Vehhabilik Vehhabilik

Vehhabilik Vehhabilik

Hoca
VEHHABİLİK

eş-Şeyhu’n-Necdî lakabıyla bilinen Muhammed bin Abdülvehhab’ın (d. 1703 Uyeyne – ö.1787 Deriye, Riyad) düşünceleri çevresinde oluşan dinî, siyasî hareket. Harekete Vehhabilik adı karşıtlarınca yakıştırıldı. Hareket içinde yer alanlar, kendilerine Muvahhidun (tevhidciler) derler ve Hanbelî mezhebini İbn Teymiye yorumuna uygun biçimde sürdürdüklerini söylerler. Vehhabilik bir inanç hareketi olarak başlamakla birlikte, kısa zamanda siyasî bir nitelik kazandı. Arap yarımadasında etkinlik kurarak devlet durumuna geldi. Günümüzde, Suudi Arabistan’ın resmî mezhebi durumundadır.

Muhammed İbn Abdülvehhab’ın düşünceleri, Deriye Emiri olan Muhammed bin Suud ile tanışmasıyla (1744) siyasi bir hareket niteliği kazandı. İbn Abdülvehhab, Deriye’de düşüncelerini Emir Muhammed’in gücü ile yayarken, Emir Muhammed bu düşüncelerle Arabistan’a hakim olma imkânını kazanıyordu. Çünkü İbn Abdülvehhab, insanların şirk içinde bulunduğunu, bunların mal ve canlarının kendisine inanan kişilere helal olduğunu söylüyor, Emir Muhammed bu fetvanın getirdiği ganimet olgusuyla yandaşlarını çoğaltıyor, gücünü artırıyordu. İbn Abdülvehhab’ın ölümünden sonra hareketin siyasî niteliği daha da ağırlık kazandı. Muhammed bin Suud döneminde başlayan toprak kazanma faaliyetleri, ölümünden (1766) sonra oğlu Abdülaziz zamanında da sürdürüldû.19. yüzyılın başlarına gelindiğinde (1811) Vehhabilik adına hareket eden Suud Emirliği Haleb’ten Hind Okyanusuna, Basra Körfezi ve Irak sınırından Kızıl Deniz’e kadar yayılmış bulunuyordu.

Vehhabilik hareketinin Osmanlılar için önemli bir sorun durumuna gelmesi üzerine II. Mahmud, Mısır Valisi Kavalalı Mehmed Ali Paşa’yı sorunu çözmekle görevlendirdi. Mehmet Ali Paşa, oğlu Tosun komutasındaki orduyla Mekke, Medine ve Taif’i Vehhabilerin elinden kurtardı (181213). Daha sonra bizzat Emir Abdûlaziz’in üzerine yürüdü. Emir Abdulaziz’in ölümü (1814) üzerine Vehhabiler ağır bir yenilgiye uğradı. Nihayet Mehmet Afi Paşa’nın kumandanı ibrahim paşa, Abdulaziz’in yerine geçen oğlu Abdullah ve çocuklarını esir ederek İstanbul’a gönderdi. Bunların İstanbul’da asılarak öldürülmeleri (17.12.1819) ile Vehhabilik hareketinin ilk dönemi kapandı.

Savaş sırasında kaçarak kurtulmayı başaran Suud hanedanından Türki bin Abdullah, Necd bölgesinde yeniden faaliyete girişerek 1821’den 1891’e kadar sürecek ikinci Vehhabi devletini kurmayı başardı. Daha sonraları bir takım çekişmeler olmuşsa da Suud hanedanından Abdülaziz bin Suud, Vehhabi devletini yeniden kurdu (1901). Hindistan İngiliz yönetiminin de desteğini sağlayan Abdülaziz bin Suud 26 Aralık 1916 tarihli anlaşma ile İngilizlerce Necd, Hasa, Katif, Cubeyl ve kendisine bağlı diğer bölgelerin hükümdar olarak tanındı. Bu anlaşmaya göre Abdülaziz, bu yerleri kendisinden sonra miras yoluyla çocuklarına bırakacak ve kendisinin seçtiği veliaht da İngilizlere bağlı kalacaktı.

