Hayat Bir İmtihandır

Hayat Bir İmtihandır

mumsema
HAYAT BİR İMTİHANDIR ·

I.KONUNUN PLANI

A- İmtihan Kavramı
1- İmtihan nedir?
2- İnsanın yaratılış gayesi nedir?

B- Hayatın bir İmtihandan İbaret Olduğu
1- Hayatın anlamı nedir?
2- Dünya hayatı bir imtihandan ibarettir.
3- Kişinin dünya hayatındaki imtihanlar için çaba harcadığı gibi ahiretteki asıl imtihan için de çaba harcamasının gerekliliği
4- Dünya hayatı geçici, Ahiret hayatı kalıcıdır.
5- İnsanlar hayatın bir imtihan olduğunun farkında olarak mı hayatlarını sürdürmektedirler yoksa hiç imtihan olmayacaklarmış gibi mi hayatlarını sürdürmektedirler?
6- İnsanlar hayatın bir imtihan olduğunun bilincinde ise neler yapması gerekmektedir?
7- Dünya ve Ahiret dengesini kurabilmenin önemi
8- Konu ile ilgili ayetler
9- Konu ile ilgili hadisler

C- Hayatın bir imtihandan ibaret olduğunu bilerek hayatını yönlendirenlerden oluşan toplumlar huzurlu ve mutlu toplumlar olur.

II. KONUNUN AÇILIMI VE İŞLENİŞİ

Konuya imtihan kavramının ne olduğu açıklanarak başlanır. Daha sonra insanın yaratılış gayesi, hayatın anlamı, dünya hayatının bir imtihandan ibaret olduğu, kişinin dünya hayatındaki küçük bir kısım imtihanlar için büyük çaba harcadığı gibi, asıl imtihanın yapılacağı ahiret hayatı içinde çaba harcamasının gerekliliği, dünya hayatının geçici, ahiret hayatının ise kalıcı olduğu üzerinde durulur. Akabinde İnsanın kendisinin hayatını sürdürürken hayatın bir imtihandan ibaret olduğunun farkında olup olmadığını sorgulanır. Eğer kişi hayatın bir imtihan olduğunun bilincinde ise neler yapması gerektiği izah edilir. En sonunda Dünya ve Ahiret dengesini kurabilmenin önemi ve hayatın bir imtihandan ibaret olduğunu bilerek hayatını yönlendirenlerden oluşan toplumların huzurlu ve mutlu toplumlar olduğu izah edilerek vaaz bitirilir.

