İmam ve müezzinin nasıl cemaate dualarla namaz kıldırdığını öğrenmek istiyorum
Kayıtsız Üye
imam ve müezzinin nasıl cemaate namaz kıldırdığını öyrenmek istiyorum ve dualarla tam olarak lütfen
Yanıt: imam ve müezzinin nasıl cemaate dualarla namaz kıldırdığını öğrenmek istiyorum
Desert Rose
Cemaatla Namaz Nasıl Kılınır?
İmama uyan bir kimse, yani muktedî, imam tekbir aldıktan sonra, o da tekbir alarak namaza durur Yalnız Sübhâneke’yi okuyup sükût eder Fâtiha ve başka âyet okumaz İmam rükû’a gittiği zaman, o da rükû’a gider Rükû’daki tesbihleri söyler İmam rükû’dan SemiAllahü limen hamideh diyerek doğrulduğunda ise, Rabbenâ lekel-hamd der Secdeye gittiklerinde de secde tesbihlerini okur 3 veya 4 rek’atlı namazların ilk oturuşunda sadece Tehıyyât okunur Son oturuşta ise, Tehıyyât ile beraber salâvat ve dualar okunarak imamla birlikte selâm verilir İmama uyan kimsenin, onun arkasında Fâtiha ve zamm-ı sûre okuması tahrîmen mekruhtur Çünkü imam cemaata riyaseten okumaktadır İmamın okuması cemaatın okuması yerine de geçer Nitekim hadîs-i şerîf’te de bu husus sarahaten belirtilmiştir Ancak İmam-ı Muhammed, imamın kırâeti âşikâre yaptığı namazlarda cemaatın okumasını mekruh görmüşse de, imamın gizli okuduğu yerlerde cemaatın da okumasını câiz görmüştür
İmamda Bulunması Gereken Vasıflar:
Cemaatle kılınan namazda kendisine uyulan zâta imam denir Bu zâtın cemaate namaz kıldırmak vazifesine de imâmet tabir edilir İmama uymaya iktida veya ittiba’; imama uyan kimseye de muktedî veya müttebi’ veya me’mum gibi adlar verilir İmamlığın fazileti, müezzinliğin faziletinden çok daha fazladır Vazifeye ehil olmadığı takdirde de o nisbette mes’uliyeti büyüktür Çünkü imam, dînen mukteda bih, yani cemaatın kendisine uyduğu şahıstır Kendisine uyan cemaat sayısınca sevablar kazanır Ancak kıldırdığı namaz eksik veya hatâlı olursa, bu takdirde de bütün cemaatin mes’uliyeti onun üzerine yüklenir Bu sebebledir ki bâzı büyük zâtlar, imamlığın bu ağır mes’uliyetini düşünerek imamlıktan son derece çekinmişlerdir Rivayet edilir ki: Hz Ali’ye bir gün güzel yürüyüşlü rahvan bir atı göstererek sorarlar: – Ya Ali, kuşlar gibi uçan bu at ne işe yarar? Mes’ûliyet duygusuna sâhip büyük insan şu karşılığı verir: – Üzerine binip de imamlıktan kaçmaya yarar
İmam Olmanın Şartları Nelerdir?
1 – Namaz kıldıracak kimse en başta Müslüman olmalıdır
2 – İmamın âkıl-bâliğ olması da şarttır Delinin, sarhoşun, bülûğa ermemiş çocuğun imam olması sahih değildir
3 – İmam erkek olmalıdır Kadın erkeğe imam olmaz
4 – İmamın, namaz sahih olacak kadar Kur’an’dan ezberi olması lâzımdır
5 – İmamın özürlü olmaması da lâzımdır Özürlünün namazı, özürlüye has hükümler taşıyan bir namazdır Özürlü olmayanlar, özürlü olanlara uyamazlar Körün imamlığı sahihtir Ama ondan daha ehil kimse varsa, onun imamlığa geçirilmesi tenzihen mekruh olur
Yukarıda saydığımız şartlar, imamlık için temel şartlardır Bu şartlar bulunduktan sonra imamlığa en liyakatli olan kimseler sırasıyla şunlardır: İmamın önce, îtikadı düzgün, fıkha vakıf, bilhassa namaz mes’elelerini iyi bilir bir kimse olmasına dikkat edilir Bu mes’eleleri aynı derecede bilen birkaç kişi varsa tercih şöyle yapılır: Önce Kur’an’ı en iyi okuyan veya Kur’an’ı en fazla ezbere bilen kimse aranır Bunda da müsâvi iseler, haramdan en çok sakınan, en müttakî olan kimse imam olur Bunda da eşitseler, tercih sırası şöyle olur: Yaşça en büyük olan, ahlâkı daha güzel olan, herkesin rağbetini kazanmış olup cemaatın sayısını çoğaltan, daha şerefli ve asîl bir aileden gelen ve en nihayet sesi güzel olan Bununla beraber, cemaat arasında ev sahibi veya o mahallin resmen vazifeli imamı varsa, bunların imameti öncelik kazanır İsterse yukarıda saydığımız vasıflara tamamen sâhip olmasınlar
