Üç Kardeş Meselesi Ve Ehl-i Sünnet Kelâmının Doğuşu
Kayıtsız Üye
Üç Kardeş Meselesi Ve Ehl-i Sünnet Kelâmının Doğuşu hakkında bilgi verir misiniz?
Cevap: Üç Kardeş” Meselesi Ve Ehl-i Sünnet Kelâmının Doğuşu
mumsema
Üç Kardeş” Meselesi Ve Ehl-i Sünnet Kelâmının Doğuşu
Mutezile kelâm ilmine genişlemesine ve derinlemesine dalmış ve temel konuların bir çoğunda filozofların eteklerine sarılmıştır. Böylece mezheplerinin yayılması Ebu’l-Hasan Eş’arî (r.a.) (öl- 330/941) ile Hocası Ebu Ali Cübbâî Cöl. 303/915) arasında geçen şu hadiseye kadar devanı etmiştir:
Eş’arî: Üç kardeş var. Biri ibadet ve itaat halinde, diğeri isyan ve günah içinde, üçüncüsü de çocuk yaşta iken öldü. Bunlar hakkında ne dersiniz?
Cübbâî: îlki, mükafat olarak cennette, ikincisi ceza olarak cehenneme girer, üçüncüsü ne mükafat ne de ceza görür.
Eş’arî: Üçüncüsü, "Ya Rabbi, beni neden çocuk yaşta öldürdün de büyüyene kadar yaşatmadın? Büyüseydim sana iman ve itaat eder, böylece ben de cennete giderdim”, derse, ona ne cevap verilir?
Cübbâî: Rab ona der ki: "Ben haline bakarak şunu bildim: Büyüyene kadar yaşasaydın günah işleyecek ve bu sebeple cehenneme gidecektin. Senin menfaat ve meslahtına en uygun olan ( eslah) küçükken ölmendi”.
Eş’arî: Eğer ikincisi, "Ya Rab neden beni küçükken öldürmedin? Öyle yapsaydın sana âsi olmaz ve böylece cehenneme girmezdim”, derse Rab ne cevap verir?
Bu soru üzerine Cübbâî şaşırdı ve cevap veremedi. Eş’arî de Mutezile mezhebinden ayrıldı. Bundan sonra o ve ona tâbi olanlar, Mutezilenin görüşlerinin bâtıl olduğunu gösterme, hadiselerde anlatılan hususların ve Ehl-i sünnet ve’1-cemaatın yürüdüğü yolun doğru olduğunu ispat etme işi ile meşgul oldular. Ondan dolayı da "Ehl-i sünnet ve’I-cemaat” adını aldılar
Cevap: Üç Kardeş” Meselesi Ve Ehl-i Sünnet Kelâmının Doğuşu
flora
peki bir şey sorabilir miyim bunun cevabı ney şimdi eş’ari yetersiz buldu hocasının bu konudaki cevaplarını kendi ne düşünmüştür ???
Cevap: Üç Kardeş” Meselesi Ve Ehl-i Sünnet Kelâmının Doğuşu
@mir
aslında metinde sorunuzun cevabı var
< Eş’arî de Mu-tezile mezhebinden ayrıldı Bundan sonra o ve ona tâbi olanlar,…hadiselerde anlatı-lan hususların ve Ehl-i sünnet ve’1-cemaatın yürüdüğü yolun doğru olduğunu ispat etme işi ile meşgul oldular >
konu ile ilgili hadisleri de
ben size başka bir başlık altında açıkladım
eğer Eşari akıl yerine nassları esas almaya başladı ise
muhtemelen size anlattığım şekilde iman etmeye başlamıştır
Allahu Alem
Ayrıca Eşari hakkında şunları buldum:
< Evliyalar Ansiklopedisi
Ehl-i sünnetin îtikâddaki iki imâmından biri ve büyük velîlerden. İsmi Ali bin İsmâil, künyesi Ebü’l-Hasan’dır. Eshâb-ı kirâmdan Ebû Mûsâ el-Eş’arî’nin neslinden geldiği için Eş’arî nisbesiyle meşhûr olmuştur. 874 (H.260) veya 879 (H.266) senesinde Basra’da doğdu. 935 (H.324) veya 941 (H.330) senesinde Bağdât’ta vefât etti. Kabri Bağdât’ta olup, Basra kapısı ile Kerh arasındaki kabristandadır.
İmâm-ı Eş’arî diye de bilinen Ebü’l-Hasan-ı Eş’arî hazretleri küçük yaştan îtibâren ilim tahsîline yöneldi. Tefsîr, hadîs ve fıkıh ilimlerini zamânının meşhur âlimlerinden Zekeriyyâ bin Yahyâ es-Sâcî, Ebû Halîfe el-Cümehî, Sehl bin Serh, Muhammed bin Yâkub el-Mukrî, Abdurrahmân bin Halef ve Ed-Dâbiî’den öğrendi. Ebû İshâk Mervezî’nin hadîs derslerine devâm etti. Üvey babası ve Mûtezile kelâmcılarından olan Ebû Ali el-Cübbâî’den kelâm ilmini öğrendi. Kırk yaşına kadar Mûtezile bozuk yolu üzerinde bulundu. Bu fırkanın meşhurları arasında yer aldı. Yazdığı kitaplarında Mûtezilenin fikirlerini müdâfaa etti. Kırk yaşından sonra bozuk yolda olduğunu anladı. Tövbe edip Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdiklerine tâbi oldu.
