Cenaze namazı için tesbihat terki ve şahitlik olayı
Muhasibi
Cenaze namazı için tesbihat terki ve şahitlik olayı
?Birçok camide namaz kılındıktan sonra cemaat dışarıya cenaze namazı kılmaya çıkıyor, böylece namazdan sonra yapılan tesbihat terk ediliyor. Cenaze namazı kılmak gerekçesiyle camideki tesbihatı terk etmenin caiz olmayacağını düşünüyorum. Siz nasıl bakıyorsunuz bu konuya??
Efendim, namazlardan sonra cemaatle yaptığımız tesbih dualarının durumuna bir bakalım önce isterseniz.. Bildiğimiz kadarıyla camilerde cemaatle yaptığımız müezzinli tesbihat, Bilali Habeşi?nin müezzinliği içinde mevcut değildir. Onun zamanındaki tesbih dualarını, namaz kılan şahıslar kendi başlarına yapıyorlar, müezzinli, cemaatli sesli tesbihat uygulanmıyordu. Sonraları insanlarda ihmal ve unutkanlıklar başladığı görülünce bugünkü cemaatli tesbihatın camilerde başlatıldığı anlaşılmaktadır.
Bu sebeple, cenaze namazı için müezzinli tesbihatın terkinde bir sünnet terki akla gelmemelidir. Olsa olsa cemaatli tesbihatın terki söz konusu olmaktadır. Bu durumda cenaze namazından önce ve sonra da herkes kendi başına sünnet olan tesbihatını yapabilir, terk etmeye mecbur olmaz. Sünnet yerini bulmuş olur.
Nitekim hacca gidenler Kâbe?deki namazların arkasından tesbih dualarını kendileri yapıyorlar, cemaatle müezzinli tesbih duaları yapıldığı da görülmüyor. Otuz üçer defa sübhanAllah, elhamdülillah, Allahü ekber kelimelerini yolda, arabada ve istenilen her yerde söylemek, yani tesbihatı her yerde yapmak mümkündür ve caizdir. Sahabenin de kendi başlarına tesbihatı her yerde yaptığı anlaşılmaktadır. Bekleyen cenazeyi bir an önce mekanına ulaştırmak için cemaatli tesbihatın terkinde mahzur olmasa gerek diye düşünmekteyim. Çünkü herkes kendi adına her yerde bu sünneti yerine getirebilir.
?Cenazelerde imam efendi cemaate, ?Merhumu nasıl bilirsiniz?? diye soruyor. Cemaat de bilsin bilmesin, ?İyi biliriz!? diye şahitlik yapıyor. Bu doğru mudur? Bilmedikleri kimseye ?İyi biliriz!? diye şahitlik etmeleri mahzurlu olmaz mı??
İslam memleketinde cenazelerin Müslüman oldukları baştan kabul edilir. Hüsnü niyetle peşin olarak iyi insan diye yorumlanabilir. Bu niyetle, camiye getirilen cenazeye ?İyi biliriz!? denebilir. Ancak musallada bulunan şahıs açıkça İslam?a inanmayan, dinin aleyhinde bir tutum ve tavır içinde olduğu kesin olarak bilinen biri ise, buna ?İyi biliriz!? demek yalancı şahitlik etmek olur. Çünkü İslam?ın aleyhinde olduğu bilgisi mevcut. Bu kesin bilgiye rağmen ?İyi biliriz!? demek, yalancı şahitliği yapmak olur.
Böyle durumlarda ya doğru şahitlik yapmak, yahut da şahitlikten imtina edip susmak gerekir.
?Bazen içkici olduğu bilinen birinin cenazesi camiye getiriliyor, biz de hem namazını kılıyoruz, hem de ?İyi biliriz!? diye şahitlik ediyoruz. İçkici bir adamın imanlı biri olduğuna şahitlik yapılır mı, cenaze namazı kılınır mı??
İçki içmesi, benzeri günahlara girmesi imansızlığına delil olmaz. İmanı olan insan da günaha maruz kalabilir. Bu itibarla, bu ve benzeri günahlarıyla bilinen insanların hem cenaze namazı kılınır, hem de imanlı insan manasında ?iyi biliriz? şahitliği yapılabilir. Ancak imandan çıktığı şüphe götürmeyecek açıklıkta bilinirse, ne namazı kılınır, ne de hüsnü şahadette bulunulma hakkını kazanmış olur. Böyle durumlarda ya susulur, ya da bilginin gereği ifade edilir. Burada bir mühim noktaya daha dikkat çekmek isterim. Bizler ölülerimiz hakkında, (hüsnü zan mümkün oldukça) sui zanda bulunmayız. Çünkü, hüsnü zanda hata eden vebale girmez. Ama sui zanda hata eden vebale girer, sorumlu olur. Bu sebeple ölülerimizi hayırla anmayı esas alır, yakınlarına yakınlık göstermeyi komşuluk görevimiz olarak biliriz
….
Cevap: Cenaze namazı için tesbihat terki ve şahitlik olayı
ZİREGÜL
cenaze namazı müslümanlar için kılınması gereken bir namazdır fakat sorulara bakılınca birçok bilinmesi gereken şeyler varmış bir müslüman olarak bunlardan haberder olmak gerekir