Arkamızda konuşan fakat yüzümüze gülen kişilere karşı tavrımız ne olmalıdır?

Arkamızda konuşan fakat yüzümüze gülen kişilere karşı tavrımız ne olmalıdır?

livasena
selamınaleyküm,sabrım kalmadı artık.ailemden sürekli arkamdan konuşan yüzüme gülen bir kişi var 6 yıldır susuyorum,kadir gecesi kalbimi çok kırdı,kendisi uzakta kurban bayramında mecbur karşılaşacağız,ne yapmam gerekir,nasıl davranmalıyım bana yardımcı olun Allah rızası için…onun hakkımda konuştuklarını bana anlatanlarda orda olcak,yine susub uykusuz gecelermi geçireyim,yoksa herkez ordayken bende hesabmı sorayım.rabbim bu siteyi kurana hep güç ve kuvvet versin,selevat zincirine katılmak istiyorum,herşey yalan tek gercek rabbim,rabbim şaşırtmasın cümlemizi,amin..


Cevap: Arkamızda konuşan fakat yüzümüze gülen kişilere karşı tavrımız ne olmalıdır?

Fetva Meclisi
ve aleykumusselam. hoşgeldiniz.
Bu gibi ahlaksız insanlara karşı tek yol sabredip onlanlardan uzaklaşmaktır.
Allah yardımcınız olsun


Yanıt: Arkamızda konuşan fakat yüzümüze gülen kişilere karşı tavrımız ne olmalıdır?

gamze28
sena kardeş bence senin arkandan söylenenleri başkalarının sana anlatmasına fırsat verme böylece senin hakkında ne söylendiğini bilmez üzülmezsin melle kardeşinde dediği gibi sabret ALLAH yardımcın olsun


Soru: Arkamızda konuşan fakat yüzümüze gülen kişilere karşı tavrımız ne olmalıdır?

Şems-i Tebriz
A.s …Senin arkandan konuşana sana kötülük yapana iyi davran.İyilik yap ki utansın.Ailenden biri olduğu için kolay silemezsin.Gerekmedikçe muhattap olma ve ona sakın kötü davranma.Bu arada kardeş adına çok sevindim bu kişi senin arkandan konuşa konuşa bütün iyiliklerini sana yollamış.Günahlarınıda almış.Ne mutlu sana…


YaZaROW
Sana anlatanlarda asıl suç. Onun hakkında bir şey anlatırlarsa dinleme.


Ateş-i Bahar
ve aleykumusselam ve rahmetullah,
dedikodu yapan sana anlatan lafi tasiyan fitne cikaran kadar sucludur.
Eger onlar dan zarar görüyorsaniz elinizden geldigince uzak durun.
Eger akraba ise ve karsilasacaksaniz mecburen o zaman Allahin selamini verip sizin kisiliginize yakisir bir davranista bulunun, yani siz onlarin sevyesine düsmeyin.
Allah her sizi her kötülükden korusun. Allah sabredenlerle beraber 😉

vesSelam


islami17
Sevgili kardeşleriminde dediği gibi önce sabırlı olmak lazım. Mümkün olduğunca o tür insanlardan uzak durmalısınız. Onun bulunduğu ortamlarda bulunmamalısınız. Bırakın ne yapıyorsa yapsın. Ne de olsa her koyun kendi bacağından asılır.
Rabbim o tür insanların şerrinden korusun.

Selam ve dua ile…


livasena
hepinize selam ve dua ile Allah razı olsun diyorum,sabrım kalmadı artık 6 yıl diyorum,kayın validem eltime oda bana anlatıyor,eltim kayınvalideme bu sefer o anlatıyor,dinlemek istemiyorum dedim msjla yazıyor,bayramda hep birlikte olacağız Allah izin verirse,bu sefer 1 kerede 2sinin yanında ben konuşsam ikiside benimle sözde iyi arkamdan kuyu kazıyorlar,rabbime havale ettim.herkezin hesabını vereceği yer var hiç bitmiyor ama ben diyorum 1 kere 2sinin yanında sorsam,ben uzakta yaşıyorum onlardan onlar aynı sehirde aynı binada 1 kere hakkımı ararsam sonu gelirmi,günah olurmu aklım çok karışık….Allah razı olsun sizden…


beyhude123
canım kardeşim benim de arkamdan konuşanlar var.bunları duyuyorum da. ama sabretmeye çalışıyorum.konuşanlara gidip niye arkamdan konuşuyorsunuz desem inkar edecekler ve kalp kıracagım onun için rabbime havale ediyorum.herşeyin en iyisini o bilir.ALLAH a emanet olun canınızı sıkmayın.


