İslama göre karı koca ilişkisi nasıl olmalıdır?
Kayıtsız Üye
Arkadaşlar İslama göre karı koca ilişkisi nasıl olmalıdır konu hakkında eğitici bilgiler verir misiniz ?
Yorum: İslama göre karı koca ilişkisi nasıl olmalıdır?
arifselim
Allah kadını ve erkeği birbirini tamamlayan kişiler olarak yaratmıştır. Dini nikahla eşlerin birbirine helal olmasıyla onlara yükümlülükler yüklemiştir. Her aile bireylerinin dinimizde görevleri vardır. En ağır yük erkeğe yüklendiği açık bir şekilde görülmektedir. İslama atılan iftiraları görmek isteyen bu karşılıklı hak ve hukuka iyi bakmalı ve düşünmelidir.
Erkeğin Eşine Karşı Vazifeleri
1- Eşine kibar davranmak
2- Adaletle davranmak
3- Saygılı davranmak
4- Onu çevreye karşı korumak
5- Eşinin sırrını saklamak
6- Eşine karşı fedakâr olmak
7- Eşine dışarıdan geldiğinde selam vermek
8- Esini güzel sıfatlarla çağırmak
9- Eşiyle sohbet etmek
10- Onu akrabalarına götürmek (veya göndermek)
11- Eşine zaman ayırmak
12- Eşinin bütün maddi imkanını sağlamak (nafaka temini erkeğe aittir )
13- Hanımına imkanı varsa ev işlerinde yardımcı olmak
14- Eşinin hatalarında sabırlı olmak (her insan hata yapabilir Hata yaptığında azar işiten kadın sarhoş gibi dolaşır Bunu unutmamak lazım)
15- Hanımına karsı süslenmek
(alışılagelen kültürümüzde, kadının esine karsı süslenmesi vardır da, erkeğin, eşi için süslenmesi yoktur. Halbuki bu konu İslami literatürde çok önemlidir)
16- Güzel kokular sürmek
17- Temiz olmak
18- Eşiyle sağlıklı güzel bir özel yaşam sürdürmek
19- Hanımının akraba ve arkadaşlarına ikramda bulunmak
20- Onlara hakki tavsiye etmek, haramlardan men etmek
21- Hanımıyla beraber, İslami ilimler dersi çalışmak
22- Esini haddi asan halleri olduğunda kıskanmak(dinencaiz olan tavırları kıskanan kocanın kıskançlığı İslami değildir
Müslüman ancak haram olanı kıskanır)
23- Fikirlerin uyuşmaması halinde,hanımının ayrı fikirde oluşunu olgunlukla karşılamak (insanlar her şeyde aynı düşünmek zorunda değildir)
(hayırlı koca, her konuda Allah’ın ölçülerine uyan kocadır. Rabbine ailesine ve kendisi de hakkı olan herkese karşı görevlerini en güzel şekilde yerine getirir. Üstelik bunları gönül rahatlığıyla yapar).
24-Hanımının İslam’a uygun giyinmesi, dışarı çıkarken koku sürünmeme, makyaj yapmama, çok süslü olmama gibi konularda gerekli hassasiyeti göstermek.
25- Kadınların haklarından yana olurken kendi hanımını unutmamak
-Allah’ı dinleyen yanılmaz Allah’ı dinleyen pişman olmaz. Bakın Rabbimiz bir ayet-i kerimesinde ne buyuruyor:
Erkeklerin kadınlar üzerinde hakları olduğu gibi, kadınların da erkeklerin üzerinde hakları vardır.
| Kur’an-ı Kerim [Bakara 228]
Cevap: İslama göre karı koca ilişkisi nasıl olmalıdır?
Kayıtsız Üye
KADINA DÜŞEN VAZİFE VE EDEBLER
Kadın kocasına karşı itaatkâr olmalıdır.İslâm’a göre kadın ve erkek birbirlerinin yardımcıları ve dert ortaklarıdır. Ailenin haricî işlerini yüklenen, evin geçimini temin eden ve her türlü ihtiyacı gidermeye çalışan erkek olduğu için kadın kocasına karşı davranışlarında son derece dikkatli olmalıdır.
