Münker-Nekir ve Mezhepler

Münker-Nekir ve Mezhepler

sekiz kelvin
Münker ve Nekir hakkında araştırma yaparken; bu meleklerin, "mezhep" ile ilgili soru da sorabileceklerini gördüm. (itikadda mezhebin nedir? amelde mezhebin nedir? şeklinde…). Mezhepler, Peygamber Efendimizin (SAS) vefatından sonra ortaya çıktığına göre;

– Münker ve Nekir’in bu tür bir sual soracağı ne derece doğrudur?
– Bu soruların cevabı- mezhep farklılıklarını düşünerek- nasıl olmalıdır.

Sevgi ve Dua ile…


Cevap: Münker-Nekir ve Mezhepler

ozayir
Güzel soru sormuşsun kardeşim mezhepler Büyük islami alimler tarafından dini kolaylaştırmak için yapılmıştır.Bu kuralların 4/3 Ebû Hanîfe yazmış geri kalanını ise diğer alimlerle yazılmıştır ama nasıl bir sorgu sual olacak bilmiyorum aydınlanmak isteriz tabikide…


Yanıt: Münker-Nekir ve Mezhepler

KaLPNuRu
Dinimizde dört delil vardır. Mezhebe uymak bu dört delilden birisinde varsa mesele yoktur. Dört mezhebe uymak, bir değil dört delilde de vardır:

1- Hicri birinci asırdan, bugüne kadar, yani 14 asır bütün Müslümanlar, bu dört imamı taklit etmişler. Bunlara itaat etmekte icma hasıl olmuştur. İcma‘ya uymak ise vaciptir. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:

(Ümmetim[in âlimleri] dalalet olan bir şeyde icma yapmaz!) [İ.Ahmed]

(Allahü teâlânın rızası, icmadadır. Cemaatten ayrılan, Cehenneme gider.) [İbni Asakir]

(Cemaatten ayrılan, yüzüstü Cehenneme düşer.) [Taberani]

(Ümmetim[in âlimleri], hiç bir zaman dalalette icma yapmazlar. İhtilaf olunca sivad-ı a’zama [Ehl-i sünnet âlimlerin ekseriyetinin bildirdiği yola] tâbi olun!) [İbni Mace]
Dört mezhepten başkasıyla amel etmek caiz değildir, bunda icma hâsıl olmuştur. (El-Mesail-ül-müntehabatü fir-risaleti vel vesileti)

2- Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(O gün, her fırkayı imamları ile çağırırız!) [İsra 71]
Kadi Beydavi hazretleri, bu âyeti (Her ümmeti peygamberleri ve dinde uydukları imamları ile çağırırız) şeklinde açıklamıştır.

Ruh-ul beyan ve Tefsir-i Hüseyni‘de ise, (Herkes mezhebinin imamı ile çağırılır. Mesela "Ya Şafii" veya "Ya Hanefi" denir) şeklinde açıklanmaktadır. Bu açıklamalar da, dört hak mezhepten birine uymanın vacip olduğunu göstermektedir. Yine Kur’an-ı kerimde buyuruluyor ki:
(Müminlerin [itikad ve ameldeki] yolundan ayrılan Cehenneme gider.) [Nisa 115]

İmam-ı Şarani hazretleri buyuruyor ki:
(Tasavvuf büyükleri ve fıkıh âlimleri, kendilerine uyanlara şefaat ederler. Ruh teslim ederken, kabirde Münker ve Nekir sual ederken ve Haşrda, Neşirde, Hesapta, Sıratta yanında bulunurlar. Onu unutmazlar. Tasavvuf büyükleri, kendilerine uyanları, bütün korkulu yerlerde kolladıkları gibi, müctehid imamlar da korurlar. Bunlar, mezhep imamlarıdır. Bu ümmetin bekçileridir. Sevin ey kardeşim! Dört mezhep imamlarından dilediğini taklit et de saadete kavuş!) [Mizan-ül-kübra]

Görülüyor ki, kıyamette, herkes mezhep imamının ismi ile çağrılacaktır. İmam, kendisini taklit edene, şefaat edecektir. Dört mezhep imamlarının her biri böyle yüksek idi. Bir âyet meali şöyledir:
(Bana inabet edenin yoluna uy!) [Lokman 15 ]
Bu dört büyük imamın, bu inabet yolunda oldukları icma ile bildirilmiştir.