->Es Pisman<-
Bu benim basima çok geldi. Kirip gecirdim sonunda kotu ben oldum. Bak ne güzel tavsiyeler verilmis. Inan sabir ve onun sana kotuluk yaptigini bildigin halde iyi davranmak Rasul sav tabiatidir.


ravza 2
İlk önce karşısına geçip eltiniz herhalde ona seni seviyorum seninle kardeş gibi olmak istiyorum benim yanlış davranışım olursa lütfen bana söyle ona göre davranayım birbirimizin hatalarını söyliyelim diye açık konuş ama değişen bir şey olmazsa sizde sabır gösterip samimi olmaz aranıza mesafe koyarsınız kalp kırılır tamir olmaz sıkıcı durumlar olmadan ailenizde iyilikle halledersiniz inşALLAH RABBİM yardımcınız olsun kardeşim


livasena
selam ve dua ile hepinizden Allah razı olsun,yine susmak ve mümkün olduğunca uzak durmak lazım herhalde.ravza kardeş dedigini yaptım canım önceden olmadı,rabbim sorsun artık teşekkürler hepinize….


gugu
sakin bayram günü tatsizlik çikarma, geçen kurban bayraminda ben yengemle tartisdim ve inan bana hiç hos olmadi, pisman oldum, ramazan bayraminda anca konusduk ama kirilan vazo tekrar yapismiyor, sana laf yetistirenlerden uzak dur ben oyle yaptim, yengemelede içimizi dökdük karsilikli, kardes gibi zaten olamyiz ama en azindan dusuncelerimi soyledim ve artik geceleri rahat uyuyorum. çok zor bir durum, Allah sanada banada yardımcı olsun, sabir versin


livasena
tartışmak yerine,vucut dilinle konuşmalısın bence ses tonun alçak ama cümlelerin keskin.anlayan anlar bence sende ben gibi rabbime havale et aklına geldikçe tesbih cek ve unutmaya çalış.en doğru olan budur bence.tamam kardeş…


KaLPNuRu
Bir Peygamber Ahlakı: Kötülüğe İyilikle Karşılık Vermek
Adamın biri Hz.Ebu Bekir’e gelip sürekli hakaret etti, o hakaret ettikçe Hz. Ebu Bekir dinledi. Cevap vermedi. Orada bulunan Peygamber Efendimiz tebessüm ediyordu. Nihayet Hz. Ebu Bekir dayanamayıp sert bir karşılık verince Hz. Peygamberin çehresi değişip oradan ayrıldı. Hz. Ebu Bekir peşinden koşup ayrılmasının sebebini sorunca:”Sen sükut ettikçe bir melek senin yerine ona cevap veriyordu fakat sen ağzını açınca yanına Şeytan geldi. Ben Şeytan’ın olduğu yerde bulunmam” dedi. Kötülüğe kötülükle karşılık vermek, Peygamberimizi ve melekleri hoşnut etmezken Şeytanı sevindirmiştir.
Evet, günlük hayatta insanlarla olan iletişimimizde zaman zaman problemler yaşadığımız bir gerçek. Hiç olmadık yerde bağırıp çağıranlar, alay etmekten zevk alanlar, hakareti marifet sayanlar, etrafına küfürler savuranlar, sert ve kırıcı konuşanlar, kaba kuvvete başvuranlar hemen hemen hepimizin karşısına çıkmıştır. Bazen hiç tanımadığımız kişiler, bazen iş –okul arkadaşlarımız ya da en yakınlarımız tarafından bu hoş olmayan muamelelere muhatap olmuşuzdur.
Acaba bu durumlarda tepkimiz ne olmalı?
Kalbimizi kıran, bize hakaret eden can ciğer arkadaşımıza nasıl davranmalıyız?
Bağlarımızı koparmalı mıyız onunla?
İntikam alacağımız anı mı beklemeliyiz?
Hatasını hatırlatmalı mıyız durmadan?
Yoksa affedip kusuruna bakmamalı mıyız?
Ne yapmalıyız acaba?
Veya hiç tanımadığımız birinin kabalığıyla karşılaşınca tavrımız ne olmalı?
Hemen kolları sıvayıp kozumuzu paylaşmalı mıyız?
Yahut vakarla ‘selam’ deyip geçip gitmeli miyiz?
Evet, bu tür durumlar karşısında en insani ve en İslami tutum nedir?
K.Kerim’de ve Efendimiz(sav)’in sünnetinde bizlere nasıl bir yol gösterilmektedir?
K.Kerim’de;”İyilikle kötülük bir olmaz. O halde sen kötülüğü en güzel tarzda uzaklaştırmaya bak. Bir de bakarsın seninle arasında düşmanlık olan kişi candan sıcak bir dost oluvermiş. Amma kötülüğe karşı iyilik hasleti ancak sabredenlerin karıdır faziletten yana nasibi bol olanların karıdır. Eğer şeytandan gelen bir vesvese seni dürterse hemen Allah’a sığın çünkü O her şeyi işitir her şeyi mükemmel tarzda bilir”(Fussilet 34-36)buyuruyor Yüce Allah. Peygamberimiz de:”Kötülüğe iyilikle mukabele etmekle kötülüğü yok et ve insanlara güzel ahlakla muamele et.” ”Allah kötülüğü kötülükle yok etmez ancak iyilikle yok eder.” buyurarak insanlara izlemeleri gereken yolu göstermektedir. Bu yol; af yoludur, iyilik yoludur, kardeşlik yoludur, peygamber yoludur.


