Farz namazda okunabilecek Sureler (Tablo Şeklinde)
erdemakar
Farz namazlarda hangi iki sureyi okuyabiliriz. Okuyacağımız sureleri belirlerken nelere dikkat etmeliyiz. Onunla ilgili bir tablo hazırladım. Duha’dan başlayıp Nas suresine kadar çeşitli kombinasyonlar var.
Tabloda bulunanlar okunabilecek olanlardır, okunamayacak olanlar tabloya eklenmemiştir.
Cevap: Farz namazda okunabilecek Sureler (Tablo Şeklinde)
musab.b.umeyr
Hocaların tasdikiyle eğer doğruysa bunu alıp kopyalamak istiyorum.
Doğru mudur bu?
Yanlış anlama kardeş emeğine sağlık fakat tam emin olmak istiyorum.
Selametle..
Cevap: Farz namazda okunabilecek Sureler (Tablo Şeklinde)
EarthQuake®
"Sünnet namazı kılarken, kaza için de niyet edilmişse" ne demek anlamadım. Hem sünnet hem kaza kılınmış olmuyor ki.
Ve örneğin İnşirah suresinden sonra Maun, Kafirun, Tebbet vb gibi sureler okunmaz denilmiş. Arada ikiden fazla sure var. O kısım hakkında da bilgi verirseniz sevinirim.
Cevap: Farz namazda okunabilecek Sureler (Tablo Şeklinde)
erdemakar
Ben de hocalara sorup bunu yaptım, okunmayacak olanları listeye yazmadım, doğrudur bir yanlışlık yok kuralları 5 madde olarak listeledim, yukarıda yazılanlar maddelere uyanlardır,
dolayısıyla okunur… 🙂
"Sünnet namazı kılarken, kaza namazına niyet edilmişse" demek kaza borcu olan bir kimse sünnet namazı kılarken -örneğin yatsının ilk sünneti- niyet ederken " kazaya kalmış ilk yatsın namazı farzını ve yatsı namazının ilk sünnetini kılmaya" diye niyet eder.
Böylece hem sünnet namazını kılarak sünneti yerine getirmiş olur, hem de kaza borcunu ödemiş olur. Böyle niyet edilmişse Sünnet namazı kılarken farz kuralları geçerlidir. Sünnetteki gibi istediğimiz sureleri okuyamayız yukarıda verdiğim gibi farz kurallarına uyarak okumamız gerekir. Ayrıca 3. ve 4. rekatta zammı sure okusakta olur okumasakta olur, 4 rekatlı farzlarda 3. ve 4. rekatta zammı sure okunabilir.
İnşirahtan sonra okunacaklar bellidir. İnşirahtan sonra gelen iki ayet var, tin(8) alak(19)….. İnşirahtan sonra,Tin suresi okunabilir Alak okunamaz mekruhtur. İnşirah 8 ayet olduğundan altta kalan surelerden 10 ayete kadar olanlardan okunabilir. 11 ayetlik okunursa mekruhtur. ayrıca 4 ayete kadar olanlardan okunursa sünnettir.
Dolayısıyla Maun(7) Kafirun(6) Tebbet (5) okunabilir, ancak sünnete uyulmuş olmaz. Yukarıdaki tablolarda verdiklerimin hepsi okunabilir. Kırmızı ile tiklenmiş olanlar okunabilir, ancak sünnete uygun olmayanlardır.
EarthQuake®
< Kazaya kalmış namazlar sünnet namazlarına niyet edilerek kılınsa hem sünnet terk edilmemiş olur hemde kaza namazları kılınmış olur doğru mu?
Hem kaza namazına hem de sünnet namazına birlikte niyet ederek namaz kılınmaz. Bu şekilde niyet edilse bile bu namaz kaza namazı yerine geçer. Sünnet yerine geçmez. >
Mehmed Paksu İbadet Hayatımız
Ayrıca Hümeze suresinin akabinde Fil, Fil Suresinin akabinde Kureyş suresini okumak sünnete uygun değil denilmiş, bunlar art arda gelen sureler. :/
erdemakar
"ecrinimm"
Bu tabloda bir şey dikkate alınmamış.
Farz namazlarında 2. rekâtta, 1. rekâtta okunanla arada 1 sure kalacak şekilde kısa bir sureyi atlayarak sure okunamaz. Arada en az 2 sure olmalıdır. Ancak Arada kalan sureyi okumak mekruhsa bir sonraki okunabilir.
Mesela 1. 2. 3. sureleri okuyacağız..
1den sonra 3 okunmaz ancak 1den sonra 2 okumak mekruhsa 3 okunabilir.
Yani Tin(8) Alak(19) Kadir(5) surelerinden Tin suresi okunduktan sonra, Alak suresinin okunması mekruh olacağından,arada tek sure olmasına rağmen Kadir okunabilir…
Aynı Şekilde Kureyş(4) Maun(7) Kevser(3),, kureyşten sonra kevser okunamaz denilmiş ancak Kureyşten sonra Maun suresinin okunması mekruh olacağından Kevser okunabilir.
