Vaaz ve Sohbet Konuları: Peygamber Sevgisi
mumsema
PEYGAMBER SEVGİSİ[1]
I.Konunun Planı
A-Peygamber Sevgisinin Anlamı ve Önemi
B-Kur’an-Kerim’de ve Hadislerde Peygamber Sevgisi
1. Hz Peygamber Alemlere Rahmet Olarak Gönderilmiştir
2. Hz. Peygamber Mü’minlere ve Diğer İnsanlara Çok Düşkündür
3. Hz Peygamber İnsanlara Allah’ın Lütfudur
4. Hz.Peygamber Bütün İnsanlar İçin En Güzel Örnektir
5. Hz Peygamber En Güzel Ahlaka Sahiptir
6. Hz Peygamberi Sevmek İmandandır
7. Hz. Peygambere Gönülden İtaat İmanın Gereğidir
8. Müminler Hz. Peygamberin Canını Kendi Canından Aziz Bilir
9. Allah Sevgisi Hz. Peygambere Tabi Olmaktan Geçer
10. Allah Teala ve Melekler Hz. Peygambere Salat Eder
C- Hz.Peygamberi Sevmenin Belirtileri:
1.Hz. Peygamberin Davetine İcabet
2.Hz.Peygamberin Sünnetini Yerine Getirmek
3.Hz.Peygamberin Ahlakını Örnek Almak
4.Hz. Peygamberin Sevdiklerini Sevmek
D-Ashab-ı Kiramın Peygamber Sevgisi
E-Kültürümüzde Peygamber Sevgisi
F-Edebiyatımızda Peygamber Sevgisi
II. Konunun Açılımı ve İşlenişi
Konuya peygamber sevgisinin anlam ve önemine değinilerek başlanır.Hz.Peygamberi sevmenin imanla ilgili boyutu üzerinde durulur.Peygamber sevgisi konusu ayet ve hadislerden yararlanılarak genişçe izah edilir.Bu bağlamda peygamberimizin alemlere rahmet olarak gönderilmesi,üstün insani niteliklere sahip olması,güzel ahlakı ve ümmetine olan düşkünlüğü anlatılır.
Daha sonra peygamber sevgisinin ancak; O’nun davetine icabet etmek, sünnetini yerine getirmek, sevdiklerini sevmek, sevmediklerini sevmemek ve ahlakını örnek almak suretiyle mümkün olacağı vurgulanır.Son bölümde kültürümüzde ve edebiyatımızda peygamber sevgisi konusu üzerinde durulur, ve genel bir değerlendirme yapılarak vaaza son verilir.
III. Konunun Özet Sunumu
Hz.Peygambere inanmak ve O’nu sevmek imanın temel şartlarından birisidir. Çünkü, Yüce Allah, O’nu bizzat kendisi seçmiş ve terbiye etmiştir. Kur’an’daki ifadeleri ile, en üstün ahlak sahibidir.Etrafına ışık saçan yüce bir kandildir. Kendisine tabi olanları daima en doğruya götürür.Bütün insanlar için rahmet olarak gönderilmiştir. Bu sebeple O, bütün bir beşer ve özellikle Allah’a ve ahiret gününe inananlar için en mükemmel bir örnektir.
Hz.Peygamberin hayatı incelendiğinde görülecektir ki, O, Allah’a gönülden bağlanmanın, Onun emirlerini aşkla yaşamanın, insanların ızdırabına ortak olmanın, onlara sırf Allah rızası için yardım etmeyi bir vicdan zevki haline getirmenin, yine onlara sırf insan oldukları için sevgi ve saygı duymanın, intikama muktedir iken affetmenin en güzel örneklerini vermiştir.
Zulme ve kötülüğe karşı durmanın, doğruluk ve adalet ölçülerinden asla ayrılmanın en canlı örnekleri onun hayatındadır. Sabrın, merhametin, alçak gönüllülüğün, aile reisliğinde anlayışın, idarecilikte sorumluluk duygusunun, askerlikte ileri görüşlülüğün, çocuklar, yetimler ve güçsüzlerle ilgilenmenin en eşsiz örnekleri onun hayatındadır.