Önceden Mûtezile yolu üzere yazdıklarını ve bildirdiklerini iptâl etti. Ehl-i sünnet îtikâdı üzere kitaplar yazıp, dağıttı. Ömrünün sonuna kadar bu doğru îtikâdın yayılması için uğraştı.
Ebü’l-Hasan-ı Eş’arî hazretlerinin Ehl-i sünnet mezhebine geçmesi ile, kelâm ilmi, Mûtezilenin elinden kurtulmuş oldu. Onların elinde tehlikeli ve zararlı iken, doğru yolda gidenlere rehber oldu. Onun Ehl-i sünnete geçmesi, Ehl-i sünnet îtikâdının yayılmasında büyük bir zafer olmuştur. O zaman tesirli ve zararlı olan Mûtezile yolu mensupları, İmâm-ı Eş’arî tarafından susturulmuştur. Onları öyle zorlayıp sıkıştırdı ki, hepsi küçük ve güçsüz karıncalar gibi kaldılar. Daha önce hocası olan Mûtezilenin ileri gelenlerinden Ebû Ali Cübbâî ile yaptığı münâzarada onu mağlûb etti. Çok meşhûr olmasına rağmen, Eş’arî’nin (rahmetullahi aleyh) karşısında cevap vermekten âciz kaldı. >
bu üç kardeş hikayesi de
alıntıladığım hayat hikayesi de
özellikle akidevi konuları
Allah ve Resulünden değil de
kişilerden öğrenmeye çalışmanın tehlikesini ortaya koymaktadır
zira kişiler bir fikri savunurken
sonra o fikrin sapıklık olduğunu savunabilmektedirler
4-5 defa itikad değiştirmiş
ve her seferinden bir önceki itikadını
ve o itikadın tüm müntesiblerini tekfir etmiş
iki kişiyi bizzat tanıdım
Allahu Alem
< [Ebu Hanife’nin] Talebesi Züfer’den nakledilen şu rivayet de onun sabit fikirli olmadığını ve istişareye verdiği önemi göstermesi bakımından dikkat çekicidir. Züfer şöyle diyor:
"Ebu Hanife’nin derslerine devam ederdik. Ebu Yusuf ve Muhammed b.Hasan da bizimle birlikte okurlardı. Biz Ebu Hanife’nin görüşlerini yazardık. Bir gün Ebu Hanife Ebu Yusuf a hitaben;
‘Ey Yakup vay haline! Benden her işittiğini yazma. Ben bugün böyle düşünüyorum. Yarın onu bırakabilirim. Yarınki görüşümü de ertesi gün terk edebilirim demiştir.
Yine onun; "Bu, bizim söyleyebildiğimiz en güzel sözdür. Kim bizim sözümüzden daha doğru bir söz getirirse, o hakikate bizimkinden daha yakındır" dediği:
"Senin bu verdiğin fetvalar kendilerinde hiç şüphe olmayan hakikatler midir?" diye sorulunca da:
"Bilmiyorum, belki de kendisinde hiç şüphe olmayan batıldır" şeklinde karşılık verdiği nakledilmektedir >
< Temîmu’d-Dâri r. bir sohbetinde "Âlimin (ayağının) kaymasından sakınınız!" dedi.O sırada orda bulunan Ömer ve İbn Abbas r. daha sonra kendisine "Alimin ayağının kayması nedir?" diye sordular.O da şöyle dedi:
"Âlim, insanlarla birlikte kayar (hata eder) ancak insanlar ona tutunurlar.Âlimin, hatasından dönüp tevbe etmesi mümkündür.Ancak insanlar o yanlışa tutunmaya devam ederler."Abdullah b. Mübarek,Kitabu’z-Zühd,1447 >
flora
teşekkürler of ama ya çok kafam karıştı 🙁 Allah razı olsun sizdende …
Afaki
Kafan karışmasın sıkıntı yok yok. ya hu Allahın kudreti ilmi vs sınırsız olduğu gibi hesabı da sınırsızdır…
Kayıtsız Üye
Hocam şimdi benim babam ve iki amcam var zirai aletleri yarın makinaları ikitane arabamız var yani herseyde ortagiz babam çalışmıyor amcalarımla ben çalışıyorum bazen isim oluyor bir yere gitmek veya yapmak istesem babama haber veriyom ben gidiyorum diye amcalarimda bana senin babanla işin yok bişey yapacaksan biz karar vericez gidip veya bişeyi yapıp yapmamana biz ne dersek o diyorlar ben bu konuda napacam hiç bilemiyorum anlattığım aile meselesi ama belki yardımcı olursunuz şimdiden teşekkürederim
mum
Babanın rızasını sormadan hiç bir iş yapma bu sana bereket getirir.
Amcalarının kıskanmasına aldırma
üç kardeş meselesi, 3 kardeş meselesi, uc kardes meselesi