3- Bir âyet meali: (Hidayet yolunu öğrendikten sonra, Resule uymayıp müminlerin yolundan ayrılanı, saptığı yola sürükleyip çok kötü bir yer olan Cehenneme sokarız!) [Nisa 115]
İmam-ı Şafii hazretleri, (İcmaın delil olduğunu gösteren bu âyet, müminlerin yolundan ayrılmayı haram ettiği için, bu yola uymak vacib olur) buyuruyor. Müfessir Abdullah Nesefi hazretleri, bu âyeti açıklarken, (İcmaın delil olduğunu ve icmadan ayrılmanın da caiz olmadığını bu âyet göstermektedir) buyuruyor. (Medarik)

İmam-ı Kadi Beydavi hazretleri, (Bu âyet, icmadan ayrılmanın haram olduğunu gösteriyor. Müminlerin yolundan ayrılmak haram olunca, bu yola uymak vacip olur) buyuruyor. (Tefsir-i Beydavi)

Gerçek âlimler, (Bir mezhebi taklit etmek vaciptir. Mezhepsiz olmak büyük günahtır) buyuruyor. Âlimlerin bu ittifakından ayrılmak, bu âyetten ayrılmak olur) dediler. Bir âyet meali şöyledir:
(Siz, insanlar için en hayırlı ümmetsiniz. İyiyi emreder, kötüyü men edersiniz) [Âl-i İmran 110]

4- Kur’an-ı kerimde mealen buyuruldu ki:
(Bilmiyorsanız, zikir ehline [âlimlere] sorun!) [Nahl 43]Bu âyet, ibadet ve işlerin nasıl yapılacağını bilmeyenlerin, bilenlerden sorup öğrenmelerini emretmektedir. Herkesten değil, âlimlerden sorup öğrenmek emir olunmaktadır. Bunun için, bir kimse, yapacağı şeyi, Kur’an ve hadiste arayamaz, taklit ettiği mezhebin müctehidinden sorup öğrenmesi lazım olur. Yahut mezhebinin âlimlerinin kitaplarından okuyup öğrenir. Sorup, öğrendiğine göre yapan, o müctehidi taklit etmiş olur. Müctehidin sözüne uymayıp inkâr ederse, mezhepsiz olur. Âyetteki zikir ehli mezhep imamı demektir. Çünkü hadis-i şerifte bildiriliyor ki:
(Cihad, oruç, namaz, zekat ve hac ibadetini yapanlar içinde ecri daha büyük olan zikir ehlininkidir.) [İ.Ahmed] İbni Merdeveyh Ebu Bekr Ahmed’in bildirdiği ve Enes bin Malik’in haber verdiği hadis-i şerifte, (Namaz kılan, oruç tutan, hac ve gaza eden; eğer imamını beğenmezse, o münafıktır. Onun imamı, zikir ehlidir) buyuruldu. Demek ki, âyetteki Ehl-i zikir, ulema-i rasihin ve dört mezhebin imamlarıdır. (Ancak âlim olanlar anlar) ve (Ey akıl sahipleri, ibret alın!) mealindeki âyetler, dört mezhep imamlarının üstünlüklerini göstermektedir.

Ahmed bin Muhammed Tahtavi hazretleri buyuruyor ki:
(Kur’an-ı kerimdeki (Allahın ipi)nden maksat, cemaattır. Cemaat da, fıkıh ve ilim sahipleridir. Fıkıh âlimlerinden bir karış ayrılan dalalete düşer. Sivad-ı a’zam, fıkıh âlimlerinin yoludur. Fıkıh âlimlerinin yolu da, Resulullahın ve Hulefa-i raşidinin yoludur. Bu yoldan ayrılanlar, Cehenneme gider. Allahü teâlânın rahmeti, Ehl-i sünnet vel cemaat fırkasında bulunanlara, gazabı da bu yoldan ayrılanlaradır. Fırka-i naciyye, bugün dört mezhepte toplanmıştır. Bu dört mezhep, Hanefi, Maliki, Şafii ve Hanbeli’dir. Bu dört hak mezhepten birine uymayan, bid’at ehli olup Cehenneme gider.) [Tahtavi]

Bugün dört mezhepten başkasına uymak caiz değildir. (Hadika)

İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Mezhepten ayrılmak, mezhepsiz olmak ilhaddır. (Mebde ve Mead)
[İlhad, doğru yoldan ayrılmaktır.]