O halde, gerçek bir mü’min kendisine örnek edineceği bu ideal insanı Yüce Allah’tan sonra kendi canından, malından, her şeyden ve herkesten daha çok sever ve O’nu kendisine rehber edinir. Çünkü mü’min, Hz. Peygamber’e, O’nu sevmek ve O’na itaat etmek için inanmıştır. O’nu gereği gibi sevmez ve emirlerini yerine getirmezse O’na olan imanı elbette anlamsız kalacaktır.
IV. Konu İşlenirken Başvurulabilecek Bazı Ayetler
قُلْ إِن كَانَ آبَاؤُكُمْ وَأَبْنَآؤُكُمْ وَإِخْوَانُكُمْ وَأَزْوَاجُكُمْ وَعَشِيرَتُكُمْ وَأَمْوَالٌ اقْتَرَفْتُمُوهَا وَتِجَارَةٌ تَخْشَوْنَ كَسَادَهَا وَمَسَاكِنُ تَرْضَوْنَهَا أَحَبَّ إِلَيْكُم مِّنَ اللّهِ وَرَسُولِهِ وَجِهَادٍ فِي سَبِيلِهِ فَتَرَبَّصُواْ حَتَّى يَأْتِيَ اللّهُ بِأَمْرِهِ وَاللّهُ لاَ يَهْدِي الْقَوْمَ الْفَاسِقِينَ
De ki: Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz, kazandığınız mallar, kesada uğramasından korktuğunuz bir ticâret ve beğendiğiniz meskenler size Allah’tan, peygamberinden ve onun yolunda cihattan daha sevgili ise, artık Allah’ın emri gelinceye kadar bekleyin! Allah fasık topluluğu doğru yola erdirmez. [2]
De ki: Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. [3]
Peygamber sevgisi ile ilgili başvurulabicek diğer bazı ayetler:
Nur,24/62-63; Şuara,26/3,215; Al-i İmran, 3/128; Tevbe, 9/129; Al-i İmran,3/164; Kehf, 18/6; Ahzab, 33/57; Haşr, 59/7; Ahzab, 33/6; Ahzab, 33/56;Nisa, 4/69.
V. Konu İşlenirken Başvurulabilecek Bazı Hadisler
Hz.Peygamberi her şeyden fazla sevmek imanın gereğidir:
قَالَ النَّبِيُّ صلى الله عليه وسلم " لاَ يُؤْمِنُ أَحَدُكُمْ حَتَّى أَكُونَ أَحَبَّ إِلَيْهِ مِنْ وَالِدِهِ وَوَلَدِهِ وَالنَّاسِ أَجْمَعِينَ "
Peygamber (SAV) şöyle buyurmaktadır: Sizden biriniz beni annesinden-babasından, çoluk-çocuğunuzdan ve bütün insanlardan daha çok sevmedikçe iman etmiş olamaz. [4]
Allah ve Peygamber sevgisi imandandır, belki imanın ta kendisidir.Nitekim Hz. Ömer:
-Ey Allah’ın Rasûlü! Ben sizi canımdan başka herşeyden daha çok severim" dedi. Peygamberimiz:
-Ey Ömer, canımı kudret elinde tutan Allah’a yemin ederim ki, beni canından daha çok sevmedikçe olgun mü’min olamazsın, buyurdu. Peygamberimizi dikkatle dinleyen Hz.Ömer:
-Ey Allah’ın Resûlü, vAllahi ben şimdi sizi canımdan da daha çok seviyorum, deyince Peygamberimiz:
-İşte Ya Ömer, şimdi olgun mü’min oldun buyurdular.[5]
İmanın tadı Allahı ve Peygamberi sevmekle alınır:
عنِ النَّبِيِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ " ثَلاَثٌ مَنْ كُنَّ فِيهِ وَجَدَ حَلاَوَةَ الإِيمَانِ أَنْ يَكُونَ اللَّهُ وَرَسُولُهُ أَحَبَّ إِلَيْهِ مِمَّا سِوَاهُمَا، وَأَنْ يُحِبَّ الْمَرْءَ لاَ يُحِبُّهُ إِلاَّ لِلَّهِ، وَأَنْ يَكْرَهَ أَنْ يَعُودَ فِي الْكُفْرِ كَمَا يَكْرَهُ أَنْ يُقْذَفَ فِي النَّارِ ".