KaLPNuRu
Birincisi; bazı durumlarda kısas istemek mağdurun hakkıdır ancak hakaret edene hakaretle karşılık vermek, alay edenle alay etmek, küfür edene küfür etmek vs. kısas değildir .Olsa olsa aynı fenalığı irtikap etmektir. Kötülüğü cezalandırmak ayrı bir şeydir, kötülükle mukabele etmek ayrı bir şey. Bu yüzden Bediüzzaman hazretleri;”mukabele-i bi’lmisil zalimane bir kaidedir”demiştir. Bu durumda kınadığımız hale düşmüş oluruz. Hz. Ebu Bekir olayına Efendimizin tepkisi buna örnektir.
Lakin, ortada açıkça bir haksızlık varsa,hak gasp ediliyorsa; K. Kerim müntesiplerine şu tavsiyelerde bulunur:”Onlar o kimselerdir ki zulme maruz kaldıklarında yardımlaşıp haklarını alırlar. Ama unutmayın ki haksızlığın karşılığı yapılan haksızlık kadar olabilir, fazlası helal olmaz. Bununla beraber kim affeder, haksızlık edenle arasını düzeltirse onun da mükafatı artık Allah’a yaraşan tarzda olur. Şu kesindir ki Allah zalimleri sevmez. Kim zulme uğradıktan sonra hakkını alırsa, bunlara hiçbir sorumluluk yoktur.(….) Her kim dişini sıkarak sabreder ve kusurları affederse, işte onun bu hareketi, ancak büyüklere yaraşan örnek alınacak davranışlardandır.”(Şura 39-41,43)Ayet-i kerimelerden anlaşıldığı üzere haksızlığa uğrayanlar haklarını arayabilirler ancak Allah, affedip kusurları bağışlayanları mükafatlandıracağını ve bunun örnek alınacak bir davranış olduğunu bildiriyor.
İkincisi; yapılan çirkinliği affedip unutmak, meselenin üzerinde durmamak, ondan dolayı kin tutmamak, intikam peşinde olmamaktır. Bununla ilgili olarak K.Kerim’de;”Rahmanın has kulları o kimselerdir ki onlar yerde tevazu ile yürürler. Cahiller kendilerine laf atarsa ‘selametle!’ derler”(Furkan 63) buyrularak cahilce sataşmalara karşı takınılacak tavır belirlenir. Peygamber efendimizin siyeri şahsına karşı yapılan fenalıkları affetme örnekleriyle doludur ;
Rasulullah efendimiz Mekke’de dinini anlatacak sineler bulamayınca bir umut diye Taif’e gider ama onlar Rahmet Peygamberiyle alay edip onu hafife alırlar, taşa tutarlar, her tarafı yara bere olur, üstü başı kan revan içinde kalır, zar zor şehirden çıkabilir. Bir bağda dinlendiği esnada Hz.Cebrail gelir ; ”Ya RasulAllah! Allahın selamı var eğer istersen şu dağları Taif’in üzerine indireyim.”. ”Hayır” der Fahr-i kainat; ”İçlerinden iman edecek bir tek zat bile olsa helak etme. ”Daha az önce kendisine taş atan, onunla alay eden insanların azaba uğramasını istemez, anında affeder onları.
Efendimizin eşi Aişe Validemiz’e iftira atılmıştı. Daha sonra bizzat Allah tarafından olayın çok çirkin bir iftira, annemizin tertemiz olduğu vahiyle bildirildi. Buna rağmen Allah Rasulü ifk hadisesinin faillerini affetti, onların peşlerine düşmedi. Hatta onları cezalandırmak isteyen sahabe-i kirama da izin vermedi.
Efendimiz yapılan küstahlıklar karşısında da tavrını değiştirmezdi.Yanına dünyalık peşinde koşan bir bedevi geldi, cübbesini arkadan çekip son derece nezaketsizce; ”Ya Muhammed! Bana hakkımı ver. İki devemi de yükle. Zira sen ne kendi malından ne de babanın malından veriyor değilsin” dedi, Fahr-i Kainat’a, alemlerin efendisine, rahmet peygamberine…Sahabe kükredi, Hz Ömer: ”Bırak şunun başını koparayım Ya RasulAllah! diye atıldı. Yalnızca acı bir tebessüm belirdi Rasulüllahın dudağında; ”Verin buna istediğini” buyurdu.
Zü’l Huveysire adında birisi Aleyhisselatü vesselamın mal taksimi yaptığı esnada yanına gelip;”Adil ol ya Muhammed!” diye Efendimizin adil olmadığını ima etti. Bu saygısızlık karşısında Hz Ömer dayanamayıp: ”Bırak beni şu münafığın başını alıvereyim Ya RasulAllah!”diye ileri atıldı. O ise sadece, adama dönüp; ‘’Yazık sana! Eğer ben de adil olmazsam, başka kim adil olabilir ki” şeklinde cevap verdi.
Bu olaylarda yapılanlar büyük saygısızlık, edepsizlik ve hayasızlıktır. Değil Allahın peygamberine, sıradan insanlara söylenmez bu sözler. Ayrıca onun elinde güç-kuvvet vardır. Yanında uğrunda canını seve seve verecek sahabeleri vardır, muzaffer ordunun komutanıdır, istese cezalandırabilir, onları yanından kovabilir. Ama öyle yapmıyor; affediyor, müsamaha gösteriyor, sabrediyor kendine yakışanı yapıyor ve bize örnek oluyor. Ümmetine de ona tabi olmak, kötülükleri affetmek, kin beslememek düşer. Zira Allah onu bize örnek olarak gösteriyor;”Hakikaten, Allahın Rasulünde sizler için, Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı bekleyenler ve Allah’ı çok zikredenler için en mükemmel numune vardır.”(Ahzab 21)