İnsanlara imamlık yapacak kimsenin maddî ve mânevî temizliğine son derece dikkat etmesi, her hâliyle cemaatten üstün bir seviyede olması gerekir Bilhassa elbise ve çorap temizliğine dikkat etmeli, güzel kokular sürünmeli, soğan-sarımsak gibi, rahatsız eden kokulu şeyler yemekten sakınmalıdır
Fâsık ve bid’atçı kimselerin imam olmaları tahrîmen mekruhtur Çünkü bunlar, dinî amellerde lâubalice davranırlar Böyle kimselerin arkasında kılınan namazın sevabı ve fazileti de olmaz Sadece borçtan kurtulunmuş olur İmam Muhammed ile İmam Mâlik’e göre bunlara esasen iktidâ câiz de değildir
Kadının kadına imam olması mekruh olmakla beraber câizdir Bu takdirde imam olan kadının, cemaatın önünde değil, aralarında birinci safın tam ortasında durması gerekir
İmam olan zât, cemaatı nefret ettirecek şeylerden sakınmalıdır Meselâ bir imamın kırâeti veya tesbihleri cemaata ağırlık verecek derecede uzatması doğru değildir Cemaatı tenfir, mekruh sayılmıştır Resûlüllah Efendimiz bu hususta şöyle buyurur: "İçinizden biri imam olduğu takdirde namazı uzatma yolunu tutmasın Zira cemaatın içinde büyük vardır, küçük vardır Hasta vardır, zayıf vardır Önemli işi olanlar da bulunur Kendi başına namaz kılan ise, namazı dilediği kadar uzatabilir" "Üç kişi vardır ki, namazları başlarından bir karış yukarıda kalır (Allah tarafından kabûl olunmaz)
1 – Kendisini sevmiyen, nefret eden bir cemaata imam olan şahıs,
2 – Geceyi kocası kendisine kızgın olarak geçiren kadın,
3 – Birbirine düşman kesilen iki kardeş"
İmamın rükû’ ve secde tesbihlerini, cemaatın sünnet üzere tamamlamalarına imkân vermiyecek derecede acele davranması da mekruhtur Cemaat yetişsin diye rükû’u uzatmak da mekruhtur
İmamın kendisine kolay gelen âyet ve sûreleri okuması vâcibdir Henüz iyice ezberleyemediği yerleri okumamalıdır
İmamın Arkasında Namaz Kılanların Riayet Etmesi Gereken Hususlar Nelerdir?
İmama uymaya iktida, imama uyan kimselere de muktedî denildiğini daha önce söylemiştik İktidanın sahih olmasında şu şartlar aranır:
1 – Muktedînin namaza başlarken hem namaz, hem de imama uymaya niyet etmesi
2 – Kadınların imama uyabilmeleri için, imamın, kadınlara da namaz kıldırmağa niyet etmesi
3 – İmamın cemaatın önünde olması
4 – Oturarak kılan ayakta kılana, teyemmümle kılan abdestle kılana imamlık yapabilir Bu, İmam-ı A’zam ile Ebû Yûsuf’a göredir İmam-ı Muhammed’e göre ise, böyle bir iktida sahih olmaz Çünkü imam hâlen cemaatten yüksek olmalıdır Halbuki oturarak kılan ayakta kılandan, teyemmüm ile kılan ise abdestle kılandan hâlen aşağıdır
5 – İmamla cemaatın kıldıkları farz namazın bir olması Meselâ, ikindiyi kılana öğleyi kılan iktida edemez Edâ kılan da kaza kılana uyamaz İkisi de aynı vaktin edâsını veya kazasını kılmalıdırlar Misafir mukîme, mukîm misafire imamlık yapabilir Ancak misafir imam olduğunda namazı kasreder, yani, iki rek’at olarak kılar Mukîm olanlar ise, imamın selâmından sonra ayağa kalkarak namazlarını dörde tamamlarlar Misafir mukîme uyar ise, namazı tam olarak kılar Nafile namaz kılanın, farz namaz kılana iktidası câizdir Meselâ, öğleyi kılmış bir kimse öğle namazını kıldıran bir imama iktida edecek olsa, bu ikinci kılacağı namaz nâfile olarak câiz olur
6 – Açıkta namaz kılındığında imam ile cemaat arasında, kayık geçebilecek dere, nehir; araba geçebilecek kadar bir yol yahut iki saf sığabilecek kadar bir açıklık olmamak lâzımdır Aradaki yol saflarla kapatılmışsa namaz câiz olur Cami içinde mesafe olsa bile câizdir Zira caminin içi aynı yer sayılır
