Cuma Hutbesi: Gıybet Ve Koğuculuk

Cuma Hutbesi: Gıybet Ve Koğuculuk

mumsema
GIYBET VE KOĞUCULUK

…..وَلَا تَجَسَّسُوا وَلَا يَغْتَب بَّعْضُكُم بَعْضاًأَيُحِبُّ أَحَدُكُمْ أَنيَأْكُلَ لَحْمَ أَخِيهِ مَيْتاًفَكَرِهْتُمُوهُ وَاتَّقُوا اللَّهَ إِنَّ اللَّهَ تَوَّابٌرَّحِيمٌ

Muhterem Müslümanlar!
Toplumu içten içe kemiren, bir virüs gibi tahribata yol açan toplumsal hastalıklardan birisi de gıybet ve koğuculuktur. Gıybet, kendimize söylendiği zaman hoşlanmayacağımız bir şeyi, din kardeşimiz hakkında arkasından konuşmamız anlamına gelir.
İslâm dini kişinin dokunulmazlığı ilkesine çok büyük değer vermiştir. Bu itibarla bir kimsenin gıyabında gerek onun şahsıyla ilgili maddî, manevî, rûhî ve ahlâkî kusurlarından söz edilmesi, gerekse kendi çocukları, annesi, babası ve diğer yakınlarının kusurlarından bahsedilmesi gıybet sayılmıştır.
Hasta gönüllere şifa olan Kur’an, gıybeti yasaklamıştır. Dolayısıyla her müslümanın bu gibi çirkin davranışlardan uzak durması gerekir. Nitekim yüce kitabımız Kur’an Birbirinizin gıybetini yapmayın. Herhangi biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz [1] buyurarak bizi gıybetten sakındırıyor. Ayet gıybetin çirkinliğini, iğrençliğini gözler önüne sererek onu, "ölmüş kardeşin etini yemeye" benzetmektedir.
Gıybeti tasdik etmek de gıybettir. Gıybet yapılan yerde susan kişi gıybete ortak olmuş olur. Bir hadiste şöyle buyruluyor: Gıybet eden ve dinleyen günahta ortaktır. [2]
İslâm âlimleri gıybetin haram ve büyük günah olduğu konusunda ittifak etmişlerdir. Ancak bir söz veya davranışın gıybet sayılıp sayılmaması niyetle yakından ilgilidir. Buna göre bir kimsenin yanlışlarının sırf onu küçük düşürmek amacıyla söylenmesi gıybet sayılırken, yanlışlarının düzeltilmesi maksadıyla söylenmesi gıybet sayılmaz. Herhangi bir kişi veya zümreyi kastetmeden genel olarak insanların kötülüğünden söz etmek de gıybet olmaz.
Aziz Kardeşlerim!
Hz. Peygamber (sav) de bu konuda bize yol göstermiştir. İbn Mes’ûd anlatıyor: Peygamber (sav)’in meclisinde idik, birisi kalkıp gitmiş, bir başkası da arkasından onu çekiştirmişti. Peygamberimiz Dişini ayıkla! buyurdu. Adamın Neden ayıklayayım? Et yemedim ki! demesi üzerine de sen kardeşinin etini yedin buyurdu.[3] Hz. Âişe(ra), eşi Safiyye’nin kısa boylu olduğundan bahsedince Efendimiz (sav): Öyle bir söz söyledin ki denize katsan onu kirletir! [4]buyurdu. Hadis-i şerife göre bir kimsenin arkasından, duyduğu takdirde hoşlanmayacağı dinî veya dünyevî işlerine, bedenine, ahlâkına, soyuna ait bir eksiklik veya kusurunu söylemek gıybettir ve haramdır. Eğer söylenen şey o kimsede yoksa iftira edilmiş olur ki, bu daha büyük bir günahtır ve haramdır.
Muhterem Müminler!
Dedikodu nefsin çok hoşuna gider. Nefis, faydalı bir eseri yarım saat okumaya yahut faydalı bir sohbeti bir saat dinlemeye tahammül edemezken, sıra dedikoduya geldi mi saatler dakika gibi olur. Çünkü gıybet ve dedikodu, insanın nefsini palazlandıran bir günahtır. Dedikodu yapan insanlar, ayıplayıp küçük gördükleri kimselerin işlediği günahtan kendilerinin uzak olduklarını düşünürler. Böylece o günaha düşmemeleri sebebiyle kendilerini bu günahkârlardan üstün kabul ederler. Ama unutmamak lâzımdır ki, mü’min kardeşini küçük görmek, günah olarak insana yeter. Ayrıca tekerrür eden bir hakikattir ki, bir şahsın ayıp ve kusurlarını kınayanlar, çok geçmeden aynı hataları işlemeye başlamaktadırlar.
Hutbemizi Peygamber Efendimizin bir hadisi ile bitiriyorum: Bir kimse din kardeşini bir günahı dolayısıyla ayıplarsa, ölmeden evvel mutlaka o günahı işler. Yani kardeşini bir ayıpla kınayan, o ayıp işi işlemeden ölmez! [5]