Peygamber sallAllahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: Üç özellik vardır; bunlar kimde bulunursa o, imanın tadını tadar: Allah ve Resûlünü, (bu ikisinden başka) herkesden fazla sevmek. Sevdiğini Allah için sevmek. Allah kendisini küfür bataklığından kurtardıktan sonra tekrar küfre dönmeyi, ateşe atılmak gibi çirkin ve tehlikeli görmek. [6]
Cennette Hz. peygamberle beraber olabilmek için sevmek gerekir:
أَنَّ أَعْرَابِيًّا، قَالَ لِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مَتَى السَّاعَةُ قَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم " مَا أَعْدَدْتَ لَهَا " . قَالَ حُبَّ اللَّهِ وَرَسُولِهِ . قَالَ " أَنْتَ مَعَ مَنْ أَحْبَبْتَ "
Bir bedevi Resûlullah sallAllahu aleyhi ve sellem‘e:Kıyamet ne zaman kopacak? diye sordu. Efendimiz: Kıyamet için ne hazırladın? buyurdu. Allah ve Resûlünün sevgisini, dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber: O halde sen, sevdiğin ile berabersin buyurdu. [7]
Hz. Peygamberin sünnetini yaşatmak sevginin göstergesidir:
اَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ َمَنْ أَحْيَا سُنَّتِي فَقَدْ أَحَبَّنِي . وَمَنْ أَحَبَّنِي كَانَ مَعِي فِي الْجَنَّةِ
Peygamber sallAllahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: Kim benim sünnetimi ihya ederse beni sevmiş olur.Beni seven de cennette benimle beraber olur. [8]
Hz. Peygambere salâtü selâm getirmek sevginin gereğidir:
اَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ الْبَخِيلُ مَنْ ذُكِرْتُ عِنْدَهُ ثُمَّ لَمْ يُصَلِّ عَلَيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ.
Peygamber sallAllahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: Cimri, yanında adım anıldığı halde bana salâtü selâm getirmeyen kimsedir. [9]
VI. Yararlanılabilecek Bazı Kaynaklar
1.İslam peygamberi, Muhammed Hamidullah, trc. Salih Tuğ, M. Said Mutlu. İstanbul : İrfan Yayınevi, 2002
2.Hayatü’s-sahabe : Peygamberimiz ve ilk Müslümanlar, Muhammed Yusuf Kandehlevi ; trc. Sıtkı Gülle. İstanbul : Divan Yayınları, 1990.
3.Hazreti Peygamber’in hayatı : Siyer-i Nebi / Osman Keskioğlu, Ankara : Diyanet İşleri Başkanlığı, 1974.
4.Riyazü’s-Salihin ,Nevevi, tercüme ve şerheden M. Yaşar Kandemir, İsmail L. Çakan, Raşit Küçük. İstanbul : Erkam Yayınları, 2001.
[1]Not: Bu vaaz projesi Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı Yunus AKKAYA tarafından hazırlanmıştır.
[2] Tevbe, 9/24
[3] Al-i İmran, 3/31
[4] Buhari, Sahih, İman, 2/8 (I;9)
[5] Aynî, Umdetü’l-Kârî,1/144.
[6] Buhari, Sahih, İman,2/9 (I;9)
[7] Müslim, Sahih, Birr ve Sıla,45/50 (III;2032)
[8] Tirmizi, Sünen, İlim, 39/16 (V;46)
[9] Ahmed b.Hambel, Müsned, I, 201
Cevap: Peygamber Sevgİsİ
rana
Allah c.c. razı olsun
Peygamber sevgisi
Hz. Peygamber’e iman etmek farzdır. Hz. Peygamber (s.a.v)’e iman etmek İslâm’ın erkanından birisi, imanın da şartlarından bir şarttır. Bundan dolayı her müslümanın O’nun Allah tarafından gönderilmiş bir elçi olduğuna şehâdet etmesi, O’nun Rabbinden getirdiği her şeyi tasdik etmesi ve O’ndan gelen bütün sözleri ve fiilleri kabul ederek, O’nu hayatında kendisine örnek alması gerekir.
