Bayram namazı-Hutbesi ve duaları gerekli verebilirmisiniz?
Kayıtsız Üye
Bana bu yukarıda sunmuş olduğum konular lazım yardım olurmusunuz? ;Bayram namazı-Hutbesi ve duaları Şimdiden Teşekkür ederim A.emanet olun
Cevap: Bayram namazı-Hutbesi ve duaları gerekli verebilirmisiniz?
Desert Rose
BAYRAM NAMAZI HUTBESİ)
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيمِ
إِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ إِخْوَةٌ فَأَصْلِحُوا بَيْنَ أَخَوَيْكُمْ وَاتَّقُوا اللَّهَ لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ
Hucurat,10
RAMAZAN BAYRAMI
Muhterem Mü’minler!
Bugün acılarımızı, sıkıntı ve endişelerimizi bir tarafa bırakıp mutlu olmamız gereken bir bayram sabahındayız. Kimsenin gelip geçmediği bir dağ başında yalnız olsak bile bayram yapacağız. Çünkü bayram içimizdedir. Mü’min, bayramını gittiği yere götürecek kadar heyecan dolu bir insandır. Bayramları şenlendirecek olan da bizleriz. Bugün övünç günümüzdür; iftiharımızdır. Bizden bayram neşesi bekleyen insanlara beklediklerini ikram edelim. Bizden güler yüz, tatlı söz, iyi komşuluk, iyi evlâtlık, iyi ebeveynlik umanları sevindirelim. Dargınların ayağına gidelim. Özür bekleyenlerden özür dileyelim. Komşuluk, akrabalık, dostluk ve en güzeli Allah rızası uğruna gerekirse yüzümüzü toza bulayalım. Dünyanın en güzel ve en büyük bayramını, küçük nefsanî duyguların altında ezmeyelim. Bu bayramda hastaları unutmayalım. Hastalık hâli hepimiz için ibret, hasta olanlar için bir imtihandır. Onlar için gıyaplarında ve yüzlerine karşı dua edelim. Birbirimize sevgimizi ikrar ve ilân edelim. Söz ve davranışlarımızla gösterelim.
Muhterem Müslümanlar!
Bu güzel sabahtan başlamak üzere selâmı aramızda yaygınlaştıralım; muhatabımızı tanımasak bile selâmda önce davranalım. Zira selam, Müslümanların birbirlerine olan sevgi ve muhabbetlerini ziyadeleştirir. Dinimiz, mü’minler arasında sevgi ve saygıyı, birlik ve beraberliği emreder. Renk, ırk, dil, bölge ve düşünce farklılığını, tanışma ve gelişme vesilesi sayar. Müslümanların birbirleriyle uyumlu ve uzlaşıcı olmalarını ister. Bununla birlikte toplumun, dini ve milli değerlerini sarsmaya yönelen her türlü bozgunculuğu, ayrımcılığı ve bölücülüğü kesin olarak reddeder. Yüce Allah bu gerçekleri Kur’an-ı Kerim’de şöylece zikreder: "Hep birlikte Allah’ın ipine (Kur’an’a) sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin." (Al’i İmran, 103), "Allah’a ve Rasulüne itaat edin. Birbirinizle çekişmeyin. Sonra gevşersiniz ve gücünüz elden gider." (Enfal, 46), "Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayın." (A’li İmran, 105), "Mü’minler ancak kardeştirler.Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah’a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin." (Hucurat, 10)
Aziz Mü’minler!
Bugün cennet vatanımız için kanlarını seve seve akıtan, canlarını feda eden aziz şehitlerimiz, gazilerimiz ve geçmişlerimize hayır duada bulunalım. Onlar için Cenab-ı Hak’tan mağfiret ve rahmet dileyelim. Ölmüşlerimizin de üzerimizde hakkı olduğunu unutmayalım. Bu güzel bayram sabahında, ne yazık ki İslam aleminde bayram sevincini hissedemeyecek kadar yaralı, yorgun, yoksul, felakete maruz kalmış acı çeken kardeşlerimiz var. Bu sabah onların acısını yüreğimizin derinliklerinde hissedelim. Darda kalan ve sıkıntıda olan mü’minler için, bütün samimiyetimizle Rabbimize yönelip dua edelim. Ramazan, sadece on bir ayın sultanı değil; aynı zamanda on bir ayın örneğidir. İbadetlerimiz, ihlâsımız, güler yüzümüz, sadakalarımız, diğergâmlığımız sadece Ramazan’a mahsus kalmamalıdır. Kazandığımız güzel hasletleri senenin her gününde ve anında tazeleyelim.
Değerli Kardeşlerim!
Şimdi evlerimize gidip içimizde biriktirdiğimiz neşe ve sevinçle hanelerimizi bayram yerine çevirelim. Bayramın hakkı, şükran borcumuzun farkında olmaktır. Bizi bu güzel ve sevinçli güne eriştirdiği için Yaradan’a şükredelim. Bunun bir gereği olarak bayramlaşmayı ve birbirimizi ziyaret etmeyi ihmal etmeyelim. Fakir, yetim ve kimsesizleri de bayramın bu güzel havasından mahrum bırakmayalım. Bu duygu ve düşüncelerle bayramınızı tebrik ediyor; nice bayramlara sağlık ve afiyetle ulaştırmasını Yüce Mevla’dan niyaz ediyorum.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 03.11.2005 tarihli hutbesidir.
arşivden/mum hocadan alıntı…