Hâkim’in rivayet ettiğine göre, Hz. Âişe (r.anhâ) şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.)’e; Kadının üzerinde en çok hakkı bulunan kimdir? dedim. Rasûlullah (s.a.v.); Kocasıdır. buyurdu. Kişinin üzerinde en çok hakkı bulunan kimdir? diye sordum. Annesidir. buyurdular.
Rasûlullah (s.a.v.) bu hakkı vurgulayarak; Bir kimsenin başka bir kimseye secde etmesini emretseydim, kadının kocasına, ona olan büyük hakkından dolayı secde etmesini emrederdim. buyurmuştur.(Ebû Dâvûd)
Cenâb-ı Hakk, sâliha kadınları vasfederken şöyle buyurmuştur: …İyi kadınlar, itaatkârdırlar. Allah’ın (kendilerini) koruması sayesinde onlar da gaybı (korunması gerekli olanı) korurlar… (en-Nisâ, 4/34)
Yine Allah Rasûlü (s.a.v.) buyuruyor ki: Kadınların en hayırlısı baktığın zaman seni sevindiren, emrettiğin zaman sana itaat eden, ondan uzak olduğun zaman kendi nefsini ve senin malını koruyandır. (Müslim, c. IV, s.1958)
Kadın kocasına hizmet etmelidir.Karı-koca arasındaki alakanın esası, hak ve görevlerde aralarında eşitliğin bulunmasıdır. Bunun delili Allâh Teâlâ’nın şu âyetidir: …Kadınların, (eşlerine karşı) yükümlülükleri kadar meşru hakları vardır… (el-Bakara, 2/228)
Karı-koca arasındaki teamül ve aralarındaki hayatın düzeni için İslâm’ın koyduğu esas tabiidir, fıtrîdir. Erkek evin dışında çalışıp kazanmaya, gayret göstermeye daha güçlüdür. Kadın da ev işlerini düzenlemeye, çocukları terbiye etmeye, evde rahat yaşayabilme sebeplerini kolaylaştırmaya, evde huzuru sağlamaya daha güçlüdür. Bunun için erkek kendisine münasip olan şeyle, kadın da tabiatına uygun görevlerle mükellef kılınmıştır.
Çeşitli işlerle yorulan ve bitkin olan erkek, eve döndüğü zaman karısının kendisini güler yüz ve tatlı dille karşılamasını ve ruhen kendisine destek olmasını ister. Bu sebeple düşünceli bir kadın, kocasını daha kapıda güler yüzle karşılar ve onun gönlünü alarak ruhunu dinlendirmeye çalışır.
Rasûlullah (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurmuştur: Hangi kadın, kocası kendisinden razı olarak ölürse, o kadın Cennet’e girer. (Tirmizî)
Kadın, kocasının üzgün, kederli ve hasta zamanlarında onun bu hâllerini büyük alaka ve anlayışla karşılamalı ve onun gönlünü almak için elinden geleni yapmalıdır. Özellikle hastalandığında gerekli hizmetini görmeli ve asla kalbini kırmamalıdır. Zira zaman değişir ve kendisi de hasta düşebilir. Kadın bütün bu hizmetleri yaparken bunu kendine yük telakki etmemeli ve hizmetini Allah rızası için yapmalıdır. Ancak bu bilinçle yaptığı hizmetinin karşılığını alabileceğini unutmamalıdır.