7 – Mezheb ihtilâfı iktidaya mâni değildir Bu hususta evlâ olan, her Müslümanın kendi mezhebinde olan bir imama iktida etmesi ise de, bu olmayınca, diğer mezhebden olan bir imama uyularak namaz kılınması, tek başına kılınmasından efdaldir Ancak imamdan, muktedînin mezhebine göre abdesti bozan bir hâlin zuhur etmemesi şarttır Meselâ, Hanefî mezhebinde olan bir kimse, kendisinden kan aktığını bildiği Şâfiî bir imama uyamaz Zira abdestli iken kan akmak Şâfiîye göre abdesti bozmasa da, Hanefî’ye göre bozar Bu durumda Hanefî olan Şâfiî’ye iktida edemez Binaenaleyh imam olacak kimseler, cemaatleri içinde her mezhebden kimse olabileceğini nazara alarak, mezhebler arası ihtilâflı konularda ihtiyatla amel etmeleri lâzımdır
8 – İmam ile cemaatın namaz kıldıkları yerin hükmen aynı yerden sayılması lâzımdır Buna binaen aralarında yüksek bir duvar olup imamın görülmesi ve sesinin işitilmesi mümkün olmasa, o iktida sahih olmaz
9 – Cemaate kavuşmak için koşa koşa yürümek mekruhtur
10 – Mescidlerde cemaatla kılanan namazlar evde aile ferdleri ile birlikte cemaatle kılınan namazlardan daha faziletlidir Çünkü camiye giderken atılan herbir adımın ayrı bir sevab ve fazileti vardır Bununla beraber, bütün namazları, camilerde kılıp evde kılmayı tamamiyle terketmek de doğru değildir Çünkü bilhassa çocuklar, anasından babasından gördüğünü taklid eder ve onun te’sirinde kalır Süse meraklı olan bir annenin kızı, çoğu vakitlerini süslenmekle geçirir Sinema ve eğlenceye düşkün bir babanın çocuğu da, büyüyünce aynı şekilde olur Bu bakımdan ana-babalar, çocuklarına, her yönüyle iyi örnek olma mecburiyetinde oldukları gibi; namaz; oruç gibi ibâdetlerde de onlara rehberlik yapmak ve nümûne olmak durumundadırlar Aksi halde büyük vebal altında kalırlar Nitekim "Evlerinizi mezar yapmayınız!" ve "Namazdan evine de bir hisse ayır" meâlindeki hadîs-i şerîflerle, evlerin namaz kılınmaz, hiçbir ibâdet yapılmaz bir hâle getirilmesine Peygamberimiz karşı çıkmışlardır Sünnetlerin ve nâfile namazların, evlerde kılınmasının, camilerde kılınmasından daha faziletli ve sevablı olmasının bir hikmeti de, bu olsa gerektir
11 – İmamın sesi kâfi gelmezse, cemaatten biri veya müezzinler, iftitah ve intikal tekbirlerini ve selâmları cehren tekrarlarlar
12 – İmam birinci selâmı, ikinci selâmdan daha yüksek sesle okur Çünkü namazın bittiğini ilân eden, asıl birinci selâmdır
13 – İmam selâm verince, muktedî de, selâm ve duaları bitirmese bile selâm verir Ancak henüz Tehıyyât’ı okumayı bitirmemiş ise, selâm vermez Önce Tehıyyât’ı tamamlar, sonra kendi başına selâm verir
14 – İmama teşehhüdde iken yetişip Tehıyyât’ı okumaya başlıyan kimse henüz Tehıyyât’ı bitirmeden imam ayağa kalksa, ona uyup ayağa kalkmaz Tehıyyât’ı okumayı bitirir öyle kalkar Bununla beraber, Tehıyyât’ı bitirmeden kalkmasında da bir mahzur yoktur
15 – İmama uyan, rükû’ ve secdedeki tesbihleri üçe tamamlamadan imam kalksa, o da kalkar
16 – İmama uyan kimse rükünleri imamdan sonra yapmalıdır İmamdan önce rükû’a eğilmek, secdeye gitmek, imamdan önce rükû’ ve secdeden doğrulmak câiz değildir
17 – Şu hususları imam terkettiğinde cemaat onları terketmez, yaparlar:
Rükû’ ve secde tekbirlerini terkederse,
Başlangıç tekbîrinde elini yukarı kaldırmayı terkederse,
Rükû’ ve secde tesbihlerini terkederse,
Teşehhüdde okumayı terkederse,
Selâmı terkederse,
Teşrik tekbirlerini terkederse