Osmanlıların yenik düşmesiyle sonuçlanan.1. Dünya Savaşı’nın arkasından Vehhabiler Hail, Taif, Mekke, Medine ve Cidde’yi de ele geçirdiler (1921-1926). Abdülaziz bin Suud, Necd ve Hicaz Kralı olarak kabul edildi (1926). 20 Mayıs 1927 tarihinde İngiltere ile yapılan Cidde anlaşmasının arkasından da tam bağımsızlığını ilan etti. Böylece Abdulaziz bin Suud, suudi Arabistan Kralı olarak tüm Hicaz’ı egemenliği altına altı. Bu devlet, Suudi Arabistan Krallığı adıyla varlığını sürdürmektedir.

Vehhabiliğin din anlayışı, Muhammed bin Abdülvehhab’ın üzerinde önemle durduğu tevhid (Allah’ın birlenmesi) konusundaki yorumu çevresinde toplanır. İbn Abdülvehhab’a göre tevhid, kullukta Allah’ı bir tanımaktır. Tevhid kelimesini (lâ ilâhe ilallâh) söylemek Allah’tan başka tapınılan şeyleri tanımadıkça bir anlam taşımaz. Allah kalble, dille ve davranışlarla birlenmelidir. Bunlardan birisinin eksik olması durumunda kişi Müslüman olamaz. Tevhid üçe ayrılır. İlki, Allah’ı isim ve sıfatlarında birlemek (tevhid-i esma ve sıfat), ikincisi Allah’ı rablıkta birlemek (tevhid-i rububiyet), üçüncüsü de Allah’ı ilahlığında birlemektir (tevhid-i uluhiya). Allah’ı bu üç biçimde birleme, ancak amellerle mümkündür. Buna göre Kur’an ve Sünnet’in dışında emir ve yasak tanımamak, Hz. Muhammed’in döneminde bulunmayan şeyleri ve tevessülü terkederek Allah’ı birlemek gerekir. Bu tevhide ameli tevhid denir. Herhangi bir hüküm koyucu tanımak, Allah’tan başkasından yardım dilemek, Peygamber için bile olsa, Allah dışındaki bir varlık için kurban kesmek, adakta bulunmak kişiyi küfre düşürür, can ve mal dokunulmazlığını ortadan kaldırır.

Bu tevhid anlayışının getirdiği önemli sonuçlar vardır. Bunlardan birisi, Hz. Muhammet’ten şefaat talebinde bulunulamayacağıdır. Şefaat, Allah’a özel bir haktır. Bu nedenle Hz. Muhammet’ten doğrudan şefaat talep etmek, onu Allah’a ortak tutmaktır. Nitekim müşrikler de Allah’ı kabul ettikleri halde, melekleri, putları şefaatçi kabul ettikleri için müşrik olmuşlardır. Şefaat inancı gibi yaygın olan tevessül inancı da şirktir. Tevessül inancı, daha çok mutasavvıflar arasında yaygındır. Bir takım şeyhlerin, velilerin hem hayatlarında, hem de öldükten sonra tasarruf sahibi olduklarına inanılmakta, onların himmetleri dilenmekte ve aracı kılınmaktadırlar. Bu da açık bir şirktir. Çünkü günah’ın yaratmada, yönetmede, tasarruf etmede, işleri düzenleme ve belirlemede ortağı yoktur.

Vehhabiliği en önemli özelliklerinden birisi de bid’adlar karşısındaki tutumudur. İbn Abdülvehhab’a göre Kur’an ve Sünnet’te olmayan her şey bid’attır. Bir bid’at çıkaran mel’undur ve çıkardığı şey reddedilmelidir. Bid’adların çoğu insanları şirke düşürmektedir. Bunların başında mezarlar, türbeler ve bunların ziyaretleri gelir. Mezarlarda yapılan ibadetler şirktir. Sevap umarak Hz. Muhammed’in kabrini ziyaret bile şirke neden olabilir. Şirke neden olmamaları için, mezar ziyaretleri, türbe yapımı kesin olarak yasaklanmalıdır. Ölülere niyaz, tevessül, falcılara, müneacimlere inanmak, Hz. Peygamber’in anısını yüceltmek, hırka-i şerif, sakal-ı şerif ziyaretleri yapmak, Allah’tan başkasına ibadet etmek, şirk koşmatır. Mevfit toplantıları düzenlemek, bu toplantılarda mevlid okumak, sünnet ya da nafile namazlar kılmak yasaklanmalıdır. Göz değmemesi için nazar boncuğu takmak, muska takınmak, ağaç, taş vb. şeyleri kutsal saymak, bir hastalık ya da beladan kurtulmak, güzel görünmek vb. için boncuk, ip, hamayı gibi şeyler takınmak, sihir, büyü, yıldız falı gibi şeylere inanmaz, iyi kişilere, velilere tazimde bulunmak, onlara dua etmek, onlardan yardım dilemek gibi şeyler de tamamıyle şirke neden olan bid’adlardandır. Riya için namaz kılmak, sofuluk etmek, iyi insan gibi görünerek çıkar sağlamak da şirktir. Cami ve mescidlerin süslenmesi, minare yapılması da terkedilmesi gereken bid’adlardır.

