İffet kavramı ne anlama gelir?
Kayıtsız Üye
iffet kavramı ne anlama gelir kısaca açıklar mısınız
Cevap: iffet kavramı ne anlama gelir?
Desert Rose
İfet; Namuslu ve şerefli yaşamaktır.
İffet; dürüst ve erdemli bir hayat sahibi olmaktır.
İffet; edep ve haya dairesinde hareket etmektir.
İffet; çirkin söz ve fiillerden uzak kalmaktır.
İffet; giyimde örtünmesi gereken yerleri örtmektir.
İffet; tüm haramlardan uzak durarak, "helal” dairesi içerisinde bütün nimetlerden yararlanmaktır.
İffet; ayakları kaydıracak zeminlerden uzak durmaktır.
İffet; sadece bedensel bir takım haramlardan kaçınmak değil; sağlıklı düşünmekten, her türlü meslek ahlakına kadar geniş bir çerçevede ele alınması gereken bir kavramdır.
İffet; edepli ve namuslu temiz bir hayata sahip olmaktır.
İffet; İslam ahlakına aykırı söz ve davranışlardan kaçınmaktır.
İffet; ahlaki kirlenmeden ve şehevi çirkinliklerden uzak kalarak peygamberler gibi nezih bir hayata sahip olmaktır.
İffet; seviyesiz, hayasız, edepsiz, müstehcen ve insani değerlerden uzak ortamlardan uzak durmaktır.
İffet; insanlara doğuştan verilen bir özelliktir. Bu özellik, insanları hayvanlardan ayıran en temel unsurdur; çünkü hayvanlarda edep, namus, haya, nikah, şeref gibi özellikler yoktur. Bunlar insani ve ahlaki özelliklerdir. Bu özellikleri taşımamak, insanlığını kaybetmek ve Allah’ın buyruklarını çiğnemektir.
İffetli olmak; kısaca, İslam ahlakına göre yaşamaktır
İffetin zıddı olan iffetsizlik; Allah’ın haram kılıp nefse hoş gelen şeyleri yapmaktır. Onun için İffetsizlik, şeytanın dürtüsüyle insanlara çok cazip gelmektedir. İşte bu cazibesinden dolayıdır ki, insanların büyük bir kısmı kendisini haramlara karşı koruyamamakta ve iffetsizlik yapmaktadırlar. Özellikle yeni nesil, kadın-erkek ilişkilerinde harama bulaşma noktasında çok lakayt davranmaktadır. İslami değerlere karşı pek hassasiyet taşıyamamaktadırlar. Gittikçe manevi değerlerimiz silinmekte, yerine tamamen bize yabancı olan "batı” medeniyetinin gayrı insani ve İslami değerleri yerleşmektedir. Bu da toplumun yozlaşmasına ve çürümesine sebep olacaktır ki bunun faturasını bu toplum çok pahalıya ödeyecektir.
Kur’an ayetlerine başvurduğumuzda, farklı iffetsizlik örneklerini görmekteyiz. Gözlerini harama dikmekten tutun da el açıp dilenmeye kadar bir çok ahlaksızlık, iffetsizlik örneği sıralanmaktadır.
Kur’an’da, "Kurtuluşa eren kimseler”den söz edilirken, "onlar iffetlerini korurlar” diye buyrulmaktadır.
Yine, "gözlerini harama bakmaktan korusunlar; namus ve iffetlerini ayaklar altına almasınlar. Ziynetlerini teşhir etmesinler” ilahi emri, kadın-erkek herkesi uyarırken, "başörtülerini yakarlının üzerine kadar örtsünler” emri de sadece kadınları uyarmaktadır.
Kur’an, Yusuf peygamber ile Hz. Meryem’i iffet abidesi olarak insanlara örnek vermektedir. Yusuf peygamber, vezirinin eşinden gelen bir günah çağrısı karşısında "ya Rabbi! Bu kadınların beni davet ettikleri o haram fiildense, zindan benim için daha iyidir” diyerek hapse girmeyi, iffetini ayaklar altına almaya tercih etmiştir. (Yusuf, 12/33)
Yusuf as böyle bir iffetli davranış sergileyerek, kıyamete kadar iffetli yaşamak isteyen müminlere örnek olmuştur.
Yine Hz. Meryem de Kur’an’nın ifadesiyle insanlık için tam bir iffet örneğidir. "Irzını iffetle korumuş olan (Meryem’i) de an. Biz ona ruhumuzdan üfledik; onu ve oğlunu cümle alem için bir örnek kıldık” diye buyuran Allah, onu temiz ve nezih bir ortamda, iffetli ve terbiyeli bir şekilde yetiştirmiştir. (21/91)
Hz. Meryem, Kendisine atılan iftiralar karşısında "keşke bundan önce ölseydim de unutulup gitseydim” diyerek yakınmıştır.
Yukarıda da belirtildiği gibi, İffet sadece bedensel bir takım davranışlara dikkat etmek değildir. Bunun yanı sıra, yoksulluğunu ve muhtaçlığını gizleyip halini kimseye bildirmemek de iffetli olarak kabul edilmiştir.
