Öşür…Tarım Ürünleri ve Meyvelerin Nisabı….

Öşür…Tarım Ürünleri ve Meyvelerin Nisabı….

Desert Rose
Tarım ürünlerinin ve meyvelerin nisabı:
Tarım ürünleri ve meyveler, yağmur suyu ile veya masraf yaparak sulama durumuna göre onda bir veya yirmide bir zekâta tâbidir. Bu zekâta "öşür" adı verilir. Ebû Hanîfe’ye göre tarım ürünlerinde nisap cereyan etmez. Topraktan insan emeği ile yetişip çıkan buğday, arpa, pirinç, darı, karpuz, patlıcan, şeker kamışı gibi öşür arazisi ürünlerine, az olsun çok olsun, öşür adıyla zekât gerekir. Delil, konu ile ilgili ayet ve hadislerin genel anlamıdır. "Tarım ürünlerinden hasat zamanı (yoksulun) hakkını verin" (el-En’âm, 6/141); Kazandıklarınızın ve sizin için yerden çıkardıklarımızın helâl ve temiz olanlarından Allah için harcayın" (el-Bakara, 2/267).
Hadiste şöyle buyurulur: "Toprağın çıkardığı şeylerde öşür vardır" (ez-Zeylaî, a.g.e., II, 384). Ebû Yûsuf ve İmam Muhammed’e göre ise, tarım ürünlerinin nisabı 1 tondur. 1 ton’a (5 vesak) ulaşmayan hububattan ve insanların ellerinde bozulmadan bir yıl kadar kalmayacak sebzelere öşür gerekmez. Şâfiî, Mâlikî ve Hanbeliler de 5 vesak’ı tarım ürünleri için nisap miktarı olarak almışlardır. Ancak vesak miktarının hesaplanmasında mezhepler arasında görüş ayrılıkları olmuştur

(el-Kâsânî, a.g.e., II, 57-63; eş-Şîrâzî, el-Mühezzeb, I, 156 vd.; İbn Kudâme, a.g.e., II, 690-695; İbnül-Hümâm, Fethul-Kadîr, II, 2 vd.; ez-Zühaylî, a.g.e., II, 802 vd.). Bu nisabın delili Hz. Peygamber’in; "Beş vesak (bir ton) tan daha az kuru hurmada zekât yoktur" (eş-Şevkânî, a.g.e., IV,126, 138, 141) hadisidir.


Cevap: Öşür…Tarım Ürünleri ve Meyvelerin Nisabı….

hbevci
ALLAH razı olsun.lakın daha detay gereklı.mumkunmu?


Yanıt: Öşür…Tarım Ürünleri ve Meyvelerin Nisabı….

Desert Rose
< ALLAH razı olsun.lakın daha detay gereklı.mumkunmu?
>

Amin kardeşim detay derken…


Soru: Öşür…Tarım Ürünleri ve Meyvelerin Nisabı….

hbevci
< Şâfiî, Mâlikî ve Hanbeliler de 5 vesak’ı tarım ürünleri için nisap miktarı olarak almışlardır. Ancak vesak miktarının hesaplanmasında mezhepler arasında görüş ayrılıkları olmuştur >
yane bılgı edınmek ıcın ıstedım sadece.


Desert Rose
< yane bılgı edınmek ıcın ıstedım sadece.

>
Tamam kardeşim daha detaylı olarak ekleyeceğim İnşaAllah.
selam ve dua ile…


hbevci
Ebû Yusuf ve Imam Muhammed’e göre, toprak mahsulleri beş vesk (bir ton)

desert.rose kardesım senden ben basak bır yardım ısteyeyım???
zekatta nısap mıktarı 80 gr
80.17 gr
80.18gr olarak 3cesıt yazıyor yazılarda.
bunu gercegı yada detayını bılıyormusn???


