Vehhabilik ve Ehli Sünnet Arasındaki Derin Uçurumlar!

Vehhabilik ve Ehli Sünnet Arasındaki Derin Uçurumlar!

haldandoz
Vehhabilik ve Ehli Sünnet Arasındaki Derin Uçurumlar!

Türkiye’de siyasî iktidar İbn Teymiyyeci, İbn Abdülvehhabçı Vehhabîlerin eline geçse ve aşağıda anlattığım işleri yapacak güçleri olsa mutlaka yaparlar:

(1) Başta İstanbul’da Eyyub Sultan semtine şeref veren Ashab-ı Kiram’ın büyüklerinden, mihmandar-ı Resûl-i Kibriya (SallAllahu Aleyhi ve sellem), büyük mücahid Ebu Eyyub el-Ensarî radiyAllahu anh efendimizin türbe-i şerifini yıkarlar.

Mezarını düzleyip yerini bilinmez hale getirirler. Ülkede bir tek evliya türbesi bırakmazlar, dümdüz ederler.

(2) Sadece bununla yetinmezler, ne kadar eski yeni Müslüman kabri varsa kırarlar, düzlerler.

(3) Tarikatlar bizde zaten yasak, açıkça zikrullah yapılamıyor; onlar büsbütün yasaklar.

(4) Mevlid-i şerif okunmasını yasak kılarlar.

(5) En makbul ve muteber salavat kitabı olan Delail-i Hayrat’ı yasak ederler, mevcut nüshalarını toplayıp imha ederler.

Gerçek mi söylüyorum?.. Suudî Arabistan’da bu dediklerim yapılmamış mıdır? Sadece Efendimizin (sallAllahu aleyhi ve sellem) türbe-i şerifini yıkmadılar, daha doğrusu yıkamadılar!

Şimdi bazı kimseler itiraz edecekler ve Onlar namazın ikamesi, cemaate devam, kadınların tesettürü, şer’î hadlerin muhafazası gibi çok faydalı işler de yapıyorlar… diyecekler. Elbette yapıyorlar, bunları inkâr eden yok. Namaza ve cemaate, tesettüre önem veriyor diye yanlış taraflarına, bilhassa akaid sahasındaki bozukluklarına göz mü yumalım?

Akaid sahasındaki bazı bozuklukları nelerdir?

Müslümanların büyük kısmını şirk ve küfür ile suçluyorlar. Onlara göre dünya üzerindeki Müslüman sayısı pek azdır.

allah-u Teâlâ hazretlerine cisim, cihet, el, ayak, yüz isnad ederek mücessime fırkasıyla paralellikler arz ediyorlar.

İslâm’ın bir boyutu olan tasavvufu inkâr ediyorlar, tasavvuf ve tarikat büyüklerine müşrik, Şeytan evliyası diyorlar.

Tevessülü ve istigaseyi sapıklık olarak kabul ediyorlar.

Vehhabî isyanları esnasında, kendileri gibi inanmayan Müslümanların kanlarını heder, mallarını ganimet olarak kabul etmişler, çok Müslüman kanı dökmüşler, çok yağma yapmışlardır. (Eyüp Sabri Paşa’nın Tarih-i Vehhâbiyan kitabını okuyunuz.

Bugünkü Türkçeyle yanında Osmanlıcası hem İslâm harfleriyle, hem latin harfleriyle hepsi tek kitap halinde baskısı vardır.)

Ehl-i Sünnet büyüklerinden Ruhü’l-Beyan tefsiri sahibi Bursalı İsmail Hakkı Hazretleri, Şeyh-i Ekber Muhyiddin İbn Arabî hazretleri için O hâtemü’l-Evliyadır buyurmaktadır. Vehhabîler ise, pîrleri İbn Teymiyye gibi ona Şeyh-i Ekfer (En kâfir şeyh) derler. Vehhabîlerin ve zihniyetlerinin hakim olduğu yerlerde İbn Arabî’yi yüceltmek, açıkça sevmek yasaktır.