Kitap, sünnet ve icma
Sual: Din kitaplarında bir hüküm bildirilirken, (Kitap, sünnet ve icma-ı ümmet ile sabittir) deniyor. Kitap ve sünnet, başlı başına bir delil değil mi de, ne diye üçü birden söyleniyor?
CEVAP
Elbette Kur’an-ı kerim ve hadis-i şerifler başlı başına delildir. Ancak farklı teviller yapılmışsa, o âyet-i kerimeyi Resulullah efendimiz nasıl uygulamıştır, müctehidler ona bakar. Mesela namazın beş vakit olduğu kesindir. Ama üç vakit diyenler var. O zaman Resulullah efendimizin uygulamasına bakılır. İcma hangi yönde ona bakılır. Kur’an-ı kerimde namaz yerine kullanılan salât kelimesi için bazı sapıklar, (Salât, dua demektir. İslamiyet’te, şimdi yapıldığı şekilde bir ibadet yoktur. Allah’ı anan, dua eden, namaz kılmış sayılır) diyorlar. Salât’ın bunların dedikleri gibi olmadığı, günde beş vakit kılınan namaz olduğu sünnet ile açıklanmış ve icmayla da uygulandığı gösterilmiştir. Demek ki, Kur’an-ı kerimde bildirilen bir hüküm, Sünnet ile ve İcma ile de uygulanarak farz olduğu inkâr edilemez hale geliyor.

Aklın yolu
Sual: Bir ders kitabında, (Vahiyle yani Kur’anla bildirilen dini ilkelerin anlaşılıp uygulanması, sünnet, icma ve kıyasla değil, akılla gerçekleşir) deniyor. Akıl tek başına dinde ölçü olur mu?
CEVAP
Elbette ölçü olmaz. Kur’an-ı kerimi açıklayan sünnettir. Peygambersiz din dinsizliktir. İcma ve kıyas da sünneti açıklar. Sünnet, icma ve kıyası bir kenara bırakarak, (Akılla her şeyi buluruz) demek dinimize aykırıdır. Seyyid Abdülhakîm-i Arvâsî hazretleri buyuruyor ki:
Din işleri, akıl üzerine kurulamaz; çünkü akıl, bir kararda kalmaz. Herkesin aklı, birbirine uymadığı gibi, bir adamın, selim olmayan aklı da, bazen doğruyu bulur, bazen de yanılır ve yanılması daha çok olur. En akıllı denilen kimse, din işlerinde değil, uzman olduğu dünya işlerinde bile, çok hata eder. Çok yanılan bir akla nasıl güvenilebilir? Devamlı, sonsuz olan ahiret işlerinde, nasıl olur da akla uyulur? (S. Ebediyye)

İman bilgileri, namaz, oruç, zekât ve diğer din işlerinin hiç birisi akılla bulunamaz. Hepsi nakle dayanır. Akıl, nakli anlamakta kullanılır. Akıl doğru kullanılmazsa gerçeği bulamaz. İslamiyet, selim akla dayanan nakil dinidir. Nakil olmazsa, akıl doğruyu yanlışı bulamaz.


Soru: Münker-Nekir ve Mezhepler

ozayir
Allah razı alsun sagol 🙂


@mir
< Münker ve Nekir hakkında araştırma yaparken; bu meleklerin, "mezhep" ile ilgili soru da sorabileceklerini gördüm. (itikadda mezhebin nedir? amelde mezhebin nedir? şeklinde…). Mezhepler, Peygamber Efendimizin (SAS) vefatından sonra ortaya çıktığına göre;
forumduasi.com/sizden-gelen-sorular/133689-munker-nekir-ve-mezhepler.htmlMünker-Nekir ve Mezhepler
– Münker ve Nekir’in bu tür bir sual soracağı ne derece doğrudur?
– Bu soruların cevabı- mezhep farklılıklarını düşünerek- nasıl olmalıdır.

