Namazda Cehren okumayla ilgili ayrıntılı bilgi verirmisiniz?
Kayıtsız Üye
lütfen ben sesli namaz kılmanın ayrıntılarını istiyorum hemen olursa sevinirim
Cevap: Namazda Cehren okumayla ilgili ayrıntılı bilgi verirmisiniz
Desert Rose
Cemaatle namaz kılınırken Hanefi mezhebine göre cemaat hiç bir rekatta fatiha ve zammı sure okumaz. Yalnızca imam okur.
Şafii mezhebine göre imamın arkasında iken fatiha okumak farzdır. Hanefi mezhebine göre ise imamın arkasında cemaatin Fatiha okuması tahrimen mekruhtur. Şafiilerin de Hanefilerin de bu hükümlere ulaşmasını gerektiren farklı hadisler bulunmaktadır. Mezheb imamlarının hadislerden hüküm çıkarmada izledikleri farklı metodlardan dolayı böyle bir durum ortaya çıkmaktadır. Her ikisi de haktır.
Hanefi mezhebine göre imam aşikare okuduğu zaman cemaat Kur’anı dinler ve susar.
Bu İmamı Azam ile İmam Ebû Yusuf’a göredir. Bu iki zata göre, aşikare okunan namazlarda cemaatın okuması tahrimen (harama yakın) mekruh olduğu gibi, gizli okunan namazlarda da cemaatın okuması böylece mekruhtur. İmam cemaate öncülük etmektedir. Bunun için imamın okuması, cemaatın da okuması demektir. Nitekim bir hadis-i şerifte buyurulmuştur:
"Kimin imamı varsa, imamın okuyuşu o kimse için de okuyuştur" Fakat İmam Muhammed, gizlice kıraat yapılan namazlarda cemaatın da kıraat yapmasını caiz görmüştür.
İmama Uyan Cemaatin (Muktedî) Kıraatı:
Hanefîlere göre, imama uyan için kıraat yoktur. Dayandıkları deliller şunlardır:
a. Kitap. Âyette şöyle buyurulur:
"Kur’ân-ı Kerîm okunduğu zaman onu dinleyiniz ve susunuz ki merhamet olunasınız" (el-A’râf, 7/204). Ahmed b. Hanbel, bilginlerin, bu âyetin namaza ait olduğunda görüş birliği içinde bulunduklarını belirtir. Âyet; "dinleme" ve "susma"yı emretmektedir. Birinci sabah, akşam ve yatsı namazları gibi sesli (cehrî) okunan namazlara âittir. Susma ise, açık veya gizli okunsun. Bütün namazları kapsamına alır Buna göre namaz kılanların sesli namazda dinlemeleri, sessiz kılınanlarda ise susmaları vacip olur. Bu prensibe uymamak tahrimen mekruhtur.
b. Sünnet hadiste şöyle buyurulur:
"Kim imanın arkasında namaz kılarsa, imamın kıraati onun da kıraatidir." (İbn Mâce, İkâme, 13). Bu hadis, gizli ve açık okunan bütün namazları kapsamına alır. Başka bir hadiste söyle buyurulur: "İmam, kendisine uyulmak iin öne geçirilmiştir. Bu yüzden, o tekbir alınca siz de alınız. Okuduğu zaman ise susunuz" (Buharî, Salât, 18, Ezân, 51, 74, 82, 128, Taksîru’s-Salât, 17; Müslim, Salât, 77 , 82).