Vehhabîlik tek boyutlu ve çok bozuklukları olan bir İslâm anlayışıdır.

Onlar kendilerine Vehhabî denilmesinden hoşlanmazlar, kendilerini Selefî olarak tanıtırlar. Bu selefîlik, İslâm’ın başındaki Sâlih Seleflere mi dayanır? Hayır, kurucusu İbn Teymiyye olan bir fırka veya mezheptir.

Tarih boyunca dünyanın çeşitli coğrafyalarında çeşitli İslâmî uygulamalar olmuştu. Birkaçını zikr edeyim: Emevî uygulaması, Abbasî uygulaması, Fatımî uygulaması, Hindistan’da İslâm sultanlığı uygulaması, Endülüs uygulaması, Osmanlı uygulaması, Vehhabî uygulaması, İran uygulaması…

Bu uygulamada, Kur’ân’a ve Sünnet’e en yakını Osmanlı uygulamasıdır. Nitekim 19’uncu asırda yaşamış büyük alimlerden Mekke Şafiî Reisü’l-uleması Zeyni Dahlan hazretleri Fütuhat-i İslâmiye Tarihi adlı eserinin Osmanlılar bölümünde Hulefa-i Râşidîn’den sonra Kitap ve Sünnete en uygun İslâmî devlet Osmanlı devletidir demektedir. (Bu zatı Vehhabîler hiç sevmezler. Çünkü Ed-Dürretü’l-seniyye fi’r-Reddi’ale’l-Vehhabiyye adında bir reddiye kitabı yazarak Vehhabîliği çürütmüştür.)

Vehhabîlik konusunda Ehl-i Sünnet âlimleri şu ana kadar binlerce red kitabı ve risalesi telif etmişlerdir.

Günümüzde birtakım ilahiyatçılar Vehhabîliği gerçek İslâmmış gibi yorumluyorlar. Gerçek İslâm Ehl-i Sünnet İslâmlığıdır ve onunla Vehhabîlik arasında hayli derin uçurumlar, büyük uyuşmazlıklar bulunmaktadır.

Suudî Arabistan, petro dolarla dünyanın her yerinde Vehhabîlik propagandası yapmakta, ekipler çalıştırmakta, kitaplar yayınlamaktadır. Bir ara Almanya’daki imamların maaşlarını Mekke’deki Râbitatü’l-İslâmiyye teşkilatı veriyordu.

Keşke bu paralarla Kitap ve Sünnete uygun gerçek İslâm’ın propagandası, daveti yapılsaydı… Heyhat!..

Vehhabîlik mezhebi diyorlar. Doğrusu Vehhabîlik fırkasıdır.

Vehhabîlerin son devirde yaşamış, kendilerince büyük âlimlerinden biri Medine-i Münevvere’deki İslâm Üniversitesi rektörü Abdülaziz bin Baz’dır. Bundan kırk sene önce bu zat ile bir görüşmem olmuştu. Kendisinin iki gözü ama idi, yani görmezdi.

Bir derste Kur’ân’daki müteşâbihatın tevil edilmemesi gerektiğini, zahirî ve lügavî manalarına alınmasını söylemiş. Talebelerinin biri de itiraz etmiş (Ne cesaret), hoca diretmiş, talebe de onu Bu dünyada kör olanlar, ahirette de kör olacaktır ayetini sizin zihniyetinizle yorumlarsak, siz ahirette de kör kalacaksınız… diyerek çürütmüş. Öğrencinin akıbeti acaba ne olmuştur?

Bu Bin Baz cenaplarının, yer küresinin yuvarlak olmadığına, güneşin etrafında dönmediğine dair bir de matbu (basılmış) kitabı vardır.

Medine’de iken duymuştum. Bu Abdülaziz bin Baz bir gün o kutsal caminin bir köşesinde şöyle vaaz ediyormuş: Tarikat velileri, mesela Gazalî, Abdülkadir Geylanî, Ahmed er-Rufaî ve diğerleri evliyaurrahman değil evliyauşşeytandır… Bunu duyan yerli Sünnî Müslümanlar kısık sesle Neuzübillah (Allah’a sığınırız) diyerek oradan uzaklaşmışlar.

