Kalbimin mühürlendiğini hissediyorum
Kayıtsız Üye
namaz kılamıyorum Allah’a dua edemiyorum vicdanımın sızladığını hissedemiyorum ama hiç bir insana kötü davranmıyorum.içimde bir öfke var.boşlukta gibiyim.önceden ağlardım yasin dinlerken ağlardım artık ağlıyamıyorum.yaklaşık 7. 8 aydır bu durumdayım.biryerden başlamak istiyorum ama yapamıyorum.kuran kursuna gitmiştim geçen yıl çok istekli ve Allah’a giden yolda çok metanetleydim.bi gün sohbet için arkadaşlarımın isteğiyle ders sonu camide kaldım dışardan bir hoca geldi o sohbetten sonra şurum kapandı kalbim kirlendi sanki konuşma şuydu bir erkek karısına annemin sırtı gibi derse nikahı düşer bir kadın hasta babasının altını temizler ve bu esnada bişey hissederse nikahı düşer ve ben babama çok düşkün bir çoçuğum psikolejim bozuldu duyduklarımı verilen örnekleri kaldıramadım ve bu hale geldim.yavaş yavaş uzaklaştım.Allaha uzanan ipin ucunu kaçırdım.bu beni çok yaralı uzun zaman atamadım.durumum bundan ibaret.dua etmek istiyorum ama ne duası edicemi bile şaşırdım artık
Cevap: kalbimin mühürlendiğini hissediyorum
YaZaROW
Ne kadar saçmalamış. Babanız size haram değil ki. Yani ne bakımdan haram değil, babanızın saçınızı başınızı görmesi haram değil. Çünkü BABANIZ sonuçta. Aile bireylerinden olmaz o işler.
Yanıt: kalbimin mühürlendiğini hissediyorum
Desert Rose
< o sohbetten sonra şurum kapandı kalbim kirlendi sanki konuşma şuydu bir erkek karısına annemin sırtı gibi derse nikahı düşer bir kadın hasta babasının altını temizler ve bu esnada bişey hissederse nikahı düşer ve ben babama çok düşkün bir çoçuğum psikolejim bozuldu duyduklarımı verilen örnekleri kaldıramadım ve bu hale geldim.yavaş yavaş uzaklaştım.Allaha uzanan ipin ucunu kaçırdım.bu beni çok yaralı uzun zaman atamadım.durumum bundan ibaret.dua etmek istiyorum ama ne duası edicemi bile şaşırdım artık >
Kardeşim kalbini hiç bozmana gerek yok
çünkü bir insan hiçbir zaman asla ne babasına nede annesine
bozuk bir düşünce besleyemez,zıhar konusunuda da aşağıdaki sana verdiğim yazıyı oku,
sen düzgün inancın doğrultusunda devam et ve
Allah c.c ya içinden geldiği gibi samimi olarak duanı yakarışını yap
çünkü O’ sana senden daha yakın…
Şeytanın sana verdiği vesveselerede aldırış etme kalbinin kirlendiğini düşünme….
selam ve dua ile
Zıhar
A) Tanımı
Zıhâr kelimesi, "kişinin karısını, kendisine ebedî surette mahrem olan kadınlardan birine veya o kadının vücudunun organlarından birine benzetme-si"dir. Câhiliye döneminde Araplar, zıhârı boşama şekillerinden biri olarak kabul ederlerdi. Ama İslâm dini zıhârı başka bir yaklaşımla ele alarak ona boşamadan başka hükümler yüklemiştir.
B) Hükmü
Zıhâr yapmak dinimizce haram kılınmıştır. Zıhârla ilgili olarak yüce Allah şöyle buyurmuştur: "İçinizden kadınlarına zıhâr yapanlar bilsinler ki, o kadınlar onların anneleri değildir. Onların anneleri ancak, kendilerini doğuran kadınlardır. Şüphesiz onlar (zıhâr yaparlarken) hoş karşılanmayan ve yalan bir söz söylüyorlar." (Mücâdile 58/2.)
C) Zıhârla İlgili Kelimeler
Zıhârla ilgili kelimeler sarih ve kinayeli olmak üzere iki kısma ayrılırlar. Sarih olanlar, zıhârdan başka mânaya gelmeyen kelimelerdir. Örneğin kişinin karısına, "Sen bana annemin sırtı gibisin" demesi gibi. Bu sözü söyleyen kişi, zıhâra niyet etmiş olsa da olmasa da karısına zıhâr yapmış olur.Kinayeli kelimeler ise zıhâr mânasını taşıdıkları gibi, başka mânalar da taşıyabilirler. Örneğin bir erkeğin karısına, "Sen benim için annem gibisin" veya, "Kız kardeşim gibisin" demesi kinayeli bir sözdür. Bu sözü sarfetmekle zıhâr yapmayı kastetmişle, karısına zıhâr yapmış olur. Ama bu sözü söylemekle karısını çok sevdiğini ve beğendiğini ifade etmek istemişse, zıhâr yapmış sayılmaz.
D) Zıhârla İlgili Hükümler
• Talâk (boşama) kelimesini kullanmakla zıhâr meydana gelmez.
• Zıhâr kelimesini kullanmakla boşama meydana gelmez. Buna göre bir kişi boşama niyetiyle karısına, "Sen bana annemin sırtı gibisin" derse karısı boşanmış olmaz. Çünkü bu sözlerin her biri, evlilikte açık anlamlıdır. Değişik niyetlerle söylenmiş olmaları, bunları asıl anlamlarının dışına çıkarmaz.
