Aşkın dereceleri
İnşirah
Aşk işinde hem sevgililerin hem de âşıkların dereceleri birbirlerinden farklıdır. Sevgilinin mayası ne kadar yüksek ve değerli ise âşıkın himmet ve gayretinin mayası da o derece asil bir hamurdan olur.
Böylece muhabbet kendi dengi ile ölçülecektir. Sevenler arasındaki ruhanî münasebetler, ikisi arasında bir âşinalık doğurur. Böylece mizaçları bir derecede eşit olanlar, ruhlarının şeref ve yüksekliği açısından da birbirlerini kabule hazırlanırlar, arada bir feyiz ve uzlaşma kendini gösterir, Rahmanî sevgi başlar.
Nitekim âşıkın bu mertebelere yükselen meyil, alaka ve cezbesi, içinden dışarıya vurunca, âşıkın kendini fazla göstermez olur, bir sarmaşık gibi varlığını kaplar ve hatta ihtiyarını şaşırtır. Artık onda olan varlık, yalnızca sevgiliye ait olan varlıktır ve âşık bunun sınırının nereden nereye olduğunu bile unutur. Bu durumda sevgilinin va’detmesi, sitem veya azletmesi, yaklaştırma veya dostluk vermesi gibi haller âşık için birdir. Yani sevgilinin lutfu veya kahrı, cemali ve celali âşık için müsavidir.
Sevgi, eserden müessire doğru derecelenerek yaşanır. Suret, müessirden varlık alemine yansıyan bir eserdir ve insanlar suretlere bakarak güzelliği görür. Bu görüşün en yüksek derecesi ruhlarında aydınlık olanların bakışlarına yansır. Onlar, hiç ayırım yapmaksızın her tür surete bakınca Hakk’ın tecellisinden gayrısını görmezler. Bu yol velilerin aşkına çıkar ve sonunda vahdete (Bir ile birlik olma) varır. Artık âşık mutlak güzelliğin içinde yaşamaktadır.
İkinci yüksek derecede ruhlarını mücahede ile aydınlatmaya çalışanlar bulunur. Bunlar aşkın mücerret mânâsına yaklaşmış, insan suretlerinin güzelliğinde gerçek Sevgili’nin tecellisini ve güzelliğini görür olmuşlardır. Aşk ateşi bu kimselerin içini öyle aydınlatır ve yakar ki, artık orada sevgiliden başkasına ait ilgiler görünmez olmaya, sevgi dışındaki şeyler aşk ateşinde kül olmaya başlar. Böylece mutlak güzellik mukayyet güzelliğin içinden süzülür; mecazî aşk, hakiki aşkın rengine bürünür.
Üçüncü derecede aşkı tanıdığı halde ilerleme gösteremeyenler durur. Burada sevgi, suretlerin görünen biçimlerine takılıp kalır ve perdenin arkasını görmekte zorlanır. Dünya ilgileri ve sevgiliye yoğunlaşamama dolayısıyla yolda ilerlemeler aksar; maddi olan suretlere takılıp kalındığı için de daima keşmekeş içinde çırpınılır, fitne ve nefsin arzuları aşkın ışığını söndürür, âşıkın gözüne hakikati göstermez olur.
Şekle ve surete bağlanma, gerçek güzelliği görmeye bir engel teşkil edince de aşk yolunda ulaştıkları dereceden geriye döndürülürler. O yüzden büyükler, Tanıdıktan sonra inkar etmekten ve tecelliyi gördükten sonra örtülü kalmaktan Hakk’a sığınırız! derlermiş. Bu tür âşıklar, geceleyin önlerine su dolu bir leğen koyup leğende mehtap seyrine yeltenenler gibidir ki başlarını kaldırıp bakabilseler, mehtabın yukarılarda olduğunu göreceklerdir. Ancak dünya ilgisi olan leğen onların başlarını kaldırmalarına hep bir engel olarak sürüp gidecektir.