Hz. Peygamber bir gün ikindi namazını kıldırırken, arkasında cemaatten bir adam "Sebbihi’sme Rabbike la’lâ" suresini okumaya başladı. Rasûlüllah (s.a.s), namazın sonunda cemaate dönerek, okuyanın kim olduğunu sordu. Bir adam kendisinin okuduğunu söyleyince Hz. Peygamber: "Ben, sizden bazılarınızın benimle münâkasa ettiğinizi sandım" (Müslim, Salât, 48) buyurdu. Bu hadis, gizli okunan namazda cemaatın kıraatte bulunmaması gerektiğine delâlet eder. Sessiz kılman namazda böyle olunca, sesli okunan namazlarda öncelikle gerekli olur.
c. Kıyas. Cemaat üzerine kıraat gerekseydi, diğer rükünlerde olduğu gibi, namaza imam rukuda iken yetişen (mesbûk) kıraatten sorumlu tutulurdu. Ama rükû’da yetişen kimse o rek’ate yetişmiş sayılır. Böylece, cemaatin kıraati, cemaate sonradan yetişenin (mesbûk) kıraatine kıyas yapılmıştır (el-Kâsânî, a.g.e., l, 110 vd.; ez-Zühaylî, a.g.e., l, 648)
Hanefilerin dışında kalan çoğunluk İslâm hukukçularına göre, namazda kıraat olarak Fâtiha’nın okunması gerekir. "Fâtiha okumayanın namazı yoktur", "Kendisinde Fâtiha okunmayan namaz yeterli olmaz", "Namazı ben nasıl kılıyorsam, siz de öyle kılınız" hadisleri bunun delilleridir (bk. İbn Rüşd, Bidâyetü’l-Müctehid, Mısır, ty., I, 119 vd.; İbn Kudâme, el-Muğnî, 3. baskı, Kahire, ty., I, 376-491, 562-568; eş-Şîrâzî, el-Mühezzeb, Matbaatü’l-Bâbî el-Halebî, I, 72). Her namazın ilk iki rek’atında Fâtiha’dan sonra bir sûre okunması ise sünnettir. İmama uyan kimse, gizli okunan (sırrı) namazda Fâtiha ve bir sûre okur.
Mâlikî ve Hanbelîlere göre sesli okunan (cehrî) namazda hiçbir şey okumaz. Şâfiîlere göre ise, cehrî’de yalnız Fâtiha’yı okur. Ahmed b. Hanbel’in, açıklık kazanan görüşüne göre, cemaat, imamın ilk ara verişinde, Fatihâ’nın yarısını, ikinci arada ise geri kalanını okur. Bu ikisi arasında, imamın okuyuşunu dinler (ez-Zühaylî, a.g.e., I, 649).
(Hamdi DÖNDÜREN)
Cevap: Namazda Cehren okumayla ilgili ayrıntılı bilgi verirmisiniz?
EarthQuake®
Peki yalnız başına kılınan namazlarda sureleri sesli okumak (yani yanında bir başkası varken onun da duyacağı şekilde, tıpkı bir cemaate imamlık yapıyormuş gibi okumak) caiz midir?
Yoksa içimizden (yalnızca kendimiz duyabileceğimiz şekilde) mi okumalıyız?
Cevap: Namazda Cehren okumayla ilgili ayrıntılı bilgi verirmisiniz?
Desert Rose
Buyur kardeşim onunda cevabı bu yazıda İnşaAllah
____________________
Bütün tekbirler, tesbihler ve kıraatler, yalnız namaz kılanın işitebileceği bir sesle gizlice yapılır.
Yalnız başına sabah namazının farzını kılan kimse, tekbirleri ve "SemiAllahu limen hamideh" cümlesini, Fatiha’yı ve ekleyeceği ayetleri aşikare olarak okuyabilir.
Tek başına namaz kılan kimse, yatsı namazının farzını sabah namazının farzı gibi namaz surelerini sesli okuyarak da kılabilir.
Tek başına akşam namazının farzını kılan kimse, onu sabah namazının farzı gibi aşikare de kılabilir.
Tek başına namaz kılan kimse, ikindi namazının sünnetini de, farzını da öğle namazı gibi gizli okuyarak kılar.
