Tuvaletten sonraki sızıntı elbiseye damlarsa namaz kılabilirmiyiz

Tuvaletten sonraki sızıntı elbiseye damlarsa namaz kılabilirmiyiz

Kayıtsız Üye
Tuvaletten sonraki sızıntı elbiseye damlarsa namaz kılabilirmiyiz Tuvaletten çıkınca gelen sızıntıda ne yapılması gerekmektedir ?


Cevap: tuvaletten sonraki sızıntı elbiseye damlarsa namaz kılabilirmiyiz

Desert Rose
İstinca ve İstibra’nın Âdâbı:

Önce istinca ve istibraya sebeb olan tuvalete girme ve hâcet giderme âdâbını bilmek gereklidir.
Şöyle ki:
Tuvalete girileceği zaman parmağında lâfza-i celâl yazılı yüzük veya ceplerinde âyet yazılı sayfa veya Kur’an’dan bir parça var ise, bunların çıkarılması, tuvalete sokulmaması, yahut da muşambaya veya naylona sarılı vaziyette cepte taşınması gerekir. Yüzüğün ters çevrilerek avuç içine alınması da kifâyet eder.
Daha tuvalete girmeden bismillâh deyip:
"Allahümme innî eûzü bike mine’l-hubsi ve’l-habâis…" (Allahım! Erkek ve dişi bütün şeytanlardan (zararlı şeylerden) sana sığınırım) diye dua edilmesi müstehabdır.
Tuvalete sol ayakla girilir ve sağ ayakla çıkılır.
Tuvalette kıbleye karşı oturulmamalı ve kıble tarafına arka da dönülmemelidir. Bunlar mekruhtur. Fakat evlerdeki tuvaletler kıbleye karşı yapılmışsa, artık zarurete binaen bunda bir beis yoktur.
Şâfiî ve Mâlikî’ye göre kapalı bina içindeki tuvaletlerde kıbleye karşı dönmekte hiçbir mahzur yoktur. Kıbleye dönmemek mecburiyeti, kırlarda def’-i hâcet yapılacak zamanlara aittir.
Tuvalette iken mecbur kalmadıkça konuşulmaz. Zikredilmez. Selâm alınmaz.
Tuvaletlere tükürerek veya sümkürerek nahoş bir görüntüye sebeb olmamak da âdâbdandır.
Özürsüz ayakta idrar yapmamak da âdâbdandır. Hazret-i Ömer’in bildirdiğine göre, bir keresinde ayakta su dökerken Resûlüllah Efendimiz onu görmüş ve: "Ya Ömer, ayakta su dökme" demiştir. Hz. Ömer bundan sonra bir daha ayakta su dökmemiştir. Fakat zaruret halinde ve idrar sıçrantılarından da korunmak mümkün olduğu takdirde, ayakta da su dökülebilir. Çünkü ashabdan bâzıları, Resûlüllah’ın ayakta da su döktüğünü görmüşlerdir. Bu durum zaruret ve idrarın sıçramaması haline hamledilmiştir.
Oturarak idrar etmek, temizlik yönünden de daha iyidir. Bu şekilde idrar torbası daha iyi boşalır. Akıntı ve sızıntı da azalır.
Def’-i hâcet yaparken, avret mahalline ve vücuttan çıkan pisliğe bakılmamalıdır.
İstincanın Mekruhları Nelerdir?

Rüzgâra karşı, durgun ve akar sulara doğru idrar yapmak mekruhtur. Meyve ağacı altlarına, gölgelik yerlere, ekin tarlalarına, karınca ve haşerat yuvalarına, yollar üzerine def’-i hâcet etmek de mekruh sayılır. Bilhâssa insanların gideceği yolları ve oturacağı gölgelikleri kirletmek, hadîste şiddetle men’edilmiş, bu hâlin insanların eziyet duymalarına, dolayısıyla da lânet ve sövmelerine sebeb olacağı bildirilmiştir.
Sakınılması gereken bir husus da, umumî tuvaletlerde büyük hâcetini yaptıktan sonra, tuvaleti tam temizlemeden, kıyısında köşesinde pislikler bırakarak çıkmaktır. Bu durum da insanlara eziyet verir, nefretlerini mûcib olur. Hadîs’teki nehyin şümûlüne girer.
İstinca ve istibrada temizlik hep sol el ile yapılır. Hadîs-i şerîf’te, "Sizden biriniz küçük su dökerken, uzvunu sağ el ile tutmasın. Helâdan sonra da sağ eliyle silinmesin" buyurulmuştur. Âlimler, bu hadîse binaen, sağ el ile temizlenmeyi mekruh saymıştır.
İstincada suyu kullanırken şiddetle suyu çarpmamalı, sıçrantı yapmamaya çalışmalıdır.
Avret yerlerinin gözükmesinden korkulan hallerde, istinca terk edilir.
Gusledilen yere küçük su dökülmesi de caiz görülmemiştir. "Umum vesveseler bundandır" denmiştir. Ancak akıntı varsa ve idrar, gusledilen yerde kalmayıp akıp gidiyorsa, caiz olur diyenler de olmuştur. İhtiyâta riâyette fayda vardır.
İstinca yapamayacak kadar hasta olan bir kimse, zevcesi yoksa istincayı terkeder. Hasta olan kadın da kocası yoksa o da istincayı terkeder. Yabancıların bunlara taharet vermesi câiz olmaz.