Dördüncü derece aşkın dışında kalma halidir. Suretlere bakarak güzelliği görmekle birlikte aşkın en alt derecesinde nefislerine uyarak dünyalık güzelin seyrine takılıp kalan bu tipler, şehvet ve behimilik vadisinde kendilerince bir yol tutturmuşlardır ki ne mutlak güzellikten, ne de aşkın gerçeğinden haberleri vardır. Sevginin sırrı üzerlerinden alınmıştır, letafet ve incelik vasıfları körlenmiştir. Bunlar yaratılışlarındaki aşağılardan da aşağı lık vasfına uyarak sevgili sandıkları birtakım kalıpları kucaklarlar ve nefislerinin arzularına aşk adını verirler.
İmdi, bu anlattığımız yüksek âşıklar bu çağda da var mıdır denilirse; hiç şüphesiz Allah’ın sevgili kulları her devirde yaşar, deriz. Hatta onları kimsecikler bilmese de!…
Sözü Molla Camî’nin bir rubaisi ile noktalayalım: Ne zamana kadar hevâ ve hevesinin peşinde dolaşacak, gerçek aşk yerine nefsinin arzusuna meyledeceksin? Servinin gölgesine örtünü sermişsin de servinin varlığından haberin yok; gölgede oyalanıyorsun.
İskender PALA
Cevap: Aşkın dereceleri
brgrbdrvs
Allah razı olsun İskender beyin yazıları çok güzel
Yanıt: Aşkın dereceleri
İnşirah
< Allah razı olsun İskender beyin yazıları çok güzel >
Rabbim sendende razı olsun
Evet iskender pala nın yazılarını bende beğeni ile okuyorum ve paylaşıyorum
Soru: Aşkın dereceleri
neva
aşkın derecesi olmaz diye düşünüyorum.
İnşirah
< aşkın derecesi olmaz diye düşünüyorum. >
Askin dereceleri
Her seyde oldugu gibi askta da dereceler vardir.
"Leyla´si için cöllere düsen Mecnun´un askiyla en kücük bir engeli görünce birakip giden bir gencin aski ayni mi?
Sevdasi için daglari delen Ferhat´la zoru görünce kacan bir delikanli ayni kefeye konur mu?”
Konmaz elbette. Aralarinda yerden göge kadar fark var. Her ne kadar modern dünyanin bize dayattigi yasayis bicimi, aski ve sevgiyi yipratsa da, kesinlikle öldürmedi. Bugün de gelip gecici heveslerin yani sira olümüne sevdaya tutanlar mevcut. Ister asirlar öncesi yasanip bitsin, ister bugünkü dünyada halen yasansin, askin derecelerini üce ayirabiliriz:
1. GELIP GECICI HEVESLER:
Birkac kez görüserek güzelliginden, huyundan, tavir ve davranislarindan hoslandiginiz kimseler olmustur. Gördügünüzde kalbinizde bir seyler kipirdar, ama her zaman onu düsünmezsiniz. Bakarsiniz, ailesinden birisi size kötü davranir veya engel olur, hemen birakirsiniz. Ayrildiginizda fazla üzülmez, hatta bazen "Ben zaten fazla ciddi düsünmemistim” der, siyrilirsiniz. Iste bu tür sevgi gelip gecici hevestir.