Hz. Peygamber’i sevmek, her mü’min için en gerekli taatlerden biridir. Zîrâ sevgili Peygamberimiz (s.a.v), Buhârî ve Müslim’in Enes b. Mâlik (r.a)’dan rivayet ettikleri bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmaktadır:
"Sizden birinize Ben, annesinden, babasından, çocuklarından ve bütün insanlardan daha sevimli olmadığım müddetçe tam iman etmiş olamaz.”(1)
Bu zikretmiş olduğum hadis-i şerif başka bir rivayette şöyle nakledilmiştir:
"Sizden birinize ben, kendi nefsinden, annesinden, babasından, çocuklarından ve bütün insanlardan daha sevimli olmadığı müddetce tam iman etmiş sayılmaz.” Bu sevgi bir insanda gerçekleşmezse, o insan gerçek mü’min olamaz. Nitekim, Abdullah b. Hişâm, Hz.Ömer (r.a)’ın bir gün Peygamber (s.a.v)’e şöyle dediğini rivayet etmiştir:
"Ey Allah’ın Rasülü sen bana, nefsim hâriç her şeyden daha fazla sevimlisin”.
Hz. Peygamber (s.a.v) ise O’na "Hayır ey Ömer, nefsim elinde olan Allah’a yemin olsun ki; sen beni nefsinden de daha fazla sevmedikçe gerçek iman etmiş olamazsın” demiştir.
Hz. Ömer (r.a)’da O’na; "vallâhi şimdi sen bana nefsimden de daha fazla sevimlisin” dediğinde, Hz. Peygamber (s.a.v); "şimdi imanının kemâle ermiştir ey Ömer” demiştir.(2)
Şüphesiz ki insan, iyiliğin esiridir. Kalpler kendisine iyilik yapana karşı sevgi duymak üzere yaratılmıştır. Eğer bir insan, kendisine iyilik yapan bir insanı severse, ya ona bir hediye verir veya dar zamanında yardım eder. Bir kişi başka bir kişiyi sevince bunları yaparsa, o halde, bütün âlemlere hidayetle gelen, bütün insanlık için rahmetle gönderilen insanlara kitabı ve hikmeti öğreten, dünya ve ahiret saadetine kavuşma yolunu açıklayan bu yüce Peygamber’e karşı tutumumuz ne olması gerekir?
Hiç şüphesiz ki; Allah sevgisinden sonra sevgiye en lâyık olan Hz. Muhammed (s.a.v)’dir. Zîrâ Yüce Allah bir ayet-i kerimede Hz.Peygamber (s.a.v)’e hitâben şöyle buyurmaktadır:
"(Ey habibim!) De ki: Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyunuz ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah son derece bağışlayıcı ve esirgeyicidir.”(3)
Hz. Peygamber (s.a.v)’i gerçekten seven bir mü’minde bulunması gereken bazı vasıflar vardır. Bunları şöyle sıralayabiliriz:
1- Hz. Peygamber (s.a.v)’in sünnet-i seniyyesine ittibâ etmek; O’nun hayat tarzına hayatımızı uydurmak. Nitekim Cenab-ı Allah:
"Andolsun ki Allah’ın Rasulünde sizin için, Allah’a ve âhiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah’ı çok zikredenler için güzel bir örnek vardır.”(4) buyurmaktadır.
Allah’ın rızası ve sevgisi, Hz.Peygamber (s.a.v)’in sünnetine uymakla elde edilebilir. Bir mü’minin en büyük ideali, kendisini Allah’a sevdirmektir. Yani O’nun rızasını kazanmak, gadabından korunmaktır.
Aslında kılınan namazlar, tutulan oruçlar, verilen sadakalar, işlenen her çeşit hayırlar, İslâm yolunda tüketilen bütün nefesler tek gayeye bakar; o da Allah’ın sevgisini ve rızasını kazanmaktır. Bunun da tek yolu Rasulullah (s.a.v)’in sünnetine uymaktır.
2- Hz. Peygamber (s.a.v)’in sözünü kabul edip, hükmüne razı olmak. Ayet-i kerimede Yüce Allah şöyle buyuruyor:
"Hayır; Rabbine andolsun ki aralarında çıkan anlaşmazlık hususunda seni hakem kılıp, sonra da verdiğin hükme karşı, içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın (onu) tam manasıyla kabullenmedikçe iman etmiş olamazlar.”(5)
Yüce Allah bu ayette üç noktaya dikkatimizi çekiyor:
1. Her meselede Rasulullah’ın hakemliğine başvurmak.
2. O’nun verdiği hükümden dolayı içimizde hiçbir sıkıntı ve rahatsızlık duymamak.
3. Tam bir teslimiyetle O’na boyun eğmek.
Kur’ân-ı Kerim, mü’minlerin mutlak teslimiyetten öte başka bir tercih haklarının da olmadığını kesin bir ifade ile haber veriyor:
"Mü’min bir erkek ve kadın için, Allah ve Rasulü bir işe hüküm verdiği zaman, artık onlar için hiçbir tercih hakkı yoktur.”(6)
3- İnsanlar arasında O’nun dini olan İslâm’ı yaymak, tevhit bayrağını yükseltmek ve Yüce Allah’ın kesinlikle izin vermediği putperestliği ortadan kaldırmak.