———————–
< Kazaya kalmış namazlar sünnet namazlarına niyet edilerek kılınsa hem sünnet terk edilmemiş olur hemde kaza namazları kılınmış olur doğru mu? >
Hem kaza namazına hem de sünnet namazına birlikte niyet ederek namaz kılınmaz Bu şekilde niyet edilse bile bu namaz kaza namazı yerine geçer Sünnet yerine geçmez
Benim de farz borcum var ne yapacağımı şaşırdım 😀
Alıntı:
Yıllarca farz kaza namazı borcu olana sünnetleri bırakma demek, koca denize değil, bir damlaya itibar et demek gibi çok abes ve cahilce bir sözdür. Seyyid Abdülhakim Arvasî hazretleri buyurdu ki:
Yıllarca kaza borcu olanın, sünnetleri kılarken, kaza namazına da niyet etmesi, dört mezhepte de lazımdır. (S. Ebediyye)
Sünnet yerine kaza kılan, sünneti terk etmiş olmaz. (Eşbah)
Hiç kazası olmayanın da kaza namazı kılması caizdir. (Redd-ül-muhtar, Hindiyye)
Terk edilmiş namazın hükmü ise şöyledir:
Büyük âlim İbni Nüceym’e soruldu ki, kaza namazı olan kimse, sünnetleri kılarken kazaya niyet ederek kılsa, sünnetleri terk etmiş olur mu? Cevabında, (Sünnetleri terk etmiş olmaz, çünkü o vakit içinde farzdan başka, [nafile olsun, kaza olsun] herhangi bir namaz kılınınca, sünnet de yerine getirilmiş olur) buyurdu. (Nevâdir-i fıkhiyye fi mezheb-il-eimmet-il Hanefiyye s. 36)
Sünnet kılarken kazaya da niyet edince kaza da sünnet de kılınmış olur. (Necat-ül müminin s. 90)
Beş vakit namazın sünneti demek, Resulullahın kıldığı namaz demektir. Bu namazlara sünnet ismi sonradan verilmiştir. Resulullah, beş vakit namazın sünnetlerini kılarken, yalnız (Allah rızası için namaz kılmaya) derdi. (Sünnet kılmaya) diye niyet etmezdi. Her vakit içinde böyle kılınan herhangi bir namaz, sünnet ismi verilen namaz olur. (Redd-ül muhtar, Uyun-ül besair, Halebi)
Sünneti terk etmek günah mı?
Sünnetleri kılarken kazaya da niyet edince, sünnet de kılınmış oluyor, sünnetler terk edilmiş olmuyor. Terk edilse bile, sünnetleri terk etmek günah olur mu? Bu hususta din kitaplarımızda bildirilenleri nakledelim:
1- İbni Hümam buyuruyor ki: Sünnetleri kılmamak, sevablarına ve yüksek derecelere kavuşmamaya sebep olur. (Cevhere, Dürr-ül-münteka, Redd-ül-muhtar, Tahtavi)
2- Müekked ve gayri müekked sünnetleri terk etmek günah olmaz. Bunları terk eden, yalnız sevablarına ve yüksek derecelere kavuşamaz ve azarlanır. (Halebî-yi sagir)
3- Sabahın sünneti çok faziletli olmasına rağmen, kılmayan için bir ceza bildirilmedi. (Tahavi)
4- Sünnetleri özürsüz terk eden, günaha girmezse de, sorguya çekilip, azarlanır. (S. Ebediyye)
Özürsüz terk edilmesi bile günah olmayan sünnet ve nafileleri, farz borcunu ödemek için terk etmek hiç günah olur mu? Hâlbuki sünnetleri kılarken kazaya da niyet edince, sünnetlerin terk edilmiş olmadığı, yukarıdaki vesikalarda açıkça bildirilmektedir.
Kaza namazı olan, bu namazı kılarken, kaza namazına ve sünnet ve nafile namazlara da niyet ederse, hem kazasını öder, hem de nafile namazların sevabına kavuşur. (İslam Ahlakı)
——————————–
< Ayrıca Hümeze suresinin akabinde Fil, Fil Suresinin akabinde Kureyş suresini okumak sünnete uygun değil denilmiş, bunlar art arda gelen sureler :/ >
art arda gelen surelerdir tabiki okunabilir ancak, peygamberimiz 2.rekatta okuyacağı surenin 2 katı veya daha fazlasını 1. rekatta okurmuş.
Yani Hümeze (9) okursak ikinci rekatta 4 veya daha az ayetlik bir sure okursak sünnete uymuş oluruz.
Mesela Alak(19) okursak 9 veya daha az ayete sahip olan bir sure okursak sünnete uymuş oluruz. Tabiki Hümeze Fil | Fil Kureyş okunabilir, bir sorun yok 🙂
EarthQuake®
Konuyu kaza namazına saptırmak istemiyorum, ancak bunu eklemekte fayda gördüm.
____________
Namaz borcundan bir an evvel kurtulmak için, hakkında Peygamberimizin hadisi bulunmayan nâfile namazların yerine kaza kılmak daha isabetli olur. Ancak, Hanefî mezhebine göre, hakkında hadis bulunan nafile namazların yerine kaza kılmak uygun değildir. Bu hususta Hanefî fıkıh kitaplarında şu hüküm yer alır:
Kazaya kalmış namazları kılmak, nafile namaz kılmaktançok daha ehemmiyetli ve çok daha uygundur. Fakat beş vakit namazın sünnetleri, kuşluk, tesbih, tahiyyetülmescid ve evvabin namazı bundan müstesnadır. [Yani bu sünnet ve nafileler kaza namazları için terk edilmezler.
Herşeyden evvel, namazlardan önce ve sonra kılınan sünnetler bir yerde farz namazların tamamlayıcısı hükmündedir ve Peygamberimizin (a.s.m.) şefaatine vesiledir. Bunun için,namazını kazaya bırakan kimse bir yandan namazlarını kaza etmekle borçtan kurtulurken, diğer taraftan da sünnetleri kılarak Peygamberimize olan bağlılığını göstermiş olur.
Mesele Hanefî mezhebine göre böyle iken, diğer üç mezhebe göre, kaza namazı olan bir kimsenin nafile namazları ile meşgul olması, sünnet kılması caiz değil, haramdır.
