Cennet ve cehnnem hakkında bilinen tüm gerçekler ve yorumlar

Cennet ve cehnnem hakkında bilinen tüm gerçekler ve yorumlar

Kayıtsız Üye
cennet ve cehennem ne yapıdadır klasikten öte biline tüm ayrıntılarla genişlikleri nerde olduğu hakkındaki görüşler kısacası cennet ve cehnnem hakkında bilinen tüm gerçekler ve yorumlar


Cevap: Cennet ve cehnnem hakkında bilinen tüm gerçekler ve yorumlar

Galus
Cennet…

Cehennem üzerine kurulmuş sırat ile geçilen gizemli hayat.

Hz. Adem’in yasak ağacın meyvesinden yediği için dünyaya gönderildiği adres…

İçinde bulunan bitki ve ağaçların gölgesiyle kaplanmış yerle gök arası geniş bir meyvelik bahçe.

İman edip sâlih amel işleyenlerin ebedî âlemdeki makamı…

Rablerinin huzuruna suçlu olarak varmaktan korkanların ve nefsini hevasından arındıranların konağı.

Allah’ın rızasını kazananlar için mükafat olarak hazırlanmış hoş bir mekan.

Altlarında ırmaklar akar Adn cennetlerinin, orada İrem ve Gesi bağlarını mecazda bırakarak çekirdekli ve çekirdeksiz üzüm bağları ve asmalar vardır. Asmalı konaklar vardır içinde huriler oturan. Mü’minler pınar başlarında yüzerler Naim cennetlerinde… Hüsna cennetinde görür Allah’ın kulları Rablerini… Dolunaya bakar gibi temaşa ederler yaratıcılarını… Kimisini aşk-ı Hak almış durur… Kimisi Tur’da Rabbinin tecellisini gören Musa gibi olur. Kimisi kılıçların gölgesinde gelmiştir Cennet’e, kimisi anasının rızasını alarak varmıştır selam yurduna… Kimisi sabır sayesinde giymiştir ipek elbiseyi. Kimisi altın kâseden içmiştir Kevser’i…

Peygamberlerin davetine uyarak iman edip, dünya ve ahirete ait işleri, kulluk vazifelerini elden geldiği kadar güzel bir şekilde yapan temiz ve müttakî kişiler için hazırlanmış bir huzur ve saadet yurdudur. Kısaca ahiretteki nimetler yurdunun adıdır.

Kur’an-ı Kerîm ve hadis-i şeriflerde Cennet, çeşitli şekillerde tasvir edilmiştir. Bilhassa Kur’an-ı Kerîm’de ağaçları altından ırmaklar akan Cennetler şeklinde anlatılmaktadır:

"Cennet takva sahiplerine, uzak olmayarak yaklaştırılmıştır. İşte size va’dolunan, gördüğünüz şu Cennet’tir ki, O, Allah’ın taatına dönen onun (hudud ve ahkâmına) riayet eden çok esirgeyici Allah’a bütün samimiyetiyle gıyâben saygı gösteren, hakkın taatına yönelmiş bir kalble gelen kimselere aittir. "

(Kâf, 31-33)

"Tövbe edenler, iyi amel ve harekette bulunanlar öyle değil. Çünkü bunlar hiç bir şeyle haksızlığa uğratılmayarak Cennet’e, çok esirgeyici Allah’ın kullarına gıyâben va’d buyurduğu Adn Cennet’lerine gireceklerdir. Onun vadi şüphesiz yerini bulacaktır. Orada selâmdan başka boş bir söz işitmeyeceklerdir. Orada sabah, akşam rızıkları da ayaklarına gelecektir. O, öyle Cennet’tir ki biz ona kullarımızdan gerçekten müttakî olanları vâris kılacağız. "

(Meryem, 60-63)

Cennet, bu dünyada yapılan iyiliklerin ahirette Allah tarafından verilen karşılığıdır.

Kur’an’da Cenâb-ı Allah şöyle buyurmaktadır:

"Adn Cennetleri vardır ki altlarından ırmaklar akar. Onlar orada ebedî kalıcıdırlar. İşte günahlardan temizlenenlerin mükâfatı."