Desert Rose
Öşürü verilecek mahsulatın en az ne kadar olması lâzımdır?
İmameyn, beş vesak (998.4 kg), yani yaklaşık olarak bir tonu bulunca öşür vermek gerekir, demişlerdir. İmam Azam Hazretleri, "Az veya çok olsun verilmesi gerekir" demektedir. İbn-i Abidin adlı eserin 2. cildinin 67. sayfasında İmam-ı Azam’ın içtihadı için "sahih olan budur" denilmektedir. İhtiyata uygun hareket etmek için az veya çok, yaş veya kuru her mahsulden öşür verilmelidir.
Öşür verilmesi gereken araziden çıkan mahsullerden alınacak öşür, hangi nisbetler üzerinden alınacaktır?
Bir toprak, yağmur ile, akan çayların suları ile sulanmakta ise çıkan mahsulün onda birini öşür olarak vermek gerekmektedir. Şayet, dolap ile, su motoru ile, hayvan koşarak çıkarmakla veya para karşılığı alınan su ile sulanıp mahsul yetiştiriliyor ise yirmide birini öşür olarak vermek gerekir.
Topraktan çıkan mahsullerin öşüründe belirli bir nisap var mıdır?
İmam Ebu Hanife’ye göre, yaş ve kuru mahsullerin az veya çok miktar olanından öşür vermek gerekir. İmam Ebu Yusuf ve İmam Muhammed’in müşterek ictihadlarına göre bir sene dayanabilen mahsullerin miktarı beş vesak (yaklaşık olarak bir ton’u) bulunca öşrünü vermek gerekir. Bu miktarı bulmayan kuru mahsullerin veya sahiplerinin ellerinde bir yıl kalmayacak meyve ve sebzelerin öşrünü vermek gerekmez. Tercih sahibi fakihler, fakirin haline ve ihtiyata daha uygun olduğu için, İmam-ı Azam’ın içtihadına "sahih olan budur" demişlerdir.


hbevci
ALLAH ARAZI OLSUN..
< desert.rose kardesım senden ben baska bır yardım ısteyeyım???
zekatta nısap mıktarı 80 gr
80.17 gr
80.18gr olarak 3cesıt yazıyor yazılarda.
bunu gercegı yada detayını bılıyormusn??? >


Desert Rose
< desert.rose kardesım senden ben basak bır yardım ısteyeyım???
zekatta nısap mıktarı 80 gr
80.17 gr
80.18gr olarak 3cesıt yazıyor yazılarda.
bunu gercegı yada detayını bılıyormusn??? >

Buyur bu yazıyı oku kardeşim umarım yardımcı olur sana….
Kaynak olarak gösterilen ilmihal sağlam kaynaktır hbevci kardeşim.

Nisab mikarını buldukları takdirde altın ve gümüş zekata tabidir. Altının nisabı 20 miskaldır. (80, 18 gr.) Buna göre nisab miktarını bulan altının kırkta birini zekat olarak vermek gerekir.
Gmüşün nisabı ise 200 dirhemdir. (561 gr.) Nisab miktarı gümüşe sahip olan kişinin de bunun kırkta birini zekat olarak vermesi gerekir. Bu anlatılanlar, takılar dışındaki altın ve gümüşlerle ilgili hükümlerdir.
Kadınların aşırıya kaçmayacak miktarda takıları zekata tabi değildir. Kadının 200 miskali (818 gr.) aşmayan miktardaki takıları, aşırı miktarda sayılmadığı için zekattan muaftır.
Hanefi mezhebine göre ise kadının altın takıları 20 miskalden (80, 18 gr.) fazla olursa zekata tabi olur.
Kişi her bir nisab miktarından az olan altını ile gümüşünü, nisabı tamamlamak için bir birine eklemek mecburiyetinde değildir. Mesela bir kişinin 10 miskal (40, 9 gr.) altını ile 100 dirhem (280,5 gr) gümüşü varsa bu ikisinin toplamı nisaba ulaşsa bile bu kişi zekat vermekle yükümlü olmaz. Bu hüküm Şafii mezhebine göredir.
Şafii mezhebi dışındaki diğer mezheplere göre her biri nisab miktarından az olan ama ikisinin toplamı nisaba ulaşacak miktarda altın ve gümüşe sahip bulunan bir kişi bu altınları ile gümüşünün toplamından kırkta birini zekat olarak verir. Nisab mikarını buldukları takdirde altın ve gümüş zekata tabidir. Altının nisabı 20 miskaldır. (80, 18 gr.) Buna göre nisab miktarını bulan altının kırkta birini zekat olarak vermek gerekir.
Kadınların aşırıya kaçmayacak miktarda takıları zekata tabi değildir. Kadının 200 miskali (818 gr.) aşmayan miktardaki takıları, aşırı miktarda sayılmadığı için zekattan muaftır.
Hanefi mezhebine göre kadının altın takıları 20 miskalden (80, 18 gr.) fazla olursa zekata tabi olur.
Kişi her bir nisab miktarından az olan altını ile gümüşünü, nisabı tamamlamak için bir birine eklemek mecburiyetinde değildir. Mesela bir kişinin 10 miskal (40, 9 gr.) altını ile 100 dirhem (280,5 gr) gümüşü varsa bu ikisinin toplamı nisaba ulaşsa bile bu kişi zekat vermekle yükümlü olmaz.
Şafii mezhebi dışındaki diğer mezheplere göre her biri nisab miktarından az olan ama ikisinin toplamı nisaba ulaşacak miktarda altın ve gümüşe sahip bulunan bir kişi bu altınları ile gümüşünün toplamından kırkta birini zekat olarak verir.