Mehmed Paksu
Sünnet yerine kaza kılmaktan maksat, sünnetleri terketmek değil, farz olan kazaya zaman kazanmaktır. Yani gerekirse vakit namazlarının aslında sevap olan sünnetini de bırakarak, ağır borç olan farz namazların kazasını bir an önce tamamlamaktır. Hiçbir müctehid alim, sünnet yerine kaza kılmak caiz değil dememiştir. Bazı iyi niyetli, fakat sağlam bir dayanağı olmayan iddialar dışında, tek niyetle hem kılınmamış bir namazın kazası, hem vaktin sünneti kılınabilir diyen bir müctehid ve temel fıkıh kaynağı da görülmemiştir.
Hanefi müctehidlerinden İmam Muhammed’e göre, bir niyetle kaza veya eda hem farz hem sünnet kılmaya niyetlenen kimsenin bu namazı geçersiz olur. Yani farz da sünnet de kılınmamış olur. Diğer Hanefi müctehidi İmam Ebu Yusuf’a göre ise, böyle bir durumda yalnız daha kuvvetli olan farz namaz kılınmış olur, sünnet namazı kılınmış olmaz.3 Tercih edilen hüküm de budur.
Durum böyle olunca, herkesi bütün sünnetler yerine kaza kılmaya zorlamanın da, hiç terketmeden sünnet kılmaya öncelik verip, yalnızca boş vakit buldukça kaza kılmayı yeterli görmenin de lüzumu yoktur. Hele kaza ve sünnetleri bir niyetle birleştirmek gibi faydasız bir uygulamaya girmenin hiç gereği yok.
Bir orta yol olarak diyebiliriz ki: Aylarca ve yıllarca kazası olan kimseler, Hanefi mezhebinde olsalar bile, bir an önce kazalarını bitirmek için her fırsatta kaza kılmaları gerektiği gibi; ikindi ve yatsının ilk sünneti, bir de öğlenin ilk sünneti yerine, zaman kazanmak için bu sünnetleri bırakıp kaza kılabilirler. Böylece her gün kolayca en azından beş vakit kaza kılınabilir.
Sünnet ve diğer nafileleri kıldığı halde geçmiş farzları kaza etmeyenler, şüphesiz günahkâr olurlar. Fakat kazaları daha kısa zamanda tamamlamak için, bazı sünnet ve faziletlerden vazgeçenlerin günahı olmaz. Esasen bu durumda, sünnet yolu da terkedilmiş sayılmaz. Bu konuda tercih hakkı, kaza kılanlara kalmıştır.
1- Şevkânî: Neylü’l-Evtâr, Beyrut-1998, 2/439-40; Emir Abdülaziz: Fıkhu’l-Kitab ve’s-Sünne, Kahire-1999, 1/592.
2- el-Cezirî: Kitâbü’l-Fıkıh, Kahire-1994, 1/403; İbn-i Âbidin: Reddü’l-Muhtâr, Beyrut-1994, 2/536.
3- İbnu’l-Hümam: Fethu’l-Kadir, Beyrut-1995, 1/274.
SEMERKAND DERGİSİ
OCAK 2000 SAYISI
Yusuf Özcan
noktasal
ben sünnette okunur farzda okunmaz ayrımını ilk kez burda gördüm
tüm kurandan istenilen sureler secilebilir doru sıra olmak şartı ile sünnet-farz bişe değişmez
bu arada EarthQuake® bişeye dikkat ettinmi senle aynı konuyu tartışırkende aynı kaynağı kopyaladın.benim o konuda verdiğim kaynakla arkadaşın verdiği kaynak 2 ayrı yazı kaynak oluyo herşeyi tek bir kaynağa göre değenlendirmemeni tavsiye ederim.
ayrıca :hakkında emin olmadığımız bilgi bulamadıgımız(hadis gibi şeylerde) bir konu olursa kendi mantığımızla hareket edebiliriz.sonuçta peygamberimizin asla terketmediği sünnetler nafile namazdan çıkmıştır farza yakındır vaciptir.vacibi keyfen terketmekte hiç bir mezhepte höşgörülmez.
nafile oruç hakkında araştırma yaparsan kaza orucu sayısından emin olmıyan içi rahat edinceye kadar nafile oruç tutsun denilir.borç varsa silinir yoksa sevap yazılır.namazdada durum neden aynı olmasın kazada olsa farzda olsa sünnetde olsa namaz namazdır aralarında fark yok hepsi sonuçta namaz.
borç sayısını bilmeyen emin olmıyan için geçerli bu dediğim sayıdan emin olan mutlaka kazaya niyet edip kılmalı bir an önce.ayrıca borçtan fazla kaza kılması söz konusu olabilir kulun sayıyı bilmediği için sünnet namazların sevabındanda yok yere mahrum olmuş olur
erdemakar
< ben sünnette okunur farzda okunmaz ayrımını ilk kez burda gördüm
tüm kurandan istenilen sureler secilebilir doru sıra olmak şartı ile sünnet-farz bişe değişmez >
Farz namaz kılarken mekruh olup olmama durumuna dikkat etmek gerekir, sünnet kılarken istediklerimizi okuyabiliriz. 2. sure 1.den fazla olabilir,üzerinde kalan sure olabilir vs. vs.
EarthQuake®
Araştırıp incelediğim kaynaklar çok çeşitli, yalnız o an özünü ihtiva eden (ve denk geldiğim) kaynağı paylaştım. Dediğine katılıyorum, tek kaynağa göre hareket etmemeliyiz, karşılaştırmalıyız.
