Ölümü Hatırlamak Ölümü Hatırlamanın Faydaları
mematii
Ölümü Hatırlamak
Hatırlamaktan çekindiğimiz için semtimize hiç ölüm uğramaz sanırız. Her ölümü de erken biliriz. Oysa ölümü düşünmek insanoğluna hem gayesini anımsatan, hem de onu gündelik dertlerinde kaybolmaktan koruyan bir zırh gibidir.
Bazı şeyleri düşünmekten kaçınırız, çünkü o şeyle yüzleşmekten korkuyoruzdur. Mesela kendimizi âmâ olarak düşünmekten çekinmemizin ardında, görme yetimizi kaybetmekten duyduğumuz endişe vardır.
İnsanın ölümü düşünmekten kaçınması da bu karşılaşma, yüzleşme korkusundan ileri gelir. Oysa hep dediğimiz gibi, "korkunun ecele faydası yok." Korkulan bazı şeyleri düşünmekten kaçınmak, onunla mutlaka yüzleşeceğimiz gerçeğini ortadan kaldırmıyor. İşte ölüm de böyle. Kur’an-ı Kerim’de ifade buyrulduğu üzere, "Her canlı ölümü tadacaktır." (Ankebut, 57), "Sarp ve sağlam kalelere sığınsa bile!" (Nisa, 78)
Ölümü Düşünmekten Korkanlar
Ölümü düşünmekten çekinen, ölümden korkan kimseler iki kısımdır:
İlki, dünyanın geçici zevklerine gönül bağlayan, keyfi ne isterse onu yapmayı hayat felsefesi edinen kimselerdir. Nefsine teslim olanlar yani. Ölüm onlar için yaşama keyfinin son bulması anlamına geldiğinden, düşüncesi dahi yüreklerine korku ve gerginlik düşürür. Ölümü akla getirecek her şeyden vahşi hayvandan kaçar gibi uzak dururlar. Yanlarında ölümden bahsedilecek olsa sinirlenip bunalırlar. Kur’an-ı Kerim’de bu kimseler için; "De ki: Sizin kendisinden kaçtığınız ölüm, muhakkak sizi bulacak. Sonra da görüleni ve görülmeyeni bilen Allah’a döndürüleceksiniz de, O size bütün yaptıklarınızı haber verecek." (Cuma, 8) buyurulur.
Ölüm gerçeğini hatıra getirmekten çekinen diğer kısım ise, ölümden sonrası için yeterli hazırlık yapamadığı endişesi taşıyan, Allah’a karşı çokça isyan ettiklerini düşünen kimselerdir. Bu kişiler her ne kadar ölümden çok rahatsız olmasalar da yine de kaygılanır, korkarlar. Bu tür insanların hali, evde hesap vereceğini bildiği halde annesinin sözünden çıkıp yaramazlık etmiş çocuklara benzer.
Ölümü Güleryüzle Ananlar
Elbette ölümü düşünmek herkes için korku ve gerginliğe yol açmaz. Onu iç huzuru ve ferahlıkla hatırlayanlar da var bu dünyada.
Kimdir bunlar? Onlar dünyayı gerçek sevgilileri olan Rableriyle aralarına çekilmiş set olarak görürler. Bu seti aşmanın, kavuşmanın, bu beden giysisinden sıyrılmakla mümkün olduğunu çok iyi bilirler. O sebeple ölümün değil kendisi, hatırlatılması bile ince bir tebessüm kondurur onların yüzlerine. Böyle kimseler katında ölüm vakti sevgiliye duyulan özlemin sona erdiği düğün gecesi (şeb-i arus) gibidir. Bu bahtiyarların bir adı "Hak âşığı", bir adı "ârif", bir adı "vuslat ehli"dir.
Ölümü Hatırlamanın Faydaları
Bugünün hakim anlayışı dünyayı ve insanın beden varlığını kutsadığı için ölümle asla barışık değildir. Dinimiz ise ölümün uğursuz sayılıp, akla getirilmemesi fikrini kabul etmez. Aksine sık sık hatırlanmasını, hatta buna zemin oluştursun diye kabir ziyaretleri yapılmasını önerir. Bu mevzuda Sevgili Peygamberimiz s.a.v.’in, "Kabirleri ziyaret edin! Zira ölümü hatırlatır." (Hakim, Müstedrek) tavsiyesini çoğumuz bilir, bilmezse de yerine getirir.