Kadın kocasını beğenmezlik etmemeli ve kocasını tenkit etmemelidir.Kadın, hiçbir zaman güzelliği ile kocasına karşı övünemeyeceği gibi kocasını, yaratılıştan veya sonradan arız olan bir noksanlığından dolayı da azarlayamaz ve bu noksanlığı başına kakamaz. Çünkü onun şeklini beğenmemek onu beğenmemek değil, onu Yaratan’ı beğenmemektir. Zira onun kendi yaratılışında herhangi bir etkisi ve müdahalesi olamaz. Kadın, kocasının bu yönlerini yüzüne vurursa veya onun herhangi bir beceriksizliğini açığa vurursa bu, erkeğin kalbini kırar ve kalbinde karısına karşı bir nefret hissi uyanır. Bu his de zamanla gelişerek ailede huzursuzluğa sebep olur. Bundan dolayı kadın çıkabilecek huzursuzluğun kaynağını çok iyi bilmeli ve her zaman için sabırlı olmaya gayret göstermelidir. Cenâb-ı Hakk’ın takdirine rıza gösterip kocasına karşı sabırlı ve edepli olmalı, itaat ve sevgisinde kusur etmemelidir.
Aynı zamanda kadın, kocasını küçük düşürecek hareket ve davranışlardan da kaçınmalıdır. Kadın kocasına karşı dışarıda olsun, evinde olsun daima iyi muamele etmeli, terbiye ve nezaketini bozmamalıdır. Arkadaşlarının veya akrabalarının yanın veya ev içinde kadının kocasını tenkit etmesi kocasını son derece üzer.
Kadın hiçbir zaman şayet varsa malının çokluğuyla övünmemeli, kocasını küçük düşürmekten daima sakınmalıdır. Zira Hz. Hatice Annemiz, Rasûlullah (s.a.v.) ile evlenince bütün malını mülkünü, hatta canını ona teslim etmiş ve bunu yaparken Allah’ın rızasını umduğundan hem dünyada, hem de âhirette saadet ve selamete ermiştir.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyuruyor ki: Allah bana Hatice’den daha hayırlı bir zevce vermemiştir. Bütün insanlar bana inanmazken o bana inandı. Herkes beni yalanlarken o doğruladı. İnsanların benden kaçtıkları bir zamanda o bana malıyla destek oldu. Allah bana başka kadınlardan değil ondan çocuk ihsan etti. (Müsned, Ahmed b. Hanbel)
Müslüman kadın, Hz. Hatice’nin ahlâkını kendine örnek almalı ve kocasına karşı olan hareket ve davranışlarını ona göre ayarlamalıdır.
Kadın israftan sakınmalıdır.Kadının kanaatkâr olmayı bilmesi, aile saadeti açısından oldukça önemlidir. Kocasının kazandığı malları saçıp savurmamalı ve gereksiz harcamalardan kaçınmalıdır. Kadın kocasının güç yetiremeyeceği harcamalar yaptığı takdirde israf yolunu tercih etmiş olur. Kocasının malını israf etmesi ise, kendisinin ve çocuklarının malını israf etmesi demektir.
Âişe (r.anhâ)’dan rivayetle Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyuruyor: Bereket yönünden kadınların en hayırlısı, geçimi (idaresi) en kolay olanıdır. (Ahmet b. Hanbel, El-Hâkim, Beyhâkî)
Eğer kadının kocası aşırı derecede cimri olursa ve çoluk çocuğunu geçindirecek nafakayı vermezse kadın gizlice kendine ve çocuklarına yetecek kadar miktarı kocasının malından alabilir. Ebû Süfyân’ın karısı Hind, Rasûlullâh (s.a.v.)’e gelerek; Yâ RasûlAllah! Ebû Süfyân çok cimri bir kimsedir. Bana ve çocuklarıma yetecek derecede nafaka vermiyor. Onun malından gizlice almamda mahzur var mıdır? diye sordu. Rasûlullah (s.a.v.) de; Örfe göre sana ve çocuklarına yetecek kadarını al. buyurdu.(Buhârî, Buyû’ 95)
Ayrıca kocanın karısından, nafakasından fazla kalan yemekleri israf etmeden fakirlere vermesini istemesi güzel bir harekettir. Kadına gereken, böyle hususlarda kocasının açıkça izni yoksa evinden dışarıya herhangi bir şey vermemesidir.