Vehhabiliği oluşturan düşünceler, birçok çağdaş Müslüman düşünürü etkilemiş, onlara esin kaynağı olmuştur. Günümüzde ise, önemli ölçüde değişime uğramış biçimde, Suud Krallığının resmî görüşü olmaktan öte bir anlam taşımamaktadır.

Ahmet ÖZALP


Cevap: Vehhabilik

Abdullatif
Allah razı olsun, "evet" oyu kullandık amma evet sayılırsa, şöyleki çok duyardık ederdik ama araştırma derseniz hayır yapmadım.Site sayesinde bu konuda pek çok şey okuma fırsatımız oldu, tekrar Allah razı olsun.Evetim böyle evet, "evet" sayılırsa.


Yanıt: Vehhabilik

tdm77
Bu konuyu açıp bilmeyen kardeşlerimize bilgi aktarımı yaptıgınız için tşk…


Soru: Vehhabilik

sultanımsın
neticede okuduğumuz kadarı ile sapık bir mezhep oluyor herhalde.


esin-ti
benim araştırmışlığım yok ama haberim var bu oluşumdan:)bilgileri de okuyacağım inşaAllah..


Rüyet-iTaksîr
< neticede okuduğumuz kadarı ile sapık bir mezhep oluyor herhalde >
Benim de kanaatim bu yonde. Bazi internet sitelerinde denk geldim namaz kilmayanlari basi acik musluman bayanlari kafirlikle sucluyorlardi. Tabi bu gorusun içinde varmi tam olarak bilemiyorum sonucda insanlar kendilerine gore yorumluyor. Fakat benim kisisel olarak arastirmamdan su sonuc cikti vehabilikden vehabi olan insandan ve fikirlerinden uzak dur..


Hoca
< neticede okuduğumuz kadarı ile sapık bir mezhep oluyor herhalde. >
okumalarınız için anket açtık.. bu konu hakkındaki düşüncelerinizi alıntı yaparak belirtirseniz duacı oluruz.


Rüyet-iTaksîr
Ben kendi acimdan mantigimin almadigi taraflari yazayim…

< Vehhabilik hareketinin Osmanlılar için önemli bir sorun durumuna gelmesi üzerine >
Birincisi Tarih acisindan ejdadimizi kafirlerle bir olup arkadan vurup satmasi…

< Allah’tan başka tapınılan şeyleri tanımadıkça bir anlam taşımaz. Allah kalble, dille ve davranışlarla birlenmelidir >
Cokca (Internetde kendilerine selefi diyen gurubun soylemlerinden karsilastigim konular) soylenen Sen eğer Laik bir duzende yasiyorsan Allah c.c. dan baska bir sistemi kabul edip ona kul olmusun demektir. Bu sirktir sende bilerek bu sirke giriyorsundur.

Ayrica basi acik musluman bayanlarin yada namaz kilmayanlari kafirlikle suclarlar…

< Hz. Muhammet’ten şefaat talebinde bulunulamayacağıdır. Şefaat, Allah’a özel bir haktır. Bu nedenle Hz. Muhammet’ten doğrudan şefaat talep etmek, onu Allah’a ortak tutmaktır >
Siz bu sekilde yazmissiniz ama benim okuduklarim sefaati kesinlikle kabul etmiyorlar. Buda Ehli sünnete ziddir.

