Ayakta Bevl Etmek

Ayakta Bevl Etmek

MaxiMilyan
Ayakta Bevl Etmek

Bu konuda farklı rivayetler vardır. Peygamber (a.s.) Efendimizin çoğu defa oturarak bazan de ayakta bevl ettiği tesbit edilmiştir. Her iki şeklin de caiz olduğunu gösterir. Ancak hüküm eksere göredir, yani oturarak bevl etmek daha uygundur. Unutmamak gerekir ki, Resûlüllah (a.s.) Efendimiz’in günlük hayatı ve içinde geçen safhaları tertemiz yaşamanın en güzel ölçüsünü yansıtır. Çoğu insan sağlığıyla içiçedir.
Konuyu aydınlatan ve istidlale kaynak sayılan hadîsler:
Hz. Ayşe (r.a.)’dan yapılan rivâyette demiştir ki:
"Kim size Resûlüllah (a.s.) Efendimiz ayakta bevl etmiştir, derse sakın onu tasdik etmeyin. O ancak oturarak bevl ederdi."[294]
Tirmizî bu bapta en güzel ve en sahih rivayet budur demiştir. Hz. Ömer’den (r.a.) yapılan rivayette şöyle demiştir:
"Ayakta bevl ederken Resûlüllah (a.s.) Efendimiz beni gördü şöyle buyurdu:
"Ya Ömer! Ayakta bevl etme…"
Ben de ondan sonra bir daha ayakta bevl etmedim."[295]
Tirmizî bu hadîsin sıhhati hakkında diyor ki: Bunu Abdülkerim b. Ebî Maharik refetmiştir ki, o hadîs ehline göre zayıftır. Eyyub es-Sahtiyanî de onu zayıf saymış ve üzerinde konuşmuştur.
Ayrıca Ma’mer diyor ki:
"Eyyub onun hakkında bana şöyle söyledi:
"Abdulkerîm’den (rivayet) taşıma. Çünkü o (hadîs ricali arasında) bir şey değildir."
Zehebî onun bu halini Mızanü’l-i’tidâl: 2/646-1572 numarada belirtmiştir.
O halde mâna yönünden sahihse de metin ve rical yönünden zayıftır, ihticaca dayanak seçilmez.
Abdullah’ın Nâfi’den, onun da İbn Ömer’den (r.a.) yaptığı rivayete göre, İbn Ömer şöyle demiştir: "İslâm’a girdiğimden buyana ayakta bevl etmedim!.."[296]
Bu, Abdükerîm’in rivayet ettiği hadisten daha sahihtir. Ricalinde zayıf kimse tesbit edilememiştir.
Büreyde’nin rivayet ettiği şu hadîs ise gayr-i mahfuzdur:
"Üç şey cefadandır: Adamın ayakta bevl etmesi veya namazını bitirmeden alnını meshetmesi (eliyle alnını silmesi) veya secdesinde (yerdeki çer çöpü) üflemesi…"[297]
Abdullah b. Mes’ud (r.a.)’den yapılan rivayette ise şöyle demiştir:
"Adamın ayakta bevl etmesi cefâdan bir bölümdür."
Hadîslerin açık delâletinden şu hükümler anlaşılmaktadır:
1– Ayakta durup bevl etmek mekruhtur.
2– Bir sıkıntı ve zorluk olmadığı takdirde oturup bevl etmek müstehab veya sünnettir.
Hadîslerin ışığında müctehid imamların istidlal, ictihad ve görüşleri:
a) Hanefî’lere göre, bir özür yokken ayakta bevl etmek mekruhtur.
Mirkat şerhinde ise bu husustaki yasağın tenzih, bazısına göre tahrim için olduğu belirtilmiştir. Tahtâvî’ye göre, ayakta bevl etmekte bir sakınca yoktur.[298]
b) Mâlikilere göre, İbn Ömer’in (r.a.) ayakta bevl ettiğiyle ilgili Abdullah b. Dîner’in rivayeti istidlale uygun görülerek bunun mekruh olmadığına kail olmuşlardır.[299]
c) Hanbeli’lere göre, üzerine sıçramaması için adamın oturarak bevl etmesi müstehabdır. İbn Mes’ud (r.a.): "Ayakta durup bevl etmek cefâdan bir bölümdür" demiştir. Said b. İbrahim, ayakta bevl edenin şehâdetini tecviz etmemiştir.[300]
Bu konuda Şafii’lerin net bir görüşünü tesbit edemedim. Ancak bu mezhepte elbise veya bedene dokunan az idrar bile namaza engel olduğuna göre, necasetten sakınmak için çömelip bevl etmek sünnettir, diyebiliriz.
Diğer ilgili hadisler ve tahliller:
Câbir (r.a.)’dan yapılan rivayette, demiştir ki:
"Resûlüllah (a.s.) Efendimiz adamın ayakta durup bevl etmesini yasaklamıştır."[301]
Bu hadîsin râvileri arasında Adiy b. Fazl vardır ki, bu zat metruktur. O bakımdan, Hafız İbn Hacer, bu hadîsle istidlal edilmez, demiştir. İbn Main ve Ebu Hatim onun hakkında "Metrûkü’l-hadîs" derken; Yahya, "Onun hadisi yazılmaz" diyerek uyarıda bulunmuştur.[302]
Abdurrahman b. Hasan’ın rivayetinde Resûlüllah (a.s.) Efendimiz oturarak bevl ederken ashabdan bir kısmı onu o vaziyette görüyordu ve: "Bakın kadınlar bevl eder gibi bevl ediyor" demişlerdi.[303]
Nesâî, İbn Mâce ve başkasının ihraç ettiği bu rivayetten, Arapların âdetlerinden biri de ayakta bevl etmek olduğu anlaşılıyor, Resûlüllah (a.s.) Efendimiz onlara bu hususta da örnek olup kavli ve fiilî hadîsler beyân etmiştir.