Sevgi ve Dua ile…
>
kardeş bunlar mezheb mutaassıblarının uydurmasıdır
kabirde sorulacak suallerle ilgili olarak aşağıdaki linke bak:
forumduasi.com/misafir-sorulari/134471-kabir-sualleri.html

< İmam-ı Şarani hazretleri buyuruyor ki:
(Tasavvuf büyükleri ve fıkıh âlimleri, kendilerine uyanlara şefaat ederler. Ruh teslim ederken, kabirde Münker ve Nekir sual ederken ve Haşrda, Neşirde, Hesapta, Sıratta yanında bulunurlar. Onu unutmazlar. Tasavvuf büyükleri, kendilerine uyanları, bütün korkulu yerlerde kolladıkları gibi, müctehid imamlar da korurlar. Bunlar, mezhep imamlarıdır. Bu ümmetin bekçileridir. Sevin ey kardeşim! Dört mezhep imamlarından dilediğini taklit et de saadete kavuş!) [Mizan-ül-kübra] >

Allah bunları saçmalayanlara hidayet nasib eylesin. Amin.


aziz83
İmam Şarani Hz.’lerine saçmalıyor diyorsan Allah sana hidayet versin derim bende..tövbe tövbe…


@mir
Allah ve Rasulü hariç
sözleri onu söyleyen zatlarla değil
zatları söyledikleri sözlerle değerlendirmek lazım
şarani gerçekten yukarıdaki sözleri söylemiş midir bilmem
evet deseniz bile kitabından okumadıkça inanmam
yukardaki saçmalığı onun söylediğini ve tevbe etmediğini isbatlarsanız
ben de saçmaladığı yönündeki iddiamın arkasında kapı gibi dururum


sekiz kelvin
@mir kardeş, Allah (CC) razı olsun. Bu yazı bana daha anlamlı geldi. Maalesef çevremizde çok fazla bilgi çeşitliliğiya da kirliliği var; aynı soruya pek çok farklı cevap var, zaman zaman cevaplar kendi içinde çelişiyor- amacın sadece gerçek olanı bulmak olduğunda ayırt etmek zor oluyor. Misal, bazı kaynaklarda; kulun, kabirde sadece "Yaradan, peygamber ve din" konusunda sorgulanacağını, doğru cevap verirse, yerinin cennet mekanlarından biri olacağını söylüyor ki, (yani amelden bahsedilmiyor) bu durum da birçok diğer kaynak ile çelişiyor. Tekrar teşekkürler…


@mir
< @mir kardeş senin itikadında gerçekten büyük bir sorun var.. >
ben şeyhlerin şıhların her dediğini doğru kabul etmenin imanın kaçıncı şartı olduğunu bilmiyorum
yazarsanız öğrenirim
onların sadece Kur’an ve sünnete uygun olan sözlerini alıyor
küçük hatalarını görmezden geliyorum
itikadi konulardaki hatalar ise
kimden gelirse gelsin
durmam cevab yazarım

< @mir kardeş, Allah (CC) razı olsun. >
amin ecmain
verdiğim liknteki hadislerde de
bildiğim başka hadislerde de yazdığı üzere
kişi amelden de sorguya çekilecektir

hatta kabir azabı ile ilgili bazı hadisler
mümin kişi kabirde iken azab melekleri hangi yönden gelmek isterse istesin
o kulun; namaz, oruc, okuduğu Kur’an vb diğer salih amellerinin
azab meleklerinin önüne geçeceği
ve o kulu onlardan koruyacağı da yazmaktadır
dilerseniz bulup kopyalamaya çalışırım


aziz83
< ben şeyhlerin şıhların her dediğini doğru kabul etmenin >
bazı şeyhler şıhlar dediğin (İmam Şarani Hz.) ehl-i sünnet itikadının dışında bilgiler vermemiştir hiçbir zaman..kimi eleştirdiğimizin farkında olalım lütfen…

İbn-i Teymiyye gibi mezhepsizliği savunan birini eleştir eyvAllah…

Abdülaziz Bayındır:
Allahü teâlânın, (Onları ölü sanmayın) âyetine ve Resulünün Buhari’deki, (Kâfir ölüleri de sizlerden daha iyi işitir) mealindeki hadis-i şerifine rağmen ölülerin işitmediğini sanan selefiyye itikadında birisidir.

Behaullah:
Behailiği kuran ve kendisini Peygamber olduğunu söyleyen bir sapık idi.