KaLPNuRu
Üçüncüsü; Kötülüğe karşı iyilikle mukabelede bulunmak ise her kişinin güç yetirebileceği bir haslet değildir. K. Kerimde Rabbimiz, kötülükleri ‘en güzel tarzda’ uzaklaştırmamızı emrediyor. (Fussilet 34) En güzel tarz ise; Kötülüğe iyilikle mukabele etmektir. Çünkü Kuran’ın ifadesiyle, fenalık yapana iyilik yapınca, ”..arada düşmanlık olan kişi bir de bakarsın candan bir dost oluvermiş.” yaptığına pişman olup utanmıştır. ‘’İnsan ihsanın kölesidir” denilmiş.Yapılan iyilikler bir gün unutulur gider ama fenalığa karşı yapılan iyilikler hep yad edilir. Peygamber Efendimizin ve diğer bütün Peygamberlerin hayatı kötülüklere karşı yaptıkları iyiliklerle doludur.
Hz. Yusuf’u kıskanan kardeşleri onu öldürmek kastıyla kuyuya atarlar. Hz. Yusuf Allah’ın inayetiyle kuyudan sağ-salim kurtulur, nihayetinde Mısıra aziz olur. Yıllar sonra kardeşleri kendisine muhtaç bir halde gelip onun kim olduğunu bilmeden yardım isterler ama Yusuf onları tanır. Vakti gelince kendini tanıtır. Kardeşlerinin paniğe kapılmasına hiç gerek yoktur. Evet, onda şimdi güç-kuvvet vardır, istediği gibi cezalandırabilir onları. Ama Yusuf bir peygamberdir ve kötülükleri affetmek hatta iyilikle mukabele etmek peygamber ahlakıdır. İşte o da kardeşlerini affeder, ihsanda bulunur; ”Bugün sizi kınayacak, serzenişte bulunacak değilim! Ben hakkımı helal ettim Allah da sizi affetsin. Çünkü merhamet edenlerin en merhametlisi Odur. Şu gömleğimi alın babamın yanına varıp onun yüzüne sürüverin, o zaman gözü açılacaktır. Sonra da bütün çoluk çocuğunuzla buyurun,yanıma gelin.” (Yusuf 92-93) der.
Mekke fethedildiğinde, yıllardır kendisine ve iman edenlere yapmadık eza cefa bırakmayan, yurtlarından yuvalarından çıkaran, Medine’de dahi rahat bırakmayıp defalarca savaş için karşısına dikilen ama artık güçsüz, kuvvetsiz, silahsız ve esir Mekkelilere Peygamberimiz şöyle sordu; ”Şimdi size ne yapmamı beklersiniz? ”Sen kerem ve iyilik sahibi bir kardeşsin. Ancak bize iyilik yapacağına inanırız” dediler.Rahmet peygamberi, af peygamberi;”Benim halimle sizin haliniz Yusuf’la kardeşlerinin hali gibidir. Yusuf’un kardeşlerine dediği gibi ben de sizlere diyorum ‘Bugün size kınama yoktur! Allah sizi affetsin. O merhamet edenlerin en merhametlisidir.Gidiniz, sizler serbestsiniz!’ buyurdu. En güzel af, cezalandırabilecek güç elindeyken affetmektir ve en büyük iyilik kötülüğe karşı yapılan iyiliktir. İşte, Aleyhisselatü vesselam Efendimiz bu civanmertliği, bu alicenaplığı göstermişti. Yıllardır kalpleri taş gibi katı olan, düşmanlıktan, kin ve intikamdan başka bir şey bilmeyen Mekkeliler kötülüklerine karşı iyilik görünce, yaptıklarından nedamet duyup utandılar, kalpleri yumuşadı ve fevç fevç Müslüman oldular. O güne kadar öldürmek için mallarını ve canlarını tehlikeye attıkları Hz Muhammed’e iman edip can ve mallarını artık onun dini için harcadılar .Ebu Cehil’in oğlu İkrime, Rasulüllahın affı karşısında şöyle demekten kendini alamadı: ”Ya RasulAllah! Bu güne kadar malımla, canımla sana karşı savaştım, bu günden sonra ölünceye kadar malımla canımla senin yolunda olacağım.” Böylece Rabbimizin kötülüğü affedince kötülük yapanla candan dost olunacağı haberi tahakkuk etti. Kötülüklere karşı yapılan iyilikler, Efendimizin hasımlarını hısım yaptı.