Ülkemizde şu anda hayli Vehhabî yazar, hoca, ilahiyatçı, yayıncı bulunmaktadır. Bunlar bilhassa internet siteleriyle propaganda yapıyor. Yayınladıkları kitap ve risalelerin sayısı da az değildir.

Böyle giderse, petro dolarlarla beslenen bu akım Ehl-i Sünnet’i ikinci plana itebilir.

(Vehhabîliği reddeden ilmî bir eser: Ehl-i Sünnet’in Müdafaası. Beraatü’l-Eş’ariyyîn min Akaidi’l-Muhalifin kitabının tercümesidir. Bedir yayınevi)

M. Şevket Eygi


Cevap: Vehhabilik ve Ehli Sünnet Arasındaki Derin Uçurumlar!

neda
< 1) Başta İstanbul’da Eyyub Sultan semtine şeref veren Ashab-ı Kiram’ın büyüklerinden, mihmandar-ı Resûl-i Kibriya (SallAllahu Aleyhi ve sellem), büyük mücahid Ebu Eyyub el-Ensarî radiyAllahu anh efendimizin türbe-i şerifini yıkarlar.

Mezarını düzleyip yerini bilinmez hale getirirler. Ülkede bir tek evliya türbesi bırakmazlar, dümdüz ederler.

(2) Sadece bununla yetinmezler, ne kadar eski yeni Müslüman kabri varsa kırarlar, düzlerler. >
Esselamu aleykum ve rahmetullahi ve berekâtuhu…
Hiç düşündünüz mü acaba Mekke’de ve Medine’de yükseltilmiş ve türbe haline getirilmiş, insanların dilekte bulunmak için gittiği bir mezar var mı? İşte Cennetul Baki gözünüzün önünde… Emin olun orada yatanlar içerisinde Ebu Eyyub el-Ensari (radıyAllahu anh)’tan daha faziletli kimseler var. Onların mezarlarının başında mezar taşı bile yok!
Acaba hatalı olan kim? Sahabe, Tabiin ve Teba-i Tabiinden beri süre gelen (mezarları yükseltmeme ve mescide çevirmeme) emrine tabi olan Vehhabiler mi, yoksa Rasulullah’ın (mezarları yükseltmeme ve mescide çevirmeme) emirlerini hiçe sayan (sözüm ona) Ehl-i Sünnet tabileri mi?

Tarih, hakikatin makaleyi yazan zatın iddia ettiği gibi olmadığına şahittir.
Zira dediğim gibi Cennetul Baki gözümüzün önünde… Oradaki mezarlar hiç bir zaman yükseltilmedi ve türbe haline getirilmedi ki Vahhabiler tarafından yıkılsın!


Cevap: Vehhabilik ve Ehli Sünnet Arasındaki Derin Uçurumlar!