Ölümü hatırlamanın bazı faydalarını şöyle sıralayabiliriz:
Ölümü hatırlamak, en başta nefsani arzuların, kötü tutkuların yok olmasına vesiledir. Bunun için Efendimiz s.a.v. kıymetli ashabına, "Zevkleri yok eden ölümü çok anın." (Tirmizî) diye telkinde bulunmuştur.
Yine ölümü hatırlamak kişiyi günaha girmekten koruyacağı gibi, dünyaya olan düşkünlükten de uzaklaştırır. Nitekim hadis-i şerifte, "Ölümü çok hatırlayın. Zira o, günahlardan korur ve dünyadan (yani onu sevip rağbet etmekten) yüz çevirtir." (Cem’ul-Cevâmi) diye bildirilmiştir.
İbrahim et-Teymî bu hadis-i şerifin faydasını ziyadesiyle görmüş olacak ki, ölümü hatırlamayı kendisini dünya zevklerinden alıkoyan iki şeyden biri olarak zikretmiş ve demiştir ki:
"İki şey beni dünya zevkine kapılmaktan ayırdı. Biri ölümü hatırlamak, diğeri de Allah Tealâ huzurunda hesap vermeyi düşünmek."
Ölümün hatırlanmasındaki diğer bir fayda, şehitlerle birlikte haşredilecek olma şerefidir. Hz. Aişe r.a. Validemiz Hz. Peygamber s.a.v. Efendimiz’e sormuştu: "Ey Allah’ın Rasulü, şehitlerle birlikte haşredilecek biri var mı?" O da şöyle cevap verdi: "Evet, bir gün ve gecede yirmi defa ölümü anan kimse şehitlerle beraber haşredilecek." (Gazalî, İhya)
Ölümü hatırlamanın bir başka faydası da kalbin yumuşamasına sebep olmasıdır. Anlatıldığına göre, kalbinin katılığından şikayet eden bir kadına Hz. Aişe r.a. validemiz; "Ölümü çok an ki kalbin yumuşasın." buyurmuştu. Gerçekten de kadın söyleneni yaptığında kalbi yumuşamış, bu yüzden Hz. Aişe r.a.’ya gelerek teşekkür etmişti.
Ölümü çokça hatırlamak, kişinin hem kalbini uyandırır, hem de ölümünü kolaylaştırır. Sevgili Peygamberimiz s.a.v. bu durumu; "Ölümü çokça hatırlayan hiç kimse yoktur ki, Allah Tealâ onun kalbini diriltmiş, ölümünü kolaylaştırmış olmasın" (Deylemî) diye haber vermiştir.
Tefekkür, yani düşünüp ibret almak dinimizce ibadet sayılır. Kur’an-ı Kerim’de bizi tefekküre teşvik eden pek çok ayet vardır.
Allah Rasulü s.a.v. de bir hadisinde ümmetine, "ibadetin en faziletlisi olarak tefekkürü, zühdün en faziletlisi olarak da ölümü hatırlamayı" göstermiştir. Şu halde ölümü hatırlamak da tefekkürdür, onu yerine getiren kimse her iki fazileti de elde etmiş sayılır. Bu da ölümü düşünmenin bir diğer faydasıdır.
Sonuç itibariyle ölümü düşünmek, insana hem gayesini hatırlatan, hem de onu yaşadığı asrın gündelik dertlerine kapılmaktan koruyan çelik bir zırh gibidir. Günahın kalabalık süvari orduları gibi üzerimize akın ettiği bir dönemde bu zırhı giyinmeye her zamankinden daha çok ihtiyacımız olduğu açık değil mi?
Kürşad Salih Yaman / Semerkand
Cevap: Ölümü Hatırlamak Ölümü Hatırlamanın Faydaları
imamhatipli42
Ölümü Hatırlamak
2307- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Tüm lezzetleri kesip koparanı çok hatırlayın yani ölümü.” (İbn Mâce, Zühd: 31)
‘ Tirmizî: Bu konuda Ebû Saîd’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir.
ölümü hatırlamak, ölümü hatırlamak ölümü hatırlamanın faydaları, ölümü düşünmenin fazileti