Namazın insan için önemi ve yeri
Kayıtsız Üye
Namazın insan için önemi ve yeri nedir Namazın insan için önemi ve yeri hakkında bilgi verir misiniz ?
Cevap: Namazın insan için önemi ve yeri
Hoca
İNSAN İÇİN NAMAZ VE ÖNEMİ
وَأَقِمِ الصَّلَاةَ إِنَّ الصَّلَاةَ تَنْهَى عَنِ الْفَحْشَاء وَالْمُنكَرِ
Namaz, Allah’a karşı yapılması gereken kulluk görevlerinin en önemlisidir. Çünkü Allah, imandan sonra namazdan daha üstün bir ibadeti emretmemiştir.
Namaz, âlemlerin Rabbi olan Allah’a ibadet ve kulluğun göstergesidir. Allah Teala’nın, gördüğümüz, görmediğimiz, bildiğimiz, bilmediğimiz bitmez tükenmez nimetler ve ihsanlarına karşı şükranlarımızı sunmaktır. Namaz, Kur’an-ı Kerim’in pek çok yerinde, çeşitli vesilelerle geçmektedir. Namaz, kalp söz ve beden ile yapılan ibadetleri bir araya toplamıştır.
Hiç şüphe yok ki namaz, Rabbimizi anmak için kılınır. Bu yalnız namazın değil, diğer ibadetlerin de esasını teşkil eder. Beni anmak için namazı dosdoğru kıl. Ey mü’minler, Allah’ı çokça anın, O’nu sabah akşam tesbih edin. ayetleri namazın bu hikmetine işaret etmektedir. Kuran’da Allah’ı seven Allah yolunda olan mü’minlerin niteliklerinden söz edilirken; Onlar ayakta dururken, otururken, yanları üzere yatarken, Allah’ı anarlar ve Rabbimiz, sen bunu (gökleri ve yeri) boşuna yaratmadın, seni tesbih ederiz, bizi cehennem azabından koru. derler.
Namaz, işlediğimiz günahlardan arınmak, işleyeceklerimizden de korunmak için kalbimiz, dilimiz ve bütün varlığımızla yaptığımız kulluk görevidir. Kur’an-ı Kerim’de; Namazı kılın, muhakkak ki namaz, hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar buyrulmuştur. Öyleyse namaz kılmak insanlık borcudur. Günde beş vakit namaz kılmak akil baliğ olan kadın erkek her müslümana farzdır.
Kul, namazını kılmak suretiyle gönlünü Cenab-ı Allah’a bağlar. İslam dinini bir binaya benzetecek olursak, namazlarımız da bu binayı ayakta tutan direklerdir. Kim ki namazlarını kılarsa, dinini ayakta tutmuş olmakta, namazlarını kılmayan da dinini eliyle yıkmış bulunmaktadır. Bir kimse farz olduğuna inandığı halde namazı kılmazsa büyük günah işlemiş ve Allah’ın azabını hak etmiş olur. Kur’an’da şöyle buyrulmuştur: Onların peşinden öyle bir nesil geldi ki, bunlar namazı bıraktılar nefislerinin arzularına uydular. Bu yüzden ileride azgınlıklarının cezasını çekeceklerdir. Kıyamet günü cehennemliklere, cehenneme girmenize sebep nedir, diye sorulduğun da, onların; Biz namaz kılanlardan değildik, düşkünü yedirmezdik, boş şeylere dalanlarla dalar giderdik, ceza gününü yalanlardık diyecekleri haber verilmektedir. Hür iradesiyle iman etmiş gerçek mü’minin her türlü ibadetin kendisinde toplandığı namazı terk etmesi mümkün değildir. Çünkü namaz, mü’minin nurudur.
Müslüman bu ibadeti kendisi kıldığı gibi eşine ve çocuklarına da emreder. Allah (cc), Ailene namazı emret, kendin de ona sabret buyurmuştur. Namazı hakkıyla kılan kimse kibir ve gururdan kurtulur. İnsan haklarına saygılı olur, Allah rızası için iş yapmaya alışır, ilahi murakabe altında olduğunun farkında olur. Hülasa, namaz insan için temizlik, günahlardan arınma ve huzur kaynağıdır.
O halde bizler de kendimiz ve toplumumuz için bu denli önemli olan bu ibadete gereken önemi verelim, en yakınımızdan başlayarak çevremizdekilere de namaz şuurunu aşılamaya çalışalım Peygamberimizin tarif ettiği şekilde namazlarımızı kılalım ve O’nun şu uyarısına kulak verelim; İman ile küfür arasındaki fark, namazı terk etmektir.
ERGÜN YÜKSEL