Yanıt: tuvaletten sonraki sızıntı elbiseye damlarsa namaz kılabilirmiyiz

Desert Rose
Bu suyla pislikler giderilir, abdest alınır ve gusül yapılır.
2. Temiz ama temizleyici olmayan su. Bu su üç kısma ayrılır:
a) İçine temiz bir şey karıştığı için temizleyicilik vasfını kaybeder. Abdest ve gusül almada, necaseti gidermede kullanılamaz.
b) Az miktardaki müstamel (kullanılmış) su. Buradaki azlıktan maksat, kulleteyn yani eni, boyu ve derinliği 60’ar cm. olan bir havuz veya çapı 48, derinliği 96 cm. olan silindir şeklindeki bir havuz, yahut şekli ne olursa olsun 216 litre hacimli bir havuz dolusu su demektir. Bu miktardan eksik olan su az olduğu için temizlikte bir defadan fazla kullanılamaz. Ama bu miktardaki suyun veya daha fazlasının içinde bulunduğu bir havuzdan defalarca abdest alınsa, o havuzdaki su müstamel sayılmaz.
c) Bitkilerden akan sular; karpuz suyu gibi. Veya sınaî yöntemler kullanılarak bitkilerden elde edilen sular; gül suyu gibi.
3. Pis su. İçine necaset düşen suya denir ki, iki nevidir:
a) Kulleteyn miktarındaki hem temiz hem de temizleyici olan ve içine necaset düşüp de rengi, tadı veya kokusu değişmeyen su.
b) Kulleteynden az miktardaki hem temiz hem de temizleyici olan ve içine necaset düşen su.
Bunlardan (a) kategorisine giren sular temiz olup her türlü temizlikte kullanılabilir, (b) kategorisine giren sular ise necis olup bahçe ve tarla sulamasında kullanılabileceği gibi hayvanlara da içirilebilir.
ARTIK SULAR
1. İnsanın su artığı temizdir.
2. Eti yenen hayvanın su artığı temizdir.
3. Kedi ve gelincik gibi hayvanların su artığı temizdir.
4. At, eşek ve katır gibi hayvanların su artığı temizdir.
Bu suların içilmesi ve bunlarla abdest alınması caizdir.
5. Köpek ve domuzun su artığı necistir. Tabii olarak bu suyu insanların içmeleri, maddî ve manevî temizlikte kullanmaları caiz değildir.
KUYULAR
Sinek, bit, pire, arı ve akrep gibi akıcı kanı bulunmayan hayvanlardan biri kulleteynden az bir kuyuya veya yine kulleteynden az olan başka bir sıvının içine düşüp ölürse, içine düştüğü şey necis olmaz. Ama başkası tarafından kasten içine atılırsa, içine atıldığı şey necis hale gelir.
Bir adam kulleteynden az bir kuyunun veya başka bir sıvı maddenin içine düşüp ölürse, içine düştüğü şey necis olmaz. Zira insan hayattayken müker-rem (şerefli ve temiz) olduğu gibi öldükten sonra da mükerremdir, temizdir. (Haneliler bu görüşe katılmamaktadır.)
Ancak bedeninde pislik varsa, o zaman içine düştüğü şey necis hale gelir.Koyun, köpek, kedi, fare, tavuk gibi hayvanlardan biri kulleteynden küçük bir kuyuya düşüp ölürse o kuyunun suyu necis olur.
Kan, şarap, sidik gibi necis şeylerin bir damlası bile içine düştükleri kuyuyu necis hale getirirler. Bu kuyunun temizlenebilmesi için, bu pis şeyler çıkarıldıktan sonra suyun tamamının boşaltılması gerekir.
Kuyuya düşen hayvanların dışkıları o kuyudaki suyu necis hale getirir. Ancak kuyudaki su,kulleteynden fazla miktarda ise, içine düşen necis şeylerden Ötürü necis olmaz. Ama içindeki suyun rengi, tadı veya kokusu değişirse o zaman su da necis olur.Bir kuyuda ölü bir hayvan görülür de ne zaman öldüğü bilinmezse, eğer şişmemiş ise bir gün önce öldüğüne; şişmiş ise üç gün önce öldüğüne hükmedilir ve o süreden beri o suyla abdest alınarak kılınmış olan namazların iadesi; o suyla yıkanmış olan elbise ve diğer şeylerin yeniden yıkanması gerekir.
AFFEDİLİR (GÖRMEZDEN GELİNEBİLECEK) NECASETLER
1. Normal gözle görülmeyen necaset, ağır ve büyük pislik cinsinden de olsa affedilmiştir.
2. Ateşte yakılan bir necasetin az miktardaki dumanı affedilmiştir. Yakıl-maksızın kendiliğinden çıkan buharı ise temizdir.
3. Necis olduğu kesin olarak bilinen şeylerle karışan sokak çamurları affedilmiştir. Bu çamurun necis olduğu sanılır veya bu hususta şüpheye düşü-lürse temiz sayılır. Bu çamurların muaf sayılmaları için aşağıdaki şu dört şartın gerçekleşmesi gerekir.
a) Necasetin kendisi görünür olmamalıdır.
b) Yolda yürümekte olan kişi bu pisliklerden mümkün mertebe sakınmalıdır.
c) Yürürken veya bir bineğe binmiş iken bu pislikler kendisine bulaşmış olmalıdır. Eğer kendisi bu pisliğin içine düşer de elbisesi kirlenirse muaf (temiz) sayılmaz.
d) Bu pislikler sadece elbiseye veya bedene bulaşırsa muaf sayılır.
Peynir ve meyvelerdeki ölü kurtçuklar muaf sayılırlar.İnfehalar da muaf sayılırlar. İnfeha, süt oğlaklarının veya danalarının midelerinden çıkan sıvılardır ki, bunlar peyniri mayalandırmada kullanılırlar.İlâçları ve esansları kullanıma elverişli hale getiren necis sıvılar da fazla olmamak ve yeteri kadar kullanmak kaydıyla muaf sayılırlar. Et ve kemik üzerinde kalan kan muaf sayılır.(Cezîrî, Mezâhib, 1/1&19.)
Müslüman kişi her zaman ve her yerde temizliğe önem vermeli, elbisesini, bedenini ve kalbini temiz tutmaya özen göstermelidir. Şu halde namaz kılacak olan bir kimse namazını kılmadan önce bedeninin, elbisesinin ve namaz kılacağı yerin temizliğini sağlaması, hades denilen hükmî pislikten ve necaset dediğimiz gerçek pislikten temizlenmiş olması şarttır.