< Kur’an ve Sünnet’te olmayan her şey bid’attır. Bir bid’at çıkaran mel’undur ve çıkardığı şey reddedilmelidir. >
Buda mantigimin almadigi bir baska madde. Bu madde alimi aradan cikariyor. Gunumuzde Kuran ve sünnet disinda olan bircok hadise vardir. Alimler bu tur mevzularda önce Kuran ve Sunneti arastirir eğer burda bulamazsa cevabi kendi yorumu ve gorusunu bildirir. Vehhabiler bunu kabul etmez. Bunu kabul etmeyen baska bir zevat gurubu daha vardi Islam Tarihi bunlari harici olarak bilir yani Hz.Ali r.a. sehid eden zavallilar…

Kuran ve sünnet de olmayan hersey bid’attir. Sigara icen varsa sirke dusmustur arabasi olan bidat sahibidir hatta hacca giden müslümanların hepsi sirk icerisindedir zira Kuran ve Sunnet de bulunmayan bir araci kullaniyordur. Gunumuze gore bunlarin inancinda herkes bidat sahibidir yani kafirdir. Bunu mantigim almiyor alamazda maalesef…

Mezarlarda olen kisiye okudugunuz Kurani yada yasini veya dua yi kabul etmezler. Bu bidattir yani sirk zira oluler hicbirsey duymazlar. Halbuki mantik ve bilim diyorki yasamsal fonksiyonlari kaybetmis kisi oludur. Sen eğer ruh duyamaz dersen ruhuda olu kabulo ediyorsundur ki bu EHli Sunnete zid bir gorustur. Eger Ahiret gunune ve hesap gunune inaniyorsan ruh duymaz deyip de ruha olu diyemezsin..

SImdilik benden bu kadar…


Hoca
< oluler hicbirsey duymazlar. >
bu kim nerde söylüyor merak ettim.


Rüyet-iTaksîr
Ben bazi forumlarda denk geldim ama daha oncede soyledim herkes farkli yorumlayabilir. Ben eğer dogruysa diye anlayamadigim taraflari yazdim…


Hoca
< Ben bazi forumlarda denk geldim ama daha oncede soyledim herkes farkli yorumlayabilir. Ben eğer dogruysa diye anlayamadigim taraflari yazdim.. >
hiçbir müslüman "ölüler işitmez" demez/diyemez. ne vahhabi nede başkası. bir yanlışın var.


Rüyet-iTaksîr
Zaten bunu ben demedim forum sitelerinin bazilarinda denk geldim. Normalde yazmam safsata der gecerim ama Nihat hatipoglunun bir programinda Arabistana gittigi zaman babasinin mezarini ziyaret ettigi zaman bir anisini anlatinca oda aciklamisti bunu. Zira babasinin mezarinda Kuran okumaya niyetlendigi zaman oradaki gorevliler buna engel olmus ve oluler isitemez demisler oda bu olayi aciklamisti tv de…Bu sebeple yazdim eğer diğer sorularimada mantikli aciklamalar olursa sevinirim..


Hoca
< Zaten bunu ben demedim forum sitelerinin bazilarinda denk geldim. Normalde yazmam safsata der gecerim ama Nihat hatipoglunun bir programinda Arabistana gittigi zaman babasinin mezarini ziyaret ettigi zaman bir anisini anlatinca oda aciklamisti bunu. Zira babasinin mezarinda Kuran okumaya niyetlendigi zaman oradaki gorevliler buna engel olmus ve oluler isitemez demisler oda bu olayi aciklamisti tv de…Bu sebeple yazdim eğer diğer sorularimada mantikli aciklamalar olursa sevinirim.. >
hatipoğlunun bir anısı bizi ilgilendirmez/ onların bu şekilde oldukları anlamına gelmez.


çömez
S.A. Bütün mezheblerin doğru yanıda vardır yanlış yanıda çünki hepsi beşeridir beşer yorumunuda vahiyden üstün tutup ayrışmak ve ayırmak mazlum halklara ve ümmete zulümdür, şunu unutmamak gerekirki hiçbir zulüm baki değildir, hangi mezhebten olursa olsun ehli kıble ve ehli tevhid tekfir edilmez, bunları eleştirmek gündeme ayrıştırıcı bir şekilde taşımak büyük bir vebaldir…………Ama bu yanan fitne ateşini söndürmeye çalışmak her müslümana farzdır…………


@mir
< hiçbir müslüman "ölüler işitmez" demez/diyemez. ne vahhabi nede başkası. bir yanlışın var. >
Bildiğim kadarı ile bu, ümmetin alimleri arasındaki ihtilaflı bir konudur.
Bazıları ölülerin dirileri duyamıyacağını "Sen ölülere işittiremezsin" vb ayetlerle savunurken,
Bazıları da Resulullah’ın bedir’de geberenlerin çukurlarında onlara hitap etmesini delil getirerek ölülerin de duyabileceğini iddia ederler.
Ama birincilerden bazıları ikincilerin delilini Resulullah’a hass kısa süreli bir izin/bir mucize olarak yorumlarlar.
Doğrusunu Allah bilir.