III. KONUNUN ÖZET SUNUMU
Denemek, tecrübe etmek, sınamak anlamlarına gelen imtihan; İslâmî bir terim olarak; Cenab-ı Hakk’ın insanları dünya yaşamında hayır ve şerle imtihan ederek, sabır ve teslimiyet gösterenleri ahirette mükâfatlandırması, isyan edenleri ise cezalandırması demektir.
Allâhü Teâlâ, insanoğlunu yeryüzünde bir imtihan devresi geçirmek üzere yaratmıştır. Temelde insan ve cinlerin yaratılması Allah’ı bilmeleri ve O’na kulluk etmeleri içindir (Zâriyât, 51/56).İnsanı, diğer varlıklardan ayıran ve bu büyük imtihana ehil kılan; akıl, irade ve sorumluluk bilincine sahip olmasıdır. Seçkin bir varlık olarak yaratılan insan, peygamberler ve kitaplarla uyarılmış, (İsra, 15) insan boş yere yaratılmamıştır. (Mü’minûn, 115) İnsan, böyle bir imtihana muhatap olabilmek için gerekli olan sorumluluk ve emanet bilincine sahiptir. Bu emanet göklere, yere ve dağlara sunulmuş ama insan bu emaneti kabul etmiştir. (Ahzab, 33/72)
Müslümanlar zaman zaman şu üç soruyu kendi kendilerine sorup, bu sorulara cevap vermeleri gerekmektedir. Nerden geldik? Ne için varız? Nereye gideceğiz? Bu soruların cevaplarına gelince; Allah’tan geldik, imtihan için varız ve tekrar Allah’a gideceğiz. (Bakara, 2/156)
Allah Teala Mülk suresi ikinci ayeti kerimesinde sizden hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratan O’dur buyurmakla bu dünya hayatının bir imtihandan ibaret olduğunu beyan etmektedir. İnsanoğlu maişet ve geçimleri için geçici olan bu dünyadaki bir sınav için bazen geceler boyu uyku uyuyamamaktadır. Dinimize göre insana düşen görev dünyayı ve dünyadaki nimetleri terk edip, sadece ahiret için çalışmak değil, her ikisini dengede tutarak kişinin hem dünyasını, hem de ahiretini kurtarabilmesi, dünyaya verdiği önem kadar ahiretine de önem vermesidir. Çünkü dünya hayatı geçici, ahiret hayatı ise kalıcıdır. (A’la, 87/16-17) Ama İnsanlar bazen hayatın karmaşasına dalarak bu dünyanın sadece bir imtihandan ibaret olduğunu unutarak asıl olanın bu dünya olduğu duygusu ile hareket etmekte hayatlarını buna göre sürdürmektedirler.
Hayatın bir imtihan olduğuna inanan müslümanların yaşadığı süreçte imtihan aşamalarında başarılı ya da başarısız olmaları inandıkları değerler sistemine bağlılıkları ile alakalı bir olaydır. Allah Kitab’ında imtihanın temel kurallarını belirlemiş, inananların bunlara uymasını tavsiye etmiştir. Kur’an-ı Kerim inananların mutlaka sınanacaklarını, sınandıktan sonra ortaya çıkan sonuca göre konumlarının belirleneceğini belirtir. Her sınamada kazanmak ve kaybetmek gibi iki sonuç vardır. Kur’an-ı Kerim dünyadaki kazanç ve kaybın asıl olmadığını, asıl olanın ahiret yurdundaki kazancın olduğunu belirtir. Bununla birlikte dinimiz dünyadan el etek çekmeyi uygun görmemiş müslümanın ahiret için çalışırken dünyadaki nasibini de unutmamasını emretmektedir ( Kasas 77) Müslüman dünya ve ahiret dengesini kurabilen kişi olabilmelidir.
Şayet kişi, şu geçici dünya hayatını nefsin bitmez tükenmez gayri meşru istekleri peşinde koşarak, şeytana ve onun arkadaşlarına boyun eğerek geçirir ise, ahiret hayatında çeşit çeşit sıkıntılara, çeşit çeşit azaplara duçar olur, hüsrana uğrayanlardan olur. İnsanlar hem bela ve musıbetlerle hem de mal ve zenginlikle imtihan edilmektedir. İşte hakiki kulluk bu imtihanlarda muvaffak olmaktan geçmektedir.Bela ve musibetlerinde birer imtihan olduğunu bilerek büyük bir sabır ve tahammül gösterirse, her şey Rabbimizin takdiri ile oluyor diyerek razı olmak, isyan etmemek, nimetlerle imtihan olduğu zaman da, şımarmadan, küfranı nimet yapmadan, imkanları masiyete vesile kılmadan, Allah Teala’nın lütfettiği nimetleri Allah yolunda harcamak temel hedef olmalıdır. Allah insanların İmtihan olunmadan kolayca bırakılmayacağını, önceki ümmetlerin de imtihan edildiğini beyan etmektedir. (Ankebut/1-5) Hz. Adem (as) den zamanımıza kadar, başta Peygamberler olmak üzere, sadık, salih, muttaki insanlar çeşit çeşit bela ve musibetlere duçar olmuşlardır .
Belli bölümlerden oluşan insanoğlunun hayat yolculuğu ilk durak olan dünya yaşantısını Allah Teala’nın istediği şekilde bir kulluk yaparak geçirirse, ahiret aleminde nice nimetlere, nice mutluluklara ulaşır. Çünkü Kur’an-ı Kerim iman edenlerin mutlaka ama mutlaka sınanacağını belirtir. Bundan kaçış yoktur. Bu hakikat karşısında bizim yapacağımız imtihanı kazanma gayretidir. Zaten önemli olan da sınanma ile karşılaşınca inananların ortaya koyacağı tavırdır. Herkes kendi seçiminden sorumludur. Her insanın ebedi hayatı, kendi amelleriyle şekillenir. (Necm, 39)
Sonuç olarak Müslümanlar dünya hayatının bir imtihandan ibaret olduğu bilincine varıp hayatlarını ona göre düzenlemelidir. Çünkü şu uzun gibi görünen altmış yetmiş yıllık hayat ahiret hayatının yanında bir gün ya da bir günün yarısı gibidir.