Yine aynı sözü sarf ettin, "namazların aralarında fark yoktur" düşüncesini doğru bulmuyorum. Sana da araştırmayı, incelemeyi, mesnedsiz görüş bildirmemeyi tavsiye ediyorum. Selametle.
noktasal
birisi kaza namazım var diyosa bunu sayı olarak söliyebilir misal 10 vakit yatsı 20 vakit ogle namazı borcum var diyebilir.yada 5 yıl namaz kılıp sora bırakıp 2 yıl kılmayan 2 yıl kaza namazı borcum var diyebilir
ama 16 yaşındaki çoçuğa ergenlikten beri borcun var derseniz ben buna gülerim kusura bakmayın
namaz en büyük ibadet emri o kadar büyük sorumluluk ergenlikten birine emir iseydi madem mutlaka ya kuranda yada hadislerde yazardı uyarılırdık.
ayrıca sana şöle bir örnek soradan müslüman olan bir kafiri düşün 30 yaşında müslüman oldu müslüman olanın tüm günahları silinir bilndiği gibi şimdi bu kişinin bir borcu yok herkes bilir.bunun borcu yokta 16 yaşındaki cocuğun günahı ne borç ödüyo burdaki tutarsızlık nedir.yani dediğim gibi kaza namazı zaten bilinir onlar sünnetle kapatılmaz ben onu savunmuyorum.kimsede müslüman olarak doğmaz bunu unutmayın eğer öle olsaydı ülkemizde bu kadar zina içki suç sayısı yüksek olmazdı saygılar
Altundal
Ahlâk, hulk kelimesinin çoğulu; huy, tabiat, mizaç, seciye gibi mânâlara geliyor. İnsanın fıtratıyla, yaratılışıyla yakın alâkası var.
Rum Sûresinde şöyle buyrulur: O halde (Habibim) sen yüzünü bir muvahhid olarak dine yönelt. Allah’ın insanları yaratmasında esas aldığı o fıtrata uygun hareket et. (Rum Sûresi, 30)
Şems Suresinde de bazı mahlûkata kasem edilir, bunlardan birisi de nefistir. Yedinci ve sekizince âyetlerde, nefse ve ona birtakım kabiliyetler verip de iyilik ve kötülüklerini ilham edene kasem edilmektedir. Bu âyet-i kerime, her çocuğun İslâm fıtratı üzere doğduğunu haber veren peygamberimizin kelâmıyla birlikte düşünüldüğünde şöyle bir hakikat ortaya çıkar: Demek ki, insanın fıtratı iyice dikkate alınabilse güzel ahlâkın kaynağına da inilmiş olacak.
İnsanın bedeni İlâhî bir sanat olduğu gibi, istidadı ve tabiatı da Hakk’ın tanzim ve takdiriyledir; o da İlâhîdir.
Buna göre, sözlük anlamından hareketle, güzel ahlâk denilince insanın yaratılışında mevcut olan bu kabiliyetlerin yerli yerince kullanılması akla gelir. Ahlâksızlıkların tümünde bu sermayenin yanlış kullanılması söz konusudur.
İnsanın yaratılışında iman etme kabiliyeti vardır. Zira insan basit bir masanın bile kendi kendine yapılıp çatılamayacağını bilecek güçtedir. Putperestler bile kendilerini birinin yarattığını bilmişler, ama onu doğru tanıyamamışlar ve tabiatlarındaki ibadet etme ihtiyaçlarını yanlış olarak cansız cisimlerle tatmin etmeye çalışmışlardır.
Hiçbir insanın gıybet edilmekten hoşlanmaması, insan yaratılışının gıybeti reddetmesi demektir.
Yalan söylemenin zorluğu, doğru söylemenin ise rahatlığı, yalanın yasak, doğrunun sevap olduğuna fıtratın şehadetidir.
Kıskanma duygusunun insanın yaratılışına konulması da namus mefhumunun fıtrî olduğunu ders verir bize.
Borç para istediğimiz bir dostumuzun, alacağını fazlasıyla geri istemesinden rahatsız olmamız, faizin haram oluşuna fıtratın şehadetidir.
Misâller çoğaltılabilir.
Demek ki, insanın yaratılışı güzel ahlâk üzeredir. Ancak, insan tabiatına yerleştirilmiş bulunan bütün bu özelliklerin mecralarını bularak tekâmül etmeleri gerekiyor. Bu tekâmülün esasları, İlâhî kitaplarda konulmuş ve Peygamberlerce (as.) insanlık âlemine tebliğ edilmiştir. Ben ancak güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim. hâdis-i şerifinin bir mânâsı da bu olsa gerek
Yetim
< birisi kaza namazım var diyosa bunu sayı olarak söliyebilir misal 10 vakit yatsı 20 vakit ogle namazı borcum var diyebilir.yada 5 yıl namaz kılıp sora bırakıp 2 yıl kılmayan 2 yıl kaza namazı borcum var diyebilir
ama 16 yaşındaki çoçuğa ergenlikten beri borcun var derseniz ben buna gülerim kusura bakmayın
namaz en büyük ibadet emri o kadar büyük sorumluluk ergenlikten birine emir iseydi madem mutlaka ya kuranda yada hadislerde yazardı uyarılırdık.
ayrıca sana şöle bir örnek soradan müslüman olan bir kafiri düşün 30 yaşında müslüman oldu müslüman olanın tüm günahları silinir bilndiği gibi şimdi bu kişinin bir borcu yok herkes bilir.bunun borcu yokta 16 yaşındaki cocuğun günahı ne borç ödüyo burdaki tutarsızlık nedir.yani dediğim gibi kaza namazı zaten bilinir onlar sünnetle kapatılmaz ben onu savunmuyorum.kimsede müslüman olarak doğmaz bunu unutmayın eğer öle olsaydı ülkemizde bu kadar zina içki suç sayısı yüksek olmazdı saygılar >
Kardeş sen bu görüşleri her hangi bir kaynaktan mı aldın yoksa kendi görüşlerini mi yazıyorsun onu bir bilelim.islam dininde müslüman olan her fert büluğ çağına girdiğinde İslam’ın tüm emirlerinden sorumludur. Bulüğ çağına giren bir müslümanla İslam’a yeni giren gayri müslimin (kaç yaşında olursa olsun) durumu aynı değildir.Söz konusu büluğa giren bir müslümana ibadetler farz olur.İbadetlerden sorumludur. Ama kafir ise zaten İslamı kabul etmediği için günah ve sevap kavramı işlemez, küfür üzerine ölürse direk cehennemdedir. Ha İslamı kabul ettiğinde yaşı kaç olursa olsun ona tertemiz bir sayfa verilir. Yani demek istediğim kafir buluğa girdiğinde islamın şartlarından mesul olmuyor. o yüzden müslümanla kafiri bir tutamazsın.
