmediyyeye (Allah’ın rızasına uygun şekilde) dönmemiz gerekir
Herkes kendisinin, çoluk çocuğunun, yakınlarının, halkının, Ümmetin bütün mensuplarının imanını ve ebedî saadetini kurtarmak için ne kadar ilmi, imkanı ve gücü varsa bunları bütünüyle kullanmalıdır
Bugünden tedbir almazsak, kıyamet savaşları başlayınca geç kalmış olabiliriz
Kaza-i mübremi değiştirmek elimizde değildir ama imanla ölmek ve ebedî saadete nail olmak için sebeplere, tedbirlere, çarelere tevessül etmek elimizdedir
Bize hak da bildirilmiştir, bâtıl da Kim hakka sarılırsa necat bulur, kim bâtıla yönelirse kaybedenlerden olur "Bilmiyordum" mâzeretimiz yoktur
Soru: Kıyâmet Alâmetleri Belirdi – Mehmet Şevket Eygi / Millî Gazete
Arsoy
ÂHİR zaman alâmetleriyle ilgili olan ve bize tevâtür yoluyla ulaşmış bulunan haberlerin büyük kısmı gerçekleşmiştir. Küçük alametlerin tamamı, büyük alametlerin bir kısmı zuhur etmiştir. Fitne ve fesat ayyuka çıkmıştır. Nifak ve şikak yaygın ve yoğun olmuştur. Maddî ve mânevî yangınlar, âfetler, felâketler dünyayı kasıp kavurmaktadır. Aşağıdaki hususlara dikkatinizi çekmeme izin vermenizi rica ederim:
1. Zina ve bina çok yaygın hale gelmiştir.
2. İki yüz metreyi aşan, başı bulutlara ulaşan dev, şeddadî, nemrudî binalar İstanbul’da göğe ser çekmektedir.
3. Yüz milyonlarca Müslüman, kâfirleri öylesine taklit etmektedir ki, onlar sıçan (kertenkele) deliğine girseler
bunlar da girecektir.
4. Nifak ve şikak son derece yayılmıştır.
5. Müslüman kılığındaki birtakım (mecazî mânada)müşrikler Altın Buzağı dinine girmişler, paraya put gibi
tapmaya başlamışlardır.
DZALBAY
Bize hak da bildirilmiştir, bâtıl da. Kim hakka sarılırsa necat bulur, kim bâtıla yönelirse kaybedenlerden olur. "Bilmiyordum" mâzeretimiz yoktur.
Güzel paylaşım…
Allah CC razı olsun.