IV. KONUYA ŞU AYETLE BAŞLANABİLİR
تَبَارَكَ الَّذِي بِيَدِهِ الْمُلْكُ وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِير الَّذِي خَلَقَ الْمَوْتَ وَالْحَيَاةَ لِيَبْلُوَكُمْ أَيُّكُمْ أَحْسَنُ عَمَلًا وَهُوَ الْعَزِيزُ الْغَفُورُ

Hükümranlık elinde olan Allah, yücedir. O, her şeye hakkıyla gücü yetendir. O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O, mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır. [1]
Konu işlenirken şu ayetlere müracaat edilebilir. Hud,11 /7; Mü’minun, 23/115; Münafikun, 63/9; Teğabün, 64/15; Ankebut, 29/ 2-3; İnsan, 76/ 2-3; Bakara, 2/155, 124; Kasas, 28/77; Kehf, 18/8 ; Ali-İmran, 3/186; A’la, 87/16-17; Muhammed, 47/31.

V. KONU İŞLENİRKEN BAŞVURULABİLECEK BAZI HADİSLER
عَنْ صُهَيْبٍ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ص ‏"‏ عَجَبًا لاَمْرِ الْمُؤْمِنِ اِنَّ اَمْرَهُ كُلَّهُ خَيْرٌوَلَيْسَ ذَاكَ لاَحَدٍ اِلاَّ لِلْمُؤْمِنِْ اِنُْ أَصَابَتْهُسَرَّاءُشَكَرَ فَكَانَ خَيْرًا لَهُ وَاِنْْ أَصَابَتْهُ ضَرَّاءُصَبَرَ فَكَانَ خَيْرًا لَهُ ‏"‏ ‏.‏
Ebû Yahyâ Suheyb İbni Sinân (ra)dan rivâyet edildiğine göre Resûlullah (sav)şöyle buyurdu: Mü’minin durumu gıbta ve hayranlığa değer. Çünkü her hâli kendisi için bir hayır sebebidir. Böylesi bir özellik sadece mü’minde vardır: Sevinecek olsa, şükreder; bu onun için hayır olur. Başına bir belâ gelecek olsa, sabreder; bu da onun için hayır olur. [2]
عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِك،يَقُولُ لاِمْرَأَةٍ مِنْ أَهْلِهِ تَعْرِفِينَ فُلاَنَةَ قَالَتْ نَعَمْ‏.‏ قَالَفَإِنَّ النَّبِيَّ ص مَرَّ بِهَا وَهْىَ تَبْكِي عِنْدَ قَبْرٍفَقَالَ ‏"‏ اتَّقِي اللَّهَ وَاصْبِرِي ‏"‏‏.‏ فَقَالَتْ إِلَيْكَ عَنِّي،فَإِنَّكَ خِلْوٌ مِنْ مُصِيبَتِي‏.‏ قَالَ فَجَاوَزَهَا وَمَضَى فَمَرَّ بِهَارَجُلٌ فَقَالَ مَا قَالَ لَكِ رَسُولُ اللَّهِ ص‏.‏ قَالَتْ مَاعَرَفْتُهُ قَالَ إِنَّهُ لَرَسُولُ اللَّهِ ص قَالَ فَجَاءَتْإِلَى بَابِهِ فَلَمْ تَجِدْ عَلَيْهِ بَوَّابًا فَقَالَتْ يَا رَسُولَ اللَّهِوَاللَّهِ مَا عَرَفْتُكَ‏.‏ فَقَالَ النَّبِيُّ ص ‏"‏ إِنَّالصَّبْرَ عِنْدَ أَوَّلِ صَدْمَةٍ ‏"‏‏.‏
Enes İbni Mâlik (ra) den rivâyet edildiğine göre Nebî (sav) (çocuğunun) mezarı başında (bağıra–çağıra) ağlayan bir kadının yanından geçti. Ona:– Allah’dan kork ve sabret! buyurdu. Kadın: – Çek git başımdan; zira benim başıma gelen felâket, senin başına gelmemiştir, dedi. Kadın Hz. Peygamber’i tanıyamamıştı. Kendisine, onun Peygamber (sav) olduğunu söylediler. Bunu duyar duymaz Peygamber (sav)‘in kapısına koştu, orada kapıcılar yoktu. (Özür beyân etmek üzere Hz. Peygamber’e):– Sizi tanıyamadım, dedi. Peygamber (sav) de:– Sabır dediğin, felâketle karşılaştığın ilk anda dayanmaktır buyurdu.[3]