ömerhattab
< Vehhabilik ve Ehli Sünnet Arasındaki Derin Uçurumlar!Türkiye’de siyasî iktidar İbn Teymiyyeci, İbn Abdülvehhabçı Vehhabîlerin eline geçse ve aşağıda anlattığım işleri yapacak güçleri olsa mutlaka yaparlar:(1) Başta İstanbul’da Eyyub Sultan semtine şeref veren Ashab-ı Kiram’ın büyüklerinden, mihmandar-ı Resûl-i Kibriya (SallAllahu Aleyhi ve sellem), büyük mücahid Ebu Eyyub el-Ensarî radiyAllahu anh efendimizin türbe-i şerifini yıkarlar.Mezarını düzleyip yerini bilinmez hale getirirler. Ülkede bir tek evliya türbesi bırakmazlar, dümdüz ederler.(2) Sadece bununla yetinmezler, ne kadar eski yeni Müslüman kabri varsa kırarlar, düzlerler.(3) Tarikatlar bizde zaten yasak, açıkça zikrullah yapılamıyor; onlar büsbütün yasaklar.(4) Mevlid-i şerif okunmasını yasak kılarlar.(5) En makbul ve muteber salavat kitabı olan Delail-i Hayrat’ı yasak ederler, mevcut nüshalarını toplayıp imha ederler.Gerçek mi söylüyorum?.. Suudî Arabistan’da bu dediklerim yapılmamış mıdır? Sadece Efendimizin (sallAllahu aleyhi ve sellem) türbe-i şerifini yıkmadılar, daha doğrusu yıkamadılar!Şimdi bazı kimseler itiraz edecekler ve "Onlar namazın ikamesi, cemaate devam, kadınların tesettürü, şer’î hadlerin muhafazası gibi çok faydalı işler de yapıyorlar…” diyecekler. Elbette yapıyorlar, bunları inkâr eden yok. Namaza ve cemaate, tesettüre önem veriyor diye yanlış taraflarına, bilhassa akaid sahasındaki bozukluklarına göz mü yumalım?Akaid sahasındaki bazı bozuklukları nelerdir?Müslümanların büyük kısmını şirk ve küfür ile suçluyorlar. Onlara göre dünya üzerindeki Müslüman sayısı pek azdır.allah-u Teâlâ hazretlerine cisim, cihet, el, ayak, yüz isnad ederek mücessime fırkasıyla paralellikler arz ediyorlar.İslâm’ın bir boyutu olan tasavvufu inkâr ediyorlar, tasavvuf ve tarikat büyüklerine müşrik, "Şeytan evliyası” diyorlar.Tevessülü ve istigaseyi sapıklık olarak kabul ediyorlar.Vehhabî isyanları esnasında, kendileri gibi inanmayan Müslümanların kanlarını heder, mallarını ganimet olarak kabul etmişler, çok Müslüman kanı dökmüşler, çok yağma yapmışlardır. (Eyüp Sabri Paşa’nın "Tarih-i Vehhâbiyan” kitabını okuyunuz.Bugünkü Türkçeyle yanında Osmanlıcası hem İslâm harfleriyle, hem latin harfleriyle hepsi tek kitap halinde baskısı vardır.)Ehl-i Sünnet büyüklerinden Ruhü’l-Beyan tefsiri sahibi Bursalı İsmail Hakkı Hazretleri, Şeyh-i Ekber Muhyiddin İbn Arabî hazretleri için "O hâtemü’l-Evliyadır” buyurmaktadır. Vehhabîler ise, pîrleri İbn Teymiyye gibi ona "Şeyh-i Ekfer” (En kâfir şeyh) derler. Vehhabîlerin ve zihniyetlerinin hakim olduğu yerlerde İbn Arabî’yi yüceltmek, açıkça sevmek yasaktır.Vehhabîlik tek boyutlu ve çok bozuklukları olan bir İslâm anlayışıdır.Onlar kendilerine Vehhabî denilmesinden hoşlanmazlar, kendilerini Selefî olarak tanıtırlar. Bu selefîlik, İslâm’ın başındaki Sâlih Seleflere mi dayanır? Hayır, kurucusu İbn Teymiyye olan bir fırka veya mezheptir.Tarih boyunca dünyanın çeşitli coğrafyalarında çeşitli İslâmî