muvahhidim
< ama 16 yaşındaki çoçuğa ergenlikten beri borcun var derseniz ben buna gülerim kusura bakmayın >
İşte ben de bu cehalete gülerim…🙂
ve daha sonra da insanlar niye bu kadar cahil diye de zülürüm..:(
millet müftü olmuş haberimiz yokmuş..:S
Kardeş bilmiyorsan ceap yazmak zorunda değilsin, öncelikle haddini bil…
noktasal
kişi nezaman müslüman olursa farzlardan ozaman sorumludur ama kişinin nezaman müslüman olduğunu kimse bilemez kişinin anne babası müslüman diye çoçuğuda müslüman doğmuyo yada müslüman ülkede doğmak insanı otomatik müslüman yapmıyo.imanın şartlarından biride olgun olmaktır akli yaşı musait olmak yani zaten herkesin ergenlik yaşı farklı..herkles olgunlaşır olgunlaşmaz müslümanlığı kabul etmiyo kimisi 20 yaşında eder kimisi 30 kimisi 16. kul ile Allah arasındadır yani kimse kimseyi hidayete erdiremez öle olsaydı peygamber efendimiz tüm arabistanı müslüman yapardı.sizin mantık insanı dinden soğutur 40 yaşında kişiyi düşün o an hidayete erdi imanı arttı namaz kılmak istedi düzenli 5 vakit.bu bilgiyi verirseniz adama ben nasıl 20 küsür yılın kazasını kılacam der karamsarlığa düşer ben durum ümitsiz der dinimizdede bu günahtır ümitsizliğe düşmesi kulun.
kafir örneğini o yüzden verdim.nasıl o kişi şahadet edince imana başlamış oluyosa aynı şekilde bizimde imana başlama yaşımız var.16 yaşındaki çoçuk namaz kılmayı düşünmeye başlamışsa zaten imana başlamıştır+namza direk öle başlanmaz ögrenme süresi var duaları sureleri ezberleme süresi.bunu öğrenmeye başlıyan kişi zaten imana ermiştir ögrendiği andan itibarende namazdan sorumludur.
her imam yada müftüde ermiş evliya deyildir muvahhidim benim soradan müslüman olan hristiyan arkadaşım vardı sünnet olup olmaması gerektiğini araştıryoduk çoçuk utanıyodu yaşı büyük olduğu için olmak istemiyodu pek şehrimizde kabul saygı görmüş bir imama gittik sünnet her müslümana farzdır dedi halbuki adı üstünde sünnet.daha sora internetten tanınmış alimlerle iletişime geçip sorduk hiç biri sünnet emirdir demedi ama yapılmasını tavsiye etti.yani ilim budur düz mantık düz yolda gidilmez asıl cahillik odur.insanların kalplerindekini sadece Allah bilir ve hidayetede sadece Allah erdirir hidayetini otomatik dagıtmıyo 12-13 yaşına girenlere komik olmayın
EarthQuake®
Ee sonuç? Yani size göre insan dinini ne zaman tanırsa o zaman sorumluluğu başlar. Bu da sorumluluktan kaçan insanların, işine geldiği gibi davranmak isteyenlerin aciz düşüncesidir.
Buluğa erdiği zaman (özel durumları yoksa) mükelleftir bir müslüman, bunun ötesi yok. Ha buluğa erme çağı herkeste farklıdır, kimisi 9 kimisi 15, orasını kişi kendisi bilir. Dini sorumluluklar insanı dinden soğutmaz, bilakis dinine daha sıkı bağlanması, hayatını anlamlı kılması için gereklidir. Yoksa bir kafirin yaşantısının neresinden manevi tat aldığını düşünüyorsunuz?
Kul gerçekten dinini tanıyor ve yaşıyorsa ümitsizliğe düşmez, her daim Allah’a güvenir, hayır ve şerrin O’ndan (cc) geldiğini bilir. Yaptığı ve yapacağı fiillerin sonuçta bir mükaafatı / cezası olduğunun bilincindedir. Müslümanlığın gereklerinden biri namaz kılmaksa sen o namazdan sorumlusun kardeşim. Bunun için de buluğ yaşından itibaren denilmiş. Daha neyi irdeliyorsunuz, anlamıyorum. Size göre yaşı ilerlemiş kimse borçlarını ödemesin, çünkü dinini yeni tanıyor, yeni hidayet buluyor vb. Bu mantık aciz bir düşüncedir, o kadar alimin, müctehidin sözünü hiçe saymaktır. Siz yeni müslüman olmuş bir gayrimüslimle müslüman anne babadan doğmuş ve müslüman olarak yetişmiş bir insanı bir tutuyorsunuz. Birincisi İslam’ı sonradan tanırken veya kabullenirken ikincisi İslam’ın içinde ancak sorumluluklarını önemsemiyor. Komik bir şey varsa o da sizin sözlerinizdir.
Rabbim hidayetinizi arttırsın. Selametle.
Altundal
Noktasal kardeş kaç günden beri ortalığı karıştırıyorsun.Sana delil gösteren kardeşlere alaylı bir biçimde karşılık veriyorsun,verdiğin cevaplarda hiç kaynak yok hepsini kendi mantığınla cevaplandırmaya çalışıyorsun.Allah korusun bu seni yanlış yönlere sevk edebilir.Aşağıdaki kaynaklı yazıyı güzelce okumanı tavsiye ederim .İslam da bence diyen insanlar hep hataya düşmüştür…………………….