2. DENGELI SEVGILER:
Kimi gencler, sevgiye ve aska gereken önemi verir, ancak kendisini tamamen birakmaz, isini, okulunu, ailesini ihmal etmez. Aslinda istedigi maksada ulusanlar da bunlardir. Cünkü, sevdiginizle mutlu bir sekilde yasamak için ask yeterli degildir. Birlikteligi sürdürmenin, parasal ve sosyal yönü vardir. Belarli bir egitim ve kültür seviyesi, ihtiyaclarinizi karsilayabileceginiz bir meslek edinmeniz sarttir. Tabi belirli bir olgunluk yasina erismek, cevreyle uyumlu yasamak, sosyal faaliyetleri dikkate almak gerekir. Cünkü, ask her ne kadar önemliyse de, her sey asktan ibaret degildir. Bir genc, sevdigini ölücülü sevmeli, "bize sevgiyi veren, ve sevdigimizi yaratani” hiç unutmamalidir. Onun bizden istekleri hicbir zaman ne aska, ne de bir baska seye feda edilemez. Sevdiginiz veya seveceginiz, basta Allah olmak üzere sayisiz varlik vardir. Zaten Rabb´imiz bütün evreni kaplayacak bir sevgiyi kalbimize yerlestirmistir. Eger karsi cinsten sevgiliniz, bütün sevgileri toplar, digerleri gölgede kalirsa, dünyada da, ahirette de mutlu olamazsiniz. Bunun için sevgiyi ve aski önemseyin, ancak akli, mantigi, muhakemeyi, sagduyuyu ve dengeli hareket etmeyi hicbir zaman ihmal etmeyin. Böyle hareket ederseniz, hem basarili, hem mutlu olursunuz.
3. KARA SEVDALAR:
Karasevdaya tutulan bir asik, mâsukundan baska bir sey görmez. Sanki dünya ondan ibarettir. Okulunu, isini, ailesini ihmal eder. Kendisine bakmaz. Derbeder bir hayati vardir. Kara sevdalarinin büyük bir kismi platoniktir. Ya asik olan kisi sevdigine kavusamayacagini bile bile askin narina yanar ya da bütün cabalarina ragmen kavusamaz. Ondan aci bir söz duydugunda dünyasi yikilir, günlerce üzülür. Kücük bir iltifatina dünyalari verir. Onu hosnut etmek için varini yogunu ortaya kor.Askin bu derecesi, bir nevi delilik veya hastalik halidir. Ask atesten bir gömlek gibidir. Kim giyerse, yakar kül eder. Ama asil maharet kül olmamiktir. Cünkü kül olmanin ne size, ne sevdiginize ne geleceginize bir faydasi vardir. Ne yazik ki asik bunu düsünecek durumda degildir. o bir kere karasevdaya tutlumus, SIRILSIKLAM asik olmustur. Artik baska bir sey düsünemez hale gelir. Hast olur, yataklara düser. Hatta aklini kaybeden bile vardir… Askin üc farkli derecesi, hicbir zaman bastan sona kadar böyle devam etmez. Bazen gelip gecici bir heves gibi baslar, giderek karasevdaya dönüsür. Bazen SIRILSIKLAM asik olurusunuz, ama sevgilinizde gördügünüz hata ve EKSIKLER ya da birkac aylik ayriliklar sizi ondan sogutur, dengeli bir sevgide karar kilarsiniz. Bazen bastan sona ayni seviyede. söz gelisi dengeli sevgide isi götürürsünüz.
Benim tavsiyem, ne pahasina olursa olsun, her seyi oldugu gibi kabul edin ve belirli bir dengede götürürn. Zira, dengesizlik kazandirmaz, kaybettirir…
Bu aktardigim kesit Sayin Cemil Tokpinar’in
"Genclik ve Ask" kitabindan alintidir…
neva
benim için sadece insan değil yüce yaratanımızın aşkıda vardır..
dengesizliği bazen ne olduğu nerde dengesizlik yapıldığı bilinmez çünkü insan bazı huylarından habersiz yaşıyor veya kabullenemiyorlar..
imamhatipli42
< Sözü Molla Camî’nin bir rubaisi ile noktalayalım: "Ne zamana kadar hevâ ve hevesinin peşinde dolaşacak, gerçek aşk yerine nefsinin arzusuna meyledeceksin? Servinin gölgesine örtünü sermişsin de servinin varlığından haberin yok; gölgede oyalanıyorsun.” >
Gerçek aşkı yaşayabilmek duasıyla.