عَنْ عَائِشَةَعَنِ النَّبِيِّ صقَالَ‏"‏ رَكْعَتَا الْفَجْرِ مِنَ الدُّنْيَاخَيْرٌ وَمَافِيهَا ‏"‏ ‏.‏
Hz. Aişe (ra) den: Peygamber şöyle buyurdu: İki rekat sabah namazı dünya ve içindekilerin hepsinden daha hayırlıdır.[4]
عَنْ اَبِي هُرَيْرَةَ اَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صقَال‏ قَلْبُ الشَّيْخِ شَابٌّ عَلَى حُبِّ اثْنَتَيْنِ طُولُ الْحَيَاةِوَحُبُّ الْمَالِ
Ebu Hüreyre (ra) den: Peygamber (sav) şöyle buyurdu: Yaşlı kimsenin kalbi iki şeyi sevme hususunda daima gençtir. Uzun hayat temennisi ve mal sevgisi.[5]
عَنْ اَنَسٍ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ص"‏ يَهْرَمُ ابْنُ ادَمَ وَتَشِبُّ مِنْهُ اثْنَتَانِ الْحِرْصُ عَلَى الْمَالِ وَالْحِرْصُ عَلَى الْعُمُرِ ‏"‏ ‏.‏
Enes (ra) den: Peygamber (sav) şöyle buyurdu: Ademoğlu ihtiyarlayıp çöker . Fakat kendinden iki şey gençleşir: Mal üzerine hırs, ömür üzerine hırs.[6]
عَنْ اَنَسٍ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ص ‏"‏ لَوْ كَانَ لاِبْنِ ادَمَ وَادِيَانِ مِنْ مَالٍ لاَبْتَغَى وَادِيًا ثَالِثًا وَلاَ يَمْلاُ جَوْفَ ابْنِ ادَمَ اِلاَّ التُّرَابُ وَيَتُوبُ اللَّهُ عَلَى مَنْ تَابَ ‏"‏ ‏.‏
Enes (ra) den: Peygamber (sav) şöyle buyurdu: Adem oğlunun iki vadi dolusu malı olsa, üçüncü vadiyi de ister. Adem oğlunun iç boşluğunu (ihtiraslı gönlünü) topraktan başka bir şey doldurmaz. Şu kadar ki (ihtirastan) tevbe eden kimsenin tevbesini Allah Kabul eder.[7]
عَنْ اَنَسِ بْنِ مَالِكٍ، عَنْ رَسُولِ اللَّهِ ص اَنَّهُ قَالَ ‏"‏ لَوْ كَانَ لاِبْنِ ادَمَ وَادٍ مِنْ ذَهَبٍ اَحَبَّ اَنَّ لَهُ وَادِيًا اخَرَ وَلَنْ يَمْلاَ فَاهُ اِلاَّ التُّرَابُ وَاللَّهُ يَتُوبُ عَلَى مَنْ تَابَ ‏"‏ ‏.‏
Enes (ra) den: Peygamber (sav) şöyle buyurdu: Adem oğlunun bir vadi dolusu altını olsa, kendisinin diğer bir vadisi daha olmasını ister. Onun ağzını topraktan başka bir şey doldurmaz. Allah (ihtirastan) tevbe eden kimsenin tevbesini kabul eder.[8]
عَنْ اَبِي هُرَيْرَة قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ص ‏"‏ لَيْسَ الْغِنَى عَنْ كَثْرَةِ الْعَرَضِ وَلَكِنَّ الْغِنَى غِنَى النَّفْسِ ‏
Ebu Hüreyre (ra) den: Peygamber (sav) şöyle buyurdu: Zenginlik mal çokluğundan değildir. Ancak gerçek zenginlik gönül ve nefis zenginliğindendir.[9]

