Taharet almamak?
gfx_25
acaba taharet almak her küçük abdestten sonra almakmı zorundayız? iş yerinde taharet alamıyorum eve geçince alıyorum herhangi bir sakıncası varmı?
Cevap: taharet almamak?
Guray
abdeste ve namaza mani olmayacak bir durumda taharet almak zorunlu değildir
Cevap: taharet almamak?
Desert Rose
Galiz Necasetten Namazın Sıhhatine Mâni Olan Miktar Ne Kadardır?
Bu pisliğin, kuru veya yaş bir madde olup olmamasına göre, namazın sıhhatine mâni olan miktar değişir. Şöyle ki:
Galiz necâset tabir edilen ağır pislik, kuru bir madde ise, bir dirhem, yani, üç gramdan az olmalıdır. Üç gramdan fazlası, namazın sıhhatine mâni olur.
Eğer yaş bir madde ise, el ayası dediğimiz avuç içinden daha geniş bir alana yayılmamış olması şarttır. El ayasından fazla bir kısmı ıslatmış olan pislik, namaza mânidir. Namaz kılabilmek için bu miktardaki pisliklerden temizlenmek farzdır.
Bu miktarlardan aşağı olan pislikler, namazın sıhhatine engel teşkil etmez. Ancak yine de bu miktar pisliğin – eğer mümkünse – yokedilmesi sünnettir.
Hangi Şeyler Galiz Necâsetten Sayılır?
Galiz necâsetten sayılan maddeleri şöylece sıralayabiliriz:
1 – İnsan vücudundan çıkan ve abdest veya gusül almayı gerektiren her şey: İdrar, kazurat, meni, mezi, vedi, kan, irin, sarı su, ağız dolusu kusmuk, hayız-nifas ve istihaze kanları gibi…
Şâfiî ve Hanbelî mezheblerine göre, meni temizdir, bulaştığı yeri necis yapmaz.
2 – Eti yenmeyen hayvanların idrarları, ağız salyaları ve tersleri… Ancak eti yenmeyen hayvanlardan çaylak, kartal, atmaca gibi kuş cinsinden olanların pislikleri, hafif necâsetten sayılmaktadır.
Eti yenmeyen hayvanlardan, sadece kedinin salyası ve artığı temiz kabul edilmiştir. Kedi, insanlarla çok düşüp kalktığından, ev eşyasına her zaman dokunduğundan ve insanın elini, v.s. yaladığından, insanlara güçlük olmaması için, Allah Teâlâ onun salyasını ve ağzını pis saymamıştır. Böylece biz kullarına büyük bir kolaylık kapısı açmıştır. Nitekim Resûlüllah
Efendimiz, bir hadîs-i şeriflerinde şöyle buyurmuştur:
"O (kedi) pis değildir. Ancak o sizin etrafınızda çok dolananlardandır."
3 – Bütün hayvanların akan kanları…
4 – Eti yenen hayvanlardan tavuk, kaz, ördek ve hindi gibi kümes hayvanlarının tersleri…
Eti yenen hayvanlardan serçe, güvercin gibi havada pisleyen kuşların tersleri, temiz kabul edilmektedir.
5 – "Meyte" tabir edilen leşler, yani, karada yaşayıp besmele ile boğazlanmaksızın ölen kanlı hayvanlar ve bunların tabaklanmamış derileri…
Hayvan boğazlanarak öldürülmekle beraber, bu boğazlama işlemi Şeriatın tarif ettiği şekilde yerine getirilmemişse, bu hayvan da leş (meyte) hükmündedir, pis sayılır, eti de yenilmez. Hayvanı boğazlarken kasden, bile bile besmeleyi terketmek gibi. Besmeleyi çekmeyi unutmakta ise, bir beis yoktur.
6 – Alkollü içkilerden Şarap da galiz necasettendir. Bunda, bütün fıkıh âlimlerinin ittifakı vardır. Şaraptan başka olan alkollü içkilerin necâset durumlarının ne olduğu hususunda üç görüş vardır: Kimisi bunları galiz, kimisi de hafif necâset sayar. Bâzılarına göre de, bu içkiler, maddeleri itibariyle temizdir.
Şu hususa dikkat edilmelidir ki, bu ihtilâf sadece şarap dışındaki alkollü içkilerin maddelerinin temiz olup olmadığı itibariyledir. Yoksa bu içkileri içmenin haram olduğunda bütün âlimler müttefiktirler.
Tentürdiyot, Kolonya, İspirto Gibi Alkollü Maddeleri Kullanmanın Bir Mahzuru Var mıdır?
Şarap dışındaki alkollü içkileri, madde itibariyle temiz kabûl edenlere göre, kolonya, ispirto, tentürdiyot gibi alkollü maddeler de temizdir. Bunları kullanmak, yani, vücuduna veya elbiseye sürmek, dökmek veya şişe içinde üzerinde taşımak caizdir. Namaza mâni teşkil etmez.
Diyanet İşleri Müşavere Kurulu’nun (1943-1948) tarihlerinde verdiği iki kararına göre, ispirto, kolonya gibi maddelerin içilmesi haram ise de, başka yerlerde kullanılması haram sayılmaz. Döküldüğü yeri pis etmez.