Allah (cc) razı olsun emeğinize sağlık..
eslem22
Benim tavsiyem, ne pahasina olursa olsun, her seyi oldugu gibi kabul edin ve belirli bir dengede götürürn. Zira, dengesizlik kazandirmaz, kaybettirir…
güzel bir tavsiye inşirah kardeşim ama insanın elinde olsa bide….
mirosman
ah gardaslar aski anlatmak yazmak mumkun olurmu deryalar olsa murekkep birharfini doldurmaz soz ile bilinmez soyleyen bilmez bilense soylemez. birkelam asik oldur masuk ol selamlar
mirosman
askin enson derecesi yokluktur selamlar
cansevdam
HERCEK ASK DUYULACAK BİRTEK SEY HZ ALLAH cc duyulan sevgi bos deildir engüzel sevgi o nadır
yaradanı severim yaradandan ötürü
diyebilimek
αѕαвє
<
Askin dereceleri
Her seyde oldugu gibi askta da dereceler vardir.
"Leyla´si için cöllere düsen Mecnun´un askiyla en kücük bir engeli görünce birakip giden bir gencin aski ayni mi?
Sevdasi için daglari delen Ferhat´la zoru görünce kacan bir delikanli ayni kefeye konur mu?”
Konmaz elbette. Aralarinda yerden göge kadar fark var. Her ne kadar modern dünyanin bize dayattigi yasayis bicimi, aski ve sevgiyi yipratsa da, kesinlikle öldürmedi. Bugün de gelip gecici heveslerin yani sira olümüne sevdaya tutanlar mevcut. Ister asirlar öncesi yasanip bitsin, ister bugünkü dünyada halen yasansin, askin derecelerini üce ayirabiliriz:
1. GELIP GECICI HEVESLER:
Birkac kez görüserek güzelliginden, huyundan, tavir ve davranislarindan hoslandiginiz kimseler olmustur. Gördügünüzde kalbinizde bir seyler kipirdar, ama her zaman onu düsünmezsiniz. Bakarsiniz, ailesinden birisi size kötü davranir veya engel olur, hemen birakirsiniz. Ayrildiginizda fazla üzülmez, hatta bazen "Ben zaten fazla ciddi düsünmemistim” der, siyrilirsiniz. Iste bu tür sevgi gelip gecici hevestir.
2. DENGELI SEVGILER:
Kimi gencler, sevgiye ve aska gereken önemi verir, ancak kendisini tamamen birakmaz, isini, okulunu, ailesini ihmal etmez. Aslinda istedigi maksada ulusanlar da bunlardir. Cünkü, sevdiginizle mutlu bir sekilde yasamak için ask yeterli degildir. Birlikteligi sürdürmenin, parasal ve sosyal yönü vardir. Belarli bir egitim ve kültür seviyesi, ihtiyaclarinizi karsilayabileceginiz bir meslek edinmeniz sarttir. Tabi belirli bir olgunluk yasina erismek, cevreyle uyumlu yasamak, sosyal faaliyetleri dikkate almak gerekir. Cünkü, ask her ne kadar önemliyse de, her sey asktan ibaret degildir. Bir genc, sevdigini ölücülü sevmeli, "bize sevgiyi veren, ve sevdigimizi yaratani” hiç unutmamalidir. Onun bizden istekleri hicbir zaman ne aska, ne de bir baska seye feda edilemez. Sevdiginiz veya seveceginiz, basta Allah olmak üzere sayisiz varlik vardir. Zaten Rabb´imiz bütün evreni kaplayacak bir sevgiyi kalbimize yerlestirmistir. Eger karsi cinsten sevgiliniz, bütün sevgileri toplar, digerleri gölgede kalirsa, dünyada da, ahirette de mutlu olamazsiniz. Bunun için sevgiyi ve aski önemseyin, ancak akli, mantigi, muhakemeyi, sagduyuyu ve dengeli hareket etmeyi hicbir zaman ihmal etmeyin. Böyle hareket ederseniz, hem basarili, hem mutlu olursunuz.