Kadın, kocasının büyük zahmetlerle eve getirdiği nimetleri onsuz yememeye özen göstermelidir. Kocasının çektiği zahmet ve sıkıntıları düşünerek ona saygıda kusur etmemeye gayret göstermelidir. Bu, eşler arasında sevgi ve muhabbetin gereği olarak yapılmalıdır. Süfyân-ı Sevrî (r.aleyh); Toplu halde yiyen bir ev halkı üzerine meleklerin ve Allah’ın salavât getirdikleri bize ulaşmıştır. demiştir.
Kadın kocasının hoşlanmadığı kimseyi eve sokmamalıdır.Kadın, kocasının izni olmadan erkek olsun kadın olsun kocasının sevmediği kimseyi evine sokamaz. Bu hak kadına verilmemiştir. Bunun sebebi kötü düşünce ve kıskançlıklara meydan vermemektir. Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır: Kadın kocasının izni olmadan evine kimsenin girmesine izin veremez. (Buhârî, c.VI, s.150)
Kadın kocasının izni olmadan yakınlarını ziyaret etmemelidir.Şayet kadın, kocasının anne ve babasıyla birlikte kalıyorsa onlara kaşı son derece hürmetli olmalıdır. Kocasının nasıl kendi anne babasına hürmet etmesini istiyor ve bundan memnun kalıyorsa, kocasının da aynı şeyi kendisinden beklediğini unutmamalıdır. Böyle bir durum yoksa sıla-i rahmi kesmemeli, kocasının izni dâhilinde akrabalarına ihsan ve ikramda bulunup gönüllerini almalıdır. Böyle bir davranış ailede huzur ve muhabbeti temin eder. Bunun tersi ise aile huzurunun bozulmasına sebep olur. Zamanımızda aile geçimsizliklerinin birçoğunun temelinde bu yatar.
Kadının anne ve babası kendisini ziyarete gelebiliyorlarsa koca karısını onlara göndermeyebilir. Ancak onların gelip kendi evinde kızlarını haftada bir ziyaret etmelerine mani olamaz. Anne baba dışındaki mahremlerde bu süre 1 yıl olarak belirlenmiştir.(İbn-i Âbidîn, c. 6, s. 602,603)
İbn-i Batta’nın Ahkâm-ı Nisâ’da Enes (r.a.)’tan rivayet ettiğine göre: Bir adam yolculuğa çıktı ve karısının da evden çıkmasını yasakladı. Arkasından karısının babası hastandı. O da onu ziyaret için Rasûlullah (s.a.v.)’den izin istedi.
Rasûlullah ona; Allah’tan kork, kocana muhalefet etme! buyurdu. Derken babası öldü. Kadın babasının cenazesinde bulunmak için izin istedi. Allah’tan kork, kocana muhalefet etme! cevabını aldı. Bunun üzerine Cenâb-ı Hakk, onu kocasına itaatinden dolayı affettiğini Rasûlü’ne vahyetti.
Şayet koca, hanımının dinî bilgileri öğrenme ihtiyacını karşılayabiliyorsa, bu durumda kadın dinî meseleleri âlimlerden sormak için evinden çıkamaz. Eğer koca bu hususta yeterli olmamakla beraber karısına vekâleten âlimlerden müşkülatını soruyor ve verilen cevabı kendisine haber veriyorsa, kadın bu durumda da dışarıya çıkamaz. Eğer böyle bir durum da yoksa o vakit kadın dinî meselelerini sormak için evinden çıkıp âlimlere gidebilir.
Kadın, üzerine farz-ı ayn olan meseleleri öğrendikten sonra zikir meclisine gitmek veya daha fazlasını öğrenmek amacıyla evden dışarı çıkmak için kocasının iznine muhtaçtır. Kadın izin hususunda diretip kocasının izin vermediği yere gitmekte ısrar ederse gittiği yerden evine dönünceye kadar üzerine meleklerin ve Cenâb-ı Hakk’ın lanetinin yağdığını aklından çıkarmamalıdır.