(Tâhâ, 76)

Kaynaklar:
1) Cennet, Durak PUSMAZ, Şamil İslam Ansiklopedisi
2) Cennet, A. Hamit Özyayla, İlkadım Dergisi, Eylül 2004

Cennet Cehennem Ehlinin Konuşması
Kur’an-ı Kerim’de Cennet ehli ile Cehennem ehli arasında konuşmalar yapılacağı da belirtilerek bu konuşmalardan nakiller yapılmaktadır:

"O gün, münafık erkekler ile münafık kadınlar, iman edenlere derler ki: "(Ne olur) Bize bir bakın, sizin nurunuzdan birazcık alıp-yararlanalım." Onlara: "Arkanıza (dünyaya) dönün de bir nur arayıp-bulmaya çalışın" denilir. Derken aralarında kapısı olan bir sur çekilmiştir; onun iç yanında rahmet, dış yanında o yönden azap vardır.

(Hadid,13)

Münafıklar) Onlara seslenirler: "Biz sizlerle birlikte değil miydik?" Derler ki: "Evet, ancak siz kendinizi fitneye düşürdünüz, (Müslümanları acıların ve yıkımların sarmasını) gözetip-beklediniz, (Allah’a ve İslam’a karşı) kuşkulara kapıldınız. Sizleri kuruntular yanıltıp-aldattı. Sonunda Allah’ın emri (olan ölüm) geliverdi; ve o aldaltıcı da sizi Allah ile (Allah’ın adını kullanarak, hatta masumca sizden görünerek) aldatmış oldu."

(Hadid,14)

Cennettin Tabakaları
İbn Abbâs (r.a.)’dan gelen bir rivayette, Cennetin yedi tabakası olduğu haber verilmektedir. Bu tabakalardan her birinde, müminlerin yaptıkları iyi işler karşılığında girecekleri veya yükselecekleri derece veya mertebeler vardır. Bunlar:

1-Nâim Cenneti: "Beni Cennetü’n-Nâim’in varislerinden kıl… "
(Şuârâ, 85) (Ayrıca bk. Mâide,65; Tevbe, 21; Yunus, 9)

2-Adn Cenneti : "Şüphesiz ki, iman edenler ve güzel amel işleyenler yok mu, işte onlar mahlûkatın en hayırlısıdırlar. Onların mükâfâtı Rableri katında And Cennetleridir ki onların altlarından nehirler akar, orada onlar ebedî kalıcıdırlar, Allah onlardan razı olmuştur, onlar da ondan razı olmuşlardır. Bu Rabb’inden korkanlar içindir. "
(Beyyine, 8, Ayrıca bk. Tevbe, 72; Ra’d, 23; Nahl, 31)

3-Firdevs Cenneti : "Şüphesiz, iman edip güzel amel işleyenler için barınak olarak Firdevs Cennetleri. vardır"
(Kehf, 107 ve Mü’minun, 11)

4-Me’vâ Cenneti: "İman edip güzel amel işleyenlere gelince, onlar için Me’vâ Cennetleri vardır. "
(Secde, 19 ve Necm, 15)

5-Dârü’s-Selâm: "Halbuki Allah Dârü’s-Selâm’a çağırıyor ve O, dilediği kimseleri dosdoğru bir yola hidâyet buyurur. "
(Yunus, 25 ve En’âm, 127)

6-Dârü’l-Huld: "O Rab ki, fazlından bizi durulacak yurda (Cennet’e) kondurdu."
(Fâtır, 35)

7) İlliyyûn :

Her ne kadar İbn Abbâs Cennet’in tabakalarını yedi ile sınırlandırmışsa da, ayetlerden anlaşıldığına göre, Cennet’in bir çok tabakası vardır. Burada İbn Abbâs’ın haber verdiği ve ayetlerde adları geçen Cennet tabakaları, Cennet’in en yüksek tabakalarıdır. Çünkü bu tabakalarda da bir çok tabaka vardır. Nitekim Allah Teâlâ’nın Nâim Cennetleri veya "Firdevs Cennetleri" şeklindeki çoğul ifade eden ayetleri buna delildir.