"Habibim sen yüzünü bir muvahhit dine, Allah ‘ın o fıtratına çevir ki insanları bunun üzerine yaratmıştır. Allah’ın yarattığı bu dini değiştirmeye kimsenin gücü yetmez. İşte dosdoğru din budur; fakat insanların çoğu bunu bilmezler.(RUM-30)
Dünyanın her neresinde olursa olsun hayata gözlerini açan çocukların bedeni ve ruhi yapılarında müşterek bir özellik vardır. Bu ortak özellik fıtri bir özelliktir. Ülkeler, kıtalar, ırklar, renk ve diller insanlar üzerinde farklılıklar meydana getirdiği halde ve birinin vatanı Arjantin, diğerinin Japonya, bir başkasının ki Habeşistan, İngiltere olmasına rağmen hepsinin, doğdukları andan itibaren aynı yaratıcı kuvvete tabii olmaları; tek bir gerçeğe işaret etmektedir. Bu da her doğan çocuğun Allah’ın birliği üzerine ilahi tarzda kendiliklerinden Allah’ın varlığını kabule müsait olmaları, yani yaratılışta İslam fıtratı üzerine doğmuş olmalarıdır.
"Her çocuk İslam fıtratı üzerine doğar, sonra onu terbiye eden ana-baba, Yahudi iseler Yahudi ahlakıyla; Hıristiyan iseler Hıristiyanlıkla, ateşperest iseler Mecusilikle ahlaklandırır." (BUHARİ)
Bu hadisi şerifte Peygamberimiz(S.A.V), ümmetine batıl dinlere sahip olan millet ve şuursuz ailelerin düşeceği tehlikeleri haber veriyor. Asırlar öncesinden günümüze ışık tutarak önderlik vazifesini yapıyor, aynı zamanda dinin önemi ve mesuliyetin büyüklüğüne, ailelerin dikkatini çekiyor.
Yaratılışı gereği çocuğun inancını öğrenmeye meyletmesi tabiidir. Din fıtratın keyfiyetini bozmamaktadır. Bilakis;Çocuğun ruhi ve ahlaki mesuliyet din ile korunmaktadır. Din, fıtrat ve iyi bir terbiyecinin himayesinde çocuk, ileriki yaşlarında imanen olgunluğa ve kurtuluşa ermektedir
noktasal
< "Her çocuk İslam fıtratı üzerine doğar, sonra onu terbiye eden ana-baba, Yahudi iseler Yahudi ahlakıyla; Hıristiyan iseler Hıristiyanlıkla, ateşperest iseler Mecusilikle ahlaklandırır." (BUHARİ) >
her insan islam hukuku üzerine doğar evet müminin çoçuğu ise islamı öğrenir anlar bilir.7-8 yaşına gelen çoçuğa dini öğretmekle yükümlüdür aileler ibadet isterse yapar ailenin zoruyla yaparsa olmaz dinde zoraki hiç bişe yoktur.imanın şartlarından biride hür olmaktır.
Türkiye’deki mevcut camilerde 12 yaş üstündeki 26 milyon 882 bin 500 erkekden 2 milyon 851 bin 994’u öğle namazlarını, 2 milyon 354 bin 171’i yatsı namazlarını, 10 milyon 859 bin 563’ü Cuma namazlarını ve 19 milyon 61 bin 191’i de Bayram namazlarını kılıyor. Cami ve nufus sayısı dikkate alındığında her 353 kişiye bir cami düşüyor.
Konuya ilişkin raporda "Camilerde namaz kılanların büyük bölümü yaşlılardan oluşuyor, yaş düştükçe bu oran da düşüyor. Düzenli namaz kılma eğilimi yaş ilerledikçe arttıyor, eğitim arttıkça azalıyor. Gençlik namaza, özellikle günlük namazlara karşı ilgisiz" ifadelerine yer veriliyor.
"Araştırma toplulumuzda oruç tutanların sayısının giderek artmakta, camilerde namaz kılanlarının sayısının ise giderek azalmakta olduğunu ortaya koymaktadır. Sonuçlar son 7 yılda cami başına düşen kişi sayısının azalmakta, cami cemaatinin yaş ortalamasının da yükseldiğini göstermektedir. Cami cemaatinin sayısı ve dini pratik gereksimine göre, Türkiye’de cami sayının ve din görevlisi sayısının da yüksek olduğu, din eğitimi veren meslek okullarının sayısının arttırılmasına gerek olmadığını göstermektedir. Araştırma, Türkiye’de dini eğitim ve araştırmalarının ne derece yetersiz olduğu sonucu ortaya koymaktadır. Türkiye din konusunda yetişmiş kadrolarından yeterince yararlanamamaktadır. Dolaysıyla toplulumuzda pek çok insanımız din konusunda sahip olduğu görüşlerin temelinde gerçek din bilgisi yoktur. Türkiye’de dini pratikler konusunda kapsamlı ve yeterli bir araştırma birikimi mevcut değildir. Bu nedenle dinin toplum içinde yaygınlaştırılması konusunda gerekli ve etkili çalışmalar saptanamamış ve uygulamaya konamamıştır".