VI. YARALANILABİLECEK BAZI KAYNAKLAR

1-Ahiret İnancı, Doç. Dr. Cemal Ağırman. Diy. Aylık Dergi, Eylül, 2003.
2- Kendi kendimizi ve ailemizi cezadan koruma görevi. Doç. Dr. İsmail Karagöz, Diyanet Aylık Dergi, Aralık, 2002.
3- Kötü iş yapan cezasını, İyi İş Yapan Mükafatını görür. Doç. Dr. İsmail Karagöz, Diyanet Aylık Dergi, Temmuz, 2002.
4- Hesaba Çekileceğimizin Bilincinde Olmak. Doç, Dr, İsmail Karagöz, Diyanet Aylık Dergi, Haziran, 2003.
5- DİA Ahiret maddesi ve DİA Dünya maddesi

· Bu vaaz projesi Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı Mustafa KAHRAMAN tarafından hazırlanmıştır.

[1] Mülk, 67/1-2.

[2] Müslim, Zühd 64. ( III, 2295)

[3] Buhârî, Ahkâm 1. (VIII, 108)

[4] Müslim, Salatü’l-Müsafirin, 96. (I, 501)

[5] Müslim, Zekat, 114, (I,724)

[6] Müslim, Zekat, 115, (I, 724)

[7] Müslim, Zekat, 116, (I,725)

[8] Müslim, Zekat, 117, (I,725)

[9] Müslim, Zekat, 120, (I,726).


Cevap: Hayat Bİr İmtİhandir

intikam_tugayla
. Aişe (ra) den: Peygamber şöyle buyurdu: İki rekat sabah namazı dünya ve içindekilerin hepsinden daha hayırlıdır.[4]

bu hadisteki hikmetuhrevi yaptığımız ammelerin ebdi bir netice vermesindedir burdaki ameler ebediyete inkılap eder ve büyür sonsuluk mükafati ile kılıflandırılır Allah a binlerce hemdu sene olsun Allah razı olsun kardeş


Yanıt: Hayat Bİr İmtİhandir

İnşirah
Hayat; duyarak, bilerek, şuurlu bir şekilde yaşanırsa, o zaman hayat olur. Hayat bu çerçeve içerisinde yaşanmadığı takdirde, her ne kadar nefsî ve bedenî arzular burada tatmin olsa da, ruh ve vicdan daima ızdırap içinde kalır.
İnanan insan, hayatını iman ve ahlâk kurallarına göre tanzim etmelidir. Allah’a hesap verme şuuruyla hareket eden kişi fırtına da olsa, kar-kış da olsa veya rengarenk süslenerek yüzümüze gülen bahar da olsa, "Kahrın da hoş, lûtfun da hoş!" der, her halde hayatından memnun olur, huzur duyar.

Gönüller imanla süslenir ve o gönül sahipleri İslâmî prensiplerle uyumlu hale getirilirse, aile ve toplumun kendisini yıkabilecek fırtınalara karşı dayanıklılığı artar. O fırtınalar, çevreye zarar vermesine rağmen, mümine zararı çok az olur.

Dayanıklı ve kazançlı insan, muhasebesini yapan insandır. Muhasebesini yapan insan ise, yaşadığı hayatın hesabını yaptığı gibi diğer âlemin de hesabını yapandır.

Pasaportu ve vizesi olanlar, dünyada emniyet ve huzur içinde seyahatlerini yapıyorlar, gezip dolaşıyorlar, olmayanlar ise; bunlardan mahrum kalıyorlar. Gitme mecburiyetinde olduğumuz kabir gümrüğünde de, İslâmiyet pasaportu, iman vizesi ve amel-i sâlih vesikası soruluyor. Bu sorulara doğru cevap verenler; mutlak huzuru bulacak, cennet ve diğer nimetlere ulaşacaklardır.