3. KARA SEVDALAR:
Karasevdaya tutulan bir asik, mâsukundan baska bir sey görmez. Sanki dünya ondan ibarettir. Okulunu, isini, ailesini ihmal eder. Kendisine bakmaz. Derbeder bir hayati vardir. Kara sevdalarinin büyük bir kismi platoniktir. Ya asik olan kisi sevdigine kavusamayacagini bile bile askin narina yanar ya da bütün cabalarina ragmen kavusamaz. Ondan aci bir söz duydugunda dünyasi yikilir, günlerce üzülür. Kücük bir iltifatina dünyalari verir. Onu hosnut etmek için varini yogunu ortaya kor.Askin bu derecesi, bir nevi delilik veya hastalik halidir. Ask atesten bir gömlek gibidir. Kim giyerse, yakar kül eder. Ama asil maharet kül olmamiktir. Cünkü kül olmanin ne size, ne sevdiginize ne geleceginize bir faydasi vardir. Ne yazik ki asik bunu düsünecek durumda degildir. o bir kere karasevdaya tutlumus, SIRILSIKLAM asik olmustur. Artik baska bir sey düsünemez hale gelir. Hast olur, yataklara düser. Hatta aklini kaybeden bile vardir… Askin üc farkli derecesi, hicbir zaman bastan sona kadar böyle devam etmez. Bazen gelip gecici bir heves gibi baslar, giderek karasevdaya dönüsür. Bazen SIRILSIKLAM asik olurusunuz, ama sevgilinizde gördügünüz hata ve EKSIKLER ya da birkac aylik ayriliklar sizi ondan sogutur, dengeli bir sevgide karar kilarsiniz. Bazen bastan sona ayni seviyede. söz gelisi dengeli sevgide isi götürürsünüz.
Benim tavsiyem, ne pahasina olursa olsun, her seyi oldugu gibi kabul edin ve belirli bir dengede götürürn. Zira, dengesizlik kazandirmaz, kaybettirir…
Bu aktardigim kesit Sayin Cemil Tokpinar’in
"Genclik ve Ask" kitabindan alintidir…
>
Allah kimseyi kara sevdaya düşürmesin:D hiç de iç acıcı görünmüyor =)
< Benim tavsiyem, ne pahasina olursa olsun, her seyi oldugu gibi kabul edin ve belirli bir dengede götürürn. Zira, dengesizlik kazandirmaz, kaybettirir… >
İnşAllah her zaman dengede kalırız…Sevgimiz ne az olsun ne fazla =)
melek68
Benim askim karasevda, imkansiz ask gibiydi, gururlandik birbirimizden kactik..
Ama biliyorduki , iki insan bu kadar benzeyemez birbirine, biz aylarca konusmasak bile
bulustugumuz gun , birbirimizin gozlerine baktigimizda , o alev yine yakardi ikimize de…
Benim sevdigim Oldu… O na dua ederek yardımcı olmak istiyorum, O na kavusma umudiyle yasiyorum..Icim o kadar sizliyor ki; ama kizamiyorum , feryad etmiyorum , Hamd olsun ki Allahima , o nu O ‘na emnaet ediyorum ve her gece ruhu na dua ediyorum.. Icimde tek bir soru , o da bekliyormudur beni, kavusabilecek miyim o na , yahya ma … Allahim o nun da benim de , gunahlarimizi af eylesin…
Sesimi duyabilirmi , oldugu yerden?? Dualarimi , siirlerimi , sevgimi gorebilirmi oldugu yerden??? Eminim ki , mezarinda rahta yatiyordur, namazını , zekatini, eksik etmez idi, orucu nu aksatmazdi… bu sorularima cevap verirseniz çok memnun olurum
saygilarimla
aşkın dereceleri, aşk derecesi, aşk dereceleri