uygulamalar olmuştu. Birkaçını zikr edeyim: Emevî uygulaması, Abbasî uygulaması, Fatımî uygulaması, Hindistan’da İslâm sultanlığı uygulaması, Endülüs uygulaması, Osmanlı uygulaması, Vehhabî uygulaması, İran uygulaması…Bu uygulamada, Kur’ân’a ve Sünnet’e en yakını Osmanlı uygulamasıdır. Nitekim 19’uncu asırda yaşamış büyük alimlerden Mekke Şafiî Reisü’l-uleması Zeyni Dahlan hazretleri Fütuhat-i İslâmiye Tarihi adlı eserinin Osmanlılar bölümünde "Hulefa-i Râşidîn’den sonra Kitap ve Sünnete en uygun İslâmî devlet Osmanlı devletidir” demektedir. (Bu zatı Vehhabîler hiç sevmezler. Çünkü "Ed-Dürretü’l-seniyye fi’r-Reddi’ale’l-Vehhabiyye” adında bir reddiye kitabı yazarak Vehhabîliği çürütmüştür.)Vehhabîlik konusunda Ehl-i Sünnet âlimleri şu ana kadar binlerce red kitabı ve risalesi telif etmişlerdir.Günümüzde birtakım ilahiyatçılar Vehhabîliği gerçek İslâmmış gibi yorumluyorlar. Gerçek İslâm Ehl-i Sünnet İslâmlığıdır ve onunla Vehhabîlik arasında hayli derin uçurumlar, büyük uyuşmazlıklar bulunmaktadır.Suudî Arabistan, petro dolarla dünyanın her yerinde Vehhabîlik propagandası yapmakta, ekipler çalıştırmakta, kitaplar yayınlamaktadır. Bir ara Almanya’daki imamların maaşlarını Mekke’deki Râbitatü’l-İslâmiyye teşkilatı veriyordu.Keşke bu paralarla Kitap ve Sünnete uygun gerçek İslâm’ın propagandası, daveti yapılsaydı… Heyhat!..Vehhabîlik mezhebi diyorlar. Doğrusu Vehhabîlik fırkasıdır.Vehhabîlerin son devirde yaşamış, kendilerince büyük âlimlerinden biri Medine-i Münevvere’deki İslâm Üniversitesi rektörü Abdülaziz bin Baz’dır. Bundan kırk sene önce bu zat ile bir görüşmem olmuştu. Kendisinin iki gözü ama idi, yani görmezdi.Bir derste Kur’ân’daki müteşâbihatın tevil edilmemesi gerektiğini, zahirî ve lügavî manalarına alınmasını söylemiş. Talebelerinin biri de itiraz etmiş (Ne cesaret), hoca diretmiş, talebe de onu "Bu dünyada kör olanlar, ahirette de kör olacaktır ayetini sizin zihniyetinizle yorumlarsak, siz ahirette de kör kalacaksınız…” diyerek çürütmüş. Öğrencinin akıbeti acaba ne olmuştur?Bu Bin Baz cenaplarının, yer küresinin yuvarlak olmadığına, güneşin etrafında dönmediğine dair bir de matbu (basılmış) kitabı vardır.Medine’de iken duymuştum. Bu Abdülaziz bin Baz bir gün o kutsal caminin bir köşesinde şöyle vaaz ediyormuş: "Tarikat velileri, mesela Gazalî, Abdülkadir Geylanî, Ahmed er-Rufaî ve diğerleri evliyaurrahman değil evliyauşşeytandır…” Bunu duyan yerli Sünnî Müslümanlar kısık sesle "Neuzübillah (Allah’a sığınırız) diyerek oradan uzaklaşmışlar.Ülkemizde şu anda hayli Vehhabî yazar, hoca, ilahiyatçı, yayıncı bulunmaktadır. Bunlar bilhassa internet siteleriyle propaganda yapıyor. Yayınladıkları kitap ve risalelerin sayısı da az değildir.Böyle giderse, petro dolarlarla beslenen bu akım Ehl-i Sünnet’i ikinci plana itebilir.(Vehhabîliği reddeden ilmî bir eser: Ehl-i Sünnet’in Müdafaası. Beraatü’l-Eş’ariyyîn min Akaidi’l-Muhalifin kitabının tercümesidir. Bedir yayınevi) M. Şevket Eygi >
Allah razı olsun…


