Peygamber efendimizin nefis eğitimi nedir?
Kayıtsız Üye
peygamber efendımızın nefıs egtımı nedır?
Cevap: Peygamber efendimizin nefis eğitimi nedir?
Galus
Nefis murakebesi
[Hutbe] Nefis murakebesi
Muhterem Müslümanlar!
Yaratılmışların efendisi bulunan insanın benliğine; melekî has-let olarak akü, behimi sıfat olarak nefs durulup yoğurulmuş ye bu âleme gönderilmiştir Nefs, ıslah edilmediği zaman insan için en bü-yük düşman olur
Nefsin nevasını, aklın muhtevası için de kontrol altına almak ve murakabe etmek dinimizin kat’î emridir
Nefsin zulmânîliği, iman ve ibadetin envârı ile temizlenebilir Nefs, ejderi, akü ipiyle bağlanıp İslâmî edeple ıslah edümelidir
Öldürücü zehirlerden ıstırapları dindirecek üâç imâl edilmekte-dir, islâm lâboratuvarı, en mühlik bir kuvvet olan nefisten manevî ke-mâl için faydalanma imkânı bulmuş ve bunun vasıflarını açıklamış-tır
Nefsin isteklerine menfî cevap verip, müsbet ve menfî duygula-rın sürtünmesiyle kalb elektriğini aydınlatmak, lâtâif kandillerini ısıtmak mümkündür
Lügat bakımından ruh, can, cesed, hevâ ve heves bir şeyin haki-kati mânalarında kullanılan nefs; şer’î bakımdan «Şehvetin, gadabın ve kötü duyguların mebdei» diye tarif edilmiştir
Nefs, tek bir şeydir Onun sıfatlan çoktur Şehvet, Öfke ve kin gibi cihetlere yöneldiği zaman «Kötülükle emreden nefs» olur ilâhî âleme, ibadet ve salih amellere meylettiğinde «Nefs-i mutmainne» hâline gelebilir Bu değisiK arzuların arasında kâh zulmânî, kâh nu-rânî görüntüleri olur Velayetin en yüce mertebesinde bile nefsin te-siri eksik olmaz Fakat zarar verecek halden çıkmış bulunur
Mikrobun bulaşmasına karşı, o mikroptan elde edilen, aşının ko-ruyucu hâle geldiği gibi ıslah olmuş bir nefs de zarar yerine fayda verecek hâle gelir
Nefsin başlıca yedi sıfatı vardır Bunları, en çok zararlıdan bağ-lamak suretiyle şöyle sıralayabiliriz:
Nefs-i enımâre:
Bu sıfattaki nefis, vücudun tabiatına meyleder, şehvetle emreder ve kalbi süflî tarafa, çekip götürür
Nefs-i emmâre her türlü kötülüğün kaynağıdır «Nefs, olanca şid-detiyle kötülüğü emredendir» (İ)
Nefs, şehvanî arzulara, şeytanî heveslere, itiraz göstermeden tâbi oldukça «Emmâre» dir
Bu sıfattaki nefs, kendi hâline bırakıldığı zaman, ancak şer pe-şinde koşar, Cenâb-ı Hakk’ın inayeti ve hıfz-ı ilâhîsi olursa sıfatını değiştirir
Nefs-i emmâreye uymak ne fena, Hep anındır, bu emârât-ı hcvâ
İnsanın nefisle olan en çetin mücadelesi, «Emmâre» sıfatında bu-lunduğu devredir
Nefs-i emmâre, insan ile Allah arasında en büyük perdedir Bu sebeple nefsânî arzulara muhalefet Cenâb-ı Hakk’a yapılacak ibadet-lerin en büyüğüdür
Nefs-i emmâre, insanın en büyük düşmanıdır Onun ıslahı ise is-teklerine muhalefet etmekle kabildir
Efendimiz buyuruyor ki:
«Şiddetli (pehlivan) güreşte (hasmını yenen) değil, ancak öfke zamanında nefsine sahip olandır» (2)
