Süre ne demektir?
Kayıtsız Üye
Bütün sureleri yazarsanız sevinirim
Cevap: Süre ne demektir?
Galus
Sûre Nedir?
Kur’an’ın, birbirinden besmele ile ayrılan her bir bölümüdür. Kur’an-ı kerim içerisinde 114 adet sure bulunur. Sure ile dua birbirinden farklıdır.
Çoğu insan bu ikisi arasındaki farkı unutup sureye dua diyebilmektedir.
Dualar kur’an-ı kerim’de geçmez. Kur’an-ı kerimdekiler surelerdir.
Yüksek rütbe, derece, mevki, şan, şeref, yapısı güzel ve yüksek bina veya binanın bir kısmı veya bir katı, duvarın yapısında kullanılan taş, kerpiç, veya tuğla gibi malzemenin her bir sırası, nişane ve alâmet anlamında bir kelime Küçük veya büyük, uzun veya kısa Kur’ân-ı Kerim’in yüz ondört bağımsız bölümünden her birine verilen ad Süre kelimesinin hangi kökten türetildiği hakkında değişik görüşler vardır Bazıları hemzeli olarak "bir kapta kalan artık yemek veya su" anlamındaki "su’r" kelimesinden türemiş olduğunu söylerken; diğer bazıları hemzesiz olarak sâra fıilinden türetildiğini söylemişlerdir
Bunlardan birincisine göre, Kur’ân-ı Kerim’in bir kısmına veya kısımlarına su’ra denilmesi mümkün olmaktadır İkinciye göre bir binanın katlarına veya kısımlarına sûra denildiği gibi, Kur’ân’ın muhtelif kısım ve tabakalarını teşkil eden sürelere bu ismin verilmesi mümkündür Öte yandan süreler Allah kelamını ihtiva etmekle büyük bir şeref ve mevki kazandıklarından veya Allah kelâmı olan âyetleri çepeçevre kuşattıklarından, hemzesiz sûr’dan türetilen süre adı almış olmaları mümkündür
Usul alimleri surelerin isimleri ile Kur’ân-ı Kerim’deki sıralarının tevkifi olup olmadığı konusunda değişik görüşler ortaya atmışlardır Bazı surelerin bir tek ismi varken, bazılarının iki ve daha çok ismi bulunmaktadır Meselâ Fatiha suresinin 20’den fazla ismi vardır Aynı şekilde Enfâl suresinin diğer bir adı Bedr Suresi; İsrâ’nın, Subhân ve Beni İsrâil; Tâhâ’nın, Kelîm; Şuarâ’nın, Câmia; Neml’in Süleyman; Fâtır ın, Melâike; Zümer in, el-Guraf; Gâfir’in, et-Tavl ve Mü’min; Muhammed in, el-Kıtâl; Haşrın, Beni Nadir; Saff’ın Havâriyyin; Kâfirün’un el-Mukaşkışe suresidir (Geniş bilgi için bk Suyûtî, İtkân, I, 52-55) Bu arada iki veya daha çok sureye birden bir ad verildiği de görülür Meselâ Bakara ve Âlu İmrân surelerine Zehrâvâtı; Felâk ve Nâs surelerine Muavvizetân; ilk yedi uzun sureye es-Seb’ul-Mesâni’de denilmektedir
Surelerin Kur’ân-ı Kerim içinde sıralanmalarına gelince;
Ayetlerin sureler içindeki sıralarının bizzat Hz Peygamber tarafından bildirildiğinde şüphe olmadığı halde, surelerin tertibinin de Hz Peygamber tarafından yapıldığı veya Hz Peygamber’in vefatından sonra Sahabenin ictihadı ile yapıldığı da iddia edilmektedir (Suyûtî, İtkân, I, 62-63) Halen elimizde bulunan Hz Osman’ın İmam Mushafı’ndan istinsah edilen ve bütün İslâm âleminde yaygın durumdaki mushaf dışında diğer bazı mushaflardaki surelerin tertibinde ve surelerin isimlerinde farklılıklar vardır Meselâ Hz Ali’nin mushafında sureleri nüzûl sırasına göre tertib ettiği bildirilmektedir Ayrıca bu mushaflardaki sure sayılan da İmam Mushaftaki sayı (114 sure)dan farklıdır Bunlarda bazı sureler birleştirilirken, bazı sureler de ikiye ayrılmış durumdadır