Kadın yabancı erkeklere bakmamalı ve onlarla konuşmamalıdır.Kadın herhangi bir mecburiyet olmadığı sürece mahremi olmayan erkeklere asla bakmamalıdır. Çünkü bir erkeğin yabancı bir kadına bakması nasıl haramsa, kadınların da yabancı erkeklere bakması öyle haramdır. Cenâb-ı Hakk; Mü’min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. (Yüz ve el gibi) görünen kısımlar müstesna, zînet (yer)lerini göstermesinler. Başörtülerini, ta yakalarının üzerine kadar salsınlar… (en-Nûr, 24/31)
Ümmü Seleme (r.anhâ) şöyle anlatıyor: Hz. Meymûne Rasûlullah’ın yanındayken ben de oradaydım. Tesettürle emrolunduktan sonra İbn-i Ümmü Mektûm oraya gelmişti. Rasûlullah bize hitaben; Ondan sakının yani örtünün! buyurdu. Biz; O âmâ değil mi, o bizi göremiyor ve bilemiyor? deyince Rasûlullah (s.a.v.) cevaben şöyle buyurdular: Siz de mi âmâsınız? O sizi görmese bile siz onu görüyorsunuz. (Ebû Dâvûd, Libâs 37)
Buradan şöyle bir sonuca varmak mümkündür: Erkeklerin, gerek erkek gerek kadınların avret mahallerine bakmaları nasıl doğru değilse, kadınların da gerek kadın gerek erkeklerin avret mahallerine bakmaları doğru değildir. Bir erkeğin yabancı bir kadına şehvetle bakması caiz olmadığı gibi bir kadının da yabancı bir erkeğe şehvetle bakması caiz değildir.
Şehevî istekleri harekete geçiren şeylerin en önemlilerinden birinin ses olduğunda şüphe yoktur. Bu nedenle ailevî huzurun bozulmaması için kadının sesini yabancı erkeklerden muhakkak sakınması lazımdır. Bir âyet-i kerimede Cenâb-ı Hakk şöyle buyurmaktadır: Ey Peygamber’in hanımları! Siz, kadınlardan her hangi biri gibi değilsiniz. Eğer Allah’a karşı gelmekten sakınıyorsanız (erkeklerle konuşurken) sözü yumuşak bir eda ile söylemeyin ki kalbinde hastalık (kötü niyet) olan kimse ümide kapılmasın. Güzel (ve doğru) söz söyleyin. (el-Ahzâb, 33/33)
Cenâb-ı Hakk bu âyette Rasûlullah’ın zevcelerine haram ve masiyete giden yolları yasaklamıştır. Âyet her ne kadar Rasûlullah’ın muhterem zevceleri hakkında nazil olmuşsa da bütün Mü’mine hanımları içine alır. Bu âyet-i kerimede anlatılmak istenen kısaca şudur: Ey Mü’mine hanımlar! Size mahrem olmayan yabancı erkeklerle konuşmanız icap ettiği zaman onlarla tatlı ve latif sözlerle konuşmayın. Eğer böyle yaparsanız kalplerinde eğrilik olanlar sizin hakkınızda tamaha düşebilirler. Onlarla fitneye düşmeyeceğiniz şekilde ağır başlı ve sert bir eda ile konuşun.
Kadın kocasına karşı güzel görünmeli, süslenmelidir.Kadının kocasına karşı kına, güzel koku vb. süs eşyalarıyla süslenmesi hoş karşılanmıştır. Kocasının isteği üzerine kadın, ev içerisinde belli sınırlar koymadan süslenebilir. Böyle davranmakla hem kocasının sevgisini kazanmış, hem de başka kadınlara olan meylini kesmiş olur.