Büyük Şafii İlmihali Mehmet Keskin


hbevci
AMENNA KARDESIM,her kaynakta 20 mıskal dıyor.ama 20 mıskalin 96 grda oldgunu yazan yazılar var.


hbevci
< Zekâta Tâbi Malların Cinsleri
forumduasi.com/hanefi-mezhebinde-zekat/84578-zekata-tabi-mallarin-cinsleri.htmlZekâta Tâbi Malların Cinsleri
Altın ve Gümüşün Zekâtı:
Gümüşte nisab 200 dirhem, altında ise 20 miskaldir.
Borcundan ve aslî ihtiyaçlarından fazla olarak bu miktar altın ve gümüşü olan kimse, zekât verir. 200 dirhem gümüş, 561 grama; 20 miskal altın da, 80, 17 grama tekabül etmektedir.
Altın ve gümüşte zekât nisbeti 40’ta 1’dir (yüzde 2,5). Buna göre 561 gr. gümüşü olan kimse, 14 gram; 80 gram altını olan ise 2 gram zekât verir.
Altın ve gümüşün nisablarında kendilerinden zekât verilmesi icab edip etmediğini tayin için, piyasadaki kıymetlerine değil, ağırlıklarına bakılır. Bunda ittifak vardır. Üzerindeki işçilik ve san’at sebebiyle piyasa kıymeti itibariyle nisab miktarını geçse bile ağırlığı nisab miktarını bulmuyorsa o altın ve gümüşe zekât düşmez.
Hanımların Altın ve Gümüşten Yapılmış Ziynet Eşyalarına da Zekât Lâzım Gelir mi?
Evet, bu zinetler 80 gram altın veya 561 gram gümüş miktarını buluyorsa zekât gerekir.

Mehmet DİKMEN >
BU KADAR YAZI VAR HANGISI DOGRU?:)))


Kayıtsız Üye
birinci ürünümüz buğday gelen mahsülün %5 zekat verdim ikinci ürün mısır ektim mısırın zekatı vermem gerekirmi. not:masraf mahsuldan çıktan sonramı kalan zekat veriliyormu? biz baraj suyundan faydalanıyoruz.


Hoca
< birinci ürünümüz buğday gelen mahsülün %5 zekat verdim ikinci ürün mısır ektim mısırın zekatı vermem gerekirmi. not:masraf mahsuldan çıktan sonramı kalan zekat veriliyormu? biz baraj suyundan faydalanıyoruz. >
Tarla ve mahsule harcanan para zekattan düşer mi?