Kaynak: Cennet, Durak PUSMAZ, Şamil İslam Ansiklopedisi

cehennem

Derin kuyu, ahirette kâfir ve günahkâr kimselerin azap Cekecekleri ceza yeri. Kur’an-ı Kerîm’de inanan ve güzel amel işleyen kimselere Cennet vadedildiği gibi (Kehf, 107); kâfir ve günahkâr kimselere de Cehennem vâdedilmiştir.

Kâfir, münâfık ve müşrikler Cehennem’de ebedî kalırlar, orada ölmezler ve azabları hafifletilmez.

Tövbe etmeden günahkâr olarak ölen ve Allah’ın kendilerini affetmediği mü’minler ise Cehennem’de ebedî kalmazlar. Kendilerine günahları kadar azap edilir. Sonra oradan kurtulup Cennet’e girerler ve orada ebedî kalırlar.

Allah Cehennem’i diğer yaratıklardan önce yaratmıştır ve şu anda mevcuttur, yok olmayacaktır. Nitekim şu ayet bu durumu gayet açık ifade eder:

"Artık o ateşten sakının ki, onun tutuşturucu odun insanlarla taşlardır. O kâfirler için hazırlanmıştır. " (Bakara, 24)

"Kâfirler için hazırlanan ateşten korkun. " (Ali İmran, 131)

İnsanın eğitimi ve iyi davranışlara yönlendirilmesi açısından Cennet ve Cehennem inancının dünya hayatına etkileri açıktır. Kişi, gizli ve açık yaptığı her şeyin karşılığını, bulacağını ve Cehennem’deki cezânın dehşetini hatırladığında, elbette hareketlerine çeki düzen verme ihtiyacını duyacaktır.

Kaynak :Cehennem, M. Sait ŞİMŞEK, Şamil İslam Ansiklopedisi

Cehennem Ateşi ve Azabı
Ateş, insan cismine çok büyük acı ve ızdırap verdiği için ahirette kâfir ve münâfıkların cezası ateşle verilecektir. Böylelikle Cehennem, Allah’ın tutuşturulmuş ateşinin ismidir,

İşte Cehennem’in en açık vasfı ateş olduğu için bazen, Cehennem yerine ateş manasına "nâr" kullanılır:

"Şüphesiz ki münâfıklar nâr’ın en aşağı tabakasındadırlar. Onlara bir yardımcı bulamazsın."
(Nisâ, 145).
Cehennem’de görülecek azabın miktar, şiddet ve şekillerini ancak Allah ve Rasûlü’nün bizlere bildirmesiyle ve bildirdikleri kadarıyla bilebiliriz.

Kur’an-ı Kerîm’de belirtildiğine göre;

a-Cehennem kâfirleri çepeçevre kuşatır:

"Cehennem inkâr edenleri şüphesiz çepeçevre kuşatacaktır."

(Tevbe, 49)

b-Cehennem ateşi sönmez:

"Biz sapık kimseleri kıyamet günü yüzü koyun, körler, dilsizler ve sağırlar olarak haşrederiz. Varacakları yer Cehennem’dir. Onun ateşi ne zaman sönmeye yüz tutsa hemen alevini artırırız. "
(İsrâ, 97)

c-Cehennem dolmak bilmez:

"O,gün Cehennem’e: "doldun mu?"deriz. O! " Daha var mı?" der. "
(Kaf, 30)

d- Kaynarken çıkardığı ses:

"Rablerini inkâr eden kimseler için Cehennem azabı vardır. Ne kötü bir dönüştür. Oraya atıldıkları zaman onun kaynarken çıkardığı uğultuyu işitirler. Nerede ise öfkesinden çatlayacak gibi olur. İçine her bir topluluğun atılmasında bekçileri onlara: "size bir uyarıcı gelmemiş miydi" diye sorarlar. Onlar evet, doğrusu bize bir uyarırı geldi; fakat biz yalanladık ve Allah hiç bir şey indirmemiştir, siz büyük bir sapıklık içerisindesiniz, demiştik " derler. "
(Mülk, 6-9)

e- "Ateş onların yüzlerini yalar, dişleri sırıtıp kalır. "
(Mü’minün, 104)

f- "Boyunlarında halkalar ve zincirler olarak kaynar suya sürülür, sonra ateşte yakılırlar. "
(Mü’min, 70-72).

g- İnkâr edenlere ateşten elbiseler kesilmiştir. Başlarına kaynar su dökülür de bununla karınlarındakiler ve derileri eritilir. Demir topuzlar da onlar içindir. Orada uğradıkları gamdan ne zaman çıkmak isteseler, her defasında oraya geri çevrilirler. Ve kendilerine "yakıcı azabı tadın"denir.
(Hâcc, 19-22).

h- Derileri yandıkça azabı tatmaları için yeniden başka derilerle değiştirilir.
(Nisâ, 56).

i- Ölümü isterler fakat azabları devamlıdır, ölmezler.
(Zuhruf,74-77; Fatır,36).