(Ömer Nasuhi Bilmen)
____________________
Dört mezhebe göre kıraati sesli yapmanın hükmü ve vakitleri
İmamın ve tek başına namaz kılan kişinin akşam ve yatsı namazlarının farzlarının ilk iki rek’atlerinde, sabah farzının ve cuma namazının her iki rek’atinde kıraati sesli yapması sünnettir. Mâlikilerle Şâfiîler bu hükümde ittifak etmişlerdir. Hanefîlerle Hanbelîlere gelince, onların bu konuya ilişkin görüşleri aşağıya alınmıştır.
Hanefiler dediler ki: İmamın sesli kıraatte bulunması vâcibtir. Tek başına namaz kılan kişi için bu sünnettir. Tek başına namaz kılan kişi sesli kıraatli namazlarda dilerse kıraatini sesli yapar, dilerse sessiz yapar. Ama sesli yapması daha faziletli olur.
Sesli kıraatli namazlar ister edâ olarak ister kaza olarak kılınsınlar, bunu kılan kişi yine dilerse sesli kıraatte bulunur. Dilerse sessiz kıraatte bulunur. Sahîh görüş bu doğrultudadır. Meselâ yatsı namazını kaza olarak kılmakta olan kişi dilerse sesli kıraatte bulunur. Dilerse sessiz kıraatte bulunur. Sessiz kıraatli namazlara gelince bunu tek başına kılan kişi seçim hakkına sâhib olmayıp kıraati sessizce yapmak zorundadır. Meselâ öğle veya ikindi namazını kılan kişi, sesli kıraatte bulunursa vacibi terk etmiş olur. Bunun vâcib olduğunu söyleyenlerin görüşünü doğrulama açısından da sehiv secdesi yapması gerekir.
Hanbeliler dediler ki: Tek başına namaz kılan kişi, sesli kıraatli namazlarda dilerse sesli kıraatte, dilerse sessiz kıraatte bulunabilir.
Namazda kıraati sesli veya sessiz yapmanın sınırı:
Farzlar dışında namaz kılan kişinin kıraati sessiz yapması sünnettir. Bunun sünnet olduğu hususunda üç mezheb İmamı görüş birliği etmişlerdir. Mâlikîlerse bunun sünnet olmayıp mendub olduğunu söylemişlerdir.
Vitir ve benzeri nafile namazlarda kıraatin sesli veya sessiz yapılması hususunda mezheblerin çeşitli görüşleri vardır ki, bunları aşağıda ele almış bulunmaktayız.
Malikiler dediler ki: Geceleyin kılınan bütün nafile namazlarda sesli kıraatte bulunmak, gündüzün kılınan nafilelerdeyse sessiz kıraatte bulunmak mendubtur. Yalnız bayram ve yağmur namazları gibi hutbeli nafile namazlarda kıraati sesli yapmak, gündüzün kılınmasına rağmen mendubtur.
Hanbeliler dediler ki: Bayram, yağmur, güneş tutulması, teravih ve vitir namazlarında kıraati sesli yapmak sünnettir. Yalnız vitrin, teravihten sonra kılınması hâlinde kıraatin sesli yapılması sünnet olur. Bunlardan başka kılınan namazlardaysa kıraati sessiz yapmalıdır.
Şafiiler dediler ki: Bayram namazında, ay tutulması namazında, teravih namazında, ramazanda kılınan vitir namazında, geceleyin veya sabahleyin kılınan iki rek’atlık tavaf namazında kıraati sesli yapmak sünnet olur. Bunlardan başka nafilelerde kıraat sessiz yapılmalıdır. Ancak geceleyin kılınan nafilelerde mutlaka kıraati seslice yapmak sünnet olur. Bu namazlarda bir kez sesli kıraatte bir kez de sessiz kıraatte bulunarak orta bir yol da tutulabilir.
Hanefiler dediler ki: Ramazanda vitir namazının her rek’atinde, bayram namazlarında ve teravihte kıraati sesli yapmak vâcibtir. İmam veya tek başına namaz kılan kişinin güneş tutulması, yağmur namazı ve gündüzleyin kılınan nafile namazlarında sessiz kıraatte bulunması vâcibtir. Geceleyin kılınan nafile namazlarında da istenirse sesli, istenirse sessiz kıraatte bulunulabilir.