Beykiyef:
Kazanlı Moskof Musa Carullah Beykiyef. İslamın Lutheri denilen ve İslam ile komünizmin arasını bulmaya çalışan, (Fıkıh, kelam, tefsir gibi din kitapları akla uygun değildir. Kur’anın bazı kuralları eskimiştir. Aklı olan dini esaretten kurtulmalı) diyen dinde reformcu bir mezhepsizdir.

Hayrettin KARAMAN
Kişi sadece ‘la ilahe illAllah’ derse ve Muhammeden Resulullah demesede cennete girer gibi Diyalog hakkındaki görüşlerini beyan edene kadar ehl-i sünnet idi.

İbni Hazm:
Zâhiriye mezhebinde idi. Herkesin ictihad yapmasını ister, bir mezhebe uymaya haram derdi.

İbni Sebe:
Hurûfiliği ortaya çıkaran Yemenli bir yahudidir. Müslümanları saptırmak ve parçalamak ve İslam ışığının kaynağı olan Ehl-i beytten intikam almak için yapmıştır. Maksadının anlaşılmaması için, Hz. Ali’yi çok seviyor görünmüş, üç halifenin ve Eshab-ı kiramın kâfir olduklarını söylemiştir. Hz. Ali’ye düşmanlığını, Onu aşırı sevmek perdesi altında gizlemiştir. İmam-ı Rabbani hazretleri, (Eshab-ı kiramı kötüleyenlerin ilki, İbni Sebe’dir) buyuruyor.

Kâmil Miras:
Erkeklerin altın yüzük takmaları caiz diyen ibni Teymiyeci biri idi.

Muhammed bin Abdülvehhab Necdi:
Vehhabiliğin kurucusudur.

Muhammed Sıddık Hasan han:
İbni Teymiyeci süper bir mezhepsizdir.

Mustafa İSLAMOĞLU
Hayızlı kadınlar namaz kılabilir, kadere inanmaya lüzum yoktur diyebilecek kadar ehl-i bid’at tır.

Müslim Gündüz:
İlk defa camiye def sokan Aczmendi tarikatının değnekli şeyhidir. Fadime Şahin’i de meşhur etmiştir. Tam bir sapıktır.

Yaşar Nuri Öztürk:

Tesettürü inkâr eden İslam Gerçeği isimli kitabın yazarlarından birisidir.

Yusuf Kandehlevi:
Kandehlevi mezhepsizinin, hadislerle müslümanlık diye yazdığı kitapta, (Hz. Ali Hz. Ömere kızını gönderip , kızıma bak beğenirsen senin karın olsun dedi, Hz. Ömer de kızın eteğini kaldırıp bacaklarına baktı) diye yazılı idi. Bunu 20 sene kadar önce tenkit etmiştim. O zaman bu kitabı basan yayınevi, (Bu Arap âdeti idi) diye itiraz etmişti. Ben de, İslamiyet, yanlış olan Arap âdetlerini kaldırmak için geldi, Kâbe’yi kadın erkek çırıl çıplak tavaf ederlerdi, bu da Arap âdeti idi, kız çocuklarını diri diri gömerlerdi, bu da Arap âdeti idi. Ama İslamiyet geldi bunları kaldırdı. Hz. Ömere böyle iftira yapılması ne kadar çirkindir demiştim.

Zekeriya Beyaz:
Yaşar Nuri gibi, tesettürün farz olduğunu kabul etmez. Tavuktan, horozdan, balıktan kurban olabileceğini de söylemiştir.

gibilerini eleştir eyvAllah.. inan bak o zaman nasıl senin destekçin olurum…


sekiz kelvin
Kardeşler;

Soruyu ben sorduğum için, tartışma ortamı yaratmış gibi hissettim kendimi. Amacım, negatif bir tartışma yaratmak değildi. Sadece bilginin özüne ulaşmaya çalışmaktayım. Kusur ettimse affola.

@mir kardeş; sana zahmet olmayacak ise, bahsettiğin kaynakları kopyalayabilir misini?

aziz83 kardeş; kişilerin yaptıklarına takılmayalım. Hiçkimse mutlak iyi ya da mutlak kötü diyemeyiz. Ben her türlü kaynağı okurum, müspet olanı da kendim seçerim. Bahsettiğiniz kişilerden Yaşar Nuri Hocanın kitaplarını da okurum, nitekim bende onun yazdığı Kur’an-ı Kerim meali de mevcuttur.