Bir sefer esnasında Efendimiz ağacın dibinde istirahat ederken düşman ordusundan Gavres gizlice yanına yaklaştı, elinde kılıçla Rasulüllahı uyandırdı: ”Şimdi seni benim elimden kim kurtaracak?” dedi. O hiç telaşsız;”Allah” dedi. Adamın eli titremeye başladı, kılıç düştü. Bu sefer Efendimiz kılıcı alıp; ”Şimdi seni benden kim kurtaracak” diye sordu.Gavres; ”Ya Muhammed burda bir iyi var bir de kötü, sen iyiliği seç” dedi. Rasulullah da onu affetti. Adam; ‘’Ver elini sana biat edeyim” deyip Müslüman oldu. Efendimiz kavmine dönmesine müsaade etti. Gavres, kavmine varınca; ”VAllahi ben insanların en sevimlisinin yanından geliyorum” dedi. Yine K. Kerim’de haber verildiği gibi; en azılı düşman, kötülüğüne karşı iyilik karşısında eriyip bitmiş ve bir anda canını uğrunda feda edecek derecede ona bağlanıp, onu sevmiştir.
Uhud günü Peygamberimizin en zor günlerinden biriydi. Çünkü o gün 70 tane sahabesi şehit olmuştu.Şehitlerin arasında Efendimizin amcası, Hz Hamza da vardı. Onu şehit etmekle kalmamış diğer şehitlerin çoğuna yaptıkları gibi müsle yapıp organlarını lime lime doğramışlardı. Rasulullahın dişi de bu savaşta kırılmıştı. Savaş sonunda Efendimiz ellerini açıp Allah’a dua ediyordu; ”Allahım kavmimi affet!Onlar bilmiyorlar.” Can düşmanlarının helak edilmemeleri, azap görmemeleri, affedilmeleri için ellerini Rabbine açmıştı. Kötülüklerine karşı dua ile mukabelede bulunuyordu. Çünkü onu ‘’terbiye eden Allah’tır”, o”Allahın ahlakıyla ahlaklanmıştır”, ”o(sav)nun ahlakı Kuran’ dır” ve o; ” yüce bir ahlak üzeredir.”
Görüldüğü gibi Peygamberimiz; edep erkan bilmez bedevilerin kabalıklarını, eşine iftira atanları, Taifte kendisini taşa tutanları, canına kastedenleri ,amcası Hz Hamza’nın cesedine müsle yapan Hind’i ve Vahşi’yi, Mekke fethinde bile kılıç kullanan Ebu Cehilin oğlu İkrimeyi, Ebu Süfyan’ı ve daha nicelerini bağışlayıp, kötülüklerine iyilikle mukabele etmiştir. Bunun neticesinde onun can düşmanları: ”Daha düne kadar benim nazarımda dünyanın en menfur kişisi iken, bugün canımı uğrunda verebileceğim,dünyanın en sevimli kişisi” diyerek sahabe olma şerefine nail oldular. İki cihan serveri Aleyhisselatü vesselamın örnek ahlakı ve Kur’an ayetleri gözümüzün önündeyken; biz kendi din kardeşlerimiz, arkadaşlarımız, aile fertlerimiz tarafından yapılan kötülükleri, ufak tefek şeyleri,bazen küçük bir söz bazen bir yüz ekşitmeyi-ki bunların da kısm-ı ekserisi kasten değil hata ile olur- affedip unutamıyor, kin tutuyor, intikam almaya kalkıyor, hakkımızı helal etmeyip hak dava ediyorsak; kimi örnek aldığımızı, kime tabi olduğumuzu gözden geçirmeliyiz. Aksi takdirde- hafizanallah- ‘kazanma kuşağında kaybedenlerden’ olabiliriz.