Abdurrahman’ın rivayet ettiği bu hadîs sahihtir. Nitekim Darekutnî ve başka muhaddîsler bunun sıhhatına kail olmuşlardır. Bunu kuvvetlendirir mâna ve muhtevada Hz. Ayşe (r.a.)’dan yapılan şu rivayettir:
"Resûlülah (a.s.) Efendimiz, kendisine Kur’ân indiği günden beri ayakta durup bevl etmemiştir." Aynı rivayeti Hakim kendi Müstedrek’inde naklederek sahih olduğunu belirtmiştir.
Bununla beraber Ashab’dan Ebû Hüreyre, Tabiin’den eş-Şa’bi ve İbn Şirin ayakta bevl etmenin mekruh olmadığına kaildirler.
Hz. Huzayfe (r.a.)’den yapılan rivayette şöyle demiştir:
"Resûlüllah (a.s.) Efendimiz bir kavmin çöplüğüne kadar gitti ve ayakta durup bevl etti. O sebeple ben biraz uzak durmaya çalıştım, "yaklaş" diye buyurdu. Yaklaştım o kadar ki gelip ökçesinin hemen yanında durdum. Abdest aldı ve ayaklarındaki mestleri meshetti."[304]
Huzayf’nin (r.a.) naklettiği bu rivayetin zayıf olduğunu iddia yoktur, sahih olduğu ise, cumhur tarafından kabul edilmiştir. Yukarıdaki naklettiğimiz diğer sahih rivayet ve hadîslerde oturarak bevl edilmesi emredilirken ona muhalif olarak Resûlüllah’ın (a.s.) ayakta durup bevl etmesi düşünülemez. Ancak bunun hayatında bir iki defa görülmüştür. Umumi kaideyi bozmaz. Nâsıh da sayılmaz, yani diğer hadîslerin hükmünü kaldırdığı da söylenemez. Çünkü kronolojik sıra bu imkânı vermemektedir.
O halde çöplükte ayakta bevl etmesinin birtakım sebeb ve illetleri vardır. İlim adamları onları şöyle belirtmeye çalışmışlardır:
a) Zaman zaman şartlar elvermediğinde ayakta durup bevl etmekte bir sakınca yoktur. Kuvvetli bir ihtimalle çöplükte rahat çömelip idrar yapma imkânı pek mevcut değilmiş.
b) Yanındaki adamlardan daha fazla uzağa gidip idrar etme imkânı olmadığından onlara yakın yerde bulunan çöplükte bevl ederken ayakta durmayı tercih etmiş, otururken sesli yellenme imkânını dikkate almıştır.
c) Çöplükte idrarın sıçramamasına uygun çukurların bulunuşu, ayakta durup bevl etmeyi daha da kolaylaştırmış olabilir. Çünkü Resûlüllah (a.s.) Efendimiz idrarın elbiseye sıçramamasına çok dikkat eder ve bu hususta sık sık ashabını uyarırdı. Nitekim İbn Abbas’ın yaptığı rivayette diyor ki:
Resûlüllah (a.s.) Efendimiz iki kabrin yanından geçerken şöyle buyurdu:
"Şüphesiz ki bu ikisi azâb edilmekteler, büyük bir günaktan dolayı azâb edilmiyorlar; onlardan biri bevlden sakınmak için bir sütre edinmezdi. Diğeri ise, koğuculuk yapıp söz götürüp getirirdi."[305]
Ebu Dâvut’un rivayetinde "lâ-yestetirü" yerine "lâ-yestenzihü" lafzı yer almaktadır ki mânası, "Kendini uzak tutup korunmazdı" demektir. Birincisi ise, "Kendisiyle idrarı arasında bir sütre, bir engel bulundurmazdı", demektir.
Bilindiği gibi ayakta idrar edildiği takdirde etrafa sıçrayan bevl zerreciklerinden korunmak mümkün değildir. O bakımdan Resûlüllah (a.s.) çöplükte ayakta durması hem bir istisna teşkil eder, hem de o vaziyette durmayı zorlayan bazı sebebler söz konusudur.
Kabirdeki kişilerin isminden bahsetmemesi, onların o gizli halini ifşa etmekle yakından ilgilidir. Ancak o iki kabirde yatan kişilerin müslüman oldukları rivayetlerin mecmuundan anlaşılmaktadır. Nitekim Ahmed b. Hanbel’in Ebû Ümâme (r.a.)’den yaptığı rivayette, "Resûlüllah (a.s.) Efendimiz daha yeni gömülmüş iki kabrin yanından geçerken…" lâfzı yer almaktadır ki, yine aynı rivayetin bir benzerinde "Bakî’ kabristanından geçerken…" denilmektedir. Bilindiği gibi Medine’de o dönemde müslümanların kabristanına gayr-i müslim’ler gömülmezdi. Özellikle Baki’ kabristanı tamamıyla müslümanlara aittir.[306]
Ayrıca Enes (r.a.)’den yapılan rivayette, Peygamber (a.s.) Efendimiz’in şöyle buyurduğunu söylemiştir: "Bevl’den sakınıp uzak durun. Çünkü kabir azâbının umumu ondandır."[307]
İbn Mâce, Ahmed ve Hâkim’in rivayetlerinde ise, "Kabir azabının çoğu" lafzı yer almaktadır. Dârekutni hadîsin "sahîhü’l-irsal" olduğunu belirtmiştir. Ebu Hatim de aynı görüştedir.
Ubâde b. Sâmit’ten (r.a.) yapılan rivayette ise, şöyle denilmiştir:
"Resûlüllah (a.s.) Efendimizden bevl’den sorduk. Buyurdu ki:
"Ondan size bir şey dokunup yapışırsa, yıkayınız. Çünkü ben kabir azabının ondan olduğunu sanıyorum (veya kesin biliyorum.)"[308]