Mezarlarda ya da mezar dışında ölünün arkasında onun ruhuna Kur’an okumaya gelince
bildiğim kadarı ile bu İmam Şafii’ye göre de caiz değildir. Şimdi o da mı vehhabi oldu?


Rüyet-iTaksîr
Hangi alimin ne demis yada hangisi itilafli beni ilgilendirmez. Ben babamin mezarina giderim Kuranimi okurum ve kendi gibi eminim ki ALlah c.c. in izniyle babam benim geldigimi ve mezari basinda Kuran yada onun için Allah c.c. in kelamini okudugumu bilir.

Simdi bunun için feristagini birakin cihan buna karsi ciksa ve uzerime gelse bu benim için degismez ben gene buna devam ederim. Simdi Vehhabilik sapikliktir ve vehhabi sapiktir. Buda benim gercegimdir ve ustte yazdigim gibi cihan gelse bu gorusum asla degismez…

Son zamanlarda vehhabilik konusuda çok sorulmaya baslandi. Bende goruslerimi yazayimda safimi belli edeyim.

EyvAllah…


Fetva Meclisi
< Hangi alimin ne demis yada hangisi itilafli beni ilgilendirmez Ben babamin mezarina giderim Kuranimi okurum ve kendi gibi eminim ki ALlah cc in izniyle babam benim geldigimi ve mezari basinda Kuran yada onun için Allah cc in kelamini okudugumu bilir

Simdi bunun için feristagini birakin cihan buna karsi ciksa ve uzerime gelse bu benim için degismez ben gene buna devam ederim Simdi Vehhabilik sapikliktir ve vehhabi sapiktir Buda benim gercegimdir ve ustte yazdigim gibi cihan gelse bu gorusum asla degismez >
bizlerde okuyoruz ama
peki hiç merak ettin mi asrı saadette okunup okunmadığını?
sahabelerin yada mezhep imamlarının bu konudaki görüşleri nelerdir?
zahmet edip araştıran oldu mu?


@mir
< Hangi alimin ne demis yada hangisi itilafli beni ilgilendirmez. >
Tam kendine yakışan cevabı vermişsin
şimdi anladın mı neden senin benim mesajlarımın altına yazdığın hiçbir mesaja cevap yazmadığımı
alimleri ve hatta feriştahları takmayan beni mi takacak?
sahi feriştah kelimesinin anlamını biliyor musun?
Aslı olan firişte kelimesi farsçadır ve
melek – masum demek (bir ihtimal masumdan kasıt resullerdir. Allahu Alem)

Not: cevabı arkadaşın misafir ya da başka nickle girip okuma imkanından dolayı yazdım.
arkasından konuşuyor değilim. ben de cezalı iken misafir girişi ile istediğim yazıyı okuyordum.


çömez
kardeşim gidiyorsan git okuyorsan oku ama uslubunuza dikkat edin kul hakkını gözetin,ayrı görüşler yüzünden kalp kırmaya kaba konuşmaya değermi nerde kaldı bizim inancımızın ahlakı? (din güzel ahlaktır) öyle değilmi benim kardeşim……….


Shakra
Hakka tabii olanlara Selam olsun
"İçlerinde bir takım ümmîler vardır ki, Kitab’ı bilmezler. Bütün bildikleri kulaktan dolma şeylerdir. Onlar sadece zan ve tahminde bulunuyorlar." (Bakara:78)
Cok düsündürücü bir ayet dogrusu..
Simdi yazilanlara bir göz atalim:

Alinti:"Allah’tan başka tapınılan şeyleri tanımadıkça bir anlam taşımaz Allah kalble, dille ve davranışlarla birlenmelidir"
Arastirmadigin belli..Söyle olacakti:"Allah swtdan baska tapinilan seyleri red etmedikce ve sirk ehlinden beri olmadikca.."
Bu zaten tevhidin ilk rüknu olan tagudu red ilkesine dayanir:
"Dinde zorlama yoktur. Artık doğrulukla eğrilik birbirinden ayrılmıştır. O halde kim tâğutu reddedip Allah’a inanırsa, kopmayan sağlam kulpa yapışmıştır. Allah işitir ve bilir." (Bakara:256)
Sapasaglam kulp sahabe alimlerimiz tarafindan tevhid, islam ve iman olarak tefsir edilmistir..Baska bir ayette ise söyle buyurulmakta:
"Andolsun ki biz, "Allah’a kulluk edin ve Tâğut’tan sakının" diye (emretmeleri için) her ümmete bir peygamber gönderdik."(Nahl:36 )
Evt, bütün peygamberlerin davasi yani tevhid tagudu red ve yalniz Allah’a kulluk etmeye dayanir..Tagudu red etmeyen yani La Ilahe demeyen Allahi birlemis olamaz..Tevhid budur..
Eger bununla bir sorununuz varsa bakara 256yi yeniden okuyun "Dinde zorlama yoktur"!

Alinti:"Sen eğer Laik bir duzende yasiyorsan Allah cc dan baska bir sistemi kabul edip ona kul olmusun demektir Bu sirktir sende bilerek bu sirke giriyorsundur"
Dogru seyler okumussun ama anlamamak için kulagini tikamissinki Allahu alem tam olarak anlayamamissin..
Laik düzende yani darul harpte yasayan herkes BATINEN kafir degildir..Nitekim resulAllahta senelerce darulharp olan mekkede yasamistir ve hiç kimsenin böyle bir iddiasi yokturda zaten..Ancak batil düzeni yani tagudu yani laikligi demokrasiyi vs.sini kabul etmek veya red etmemek -ki esas olan budur- sirktir..
Tabiki bunun mahiyetini anlamak için evvela tevhidi bilmek gerekir..Tevhidi bilmeyen sirki bilemez anlayamaz..

Alinti:"Ayrica basi acik musluman bayanlarin yada namaz kilmayanlari kafirlikle suclarlar"
Namaz meselesini iyicene arastir bakalim kim küfür diyor kim demiyor..zan ve kulaktan dolma seylerle vehhabi gibi kötüleyici iftiralar atma müslümanlara!
Acik müslüman bayanlara gelince..Bir daha "o" sitelere girince birseyler ögrenmek ve Hakka tabi olmak amaciyla gir ve oku..
1. basi aciktan kastin sanirim basörtüsü..Halbuki islamda bas örtüsü diye bir şey yoktur..tamamen dinsizlerin attigi bir fitne..Islamda örtünme vardir bastan ayaga kadar..Basindan baska heryeri acik olanlar örtünmüs degildir..
"Ümmetimin son döneminde giyimli fakat ciplak bir takim kadinlar olacaktir. Bunlarin baslarinin üstü deve hörgücü gibi bulunacaktir. Onlar cennete giremez, cennetin kokusunu dahi alamazlar.(Ahmed-Taberani)
2.Öetünmemek büyük günahsada islamdan cikaran bir amel degildir!
Fakat bazi sartlar altinda her amel gibi buda küfür olabilir mesela örtünmenin farz olmadigina itikat etmek..Iddiani tam olarak acman gerek..


Shakra
Alıntı:Hz Muhammet’ten şefaat talebinde bulunulamayacağıdır Şefaat, Allah’a özel bir haktır Bu nedenle Hz Muhammet’ten doğrudan şefaat talep etmek, onu Allah’a ortak tutmaktır
Sorun bunu neresinde?ResulAllah’in diledigine sefaat edebilme hakki varmi?
Bu soruya bir cevap verin hele önce..
2.Dua etmek en büyük bir ibadettir sanirim burada hem fikiriz..
Peki Allahtan baskasina ibadet etmek sirk degilmidir?
Bütün sefaat Allah’in olmasina ragmen kim nasıl ResulAllah’a dua edip sefaat dilenilebilirki? Ve böyle birine kim neye dayanarak müslüman der?
ResulAllah ölüm aninda dahi ümmetine nasihat ederek diğer ümmetler gibi peygamberleri sevmede ileri gitmemelerini emretmistir..
Ama Kuran ve sünnet yerine zan ve nefsine uyanlar malesef bu cirkin hatayi isliyorlar..Allahtan baskasina dua edilmez!
Mekkeli müsriklerin sirkleri neydi? Allahtan baskasina dua etmekj degilmiydi?
Peki bunuda sadece Allah’a yakinlasmak için yapmiyorlarmiydi?
"Onlar, Allah’tan önce öyle şeye kul olurlar ki, onlara ne faydası olur ne de zararı. Derler ki, ‘Bunlar, Allah katında bizim şefaatçilerimizdir.’ De ki: "Göklerde ve yerde, Allah’ın bilmediği bir şeyi mi ona haber veriyorsunuz?” Allah, onların şirkinden uzaktır ve yücedir.” (Yunus 10/17-18)"