4- İyiliği emretmek, kötülükten sakındırmak, Allah için, kitabı için, Peygamberi için ve bütün müslümanlar için nasihatte bulunmak. Nitekim Ümmet-i Muhammed’in en hayırlı ümmet olmasının sebeplerinden birinin, iyiliği emretmeleri ve kötülükten sakındırmaları olduğunu Yüce Allah şöyle açıklamaktadır:
"Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı bir ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten sakındırır ve Allah’a iman edersiniz.”(7)
5- Hz. Peygamber (s.a.v)’in güzel ahlâkıyla ahlâklanmak ve bütün kötü ahlâk ve davranışlardan sakınmak.
Çünkü sevgili Peygamberimiz;
"Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim” buyurmaktadır.(8)
6- Hz. Peygamber (s.a.v)’e saygı ve hürmet göstermek. Sahâbîler (Allah onlardan razı olsun) Hz. Peygamber (s.a.v)’e saygılarından dolayı seslerini O’nun sesinden fazla yükseltmezlerdi. Hz.Peygamber (s.a.v)’e bu derece saygı ve hürmet gösterirlerdi. Nitekim Yüce Allah:
"Ey iman edenler, seslerinizi, Peygamber’in sesinin üstüne çıkarmayın, birbirinizle yüksek sesle konuştuğunuz gibi onunla da öyle yüksek sesle konuşmayın, yoksa siz farkında olmadan, amelleriniz boşa gider”(9) buyurmaktadır.
7- Hz. Peygamber (s.a.v)’e dâima salat ve selamda bulunmak. Zîrâ Yüce Allah bu hususta şöyle buyurmaktadır:
"Allah ve melekleri, Peygamber’e salât etmekte (O’nun şerefini gözetmeye, şânınını yüceltmeye özen göstermekte) dir. Ey inananlar! Siz de O’na salât edin, (O’nun şânını yüceltmeye özen gösterin) içtenlikle selam edin (O’na esenlik dileyin)”(10)
Yüce Allah, bu ayet-i kerimede bütün mü’minlere Peygamberine salât ve selâm etmelerini emretmekte ve O’na saygı göstermelerini istemektedir.
"Allahümme Salli alâ Muhammed” demek salât, "Esselâmü aleyke eyyühen-nebiy” demek selamdır. Hz. Peygamber (s.a.v)’den rivayet edilen çok sayıda Salavât-ı Şerife vardır. Bunları okumak, mümkün olduğu kadar çok salãt ve selâm getirmek, Peygamber (s.a.v)’in sevgisini celbeder, şefaatine sebep olur.
İşte Hz. Peygamber (s.a.v)’i gerçekten seven her müslümanda bu vasıfların bulunması gerekir. Aksi halde insan tam manasıyla imanın meyvesinden istifade edemez ve Hz. Peygamber (s.a.v)’in şefaatine nâil olamaz.
Doç. Dr. Mehmet SOYSALDI
Dipnotlar:
() Fırat Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi.
(1) Buhârî, İman: 8; Müslim, İman: 69,70 (2) Buhârî, Muhtasarı Tecrid-i Sarih Terc, I,31. (3) Al-i İmrân, 3 / 31. (4) Ahzab, 33/21. (5) Nisâ, 4/65. (6) Ahzab, 33/36. (7) Al-i İmrân, 3/110. (8) Tirmîzî, Hüsnü’l-Huluk, 8. (9) Hucurât, 49/2. (10)Ahzâb, 33/56.
Yanıt: Vaaz ve Sohbet Konuları: Peygamber Sevgisi
vahitz
efendim sizi çok özledim şefaat eyle biz aciz ümmetine
peygamber sevgisi vaaz, peygamber sevgisi ile ilgili hadisler, peygamber sevgisi ile ilgili vaaz