Kadın gizlenmesi gereken yerlerini sokakta, çarşı pazarda açığa çıkarmaya çalışmamalıdır. Bu davranışın çirkinliği Ahzâb sûresi 33’te şöyle açıklanmıştır: Evlerinizde oturun. Önceki cahiliye dönemi kadınlarının açılıp saçıldığı gibi siz de açılıp saçılmayın…
Hz. Âişe (r.anhâ)’dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) mescitte otururken Müzeyne Kabilesi’nden bir kadın süslenmiş olarak ve kibirli bir şekilde yürüyerek mescide girdi. Bunun üzerine Rasûlullah; Ey insanlar! Kadınlarınızı mescide gelirken güzel koku sürünmek ve süs eşyalarını giymekten menedin. Şüphesiz İsrâiloğulları, kadınlarının süslerini gösterdikleri ve mescitlerde güzel koku kullandıkları için lanetlendiler. (İbn-i Mâce)
Kadın, süsünü ve güzelliğini yalnızca kocasına göstermelidir. Aksi davranışlarla fitneye sebep olmamalı ve aile huzurunun öncelikle kendi davranışlarıyla alakalı olduğunun her zaman bilincinde olmalıdır.
İslâm’ın evliliğe verdiği önem ve evlenmeye teşvik hususunda ortaya koyduğu deliller bellidir. Cenâb-ı Hakk’ın emirlerine ve Allah Rasûlü’nün sünnetlerine riayet edilerek kurulan bir aile, elbette ki Cenâb-ı Hakk’ın rızasına nail olmuş bir birlikteliğin en güzel örneğidir.
Rasûlullah buyuruyor ki: Mü’min bir erkek hanımına, hanımı da kendisine baktığı zaman Allah onların her ikisine de rahmet nazarıyla bakar. Erkek hanımının elini tutuğu zaman ise, her ikisinin de günahları parmaklarından dökülür. (Râfiî, Târih’inde Ebû Said’den)
Cenâb-ı Hakk cümlemizi emirlerine itaat ederek mutlu bir aile ortamı kurup devamını sağlayarak rızasını kazananlardan eylesin! Hakkı hak bilip ona tabi olanlardan eylesin! Âmin!
Cevap: İslama göre karı koca ilişkisi nasıl olmalıdır?
merve uslu
çok aydınlatıcı ve güzel bilgiler Allah razı olsun. herkeze de nasip etsin.
Allah razı olsun çok enfes yazilmis bir yazi doyurucu yeteri kadar aciklayici herkesin okumasini tavsiye ederim
Kayıtsız Üye
Benim eşim ilişkiye giremiyor Ve bende istiyorum yapa miyor benim bitane arkadaşim var onun la konuştim zaman bana iliskiden sözediyor bende osurada kendimi key be diyor um bunun hukmu nadir neapmam gerekiyor
Kayıtsız Üye
Allah razı olsun cani sıkılanlar için çok güzel şeyler yazmışsınız hem bilgilendiriyor hem insanın içi rahatlıyor
Kayıtsız Üye
Bilgileriniz için teşekkürler Allah razı olsun. Peki erkek karisina karsi nasıl olmalidir hep basliklar " Kadin …" ile basliyor.
Kayıtsız Üye
Şu devirde böyle bir kadın bulmak İMKANSIZ. Ayrıca bunları uygulamaya kalkan erkekleri anında hapse atarlar.
Kayıtsız Üye
Harika bilgiler teşekkür ederim
çok teşekkürler gerçektende güzel bilgiler
teşekkür ederim bizleri aydınlatdıgınız için.
Allah razı olsun emeği geçen herkese teşekkürler 🙂
Kayıtsız Üye
Gercekten insanin içini rahatlatacak bilgiler verdiniz Allah razı olsun
Kayıtsız Üye
Kadın eşiyle birlikte olmak istiyorsa eşi de yapmıyorsa kendi kendini tatmin ediyorsa eşine dokunmak istemiyorsa bunun günahı nedir.
arifselim
Cinsel ilişki eşler arasında bir haktır ve bu yerine getirilmiyorsa büyük bir vebaldir. Eşi kendisine yaklaşmayan bir eş, zinaya düşmekten korkarsa kendi kendini tatmin etmesi caizdir.