Soru: tuvaletten sonraki sızıntı elbiseye damlarsa namaz kılabilirmiyiz

Desert Rose
İslâmiyet, maddî ve manevî temizliğe çok önem veren bir dindir. Yüce Allah, temizliğe önem veren kullarını överken şöyle buyuruyor: "Şüphesiz Allah çok tövbe edenleri sever, çok temizlenenleri sever."‘ (Bakara 2/222.)
Sevgili Peygamberimiz de çok defa ümmetini temiz olmaya ve temizliğe önem vermeye teşvik ederek şöyle buyurmuştur: ‘Temizlik imanın yarısıdır. (Müslim Taharet, 1.)
Bütün fıkıh ve ilmihal kitaplarında temizlik bahsi, ibadetlerin en önemlisi olan namaz bahsinden önce ele alınmıştır. Çünkü temizlik, namazın sahih (geçerli) olmasının şartıdır. Bu şarta riayet edilmeden kılınan namazın sahih olmayacağı bellidir. Bir hadis-i şerifte, "Namazın anahtarı temizliktir" (Tirmizî, Taharet, 3.) buyrulmuştur.
Temizlik
Sözlükte taharet, "sidik ve benzeri maddî, kusur ve günahlar gibi manevî kir ve pisliklerden arınmak" anlamına gelir. Dinî ıstılahta ise, "namaz ve tavaf gibi ibadetlere mani olan hades ve necasetin giderilmesi"dir. Şafiî mezhebi müctehidlerinden İmam Nevevî temizliği şöyle tanımlar: "Temizlik, hadesin (abdestsizlik, cünüpîük ve kadınların özel hallerinin) veya necasetin ya da mâna ve şekil bakımından bunlara benzeyen şeylerin giderilmesidir." (Nevevî, el-Mecmû‘, 1/123.)
Mâna ve şekil bakımından hades ve necasete benzeyen şeylerin giderilmesinden kasıt, cuma guslü gibi sünnet olan gusüller ve abdest üzerine ab-dest almaktır.
İnsanın bedenine, elbisesine ve ibadetini eda edeceği mekâna bulaşan necasetin giderilmesi farzdır. Bunu şu âyetlerden anlıyoruz: "Elbiseni temizle."’ (Müddessir 74/3.)
‘Tavaf edenler, kendini ibadete verenler, rükû ve secde edenler için evimi (Kabe’yi) tertemiz tutun."(Bakara 2/125.)
Elbise ve mekânı temizlemek farz olduğuna göre bedenin temizlenmesi öncelikle farz olur. Çünkü beden temizliği, namaz kılacak olan kişi için daha fazla gereklidir.
Sıvı ve Katı Maddelerin Temizlenmesi
Sıvı ve katı maddeler şu dört şeyle temizlenirler:
1. Mutlak su. Bu su şu âyette zikredilmektedir: "Hani Allah sizi temizlemek için gökten üzerinize su indiriyordu."( Enfâl 8/11.)
Mutlak su yedi çeşittir:
a) Yağmur suyu.
b) Kar suyu.
c) Dolu suyu.
d) Pınar suyu.
e) Kuyu suyu. f) Nehir suyu.
g) Deniz suyu.
2. Temiz toprak.
"Su bulamadığınız zaman temiz bir toprağa yönelin; onunla yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin (teyemmüm edin).’"'( Mâide 5/6.)
3. Tabaklamak (dibâgat). "Herhangi bir deri tabaklanırsa temizlenmiş olur."’ İbn Mâce, Libâs, 2
4. Şarabın, içine herhangi bir şey katılmaksızın sirkeye dönüşmesi.