Tarım Ürünlerinin Zekâtı
Normal hallerde insanların gıdasına elverişli olup bozulmadan saklanması mümkün olan ürünler zekâta tâbidir. Bu ürünlerin meyve cinsinden olanları üzüm ve hurma; tahıl cinsinden olanlarıysa buğday, arpa, mercimek, nohut, pirinç, çavdar, bakla ve mısır gibi gıda maddeleridir. Bu ürünlerin zekâta tâbi oluşunun delili şu ilâhî buyruklardır:
Bu iki âyet-i celilede hem toprak ve hem de ağaç ürünlerinin zekâta tâbi olduğu bildirilmektedir.
Yukarıda adı geçen ürünlerin zekâta tâbi olduklarının sünnetteki deliline gelince, Sevgili Peygamberimiz (asm), insanları irşat etmek üzere Yemen’e gönderdiği Muâz b. Cebel ile Ebû Musa-i Eş’arî’yi yolcu ederken onlara şu talimatı vermiştir:
Şu halde üzüm veya hurmanın kurutulmuşu 5 vesk (653 kg.) miktarına ulaşırsa zekâta tâbi olacaktır. Ancak imam Ebû Hanîfe ile Züfer bu görüşe muhalefet ederek nisab miktarına ulaşmasını şart koşmamışlardır.5
Şunu da belirtelim ki, tarım ürünlerinin zekâta tâbi tutulabilmesi için, belirli bir kişinin mülkiyetinde bulunması şarttır. Mescidlere vakfedilmiş olan arazilerden elde edilen ürünler, sahih görüşe göre zekâta tâbi değildir.6 Diğer hayır kurumlarına vakfedilen arazilerin ürünleri de buna kıyaslanabilir.
Ancak Hanefî mezhebi bu görüşe muhaliftir. Hanefîler’e göre vakıf arazilerinde yetişen ürünler de zekâta tâbidir.
Şeftali, nar, incir, elma, kaysı gibi meyveler ile zeytin, bal, pamuk ve safran gibi ürünler zekâta tâbi değildir.
Hanefi mezhebine göre odun, ot ve kalem yapmada kullanılan kamış hariç, yerden biten her türlü bitki zekâta tâbidir. Bu görüşe dayanak olarak da şu hadis-i şerif gösterilmektedir:
Tarım Ürünlerinin Nisabı
Zekâta tâbi olan tarım ürünlerinin nisab miktarı 5 vesktir (653 kg.). Bu miktardan az olan hububat ve meyvelerden zekât verilmez. Her biri nisab miktarından az olan değişik ürünler, nisabı doldurmaları için birleştirilip toplanmaz. Meselâ 400 kg. buğday ile 300 kg. mercimek birleştirilmez.
Birinci yılın nisabı doldurmayan ürünü de, zekâta tâbi olsun diye ikinci yılın ürününe eklenmez. Her biri ayrı ayrı nisabı doldurmadıkça zekâta tâbi olmaz. Bu ürünlerde 5 vesklik (653 kg.) nisabın şart olduğunu Hz. Peygamber (asm) şöyle bildirmiştir:
Tarım Ürünlerinden Verilmesi Gereken Zekât Miktarı
Zekâta tâbi olan ekin ve meyveler, herhangi bir ücret veya külfete ihtiyaç göstermeden yağmur, nehir, kanal veya barajla sulanıyorsa; nisaba ulaştığı zaman onda birinin (öşür) verilmesi gerekir. Şayet ekin ve meyveler, hayvan ile çekilen su veya motopompla yahut satın alınan suyla sulanıyorsa, yirmide birinin zekât olarak verilmesi gerekir. Bununla ilgili bir hadis-i şerifte şöyle buyrulmaktadır:
Bu yöntemlerin her ikisiyle eşit miktarda sulanan ekin ve meyvelerin ise 1/15’i zekât olarak verilir. Her iki yöntemle sulanmakla birlikte sulamada ikisinden birine daha fazla ağırlık verilirse, ağırlık verilen yöntem esas alınır, diğerine itibar edilmez.10
Tarım ürünlerinin zekâtı, yapılan ekstra masraflar çıkarıldıktan sonra mı verilir?
Normalde her çiftçi ürününü yetiştirirken tohum, gübre, tarlayı sürme, ekme, biçme, sulama, ayıklama gibi masraflar yapar. Elde ettiği ürünün zekâtını verirken, yapmış olduğu bu masrafları hesaba katmadan brütü üzerinden mi, yoksa masrafları düştükten sonra neti üzerinden mi zekâtı vermesi gerekir? Fakihierin üzerinde ihtilâf ettikleri bu konuyla ilgili olarak İslâm Konferansına bağlı İslâm Fıkıh Kurulu, Cidde’de yapmış olduğu 6. dönem toplantısında almış olduğu 15 nolu kararında özetle şöyle demiştir:
Çiftçilerin ürünlerini yetiştirirken yapmış oldukları masrafları düştükten sonra mı yoksa düşmeden mi zekâtlarını vermeleri konusunda üç görüş ileri sürülmüştür:
1. Bütün masraflar düştükten sonra kalan kısmın zekâtı verilecek.
2. Masrafları düşmeden ürünün tamamı zekâta tâbi tutulacak.
3. Toplam ürünün üçte birini düşüp, üçte ikisinin zekâtı verilecek.
Toplantıya katılan üyeler, yapılan müzakereler sonucunda üçüncü görüşü benimseyerek; yapılan masraflara karşılık olarak toplam ürünün üçte biri çıkarıldıktan sonra kalan üçte ikilik kısmın, sulama türüne göre zekâtının verilmesi, yani yağmur suyuyla sulanıyorsa onda birinin, aletle sulanıyorsa yirmide birinin zekât olarak verilmesi gerektiğine karar vermişlerdir.11
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu da 7 Ağustos 2001 tarihli toplantısında yapılan müzakereler neticesinde; tarımsal ürünlerin zekâtında, elde edilen hâsılattan (gayri safi), ürün için yapılan günümüz tarım şartlarının getirmiş olduğu ekstra masraflar çıkarıldıktan sonra, geriye kalan ürünün nisab miktarına ulaşması halinde, tabii yollarla sulanan arazide 1/10, masraf veya emekle sulanan arazide 1/20 oranında zekât verilmesi gerektiği kararına varmıştır.
Tarım Ürünlerinin Zekâtını Vermenin Farz Oluş Vakti
Zekâta tâbi olan ekinin tanelerinin tamamı veya bazısı sertleşmeye başladığı zaman zekâtının verilmesi farz olur. Meyvelerin de tümü veya bir kısmı olgunlaşmaya başladığı zaman zekâtının verilmesi farz olur. Çünkü bu aşamaya gelmeden önce ekin ve meyveler, gıda maddesi sayılmaz ve azık olarak saklanmaları da mümkün olmaz.
Tanelerin sertleşmesi ve meyvelerin olgunlaşmasıyla zekâtı farz olan ürünlerin, zekât olarak verilmesi gereken miktarının hemen ödenmesi zorunlu değildir. Ancak yaş üzüm ve hurma kurutulduktan sonra zekâtı verilir. Nitekim ashaptan Attâb b. Üseyd (r.a) bu konuda şöyle bir rivayette bulunmuştur:
Zekâtının verilmesi vacip olduktan sonra ekin ve meyvelerin satışı
Hububat tanelerinin sertleşmesi ve meyvelerin olgunlaşmasıyla toprak mahsullerinin zekâtının verilmesi vacip olduktan sonra, bunların satılması sahih olmaz. Ancak ürünün miktarı bilirkişilerce tahmin edilip hesaplandıktan sonra satılabilir. Çünkü bu belirlemeden sonra zekât miktarı, mal sahibinin zimmetine geçer ve ne kadar zekât vereceği kesinleşir. Ürün miktarının belirlenmesinden önce mal sahibinin o ürün üzerinde yeme, hibe etme ve benzeri tasarruflarda bulunması da caiz olmaz. Fakat yine tahminle belirlendikten sonra bu gibi tasarruflarda bulunabilir.
Dipnotlar:

1- En’âm 6/141.
2- Bakara 2/267.
3- Müstedrek. 1/401.
4- Şirbînî, Mugni’l-Muhtac, 2/82.
5- Nevevî, el-Mecmû 5/439.
8- Zeylaî, Nasbû’r-Râye, 2/384.
9- Tecrid-i Sarih Tercemesi. 5/32. 568
10-Tecrid-i Sarih Tercemesi. 5/290. s» Şirblnî, Mugnfl-Muhtâc, 2/87.
11-Zuhayiî, el-Fıkhü’l-İslâmî, 3/1893-1894.
12-Ebû Davud, Zekât, 13, Tirmizî, Zekât, 17; Nesâî, Zekât, 100
(İlmihali Mehmet Keskin)

Yorum yapın

1melek.com petinya.net Kompozisyon/ !function(){"use strict";if("querySelector"in document&&"addEventListener"in window){var e=document.body;e.addEventListener("mousedown",function(){e.classList.add("using-mouse")}),e.addEventListener("keydown",function(){e.classList.remove("using-mouse")})}}();