Altundal
Abdullah b. Ömer (ra)’in naklettiği bir hadiste Allah Rasûlu şöyle buyurdular: "Hepiniz çobansınız ve hepiniz elinizin altındakilerden sorumlusunuz. Yönetici bir çobandır. Erkek, aile halkının çobanıdır. Kadın, kocasının evi ve çocukları için çobandır. Hepiniz çobansınız ve hepiniz çobanlık yaptıklarınızdan sorumlusunuz." (Buharî,
"yedi yaşına geldi mi çocuğa namazı emredin, on yaşına geldi mi kılmadığı takdirde dövün." (tirmizi)
Kardeş senin saçmaladığın verdiğin istatistikten belli oluyor. Ben konuyla ilgili senden kaynak istiyorum sen ise konuyu camiye tahammül bile edemeyenlerin yapmış olduğu çalışmayı veriyorsun.Allah (cc)a hamd olsun ki bizim gittiğimiz camide gençlerin sayısı yaşlılardan kat kat daha fazla.Sen de bulunduğun yerde camiye gidip arkadaşlarına camiye gelmeyi tavsiye etsen Allah(cc)ın izni ile sorun kalmaz.Sana son tavsiyem bilmediğin bir konu hakkında yorum yapma.Öğrenmek ayıp değil.Kendine ehli sünnetten şaşmayan bir hoca bulup İslamı çok güzel şekilde öğrenebilirsin.Allah(cc) hepimizi ıslah etsin.
EarthQuake®
< Araştırma, Türkiye’de dini eğitim ve araştırmalarının ne derece yetersiz olduğu sonucu ortaya koymaktadır. Türkiye din konusunda yetişmiş kadrolarından yeterince yararlanamamaktadır. Dolaysıyla toplulumuzda pek çok insanımız din konusunda sahip olduğu görüşlerin temelinde gerçek din bilgisi yoktur. Türkiye’de dini pratikler konusunda kapsamlı ve yeterli bir araştırma birikimi mevcut değildir. Bu nedenle dinin toplum içinde yaygınlaştırılması konusunda gerekli ve etkili çalışmalar saptanamamış ve uygulamaya konamamıştır". >
Bu istatistiğin konuyla ne ilgisi var :S Dini konularda insanların bilgisiz olması onların üzerindeki sorumlulukları ortadan kaldırmaz. Allah herkese akıl vermiş, o aklı oradan oraya taşısınlar diye değil, kullansınlar diye. Adam müslümanım diyor da yükümlülüklerini yerine getirmiyorsa vebali sırtınadır. "Yok onlar daha bilincinde değiller, hidayete erememişler, dolayısıyla sorumlu değillerdir" gibi saçma bir düşünceyi de lütfen yazıp durma. İlk mesajımdan beri araştırmanı, incelemeni tavsiye ediyorum, ama anlamamakta veya Altundal’ın dediği gibi bizimle alay etmekte ısrar ediyorsun.
noktasal
bizim tartıştığımız konu 2 tane
1incisi sünnetlerin eksik ve hatalı namazları kapatıp kapatmadığı bunun kaynağını öbür konuda verdim zaten.
2incisi 5 vakit namaza başlamıyan kişinin namaz borcu olup olmadığı bu konu hakkında bir kaynak gösteremezsiniz çünkü yok. .bi konu hadislerle ıspatlanıp onaylanır hadis yoksa ortada herkesin yorumuna açıktır kanun gibi sunamazsınız.
namaz kılmaya başlamadan erginlekte borç yazılmasına gelince.namaz her müslümana farzdır evet emirdir farzı yapmamak suçtur ama borç ayrı borç namazı kılan için geçerlidir kılmayan için deyil namaza başlamıyan farzı işlememe günahı işlemiş olur.namaz kılıpta oglen namazını kılmıyan ogle namazına borçlanmış olur sünnete güvenerek kılmamazlık edemez.
yani dediğim gibi ergenlikten itibaren farzdır namaz ona lafım yok ama namaza başlamadan borcu var demekte saçmadır.farza uymamak günahtır.ergenlikte müslüman olupta kılmayan günaha girmiş olabilir(dorusunu Allah bilir)ona lafım yok ama borç namaz kılan içindir bu kadar basit. konu yeteri kadar uzadı seviyemizi kaybetmeye başladık kapatalım artık herkesin görüşü kendine
muvahhidim
< imanın şartlarından biride hür olmaktır. >
Yok ya bu da yeni bir şart mı? Kim koyuyor bu kuralı kendini ilah zanneden zavallı bir kul mu??!!:S
Kardeş sen bir kere müslüman ol..!! ve bu kelimeyi söyledikten sonra da kıldığın namazları kaza et…!:(
Çünkü mürted birinin kıldığı namazlar geçersizdir ve dini bir sorumluluğu yoktur..
İmanın Şartlarını öğrenmek için Tıklaya bilirsiniz.
forumduasi.com/cocuklara-dini-bilgiler/87-imanin-sartlari.html
forumduasi.com/iman-ve-onemi/35920-imanin-sartlari-altidir.html
Ayrıca imanın şartlarını bilmeyen birisi mürtedin de ne olduğunu bilmiyordur.
Buyur öğren belki işine yarar, özellikle 7. maddeye bak ne demek istediğimi anlarsın..
forumduasi.com/m-n/44294-murted-kimdir-musluman-olduktan-sonra-islamdan-donup-baska-bir-dine-giren.html
< kişi nezaman müslüman olursa farzlardan ozaman sorumludur ama kişinin nezaman müslüman olduğunu kimse bilemez kişinin anne babası müslüman diye çoçuğuda müslüman doğmuyo yada müslüman ülkede doğmak insanı otomatik müslüman yapmıyo.imanın şartlarından biride olgun olmaktır akli yaşı musait olmak yani zaten herkesin ergenlik yaşı farklı..herkles olgunlaşır olgunlaşmaz müslümanlığı kabul etmiyo kimisi 20 yaşında eder kimisi 30 kimisi 16. kul ile Allah arasındadır yani kimse kimseyi hidayete erdiremez öle olsaydı peygamber efendimiz tüm arabistanı müslüman yapardı.sizin mantık insanı dinden soğutur 40 yaşında kişiyi düşün o an hidayete erdi imanı arttı namaz kılmak istedi düzenli 5 vakit.bu bilgiyi verirseniz adama ben nasıl 20 küsür yılın kazasını kılacam der karamsarlığa düşer ben durum ümitsiz der dinimizdede bu günahtır ümitsizliğe düşmesi kulun. >
Altundal kardeşim zaten delilleriyle izahatını yapmış, Ayrıca bir açıklama yapmak gerekirse,
Müslüman olmayan birisi müslüman olduktan sonra geçmiş tüm günahları bağışlanır…
Bizim derdimiz müslüman olupta amellerini yapmayan pasif müslümanlar…
Bu kişiler geride bıraktığı bütün namazları kaza etmek zorundadır..