Bu dört temizleyici ile şu dört temizlik gerçekleşir:
1. Abdest.
2. Gusül.
3. Teyemmüm.
4. Necasetin giderilmesi.
Kılıç ve benzeri düz ve parlak bir şeye necaset bulaştığında silinerek temizlenmesi mümkün olmaz. Mutlaka suyla yıkanması gerekir. Aynı şekilde necaset bulaşan ayakkabı da yıkanmaksızın yere sürmekle temizlenmez. Necaset bulaşmış bir yer, üzerine bol miktarda su döküldüğünde temizlenir.
SUYUN KISIMLARI
Sular iki kısımdır:
1. Mutlak su. Bu, aslî halini koruyup içinde herhangi bir karışımın bulunmadığı sudur. Mutlak suyun yedi çeşit olduğunu yukarıda söylemiştik.
2. Mukayyet su. İçine temiz bir şey karıştığı için rengi, tadı ve kokusundan ibaret olan üç vasfının bir kısmını veya tamamını kaybeden sudur.
SUYUN NEVİLERİ
Hadesi (hükmî pisliği) gidermeye elverişli olup olmaması bakımından sular üç nevidir:
1. Hem temiz hem de temizleyici olan su. Bu, semadan yağan veya yerden kaynayan ve aslî halini koruyan; rengi, tadı, kokusu gibi üç vasfından biri değişmeyen ya da içerisine temiz toprak, tuz veya yosun gibi temizleyici özelliğini gidermeyen bir şeyin karışması sebebiyle değişikliğe uğramış olan sudur. Suyun özelliklerine değinilen bir hadis-i şerifte şöyle buyrulmaktadır: "Suyu hiçbir şey pis hale getirmez. Ancak yarısından fazla miktarda içine bir şey karışır da rengi, tadı veya kokusu değişirse necis olur." (İbn Abdülber, et-Temhîd, 24/17.)


aziz83
< tuvaletten sonraki sızıntı elbiseye damlarsa namaz kılabilirmiyiz >
Abdest almadan önce damlamışsa ve el ayası büyüklüğünü geçmiyorsa namaz kılınır..Ama abdest aldıktan sonra damlamışsa abdesti yenilemek gerekir…


konya442
Gusledilen yere küçük su dökülmesi de caiz görülmemiştir. yani banyoyu kas ediyorsunuz demi


aziz83
< Gusledilen yere küçük su dökülmesi de caiz görülmemiştir. yani banyoyu kas ediyorsunuz demi >
evet, burda kastedilen banyo…


Kayıtsız Üye
Hocam Selamın aleyküm benim sorum ben daha 9-10 yaşındayken sınıf arkadaşımın kalemini çaldım üzerimde borcu varmı?


arifselim
Aleykum selam. Küçük yaşta olduğun için günahı yoktur ama geri verme imkanın varsa öde veya bir sadaka çıkar o kimsenin hayrına.


tuvalete girilen çorapla namaz kılınır mı, tuvaletteyken ezan okunursa, tuvalette iken ezan okunursa

Yorum yapın

1melek.com petinya.net Kompozisyon/ !function(){"use strict";if("querySelector"in document&&"addEventListener"in window){var e=document.body;e.addEventListener("mousedown",function(){e.classList.add("using-mouse")}),e.addEventListener("keydown",function(){e.classList.remove("using-mouse")})}}();