Nice insan, sırat-ı müstakime açılan kapıyı bulma şerefine erdi. Bunlar, huzur ve sevinci yaşadılar. Pasaport ve vize alamayanlar, yollarda takılıp kalanlar, ruhî ve kalbî dejenerasyona maruz kalanlar ise huzur ve sevinci tadamadılar. Bazıları da, sıkıntı ve ızdırap içindedirler, kurtuluşları için rehber arıyorlar, bu kişiler aynı zamanda şefkate, merhamete de muhtaçtırlar. Bunlar; merhametsizlerin tuzağına düşmüş, kaybettiği adresini ve kimliğini aradığı halde bulamayan nesillerdir.

O nesillerin, ızdırap ve şikâyetleri, inanmış insanlara yönelik şöyle olacaktır: "Sizler gerçek kurtuluşun müjdesini aldınız. Tattığınız bu müjdeyi kurtulmak isteyenlerle paylaşmayı hiç düşünmediniz mi? Selin kucaklayıp götürdüğü bir kardeşinizi, elinden tutup kurtaramaz mıydınız?"

"Anne-babamız başta olmak üzere, imana, Kur’ân’a muhtaç insanlığın imdadına nasıl yetişelim." diye ciğeri yanan, yeni hidayete ermiş kardeşlerimizin de feryadına kulak vermemiz gerekir. Dünyanın dört bir bucağından seslenenler: "Niçin ve neden geç kaldınız?" diyerek çığlık atıyorlar. Bütün bu çığlıkları duyacak, yanıp yakılacak, imdada koşacak, yangından insanları kurtaracak, cennetin kapılarını aralayıp, yol gösterecek talihlileri bekliyorlar.

Aslında bu talihlileri, dünyanın dört bir yanında görüyoruz. Hiçbir beklentisi olmadan yola çıkan bu hizmet erlerinin hedefleri sadece O’nun rızasıdır. Bu rıza sevdalıları, insanların kalbine Allah (cc) ve Rasulûllah (sas) sevgisini vermeye, yaşayarak ve anlatarak onların ahiretlerinin kurtulmasına vesile olmaya çalışıyorlar. Yani, "Herkesin gönlü Allah sevgisi ile dolsun, hayatları iman ve ahlâkla süslensin, güzelleşsin, herkes birbirini Allah için sevsin, kimse kimsenin maddî ve manevî hukukuna tecavüz etmesin." diyorlar.

Bunlar, Allah’ın verdiği rızkın ve meşru haklarının dışında, dünyanın aldatıcılığına hiçbir zaman talip olmadılar. Arzuladıkları tek şey vardır ki, o da O’nun rızasıdır.

Başkaları neyin esiri olurlarsa olsunlar, rıza sevdalılarının tek isteği, hayatı duyarak yaşamaktır.


Imtihanda miyim?

Rahmetyağmuru
Selamün aleyküm 1 sene kadar önce birini sevdim o da beni sevdi islama aykırı hiçbirşey yaşamadık sevgililik vs haram olduğu için olmadı ama bir süre sonra evlilik için adım atacak iken evli ve çocuklu olduğunu öğrendim.Kimseyi sevmemeye karar verdim.Hayatımdan kalbimden çok zor olsada çıkardım zor dönemler geçirdim psikolojik olarak.Evlenmeyi aşık olmayı hiçbirini istemedim.1 sene geçti evli ve çocuklu biri bana aşık oldu Ben kendimi sadece dinle meşgul etmek isterken yine aynı şekilde bunu yaşamam imtihan mı ?


arifselim
Aleykum selam. İnsan hayatının her dönemi ve karşılaştığı her olay bir imtihan vesilesidir. Allah sana verdiği akıl ve irade ile doğru olanı seçmeli ve adımlarını ona göre atmalısın.


hayat bir imtihandır vaaz, yaratilis qayemiz, etkili vaaz konuları

Yorum yapın

1melek.com petinya.net Kompozisyon/ !function(){"use strict";if("querySelector"in document&&"addEventListener"in window){var e=document.body;e.addEventListener("mousedown",function(){e.classList.add("using-mouse")}),e.addEventListener("keydown",function(){e.classList.remove("using-mouse")})}}();