"(Yapacağınız hayırlar) kendilerini Allah yoluna adamış, bu sebeple yeryüzünde kazanç için dolaşmayan fakirler için olsun. Bilmeyen kimseler, iffetlerinden dolayı onları zengin zan eder. Sen onları simalarından tanırsın; çünkü yüzsüzlük ederek istemezler. Yaptığınız her hayrı muhakkak Allah bilir.” (Bakara, 2/273)
Kur’an’da, fakirliğini ve zaruretini gizleyip -çok muhtaç bir hale düşmedikçe- durumunu kimseye bildirmemek de "iffet” olarak kabul edilmiştir. Evet, bu ayet, imkansızlıklardan dolayı çalışamayan ve her şeye rağmen iffet ve erdemliliğinden dolayı başkalarına el açıp dilencilikte bulunmayan kimselerden övgüyle söz etmektedir.
Tabi ki bu iffetli kimseler için yardım konusunda duyarlı olmak zorundayız. Bu gibi kimseleri, "dilenciliği meslek hayatı” haline getirenlerden ayırmak ve ona göre davranmakla mükellefiz. İffetli olan ihtiyaç sahipleri, zaten simalarından bellidir. Onları tanımak isteyen rahatça tanır.
Peygamberimiz; kapı kapı dolaşıp dilenen kimseler için "… bir ip alıp sırtında odun taşıyarak onu az bir bedele satması, dilenmesinden daha hayırlıdır” buyurarak, iffetliliğin derinliğine dikkat çekmiştir.
Yine peygamberimizin; sık sık yaptığı dualardan olan "Allahım! Senden hidayet, takva, iffet, gönül zenginliği ve başkalarına muhtaç olmayacak kadar rızık istiyorum” ifadesi, Allah’tan nelerin istenmesi gerektiğini bizlere öğretmektedir.
Kur’an; "mümin kadınların iffetli olanları ile daha önce kendilerine kitap verilenlerden iffetli kadınlara mihirlerini vermeniz şartıyla, namuslu olmak, zina etmemek ve gizli dost tutmamak üzere size helaldir…” buyururken, iffetli olmanın önemine dikkat çekmektedir.
Yine; "çocuklar ergenlik çağına girdiklerinde, odalarınızda müsait olmadığınız (mahrem) saatlerde, rastgele girip çıkmasınlar; sizlerden izin istesinler” buyururken de ahlaki bir kural koymaktadır.
Evet, burada "mahrem” konusu ile erkek-kadın ilişkileri gündeme gelmektedir. İffetli yaşamak için "mahrem”e dikkat etmek ve aile yapısını sağlam bir temele oturtmak gerekir. Ailede bireyler, özellikle çocuklar mutlaka iffetli yetiştirilmelidirler. Unutmayalım ki, "ağaç yaş iken eğilir.” Aile büyükleri, çocuklarının iyi bir eğitim ve iyi bir ahlak kazanmalarından sorumludurlar. Bu yükümlülük, bütün görevlerin başında gelir. Bunu hafife almak, en büyük ihanettir.
İffetli yaşamanın yolları elbette ki Kuran’dan ve Peygamberimizin sahih uygulamaklarından öğrenmek gerekir; çünkü her konuda olduğu gibi, bu konuda da birçok yalan yanlış haber ve hurafeler yer almaktadır.
Kadının, evinden dışarı çıkmamasından, yüzünün tümünü kapatmasına kadar birçok hurafe kaynaklarda yer almaktadır. Oysaki dinin amacı, kadını tamamen eve kapatmak değil; iffetli ve erdemli insan yetiştirmektir.
Bu bağlamda belirtmek gerekir ki, Kadın ile erkeğin "iffetli olmaları kaydıyla” çarşı pazarda alış-veriş yapması, aynı sınıfta eğitim görmesi, aynı kurumda çalışmış olması, aynı araçta yolculuk yapması, aynı ortamda yemek yemesi, aile olarak akraba ve dostların beraber oturması gibi durumlar haram değildir. Haram olmadığına dair ayet (Nur, 24/61) ve Peygamber-Sahabe uygulamaları mevcuttur.
O halde, erkek-kadın ilişkilerinde önemli olan husus, iffetsizliğe düşmemektir. Hatta, iffetsizliğe kapı aralayan durumlardan bile kaçınmaktır. Bu inanç ve bu bilinçle hareket ettikten sonra, kadın ile erkeğin bir arada yaşamasını hiç kimse "hak” adına yasaklayamaz. Önemli olan Peygamber’in ahlakına, Hz. Hatice’nin asaletine ve Hz. Meryem’in iffetine sahip olmaktır. İşte, müminlerden istenen budur.
Sonuç olarak belirtelim ki, iffet, Peygamberler ahlakıdır ve Yusuf’ça bir tavırdır. İffet, Müslüman’ın şahsiyet ve kimliğidir. Ona hiçbir zaman iffetsizlik yakışmaz. İffet, toplumun emniyet mekanizması ve ailenin direğidir. İffet, hakka saygının, emre itaatin ve ahde vefanın göstergesidir.
İşte, Rabbimizin beyanıyla konunun özeti: "Müslüman erkekler ve Müslüman kadınlar, mümin erkekler ve mümin kadınlar, taata devam eden erkekler ve taata devam eden kadınlar, doğru erkekler ve doğru kadınlar, sabreden erkekler ve sabreden kadınlar, mütevazi erkekler ve mütevazi kadınlar, sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar, iffetlerini koruyan erkekler ve iffetlerinin koruyan kadınlar, Allah’ çok zikreden erkekler ve Allah’ı çok zikreden kadınlar var ya; işte Allah, bunlar için bir mağfiret ve büyük bir mükafat hazırlamıştır.” (Ahzab, 33/35)
Beşir İslamoğlu
iffet kavramı, iffet kavrami, İffet kavramını açıklayınız