Kayıtsız Üye
11senelik evliyim 4cocugum var eşim iş gereği kadınlarla çok telefon la konuşuyor ve bu beni çok rahatsiz ediyor ve kıskañıyorum bazen işe hanımlarla gidiyor sizce caizmi
arifselim
Çok gerekli zaruretler dışında konuşması caiz değildir. Özel bir vasıta ile birlikte gidip gelmeleri caiz değildir. Bu konuda ona anlatabilir nasihat edebilirsin.
Kayıtsız Üye
burada sadece kadının yapması gereken şeylerden bahsediliyor. erkeğin yapacağı hiç bir şey yokmu. erkekler sizde eşinize şöyle şöyle davranın denmemişmi. hep sizin gibi yalancı müslümanlar yüzünden dünyanın çivisi çıktı. Allah sizi azap içinde bırakır inşAllah.
Kayıtsız Üye
Ben iki aydır nişanlıyım dini nikahı yapmadan önce nişanlım beni öptü bende de titreşim oldu acaba nikahım geçerli olmuş mudur ? Yoksa yenilemek mi lazım ?
Sabır
Bu olayın sonradan yapılmış imam nikahı ile ne ilgisi var nasıl bir bağlantı kurabildinki çok ilginç
Kayıtsız Üye
Cok titiz biriyim.esimde oyle.ama ev duzeninde ve temizlik islerinde evde herseye karisir ve mudahele ederim.bu yuzden esimle çok tartisiyoruz bir birimizi üzüyoruz suclu mesul kim oluyor bu durumda.
AKA
Haksız olan kişi mes’ul olur.
Kayıtsız Üye
Selamün aleyküm sorumdan utanıyorum fakat soracak başka kimsem yok mastürbasyoona tövbe ettim bozdum kaferat ödeyeceğim. Şimdi sorcağım soru mastürbasyon sayılır mı ; ilişki sırasında kadının kendini eliyle tatmin etmesi istimna sayılır mı hocam.
Allah’a emanet olun
imam
İlişki sırasında kadının kendini tatmin etmesi istimna sayılmaz.
Size tavsiyem kocanıza nasıl tatmin olduğunuzu öğretip bu işi ona bırakmanızdır.
Kayıtsız Üye
Ne güzel ve ne kadar önemli bilgiler, yalnız erkeğin eşine karşı görevlerini de bu kadar uzun ve detaylı yazsaydınız güzel olurdu!
Çünkü zaten aradığımızda genellikle kadınların eşlerine karşı görevleri bulunuyor. Fakat Yönetiçinin de burda yazdığı gibi, erkeğin eşine olan görevleri hatta daha da fazla.
Bir yerde okumuştum, alman bir Profösör öğrencilerine sormuş, siz müslüman olabilirmiydiniz, çünkü ben asla olamazdım, diye. Erkeğin eşine olan görevlerinden haberiniz varmı, işte ben bu yüzden müslüman olamazdım, demiş.
Zehra s
Hocam size sorum şu arkadaşlardan birinin eşi karısına sarılırken birden tentene sarılmak istiyor kocası, kadında bir an şaşirip eğer bu şekilde sarılcaksan kıyafetim kirlenmesin diye çıkarımmı diye soruyor ? yoksa kocasından cinsellik adina kaçmak değil niyeti bu kadın sadece eşine bunu söyledigi için suc işlemiş oluyormu? Çünkü kocası alınmiş bir şekilde ayrılıyor yatakdan ve ciddi bir tartişma sebebi oluyor bu konu .
mum
Koca cinsellik ile ilgili bir şey istediğinde, araya basit işleri bahane etmemek gerekir.
Ekmek pişirimi ile uğraşsanız da kocanız yatağa çağırdığında itaat edin ekmek yansa da yansın diyen efendimiz erkeğin ruh haletini en iyi bilenlerdendir çünkü erkek şehveti kabardığında kırıcı olabiliyor, sorun çıkmasın diye dikkat etmek lazım
evlilikte karı-koca ilişkileri, islamda karı koca ilişkisi, islamda kari koca iliskisi