livasena
Allah razı olsun sizden.kalp nuru kardeş…


livasena
Evvelim Allah, ahirim Allah, kalbimde beytullah Lailahe illAllah Muhammedün Resullullah. "Eshedü en la ilahe illAllah ve eshedü enne Muhammeden abduhü ve rasülühü” diyerek çene kapatmak nasip eyle Yarabbi.


Kayıtsız Üye
Yüce Rabbim en iyisini bilir Allah’a havel et çünkü bende çok sık karşılaşıyorum ve bu tür insanları SEVMİYORUM


Kayıtsız Üye
Ya bêrru fe lâ şey’e küfvün yüadinihi ve lâ imkâne li vasfih Cuma Günü Bu duayı okku Arkandan konuşmıcaktır alllahın izznyiyle


Kayıtsız Üye
işte onada peygamber sabrı diyorlar dostum. .


Kayıtsız Üye
iyilik yapıyoruz sonradan kötü oluyoruz arkamızdanda konuşuyorlar konuşmamış gibi görünüyorum


arkamızdan konuşanlar, yüzüme gülüp arkamdan konuşanlar, yüzümüze gülüp arkamızdan

1melek.com petinya.net Kompozisyon/ !function(){"use strict";if("querySelector"in document&&"addEventListener"in window){var e=document.body;e.addEventListener("mousedown",function(){e.classList.add("using-mouse")}),e.addEventListener("keydown",function(){e.classList.remove("using-mouse")})}}();