• Bu cümleden olmak üzere bir kişi, hiçbir şeye niyet etmeden karısına; "Sen annemin sırtı gibi boşsun" derse, "boşsun" dediği için karısı boşanmış olur ve, "Anamın sırtı gibi" sözü de hükümsüz kalır.
• Hiçbir şeye niyet etmeksizin karısına hitaben, "Sen annemin sırtı gibi bana haramsın" diyen kişi zıhâr yapmış olur. Çünkü sarfetmiş olduğu bu söz, zıhârla ilgili sarih sözlerdendir. Ayrıca bu sözünü "haramsın" kelimesiyle de pekiştirmiştir. Ama bu sözü, boşama niyetiyle söylemişse, karısı boşanmış olur.
• Zıhâr yapan kocanın, zıhâr kefareti vermeden karısıyla cinsel ilişkide bulunması haramdır.
• Kadın, kendisine zıhâr yapan kocasından kendisiyle cinsel ilişkide bulunmasını talep etme hakkına sahiptir. Ancak kocasının kefaret vermeden önce kendisinden cinsel bakımdan yararlanmasına engel olması da gerekir.
• Zıhâr yapan kişinin karısıyla evliliğini devam ettirebilmesi için kefaret vermesi gerekir. Bu hususta yüce Allah şöyle buyurmuştur: "Kadınlarından zıhâr yaparak ayrılıp sonra da söylediklerinden dönecek olanlar, eşleriyle birbirlerine dokunmadan önce bir köle azat etmelidirler." (Mücâdile 58/3.)
Konuyla ilgili bir rivayette Havle bint Sa’iebe’nin şöyle dediği bildirilmektedir: Kocam Evs b. Sâmit benim hakkımda zıhâr kelimesi kullandı. Ben de onu şikâyet etmek üzere Resûlullah’ın (s.a.v) huzuruna vardım. Resûl-i Ekrem de onun hakkında benimle tartışıyor ve, "Allah’tan kork! O senin amcaza-dendir"diyordu. Derken Kur’ân-ı Kerîm’deki Mücâdile sûresinin, "Allah kocası hakkında seninle tartışan ve Allah’a şikâyette bulunan kadının sözünü işit-miştir" ifadesiyle başlayan 1-3. âyetleri nazil oldu.Bunun üzerine Resûlullah (s.a.v), Havle’ye, kocasının (kefaret olarak) bir köle azat etmesini söyledi. Havle, kocasının köle bulamayacağını söyledi. Re-sûl-i Ekrem, öyle ise iki ay peş peşe oruç tutması gerektiğini söyleyince Havle,"Ey Allah’ın Resulü! O çok yaşlıdır; oruç tutacak güçte değildir" dedi. Resûlullah (s.a.v), "Öyle ise altmış fakire yemek yedirsin"buyurdu. Havle, "Onun başkalarına sadaka verecek bir şeyi yoktur" dedi.Havle sözüne devamla diyor ki: "O esnada Hz. Peygamberin huzuruna bir zenbil hurma getirildi. Ben, "Ey Allah’ın Resulü! Buna bir zenbil de ben eklerim" deyince Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: "Güzel söyledin. Git, bunu altmış düşküne yedir ve amcazadene (kocana) geri dön." (Ebû Davud, Talâk, 17.)
Yukarıdaki âyet-i kerîme ve hadis-i şeriften de anlaşılacağı gibi zıhâr kefareti, sırasıyla şu üç şeyden birini yapmakla yerine getirilmiş olur:
1. Çalışıp kazanç sağlamasına engel bir kusuru bulunmayan mümin bir köleyi özgürlüğüne kavuşturmak. Ancak kölelik müessesesi tarihe karışmış olduğundan zamanımızda bu maddenin pratikte geçerliliği kalmamıştır.
2. Köle bulup özgürlüğüne kavuşturma imkânı olmayan kişinin peş peşe iki ay oruç tutması. Bu orucun kefaret niyetiyle tutulması şarttır.
3. Yaşlılık veya hastalık gibi sebeplerle oruç tutmaya muktedir olamayan kimsenin altmış fakiri veya düşkünü doyurması gerekir. Bu fakir ve düşkünlerin zekât alma ehliyetine sahip kimseler olmaları; bunlara gıda maddesi olarak verilen şeylerinse, fıtır sadakası olarak verilmesi caiz olan gıda maddelerinden olması şarttır. (Şirbînî, Mugni’l-Muhtâc, 5/40-51.)
Soru: kalbimin mühürlendiğini hissediyorum
ikindi
sana en büyük tavsiyem namaz ben kendimi namazı aksatigimdan yada kilmadigimdan kötü hissediyordum sende oldugu gibi bende yaklasik 11 ay böyle bir sürec gecti basimdam. ama birgün caminin karsinda ARTIK DEGISICEM ESKISI GIBI OLICAM DEDIM ve oldu. bide o sürec içindeyken kendime hep bir gün geriye bakip bu günleri düsünüp gülicem, cünkü ben güclü ciktim. seytan seni uzaklastirmaya calistirir dinden asla seytana uyma ve sana çok güzel bir söz önermek istiyorum, belki hayat felsefesi olabilecek bir söz. ALLAH kimseye tasiyamicandan fazla yük VERMEZ
temiz bir kalp