Surelerin elimizdeki mushafta sıralanışlarının tevkifi olduğu görüşü, âlimlerin çoğunluğunca kabul edilmektedir (İbnul-Hisâr bu konuda sadece bu görüşü nakletmektedir) Hz Peygamber’in her sene Ramazan ayında o zamana kadar nâzil olan sureleri Cibril’e mushaftaki sırasına göre okuduğu (mukabele ettiği -ki buna "arza" denilmektedir) ve Rasûlüllah’ın vefatından hemen önceki Ramazan’da yapılan arzada bu mukabele’nin iki defa olduğu rivayet edilmektedir (Buhari, Kitabu Fedâilul-Kur’ân, 7) Bugünkü sıraya göre sureler arasındaki münasebet son derece önemli olup surelerin tefsirinde müfessirlere yardımcı olmaktadır
Elimizdeki mevcut mushafta ilk sırada Fâtiha suresi yer almakta, bunu es-Seb’u’t-tıvâl adı verilen yedi uzun sure takip etmektedir Bu yedi sureden sonrakilere yüzden fazla âyet ihtiva edenler manâsına "el-Miün" adı verilmektedir Miün’dan sonra âyetleri sayısı yüzden az olan sureler gelir ki bunlara da "el-Mesâni" adı verilmektedir Mesânî’den sonra gelen sureler sık sık Besmele ile birbirlerinden ayrıldıkları için "el-Mufassal" diye adlandırılırlar Bunlar da kendi aralarında tıvâl, evsat ve kısâr olarak üç gruba ayrılmıştır el-Mufassal surelerin ilkinin hangisi olduğu hususu ihtilâflıdır 37 sure olan es-Sâffât ile 93 sure olan ed-Duhâ’ya kadar olan surelerden on ikisi el-Mufassal surelerin ilk suresi olarak gösterilmektedir Genellikle kabul edilen görüşe göre tıvâl-i mufassal grubundaki sureler, Nebe’ suresine kadar olan surelerdir Nebe’ suresi ile Duhâ suresi arasındakiler evsat; Duhâ’dan sonrakiler ise kısâr grubunu teşkil etmektedir
Mekki ve Medenî Sureler
Surelerin isimlendirilmeleri, mushaftaki sıraları hakkındaki ihtilâfın yanında, bunların Mekke’de mi, yoksa Medine’de mi nâzil oldukları konusunda da değişik bazı görüşler vardır Bu değişik görüşlerin başlıca sebebi de bu konuda Hz Peygamber’den açık bir bilginin rivayet edilmemiş, olmasıdır Yani Hz Peygamber şu şu âyet veya sure Mekkidir veya medenidir diye bir bilgi vermemiştir Bu konuda ancak vahyin nüzûlüne şahid olan bazı sahabeden parça parça bilgiler, rivayetler vardır ki bunlar da yetersizdir
Bu ihtilâflara rağmen Kur’ân-ı Kerim’in 20 suresinin Medine’de, 82 suresinin de Mekke’de nâzil olduğunda ittifak edilmiştir Kalan 12 surenin Mekke’de mi, yoksa Medine’de mi nâzil oldukları konusunda farklı görüşler vardır Bunda mekkî ve medenînin tariflerindeki ihtilâflar da etkili olmuştur Suyûtî’nin el-İtkân’ında işaret ettiği gibi bu konuda üç görüş vardır:
1 Hicretten önce nâzil olan sureler veya âyetler mekkî; Hicretten sonra nâzil olanlar medenîdir Bunda esas alınan ölçü, zamandır: Nüzûlün yerine itibar edilmemiştir Meselâ Hicretten sonra veda haccında ve Mekke’de veya seferlerde nâzil olan sure ve âyetler medenî sayılmıştır
2 Mekân olarak Mekke ve çevresinde (Arafat, Minâ, Müzdelife, Tâif gibi) nâzil olanlar Mekkî; Medine ve çevresinde (Bedr, Uhud gibi) nâzil olanlar medenîdir
3 Mekkelilere hitab edenler mekkî, Medinelilere hitab edenler medenîdir
Ancak bu üçüncü görüş fazla taraftar bulamamıştır
Bu arada şunu da belirtelim ki, Kur’ân-ı Kerim’de bir bütün halinde nâzil olan sureler yanında parça parça inen sureler çoğunlukta olduğu için, Mekkî bir surede Medeni, Medenî bir surede Mekkî âyetlerin de bulunduğu gözden uzak tutulmamalıdır Mısır’da H 1342 yılında basılan bir mushafta her surenin başında verilen bilgilerde buna da işaret edilmiş ve o sure meselâ mekkî bir sure ise, içindeki medenî âyetlerin hangileri olduğu belirtilmiştir
Mekkî ve Medenî sureleri ilk bakışta birbirinden ayıran bazı özellikler vardır Bu cümleden alarak:
a) İçinde "kellâ" lafzı bulunan sureler (Kellâ kelimesi 15 surede 33 defa geçer)
b) İçinde secde âyeti bulunan sureler