18 – İmam namazın herhangi bir rek’atında bir secde fazla yapacak olsa veya son oturuşta oturduğu halde unutarak sonradan kalksa cemaat ona uymaz SübhânAllah veya Allahü Ekber diyerek îkaz ederler
19 – İmam eğer okurken tutulursa, arkadaki cemaatten birinin açması, imama hatırlatması gerekir İmam okurken tutulduğu vakit vâcib miktarda okumuş ise, hemen rükû’a gitmelidir Vâcib olan miktarı okumamışsa, hemen okuduğu âyetin aşağısında olan veya ezberinde olan başka bir âyete geçebilir Cemaatı hatırlatmak zorunda bırakmamalıdır
20 – Namazdan sonra imamın cemaata dönmesi sünnettir
21 – İmama uyan, ilk rek’atta imama yetişmiş ise imamla beraber selâm verir İmama tamamen uyan, yani, namazın evvelinden sonuna kadar fâsılasız olarak imama iktida eden, bütün rek’atları imamla beraber kılan kimseye müdrik denir İmamı rükû’da bulan kimse, ayakta tekbir alıp rükû’a eğilir Bir kere SübhânAllah diyecek kadar bir süre imamla beraber rükû’da kalırsa o rek’ata yetişmiş, idrâk etmiş sayılır
22 – İlk rek’atta imama yetişemeyen kimseye mesbuk denir Bu kimse yine imama uyar Son oturuşta sadece Tehıyyât’ı okur ve susar; salâvat ve duaları okumaz Teşehhüdü ağır ağır okuyarak imamın namazı tamamlamasına kadar da uzatabilir İmam sağa selâm verince o selâm vermez, sola da selâm vermesini bekler İmamın sola da selâm vermesinden sonra ayağa kalkarak yetişemediği rek’atları tamamlar İmama ikinci rek’atta yetişen kimse imam selâm verdikten sonra Allahü Ekber diyerek kalkar Sübhâneke, Fâtiha ve zamm-ı sûre okuyup rükû’ ve secdeleri yaptıktan sonra oturur Tehıyyât, salâvat ve duaları okuyarak selâm verir 3 rek’atta imama yetişen ise, ayağa kalkınca Fâtiha ve sûre okumak suretiyle 2 rek’at daha kılar 4 rek’atta imama yetişen kimse, imamın selâmından sonra kalkıp, Sübhâneke, Fâtiha ve sûre okuyup bir rek’at kılar, oturur Tehıyyât’ı okuduktan sonra hemen kalkar, iki rek’at daha kılar Bu iki rek’attan birincisinde Fâtiha ve sûre okur İkincisinde ise, sadece Fâtiha okur Burada dikkat edilecek husus, kendi başına namaz kılarken önce Fâtiha ve sûre okunan birinci ve ikinci rek’atları kılmaktır Çünkü o, imama 4 rek’atta yetiştiği için sadece Fâtiha okunan son rek’ata yetişmiştir Geriye Fâtiha ve sûre okunan 2 rek’at ile sadece Fâtiha okunan 1 rek’at kalmıştır Bu sebeble imam selâm verdikten sonra kılacağı 3 rek’atın ilk 2’sinde Fâtiha ile beraber sûre de okur, sonuncu rek’atte ise sûre okumaz 3 rek’atli olan akşam ve vitir namazlarının 3 rek’atinde imama yetişen kimse, imam selâm verdikten sonra kalkar, Fâtiha ve sûre okuyup bir rek’at kılar, oturur Tehıyyât’ı okuyup tekrar kalkar, yine Fâtiha ve sûre okuyup bir rek’at daha kılar, sonra oturup selâm verir
23 – Mesbuk, yani, imama ilk rek’atta yetişemeyen kimse, unutarak imamla beraber selâm verse kendisine sehiv secdesi gerekmez Ancak imam selâm verdikten sonra selâm verse sehiv secdesi vâcib olur Kasden imamla beraber selâm verdiği takdirde ise namazı bozulur
24 – Cemaat selâmdan sonra: Allahümme ente’s-selâmü ve minke’s-selâm, tebârekte yâ ze’l-celâli ve’l-ikrâm Allahım, sen bütün noksanlardan sâlimsin, selâmet sendendir Ey azamet ve ikram sahibi, senin inâyet ve bereketin sonsuzdur Cümlesi okununcaya kadar yerlerinde durur, sonra kalkıp sünneti ve duayı başka münasib bir yerde tamamlarlar Farzdan sonra saffı bozmak müstehabdır Tâ ki sonradan gelenler cemaatı hâlâ farzda sanmasınlar Münferiden namaz kılanlar ise, farz-sünnet bütün hepsini aynı yerde kılabilirler
arşivden…
namaz kıldırırken okunan dualar, imam nasıl namaz kıldırır, imamlık ve müezzinlik nasıl yapılır