Nefs pehlivanı, arzuları temin edildikçe kuvvet kazanır ve zapt-edilemez hâle gelir İnsanın karşısına dikilerek meydan okur
İmandan kuvvetini, îslâmdan istikametini alan akl-ı selim sa-hipleri, zamanını üçe ayırıp birinde Cenâb-ı Hakk’a ibadet; diğerinde nefsi muhasebe ve kontrol; bir diğerinde de yeyip içmelerle ilgili iş-lere gayret göstermelidir
Efendimiz bir hadîs-i şeriflerinde şöyle bu-yurmaktadır:
«Akıllı, nefsini hesaba çeken ve ölümden sonra için çalışandır Âciz, nefsini hevâsına tâbi kılan ve Allah’tan bâtıl şeyler arzu eden-dir» (3)
Nefs, şeytanla ittifak hâlinde çalıştığı için daima insana tuzak hazırlar Hadiselerin dışını, şehvanî zevklerle süsler, bunların içinde âhiretin felâketlerini gizler
Mü’nıin, bir yılan deliğinden iki defa ısırılmayacak kadar uyanık olacaktır Havf-ı ilâhî kalbinden çıkmazsa nefs yılanına kendini tek-rar ısırtmamış olur
Efendimiz buyuruyor ki:
«Nerede olursan ol, Allah’tan kork İşlediğin bir günâhın peşin-den onu mahvedecek bir iyilik yap İnsanlarla güzel ahlâklı olarak muaşeret et» (4)
İkincisi nefs-i evvâme’dir:
Nefs, kalbdeki imanın nuru ile gafletten uyandığı nisbette nura-niyet kazanır
Nefs-i levvâme; bir kötülük işlendiği zaman sahibini _levmeder, onu yaptığı işten dolayı kınar Yaptıklarından tevbe eder Âhiret hayatına vardığında da «Ah, diyecek, keske (âhiret) hayatım için ön-den (salih ameller) isteseydim» diye esef duyacaktır (5)
Üçüncüsü nefs-i mutmainne’dir:
Bu kötü sıfatlardan temizlenmiş ve ilâhî bir itminana ermiş olan nefistir Kalbin nuru ile tamamen aydınlanmış, kötü sıfatlardan kur-tulmuş ve güzel huylarla bezenmiş ruh demektir
Zikrullah, aşk-ı ilâhî ve vecd-i, ruhanî ile ilerleyerek Vâcibü’1-Vü-cud’a yükselip onun marifeti önünde karar kılar Allah’tan başka-sından müstağni olur
Nefs-i mutmainne sahiplerine, vefat edeceği zaman «Ey itmina-na ermiş ruh, sen Rabbinden razı o da senden razı olarak dön Rahhi-ne» (6), denilecektir
Bir gün Peygamber Efendimiz’in huzurunda bu âyetler okunmuş-tu Hazret-i Ebû Bekir:
«Bu hakikaten güzel» dedi
Resûl-i Ekrem:
«Haberin olsun, melek onu sana ölümün sırasında söyleyecektir» buyurdu
Nefs-i mutmainne sahibinin ruhu, bu zevkli hitap karşısında be-denden ayrılır Bunun peşinden «Haydi gir kullarımın içine» Duyuru-larak ervah alemindeki mukarrebler sırasında; ebedî hayata kalktığı zaman, sâlihler zümresine girer ve nihayet «Gir cennetime» buyuru-lur O zümredekilerle beraber cennete girerek saadete nail olur
Peygamber, nefs-i mutmainne makamından râdiye, merdiyye, mülheme, zekiyyeye yücelir Onlarda, nefs-i emmârenin eseri görül-mez
Dördüncü, nefs-i râdiye, sonra nefs-i merdiyye, nefs-i mülheme ve nefs-i zekiyye gelmektedir
İnsan ibadetlerle ve nefsin murakahesiyle kemâle ermekte, cen-nete girmeye hak kazanmaktadır
Alıntı
peygamber efendimizin nefis ile ilgili hadisleri, peygamber efendimiz nefs, Peygamber efendimiz nefsine guvenirmiydi