Peygamberimizin (sav) ifadesine göre:

"Cehennem ateşi (miktarca ve sayıca) dünya ateşleri üzerine altmış dokuz derece fazla kılınmıştır. Bunlardan her birinin harareti bütün dünya ateşinin harareti gibidir. "

Cezalar, işlenen suçlar cinsinden olacaktır. Dilleriyle suç işleyenlerin cezaları dillerine; elleriyle günah işleyenlerin cezaları ellerine vs. tatbik edilecektir.

Kaynak : Cehennem, M. Sait ŞİMŞEK, Şamil İslam Ansiklopedisi

Cehennemin Kapıları

Kur’an-ı Kerîm’de Cehennem’in yedi kapısının olduğu belirtilmektedir.

"Cehennemin yedi kapısı olup, onlardan her bir kapı için bir grup ayrılmıştır." (Hicr, 44).

Onun, o cehennemin yedi kapısı vardır. Yani gireceklerin çokluğundan dolayı yedi giriş kapısı veyahut azgınlığın çeşit ve derecelerine göre, önce Cehennem, sonra Lezzâ, sonra Hutame, sonra Sa’îr, sonra Sekar, sonra Cehîm, sonra Hâviye isminde yedi tabakası vardır. Her kapı için, onlardan (o azgınlardan) bir grup ayrılmıştır.

Ebu’s-Suûd Tefsiri’nde deniliyor k:

"Muhtemelen yedi kapı ile sınırlanması, helak eden şeylerin beş duyu ile hissedilen şeylerle şehvet ve öfke kuvvetlerini gereğine mahsus olmasındandır." Bununla beraber bunda diğer bir ihtimal vardır ki, şeriat dili açısından akla daha uygundur. Çünkü cehennem kapılarının yedi olması ile cennet kapılarının sekiz olması arasında apaçık bir ilişki vardır. Bundan dolayı denebilir ki, bu kapıların mükellef organlarla ilgili olması düşünülür.

Bilindiği gibi insanın mükellef organları sekiz tanedir: Kalb, dil, kulak, göz, el, ayak, ağız, cinsel organ. Bunların yedisi açık, birisi gizlidir ki, o da kalbdir. Doğrudan doğruya Allah’a bakan kalp kapısı açık olursa, bu sekiz organın her biri Allah’ın emri üzere hareket ederek cennete birer giriş kapısı olabilir. Ve bu şekilde cennete sekiz kapıdan girilir.

Fakat içte ruh körlenmiş, kalb kapısı kapanmış bulunursa dıştaki yedi organın her biri cehenneme açılmış birer giriş kapısı olurlar. İşte cennet kapıları sekiz olduğu halde, cehennem kapılarının her birine ayrılmış bir grup olmak üzere yedi olması, Allah daha iyi bilir ki bu hikmetten dolayıdır. "Ve ona ruhumdan üflediğim zaman…" (Hıcr, 15/29) ifadesinin şerefine nail olmakla iman ve marifet kapısı olan kalb, cehenneme kapalıdır. Ondan yalnız cennete girilir, Allah’a erişilir. Kalbi açık olan kimse şeytana uymaz, Allah’ı inkâr etmekten ve O’na isyan etmekten sakınır.

Kaynak: Elmalı Tefsiri

Yorum yapın

1melek.com petinya.net Kompozisyon/ !function(){"use strict";if("querySelector"in document&&"addEventListener"in window){var e=document.body;e.addEventListener("mousedown",function(){e.classList.add("using-mouse")}),e.addEventListener("keydown",function(){e.classList.remove("using-mouse")})}}();