Selam ve Dua ile…


@mir
< bazı şeyhler şıhlar dediğin (İmam Şarani Hz.) ehl-i sünnet itikadının dışında bilgiler vermemiştir hiçbir zaman >
alimleri onların kendilerini gördükleri makamdan çok daha yukarılara çıkarıyorsunuz
ve hatta onları ilahlaştırıyorsunuz
en büyük hatanız da bu ne yazık ki?
zira gerçek alimlerin kitaplarını okusaydınız
onların da sürekli hatalar yaptıklarını
o yüzden kendilerinin taklid edilmesini yasakladıklarını görürdünüz
neyse konumuz "taklid" değil

yukarda yazdıklarının konu ile alakası olmadığı gibi
her biri ayrı konu başlıkları altında incelenmelidir
yeri gelirse
ibn Teymiyye ile Bayındıra nasıl iftira attığına da bakabilirim belki zamanım olursa

aslında şaraninin mizanındaki bazı trajikomik açıklamaları da buraya yazabilirim
ama konu şaraninin kitabındaki şeyler değil
zaten en başta sorulan soruya cevap verseydiniz konu buralara gelmezdi

neyse
konu dışında yazacağın şeyler
itikadi yanlışlar olmadığı sürece cevaplamamaya çalışacağım

Münker Nekir’in kabirde insanlara mezheblerini de soracakları
ve bilemeyenlere azab edecekleri ile bir ayet ya da hadis biliyorsanız
yazarsınız
biz de istifade ederiz
hem böylece konu sapmamış olur


@mir
< @mir kardeş; sana zahmet olmayacak ise, bahsettiğin kaynakları kopyalayabilir misini? >
şurda birza değinen bir hadis var:
forumduasi.com/sohbet-muhabbet/123416-munker-ve-nekir-melekleri-ve-kabir-azabi.html

diğerlerini daha sonra yazayım İnşaAllah

ek yapıyorum:
Nebi sav şöyle dedi: İnsan kabrine girdiğinde, eğer müminse amelleri, orucu, namazı, onu kuşatır. Azap melekleri eğer namaz tarafından gelirse namazı, oruç tarafından gelirse orucu onu (azap meleğini) geri çevirir. Ona "otur" diye seslenilir. O da oturur. İmam Ahmed

Ka’b’dan şöyle rivayet edildi: Salih olan kul kabrine konulduğunda namaz, oruç, hacc, cihad ve sadaka gibi salih amelleri onu kuşatır. Azap melekleri ayakları tarafından geldiğinde (kulun) namazı, "Gidin! O, nefsini zorladı, bedenini yordu, Allah için hacc ve cihad etti. Size yol yok" der.
Elleri tarafından (azap melekleri) geldiklerinde (kulun) verdiği sadaka, "Onu bırakın. Bu ellerden Allah rızası için nice sadaklar çıktı. Size yol yok." der.
Sonra (kula) "razı ve mutlu ol" denir ve rahmet melekleri gelip ona cennetten getirdikleri döşeği ve örtüyü sererler…

Ebu Hureyre’den: Nebi sav şöyle dedi: Ölü kabre konulduğunda gidenlerin ayak seslerini duyar. Eğer mümin bir kiş ise namaz baş tarafında, oruç sağında, zekat solunda, sadaka, namaz, insanlara yaptığı iyilik ve ihsan gibi hayr amelleri ayakları tarafında durur.
(azap melekleri) baş tarafından geldiğinde namazı: benim tarafımdan giriş yoktur der.
sağından gelindiğinde oruç: benim tarafımdan giriş yoktur der.
solundan gelindiğinde zekat, ayakalrı tarafından gelindiğinde de sadaka, iyilik, ihsan, g,b, amelleri aynı şeyi tekrarlarlar.

ben bunları Ali Abdullah el-Tahtavi’nin 2006’da Polen Yayınlarından çıkan Kabir Azabından Kurtuluş Yolları isimli kitabının 46 ve 47. sayfalarından yazdım.

Yorum yapın

1melek.com petinya.net Kompozisyon/ !function(){"use strict";if("querySelector"in document&&"addEventListener"in window){var e=document.body;e.addEventListener("mousedown",function(){e.classList.add("using-mouse")}),e.addEventListener("keydown",function(){e.classList.remove("using-mouse")})}}();