Alıntı:Kur’an ve Sünnet’te olmayan her şey bid’attır Bir bid’at çıkaran mel’undur ve çıkardığı şey reddedilmelidir

Buda mantigimin almadigi bir baska madde Bu madde alimi aradan cikariyor..

1.Bu ne senin nede babanin dini! Bu din Allah swt’in dinidir!
2.Bu din ne demokrasiye ende baska dinlere benzer..Bu din Islamdir!
Yani bu din ne senin nede bir baskasinin aklin amantigina dayanmaz!
Islam bircoklarinin sandigi gibi mantik dini degildir! tamamen vahiy dinidir!
Hz. Ali ra.’in dedigi gibi Islam mantik dini olsaydi mestlerin üstünü değil altini mestederdim..
3.Sen ne bidatin ne oldugunu biliyorsun, ne de bidatin yasaklandigi bir hadis okumussun-ki okumus ve genede mantigim almiyor deyip tevatür derecesine gelen hadisi red ediyorsan..arastir..-ve sen nede bidatin mahiyetini biliyorsun..
Bidat DINDE sonradan uydurulan seylerdir! Arabanin icadi elbette bidattir..fakat seri anlamiyla değil kelime anlamiyla bir bidattir yani yeniliktir..ama konuyla yakindan uzaktan bir alakasi yoktur.Ayrica bidati sirkle kiyas etmissinki batil oldugu ortada..Bidatin ne oldugunu iyi ögren ve mahiyetini iyi ögren bu sekil bir bidat anlayisini anlamaman gayet dogal..

Sonra ölülerin duyup duymamasi hakkinda biseyler yazmissin..
Bir baska konudada bu konutartisiliyor ve aslinda o konuya yazmak için üye olmustum..O konuda bir üye hanefi alimlerinden sanirim nakil getirerek ölülerin duymadigini yaziyordu..Simdi sana göre o alimler ehli sünnetten degilmidir?
Bir seyin ne oldugunu bilmeden o sey hakkinda düsünme..
Ayrica vehhabi dedigim kisiler ölüler duyamazdan kastettikleri daha çok ölülerden yardim istenemeyecegidir..ve bununla ilgili ayetlerde gayet aciktir zaten..:
"- Dirilerle ölüler bir olmaz. Şüphesiz Allah dilediğine işittirir. Ama sen kabirdekilere bir şey işitti-remezsin.” (Fatır 35/22)"

Allah’ın yakınından kendisine kıyâmet gününe kadar cevap veremeyecek kimseyi çağırandan daha sapık kimdir? Oysaki bunlar onların çağrısının farkında değillerdir." (Ahqâf 46/5)

Vehhabi vehhabi diye milleti korkutuyor..herkezin azinda bir vehhabi ama sorsan kimse bilmez bu vehhabi dedikleri kisiler nedir ne diyorlar akideleri nedir..
Yok tek bildikleri sey kulaktan dolma seyler ve zandir..

NOT:Kusura bakmayin ilk mesajimda 100den fazl agarfik kullandiniz dedigi ve tam olarak anlayamadigim için 2 mesaj atmak zorunda kaldim..


kaars
vehhabilik hakkında geniş bilgi için teşekkür ederim

Yorum yapın

1melek.com petinya.net Kompozisyon/ !function(){"use strict";if("querySelector"in document&&"addEventListener"in window){var e=document.body;e.addEventListener("mousedown",function(){e.classList.add("using-mouse")}),e.addEventListener("keydown",function(){e.classList.remove("using-mouse")})}}();