Yaşlı Annemle birlikte yaşıyorum ve iyi bakamadığım için çok üzülüyorum.
Kayıtsız Üye
değerli arkadaşlar ben 19 yaşındayım ve yaşlı anneannem ile aynı ev içerisinde bulunuyoruz. beni kızdırmak için elinden gelen herşeyi yapıyor bile bile beni kızdırıyor ve ben bazı durumlarda onun hal ve hareketlerine çok sinirleniyorum aynı oda içerisinde kaldığımızda muhakkak kavga ediyoruz ben namazımı kılıyorum Allah’a layık bir kul olabilmek için ancak anneannemle sürekli kavga etmemiz benim çok kızıp ona ağır laflar söylemem beni çok rahatsız ediyor ona bağırıyorum ancak sonradan pişman olup üzülüyorum Allah’a bana sabır vermesi için sürekli dua ediyorum ve elimden geldiğince onun bulunduğu odaya girmemeye çalışıyorum çok mu büyük bir günah işliyorum acaba ? yada böle davranmamın namazıma bir etkisi olurmu? bu konuda yardımlarınızı bekliyorum.
Cevap: Yaşlı Annemle birlikte yaşıyorum ve iyi bakamadığım için çok üzülüyorum.
Desert Rose
Bize düşen, içerisinde bulunduğumuz zamanı en güzel ve hayırlı bir biçimde değerlendirmek ve salih amel sahibi olarak dolu dolu yaşamaktır.
İnsan yaşlandıkça emellerinin gençleştiği ifade edilir. Ne tûl-u ömür, ne de tûl-u emel (uzun ömür ve uzun emelli olmak arzusu) bizleri aldatmamalıdır.
Hiç şüphe yok ki, bugünün gençleri, yarının yaşlılarıdır. Bugün gençliği, sağlığı, gücü kuvveti yerinde olanların, bu nitelikleri ömür boyu koruyamayacakları açıktır. Bunların zamanla zaafa uğraması kaçınılmazdır. Öyle ise, bizim de bir gün yaşlanacağımızı göz önüne alarak yaşlılara, özellikle ana babamıza, dedelerimize, ninelerimize saygılı davranmalı ve bu konuda çocuklarımıza ve gençlerimize örnek olmalıyız.
Gençliğinde büyüklere saygı duymayanların, yaşlandıklarında küçüklerinden saygı beklemeleri muhaldir.
Yaşlılara hürmet ve ihtimam göstererek onların gönüllerini ve dualarını almak önemli bir insanlık borcudur. Onlara güzel ve tatlı söz söylemek, merhamet ve tevazu göstermek ihmal edilmemesi gereken dînî bir vecibedir.
Konuyla ilgili Ayetler
وَقَضَى رَبُّكَ أَلَّا تَعْبُدُوا إِلَّا إِيَّاهُ وَبِالْوَالِدَيْنِ إِحْسَانًا إِمَّا يَبْلُغَنَّ عِنْدَكَ الْكِبَرَ أَحَدُهُمَا أَوْ كِلَاهُمَا فَلَا تَقُلْ لَهُمَا أُفٍّ وَلَا تَنْهَرْهُمَا وَقُلْ لَهُمَا قَوْلًا كَرِيمًا
وَاخْفِضْ لَهُمَا جَنَاحَ الذُّلِّ مِنْ الرَّحْمَةِ وَقُلْ رَّبِّ ارْحَمْهُمَا كَمَا رَبَّيَانِي صَغِيرًا
Rabbin, sadece kendisine ibadet etmenizi, ana babaya da iyi davranmanızı kesin olarak emreder. Eğer onlardan biri ya da her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına ulaşırsa, sakın onlara öf bile deme. Onları azarlama. Onlara tatlı ve güzel söz söyle. Onlara merhamet ederek üzerlerine kanat ger ve de ki: Ey Yüce Rabbim! Küçükken onlar beni nasıl koruyup yetiştirdilerse, Sen de onları esirge. 2
وَمَنْ نُعَمِّرْهُ نُنَكِّسْهُ فِي الْخَلْقِ أَفَلَا يَعْقِلُونَ
Kime uzun ömür verirsek biz onun yaratılışını (gençliğini, güzelliğini) bozar, gücünü azaltır, beli bükük hale getiririz. Onlar bunu hiç düşünmezler mi? 3
اللَّهُ الَّذِي خَلَقَكُمْ مِنْ ضَعْفٍ ثُمَّ جَعَلَ مِنْ بَعْدِ ضَعْفٍ قُوَّةً ثُمَّ جَعَلَ مِنْ بَعْدِ قُوَّةٍ ضَعْفًا وَشَيْبَةً يَخْلُقُ مَا يَشَاءُ وَهُوَ الْعَلِيمُ الْقَدِيرُ
Allah, sizi güçsüz olarak yaratan, sonra güçsüzlüğün ardından bir güç veren, sonra gücün ardından bir güçsüzlük ve yaşlılık verendir 4,âyeti de insan bedeninin, hayat süresi içinde uğradığı iniş çıkışları ifâde etmektedir.