Bu sana bir tavsiyedir,, Bilmediğin veya doğruluğundan tam emin olmadığın şeylere burnunu sokma…
Bir eklenti daha yapmak gerekirse banlanmana sevindim..
EarthQuake®
Allah (c.c) ıslah etsin, hepimizi fitnelerden, fitnecilerden, dinimizi öğrenmeden hareket etmekten, mesnedsiz yorum yapıp insanları yanlış yönlendirmekten muhafaza eylesin. Amin.
yiğit nalan
ya benim kafam karıştı.önemli olan namaz kılıp alaha secde etmek değil mi?nedir bu tablolar falan.ben hep namaz kılarım annemin bana öğrettiği gibi.ama ilk defa böle şeyler okuyorum burda.namaz kılmak bu kadar zor bişey değil.insan sadece kılmak istesin ihlas ve fatiha ile bile kılınır.önemli olan niyet bence.3 tane ihlasla kur’an ı hatimetmiş oluyorken bu yazılanlar niye.
EarthQuake®
Kardeş elbette önemli olan Allah’a ibadettir, ihlastır; ancak her şeyin bir yolu yordamı vardır. Sunulan sure sıralamaları sünnete uygun namaz kılmak isteyenler içindir, sünnete uymak da inşAllah Peygamberimiz (sav)’ın şefaatine ulaştırır bizleri. Bir şeyi yapıyorsak güzel ve sağlam bir şekilde yapmalıyız. (Hadis) Bilmeyene sen git bu kadar sureyi öğren öyle namaz kılarsın demiyoruz zaten, kişinin bildiği sureleri belirli sıralara riayet ederek okuması daha güzeldir. Selametle.
Kayıtsız Üye
Selamaleyküm,
Allah razı olsun, çok faydalı olmuş. Elif lam mim ile de hangi sureler okunacağını paylaşabilir misiniz.
Hayra vesile olan, hayrı yapan gibidir. ( Tirmizî )
Kayıtsız Üye
Değerli kardeşim
Yatsı namazının sünneti ile kaza namazı birlikte niyet edilmez. Şafi mezhebine tabi olanlar kaza namazları varsa yatsı namazının ilk sünnetini kılmıyorlar. Onun yerine kaza namazına niyet ederler. Şafi mezhebine göre farz namazının borcü varsa evvela borçtan kurtulmalı diyorlar. Farz sünnetten önce gelir diye. Hanifi mezhebinde ise kaza namazı olsa bile sünnet terkedilmez .umarım yardımcı olmuşumdur. Selametle …
saim
Vakıt namazının sünnetini kılarken kazaya nıyet edilmez sünneti terk etmiş olursun bizimde var kaza borcumuz yatsıdan sonra evde kılmaya calişiyoruz Allah omur verdıkce biter inlAllah
saim
Borç namaz kılan için derken anlamını bir duşun derim gayrı muslum lafı bu namaz muslumana farzdır kılmazsan borclanırsın önce bunun bilincinde ol islamın sartıdırda aynı zamanda hiç namaz kılmadan olsen ne olur Allah bilir bu kadar net konuşurken dusunmek lazım cennete tapulu arazımız yok iman ederek cennete gırılır
saim
Bu düşuncen seni tatmin edebilir bu bildiğin yanlış cunku
Kayıtsız Üye
s.a bir sorum varyardımcı olursaniz duha suresi insirak ve tin surelerini biliyorum ornegin oglen farzini kilarken nasıl siralarim
arifselim
Aleykum selam. Duha, inşirah ve sonra tin suresi gelir. Bu şekilde bir sırlamaya uyabilirsin. Sıralama sünnettir farz değildir. Bir yanlışlık olsa bile namaz sahihtir.
şenol
Fil süresinden sonra nasıl ,kevser süresi okunmaz mış? arada 2 süre var.Tabloda okunmaz diye kırmızı ile işaretlenmiş
mum
Fil süresinden sonra kevser süresi okunur sen tabloyu yanlış okumuşsun
Kayıtsız Üye
İnşirah suresinden sonra Mâûn, Kâfirûn ve Kever sureleri okunabilir yazıyor tabloda kardeşim dikkatli bakarsan… gözünden kaçmış galiba…
Kayıtsız Üye
Sadece ihlas suresiyle ömür geçirmesin diğer sureleri de ezberlesin onları okumuş olmanın sevabından şifasından mahrum kalmasın diye bu bu tablo var…
Kayıtsız Üye
Değerli dostum bu nasıl bir liste? Farz namazında Fil suresinin arkasından Kureyş suresi okunamaz mı?
Ensar
Fil süresinden sonra kevser süresi okunur. Namaz kalacağınız anda bu sıralamaya göre riayet edersiniz. Namazlarınızı bu şekilde kılmakta herhangi bir sakınca yoktur.
orta
kuranda kolayınıza geleni okuyun diye buyuruyor yüce rabbimiz. yani bu sıralamanın bağlayıcı bir tarafı yok. ayrıca sünnet namazı diye bir tabir de yok. onlar nafile namaz. isteyen kılar isteyen kılmaz.
inşirah suresi namazda okunur mu, namazda okunabilecek sureler, farz namazlarında okunan sureler