Mehmet POLAT

Mer. Bilal-i Habeş C.İ.H. Pazar

[1] Hucurat, 49/12

[2] Taberani

[3] Taberani

[4] Tirmizî, Kıyâme, 51; Ebû, Dâvûd, Edeb, 35

[5] -Câmiu’s-Sagîr, c. II, s. 161


Cevap: Cuma Hutbesi: Gıybet Ve Koğuculuk

Şema
Gıybet ile ilgili hutbeler

بسم الله الرحمن الرحيم
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اجْتَنِبُوا كَثِيراً مِّنَ الظَّنِّ إِنَّ
بَعْضَ الظَّنِّ إِثْمٌ وَلَا تَجَسَّسُوا وَلَا يَغْتَب بَّعْضُكُم
بَعْضًا
قال النبي صلي الله عليه وسلم
مَنْ يَتَكَفَّلُ لِي مَا بَيْنَ لِحْيَيْهِ وَمَا بَيْنَ رِجْلَيْهِ اَتَكَفَّلُ لَهُ بِالْجَنَّةِ

Muhterem Müslümanlar!

Yüce dinimiz toplumun huzurlu, fertlerin ahlaklı olmasına, kişilerin haklarının, onurlarının ve mahremiyetlerinin korunmasına büyük önem vermiştir. Bundan dolayıdır ki, dinimizde insanların gizli hallerini araştırmak, haksız eleştirilerde bulunmak, iftira atmak, yalan söylemek gibi kötü davranışlar yasaklanmıştır. Toplumun huzur ve güvenini zedeleyen davranışlardan biri de halk arasında dedikodu olarak bilinen gıybettir.

Gıybet, bir kimsenin arkasından, onun hoşlanmayacağı sözler söylemek ve kusurlarından bahsetmektir. Konuşulan sözün doğru olması gıybet yapmak için haklı bir gerekçe değildir. Sevgili Peygamberimiz, bir gün ashabına; Gıybet nedir, bilir misiniz? diye sorar. Onlar da; Allah ve Rasûlü daha iyi bilir derler. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz; Din kardeşinin hoşuna gitmeyecek şekilde onun ardından konuşmandır buyurur. Sahabenin; Ya Rasûlellah! O kimse benim konuştuğum gibi ise yine de gıybet olur mu? diye sorması üzerine Allah Rasûlü; Şayet konuştukların o kişide varsa gıybetini etmiş olursun. Aksi halde ona iftira etmiş olursun! buyurur.

Allah Teâlâ Kur’ân-ı Kerim’de gıybet yapmayı, ölmüş din kardeşinin etini yemeye benzeterek gıybetin ne kadar çirkin bir davranış olduğuna önemle dikkat çekmiştir.

Değerli Müminler!

Başkasının malına onun izni olmadan el uzatmak nasıl ki kul hakkıysa, aynı şekilde kişinin şeref ve haysiyetine dil uzatmanın da bir kul hakkı olduğunu unutmamalıyız. Hatta kişinin şeref ve haysiyetinin onun malından daha değerli olduğu şüphesizdir. Gıybet insanlar arasında fesat çıkardığı gibi ahiret açısından da vebali ağır olan bir günahtır. Nitekim Peygamber Efendimiz (as), insanların gıybetini edenlerin göreceği azabı şöyle açıklar: Miraca çıktığım gece bir takım insanların yanından geçtim. Bunlar, bakırdan tırnaklarıyla yüzlerini ve göğüslerini tırmalıyorlardı. Cebrail’e (as) bunların kimler olduğunu sordum. O da, Bunlar, gıybet edenlerdir dedi.

Gıybet etmek haram olduğu gibi dinlemek de haramdır. Onun için mümkün olduğunca gıybete engel olunmalıdır. Peygamberimiz (sav) bir hadis-i şeriflerinde; Kim ki, din kardeşinin gıybet edilmesini önlerse Allah Teâlâ o kimseyi cehennemden korur! buyurur. Gıybete gıybetle karşılık vermek de caiz değildir. Dinimiz bize kötülüğe iyilikle karşılık vermeyi tavsiye etmiştir. Yüce Rabbimiz, İyilikle kötülük bir olmaz! Sen, kötülüğü en güzel şekilde sav. buyurmuştur.

Öyleyse, aziz cemaat, insan onurunu zedeleyen, kırgınlıklara sebebiyet veren ve aynı zamanda kul hakkı olan gıybetten uzak duralım. Gıybetini yaptığımız kimselerle helalleşip hatalarımızdan dolayı tevbe edelim. Hutbemi, Peygamber Efendimizin (as) şu güzel müjdesi ile bitiriyorum: Kim bana diline sahip çıkmayı ve iffetini korumayı garanti ederse ben de onun cennete girmesine kefil olurum!

Kadir KORKMAZ


gıybet ile ilgili hutbeler, gıybetle ilgili hutbeler, gıybetle ilgili hutbe

Yorum yapın

1melek.com petinya.net Kompozisyon/ !function(){"use strict";if("querySelector"in document&&"addEventListener"in window){var e=document.body;e.addEventListener("mousedown",function(){e.classList.add("using-mouse")}),e.addEventListener("keydown",function(){e.classList.remove("using-mouse")})}}();