c) Bakara ve Alu İmrân sureleri dışında başında huruf-u mukattaa bulunan sureler
d) Bakara suresi hariç tutulursa, içinde peygamberlerin, geçmiş milletlerin, Hz Âdem ve İblis’in kıssaları bulunan sureler
e) Bazı istisnalarla içinde (ya eyyühennasü) hitabı bulunan sureler Mekke’de nâzil olmuş mekkî surelerdir
Medenî sureler ise genelde;
a) Şer’î cezalar, medenî hukuk ile ilgili konuları ihtiva eder
b) Cihad ve ahkâmı bu surelerde açıklanmıştır
c) Ankebût suresi hariç, münafıklardan bahseden sureler Medine’de nâzil olmuştur Çünkü münafıkların ortaya çıkışı Medine-i Münevvere’dedir
Bunlardan başka genel olarak Mekkî surelerde şirke, küfre ve putperestliğe kesin tavır konulmuş; bunun mukabili olan Allah’ın varlığı, birliği başta olmak üzere itikad ve âhiretle ilgili iman esasları işlenmiştir Bu sureler genelde kısa olup, âyetleri de kısa kısa, ezberlenmesi kolay surelerdir (Daha fazla bilgi için bk Mennâ’ el-Kattân, Mebâhis Fi Ulümil-Kur’ân, Kahire 1981, s 54-55)
Mekkî-Medenî sureleri bilmekte bir çok faydalar vardır Her şeyden evvel, Kur’ân-ı Kerim’i tefsir etmek isteyenlere bu bilginin büyük yardımı olur Her ne kadar âyetlerin manâları umumu üzerine hamledilse ve sebebin veya nüzûlün mahallinin manâyı tahsis etmesi genel bir kural değilse de; âyet veya âyetlerin nerede, kim veya ne hakkında nâzil olduğunun bilinmesi, onları anlamaya büyük ölçüde yardımcı olur
Öte yandan, özellikle Kur’ân-ı Kerim’i yeni nesillere anlatıp öğreteceklere Kur’ân’daki hitab tarzları ve tebliğ üslûbunun Mekke ve Medine’deki muhatablara göre değişik olması, yol gösterir İslâmi tebligatın hangi merhalelerde nasıl bir üslûb taşıması gerektiği, müşrik, kâfir, ehl-i kitab, mü’minler gibi topluluklara hangi üslûb ve metodlarla tebligatın yapılması gerektiği bu yolla daha iyi anlaşılır
Bir de Kur’ân’daki nâsih ve mensûh âyetlerin tesbitinde mekkî ile medenî sure ve âyetlerin bilinmesi büyük kolaylık sağlar Birbirine zıt gibi görünen iki âyetle karşılaşıldığında, zaman itibariyle (meselâ mekkî olanlar) önce olanların nâsih, diğerinin mensûh olduğu kolaylıkla anlaşılabilir (Mennâ’ el-Kattân, Mebâhis Fî Ulümil-Kur’ân, s 51)
Bedrettin ÇETİNER
Cevap: Süre ne demektir?
Galus
Kur an daki surelerin adları
1. Fatiha
2. Bekara
3. Âl-i İmran
4. Nisa
5. Maide
6. En’âm
7. A’raf
8. Enfal
9. Tevbe
10. Yunus
11. Hud
12. Yusuf
13. Ra’d
14. İbrahim
15. Hicr
16. Nahl
17. İsra
18. Kehf
19. Meryem
20. Taha
21. Enbiya
22. Hac
23. Mü’minun
24. Nur
25. Furkan
26. Şuara
27. Neml
28. Kasas
29. Ankebut
30. Rum
31. Lokman
32. Secde
33. Ahzab
34. Sebe
35. Fatır
36. Yasin
37. Saffat
38. Sad
39. Zümer
40. Mü’min
41. Fussilet
42. Şura
43. Zuhruf
44. Duhan
45. Casiye
46. Ahkaf
47. Muhammed
48. Fetih
49. Hucurat
50. Kaf
51. Zâriyat
52. Tur
53. Necm
54. Kamer
55. Rahman
56. Vakıa
57. Hadid
58. Mücadele
59. Haşr
60. Mümtehine
61. Saf
62. Cum’a
63. Münafikun
64. Tegabün
65. Talak
66. Tahrim
67. Mülk
68. Kalem
69. Hakka
70. Mearic
71. Nuh
72. Cin
73. Müzzemmil
74. Müddessir
75. Kıyamet
76. İnsan
77. Mürselat
78. Nebe
79. Naziat
80. Abese
81. Tekvir
82. İnfitar
83. Mutaffifin
84. İnşikak
85. Büruc
86. Tarık
87. A’la
88. Gaşiye
89. Fecr
90. Beled
91. Şems
92. Leyl
93. Duha
94. İnşirah
95. Tin
96. Alak
97. Kadir
98. Beyyine
99. Zilzâl
100. Adiyat
101. Kari’a
102. Tekasür
103. Asr
104. Hümeze
105. Fil
106. Kureyş
107. Ma’un
108. Kevser
109. Kâfirun
110. Nasr
111. Tebbet
112. İhlas
113. Felak
114. Nas