Cevap: Vehhabilik ve Ehli Sünnet Arasındaki Derin Uçurumlar!

Kayıtsız Üye
Ben sizi Allah’a havale ettim. Babamı yoldan çıkardınız. Sizin dininiz bu mu ? Müslümana kafir demek . Siz kimsiniz ki onun bunun hakkında hüküm verebiliyorsunuz. Hüküm vermek sadece Allah’a mahsus değil midir ? Peki öyleyse neden ananızı babanızı ve tanıdıklarınızı kafir sayıyorsunuz ? bu mudur müslümanlık ? Karısına kafir diyip her gece onunla yatmak nedir o zaman ? Bunu açıklayın o zaman . Siz kendinize bu dünyada müslüman diyebilirsiniz ama kimin müslüman olduğu öbür dünyada belli olacak. Bakalım anasına babasına kafir deyip cuma namazını terk eden sizler mi yoksa cuma namazını kılıp kimseye müşrik yada kafir demeyen bizler mi ? . Siz bir güzel oturup düşünün bunları . Allah’a yalvarın ki affetsin sizi çünkü benim hakkım helal değildir size..


Kayıtsız Üye
Cennetü’l-Bâki’de gördüğün durum vehhabiler tarafından onların döneminde bu hale getirilmiştir. Öncesi böyle değildi. Kabrin kime ait olduğunu belli eden işaretler de her zaman vardı. Niyeti, uygulama biçimi şirk olmayan her şeyi şirk gibi değerlendiren bu zihniyet, Kabe’ye, Ravzaya gösterilen hürmeti de böyle görecek kadar aşırı ve hasta. Türbelere gösterilen kabul edilemez uygulamalar ve bunların yaptıkları işin ifrat boyutu. Müfrit kişilerin akıl ve ruh sağlığı arızalıdır. Böylelerinin söz ve uygulamalarının değerlendirilmesi psikiyatrinin işi. Diğer taraftan şunu da bilelim ki, Müslüman mezarlıklar ve türbeler, o beldenin Müslümanlara aidiyetinin tapu belgesidir. İslam beldelerini işgal eden haçlılar veya diğer küffar, genellikle mezarları tahrip ederek, tarihi eserleri yok ederek, beldenin İslam geçmişinin işaretlerini, belgelerini yok ederler. Mescidlerin eski haliyle, yeni hali mimari açıdan ne ise, Müslüman mezarlıklarının da bakımlı olmasında hiç bir beis yoktur. Niyeti kabre tapmak, ibadet etmek olmadığı müddetçe, mezarlıkların ölümü hatırlatan ve ibret veren, küfrün hakimiyetindeki yerlerde Müslüman kabirlerinin İslam’ı hatırlatan sembolik değerini de göz ardı etmeyelim. Vehhabi kafa, sürekli çelişkilere düşmekten kendini kurtaramaz. Son örneği Suud’da ölen kralın fotoğrafına yaptıkları, kendi imam ve krallarına gösterdikleri aşırı saygı örnekleri gibi.


delfici
Müslümanlar kardeştir.
Birbirinizi tekfir edip durmayın,önce Kurana sımsıkı sarılın, peygamberi örnek alın. adının ne olduğuna takılırsanız vay halinize bölündükçe bölünür, uzaklaştıkça uzaklaşırsınız.

nick:delfici


Feryuz R.
Bizim kimseye kafir dediğimiz yok, atan keşke bazı şeyleri doğru anlasaymış. Bizim bu konuda bir müdahilimiz yok, ister et hakkını et helal isterse de et haram; bizim için bir şey değişecek değil. Vehhabilerin itikadı bozuktur, biz sadece bundan bahsediyoruz. Biz elbetteki Kur’an’a sarılıp hadis ve sünnetleri örnek alacağız bunun içindir ki emri bil maruf vel nehyi anil münker ide iktisas alacağız. İslam’da sadece 4 hak mezhep vardır gerisi batıldır, Ehl-i Sünnet en baştaki yolumuzdur.


vehhabiler nasıl namaz kılar, vehhabilik ehli sünnet mi, türkiyedeki vehhabi hocalar

Yorum yapın

1melek.com petinya.net Kompozisyon/ !function(){"use strict";if("querySelector"in document&&"addEventListener"in window){var e=document.body;e.addEventListener("mousedown",function(){e.classList.add("using-mouse")}),e.addEventListener("keydown",function(){e.classList.remove("using-mouse")})}}();