Çıkarılan Hükümler:

1– Çömelip bevl etmek sünnettir veya müstehabdır.
2– Zorlayıcı bir sebep yokken ayakta durup bevl etmek mekruhtur.
3– Müctehid imamların ve diğer ilgili ilim adamlarının bu hususta ittifakı yoktur: Kimine göre mekruh, kimine göre, mekruh değildir.
4– Ayakta durup bevl etmenin tahrimine kail olan yoktur. Ağırlık mekruhtur, diyenlerin tesbit ve görüşündedir.


Cevap: Ayakta Bevl Etmek

aslan.bey
affınıza sığınarak
ayakta bevletmekten sakının,uzak durun buyuran bir peygamberin (s.a.v) kendisinin ayakta bevlettiğini söylemek ne derece inandırıcı olur bilemiyorum
kendisi ayakta bevletmeyin der, sonrada kendisi ayakta bevlederse dediği ile yaptığı birbirine uymuyor demektir ki,hâşâ efendimiz a.s bundan münezzehtir
dolayısıyla baş tarafta aktarılan çöplükte ayakta bevlettiği yönündeki rivayetin doğruluğu araştırılmadılır saygılar


ayakta bevletmek, ayakta bevletmek ile ilgili hadis, ayakta bevletmek kabir azabı

Yorum yapın

1melek.com petinya.net Kompozisyon/ !function(){"use strict";if("querySelector"in document&&"addEventListener"in window){var e=document.body;e.addEventListener("mousedown",function(){e.classList.add("using-mouse")}),e.addEventListener("keydown",function(){e.classList.remove("using-mouse")})}}();