Namazdaki kıraatin sesli veya sessiz yapılmasının erkeğe ve kadına göre sınırıyla ilgili olarak mezheblerin görüşleri aşağıda sunulmuştur.
Malikiler dediler ki: Erkeğin sesli kıraatinin en azının sınırı, yanındaki birinin duymasıdır. Sesli kıraatin yüksekliğine sınır yoktur. Erkeğin sessiz kıraatinin en az sınırı, dilini hareket ettirmesidir. Yükseklik sınırı ise kendi duyabileceği kadardır.
Kadına gelince onun sesli kıraatinin bir tek derecesi vardır. Ki o da sadece kendi duyabileceği kadar bir sesle okumasıdır. Sessiz kıraatinin derecesi de mûtemed görüşe göre dilini hareket ettirmesidir.
Şafiiler dediler ki: Sesli kıraatin en az sınırı, kişinin yanındakinin bir tek kişi de olsa sesini duymasıdır. Bu, erkek ve kadına göre değişmez. Yalnız kadın, yabancı birinin yakınında olması hâlinde sesli kıraatte bulunamaz. Sessiz kıraatinin en az sınırı da kendi duyabileceği kadar bir sesle okumasıdır. Tabiî bu sesini de yabancı bir erkeğin işitmemesi gerekir.
Hanbeliler dediler ki: Sesli kıraatin en azı, kişinin yanındakinin bir kişi de olsa duymasıdır. Sessiz kıraatin en azı da kendi duyacağı kadar okumasıdır. Kadına gelince onun sesli kıraatte bulunması sünnet değildir. Ama yabancı birinin duymaması hâlinde sesli kıraatte bulunmasının bir sakıncası olmaz. Yabancı birinin duyması hâlinde sesli kıraatte bulunması haramdır.
Hanefiler dediler ki: Sesli kıraatin en azı, kişinin fazla yakınında olmayan, meselâ birinci saftaki kimselerin duyması kadar olanıdır. Birinci saftakilerden bir veya iki kişi (İmamın) sesini duyacak olursa bu yeterli olmaz. Sesli kıraatin üst sınırı yoktur. Sessiz kıraatin en azı ise, kişinin bizzat kendisinin veya yakınında bulunan bir veya iki kişinin duyması kadar olmalıdır. Tashih-i hurûf ile birlikte dilin hareket ettirilmesi sahîh kavle göre sessiz kıraat için yeterli olmaz. Kadına gelince onun sesi, mûtemed görüşe göre avret değildir. Buna göre namazın kıraati hususunda kadınla erkek arasında bir fark yoktur. Yalnız bu, kadının sesinde bir nağme veya gevreklik olmaması şartına bağlıdır. Çünkü böyle bir sesi duyan erkeklerin şehvetleri galeyana gelebilir. Bu takdirde kadının sesi avret sayılır. Bu nitelikteki sesiyle kıraati de edâ etmesi namazını bozar. Kaynak: Dört Mezhebe Göre İslam Fıkhı
EarthQuake®
Allah razı olsun kardeşim.
__________
Yani özetle
Hanefi mezhebi için tek başına namaz kılarken;
- Sesli kıraata sahip farz namazlarda; sesli veya sessiz okunabilir, sesli okumak daha faziletlidir.
- Sessiz kıraata sahip farz namazlarda; sadece sessiz okunur, okunmazsa vacip terk edilmiş olur.
- Farzlar dışındaki namazlarda kıraati sessiz yapmak sünnettir.
- Geceleyin kılınan nafile namazlarda sesli veya sessiz okunabilir.
- Ramazanda vitir namazının her rek’atinde, bayram namazlarında ve teravihte kıraati sesli yapmak vâcibtir.
kıraatı cehren, namazda cehri okuma, cehri kıraat