Konuyla ilgili Bazı Hadisler
وعن أبى هريرة رضى اللّه عنه أنّ رَسُولُ اللّهِ قال: رَغِمَ أنفُهُ رغمَ أنفُهُ رغمَ أنفُهُ، قيلَ مَنْ يَا رَسُولُ اللّهِ ؟ قال: مَنْ أدركَ والدِيهِ عندَ الكِبرِ أو أحَدَهُمَا ثمّ لم يدخلْ الجنّةَ.
Ebu Hüreyre (radıyAllahu anh) anlatıyor: "Peygamberimiz (s.a.v.) bir gün:
"Burnu sürtülsün, burnu sürtülsün, burnu sürtülsün" dedi.
"Kimin burnu sürtülsün ey Allah’ın Resulü?" diye sorulunca şu açıklamada bulundu:
"Ebeveyninden her ikisinin veya sâdece birinin yaşlılığına ulaştığı halde cennete giremeyenin."5
عَنْ أَنَسٍ رضى الله عنه قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَكْبَرُ ابْنُ آدَمَ وَيَكْبَرُ مَعَهُ اثْنَانِ حُبُّ الْمَالِ، وَطُولُ الْعُمُرِ
Enes b. Malik’den Rasulullah’ın s.a.v. şöyle dediği bildirilmiştir:"Âdemoğlu yaşlandıkça şu iki şeyi gençleşir: Mala ve uzun yaşamaya düşkünlük."6
ليسَ منَّا من لم يَرحَم صغيرنا ولم يُوقِّرْ كبيرَنَا
Küçüklerimize merhamet etmeyen, büyüklerimize saygı göstermeyen bizden değildir. 7
عن أنسِ ابنِ مالكٍ قال:
قالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيهِ وسَلَّم: ما أكرمَ شابٌّ شيخاً لسنِّهِ إلاَّ قيَّضَ اللهُ لهُ من يُكرمهُ عندَ سنِّهِ
Her hangi bir genç, bir kimseye yaşlı olduğu için ikramda bulunursa, Allah o gence, yaşlılığında kendisine ikramda bulunacak birini nasip eder. 8
Aşırı yaşlılıktan Allah’a sığınan Hz. Peygamber9 bir devlet başkanı olarak güçsüzlerin ve yaşlıların bakımını üstlenmiştir. Bu konudaki bir hadis şöyledir:
عن أبي الدَّرداءِ قال سمعتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيهِ وسَلَّم يقول:
ابغُوني في ضعفائِكُمْ فإنَّما ترزقُونَ وتُنصرونَ بضعفائِكُم
"Güçsüz ve düşkünleri araştırıp bana getirin, (ihtiyaçlarını karşılayayım). Çünkü siz ancak içinizdeki güçsüzler sayesinde yardım görüyor ve rızıklandırılıyorsunuz." 10
عن ابن عمرو بن العاص رَضِىَ اللّهُ عَنْهُما قال: قالَ رسولُ اللّهِ : الرَّاحِمُونَ يَرْحَمُهُمُ اللّهُ تَعالى! ارحَمُوا مَنْ في ا’رضِ يَرْحَمْكُمْ مَنْ في السَّمَاءِ الرَّحِمُ شِجْنَةٌ مِنَ الرَّحْمنِ مَنْ وَصَلَهَا وَصَلَهُ اللّهُ وَمَنْ قَطَعَهَا قَطَعَهُ اللّهُ تَعال. .
Abdullah İbnu Amr İbni’l-Âs (r.a.) anlatıyor: "Rasûlullah (s.a.v.) buyurdular ki: "Allah, merhametli olanlara rahmetle muamele eder. Öyleyse, sizler yeryüzündekilere karşı merhametli olun ki, semâda bulunanlar da size rahmet etsinler. Rahim (akrabalık bağı) Rahmân’dan bir bağdır. Kim bunu korursa Allah onunla (rahmet bağı) kurar, kim de koparırsa, Allah da ondan (rahmet bağını) koparır."11
Hz. Ebû Bekir’in babası Ebû Kuhâfe, pîr-i fâni olduğu halde, henüz Müslüman olmamıştı. Gözlerinin feri kalmamış, yolunu göremiyordu. Oğlu Hz. Ebu Bekir ihtiyar babasının elinden tutarak Peygamber’in huzuruna getirdi. Herkese karşı saygı gösteren büyük Peygamber: "İhtiyarı niçin buralara kadar zahmete koştun? O’nu kendi halinde bıraksaydın, biz onun ayağına giderdik", dedi. Onu önüne oturttu. Elini göğsünün üzerine koyarak ona İslâm’ı telkin etti. İşte O, yaşlılara böyle muâmele ederdi.12
2 İsrâ,17/23,24
3 Yâsin,36/68
4 Rûm,30/ 54
5 Müslim, Birr,45/ 9, (III, 1978)
6 Buharî, Rikak, 81/5, (VII,172)
7 Tirmizi, Birr,25/15, (IV,322)
8 Tirmizi, Birr, 25/75, (IV, 372)
9 Ahmed İbn Hanbel, Müsned, II, (185)
10 Tirmizi, Cihad, 21/24, (IV,206)
11 Tirmizi, Birr, 25/16, (IV,323-324)
12 İbn Hişam, es-Sîretü’n-Nebeviyye, Kahire 1955, II, 405-406; A.H.Berki, O. Keskioğlu, Hz. Muhammed ve Hayatı, D.İ.B. Yayını, Ankara 1972, Sh. 330