Merhum Elmalılı Hamdi Yazır, tefsîrinin 1. cild, 762. sayfasında şöyle demektedir:
"Üzümün şarabından mâmul olmayan ispirto, bira vesair müskirat içilemezse de, elbiseye veya bedene sürülmesi de namaza mâni olur, diye iddia edilemez. Ebu Hanife Hazretleri bu suretle şaraptan mâadâ müskiratın aynı ve katresi necis olmadığına kâil olmuş."
Şarap dışındaki alkollü içkilerin de maddesi itibariyle şarap gibi necis olduğunu kabûl edenlere göre ise, ispirto ve kolonya da necistir. Bu sebeble, ispirto veya kolonyanın ıslattığı yerler, pis olmuş olur. Eğer avuç içi genişliğinde bir yeri ıslatmışsa, bu kısımlar yıkanmadan namaz kılınmaz. Kolonyanın, ıslattığı yerden, rüzgâr dokunması veya sıcaklık sebebiyle uçup gitmesi, temizlik için kâfi değildir. Mutlaka o yerin yıkanması şarttır. Aynen idrarın ıslattığı yer gibi… İdrarın ıslattığı yer kurusa bile, o kısım yıkanmadan temizlik yerine gelmiş olmaz.
Netice olarak diyebiliriz ki: Kolonya v.s. gibi temiz olup olmadığı ihtilâflı şeylerden kaçınmak, elbette en selâmetli yoldur. Ancak kaçınmanın zor olduğu hallerde, harama girildiği şeklinde düşünmemek, ispirto ve kolonya dökünmesinin mübah olduğunu söyleyenlerin de var olduğunu hatırlamak ve ona göre davranmak daha isabetli olur.
Hafif Necâsetin Namaza Mâni Sayılan Miktarı Ne Kadardır?
Hafif necâsetlerde ölçü, pisliğin, bulaştığı elbisenin veya uzvun dörtte birisini kaplamasıdır. Miktar dörtte birden az olursa namaza mâni olmaz. Çok olursa, namazın sıhhatine mânidir. Yıkamak farz olur.
Ancak, ibâdete mâni olmayacak miktarda da olsa, galiz ve hafif her türlü necâsetten temizlenmek takvâya uygun bir davranış olur.
Peygamber Efendimiz, "temizlik îmandandır" buyururken, temizliğe dikkat edenlerin kuvvetli bir îmana sahip olduklarına işaret etmiştir.
Bu bakımdan ister necâsetin galiz kısmından, isterse de hafif cinsinden olsun, kirlenen yerleri imkânımızın müsaadesi nisbetinde temizlemeye çalışır, her ne kadar namaza mâni olmayacak miktarda olsa da, yine tertemiz bir beden ve elbise ile ibadet etmeyi isteriz. Kaldı ki, namaza mâni olmayacak miktardaki pisliği temizlemenin vâcib olduğu da bâzı kitablarımızda kayıtlıdır.
Hafif Necasetten Sayılan Maddeler Nelerdir?
1 – Atların ve etleri yenen koyun, geyik gibi ehlî veya vahşî hayvanların idrar ve tersleri… Katır ve merkep tersleri ihtilâflıdır. Galiz necâset sayan olduğu gibi, hafif necâset sayanlar da vardır.
2 – Etleri yenmeyen hayvanlardan atmaca, çaylak, kartal gibi havada tersleyen vahşî kuşların tersleri… Güvercin ve serçe gibi eti yenen kuşların tersinin ise, temiz olduğunu belirtmiştik.
Şer’an necis sayılan müşriklerin ve Yahudi, Hiristiyan gibi Ehl-i Kitabdan kimselerin kaplarından yemek yiyip, su içmek câiz olur mu? Çünkü, bunların kaplarında domuz pişip, şarap kaynatılması ihtimal dahilindedir?
Ehl-i Kitab veya müşriklerin kaplarından yemek yiyip, su içmek câiz görülmüştür. Ancak, o kaplarda İslâm’ın yasakladığı bir maddenin bulunduğu belli olmaması ve bilinmemesi şarttır. Pisliğe bulaşmış olduğunu bile bile o kaplardan yiyip içmek câiz olmaz.
Resûlüllah Efendimiz, bir müşrike kadının kırbasından su içmiş ve abdest almıştır. Aynı şekilde Ehl-i Kitab olanların kaplarından yemek yediği de vâki olmuştur.
Bununla beraber, mecbûr kalmadan ve bu gibi kaplardan yiyip içmemekte isabet vardır. Çünkü, bu durum bütünüyle kerâhetten uzak değildir.
Cevap: taharet almamak?
Desert Rose
Şafii Mezhebine Göre Affolunan Necasetler: (1)
Aşağıdakiler hariç necasetlerden hiç biri bağışlanmaz:
Mutedil bir gözün göremediği az kan ve sıçrayan sidik; sivilce, kabarcık, çıban, yara kanı ve ondan çıkan kanlı-kansız irinin azı ve çoğu; pire, kene, sivrisinek, bit vb. akıcı kanı olmayanların kanı;(2) hacamat yapılan ve yarılan damarın yeri; sinek pisliği, yarasa sidiği, sidik tutmazlığı, istihaza kanı, yaranın suyu, kokusu olan ve azhar olan görüşe göre kokusu olmayan kabarcık suyu sakınma zorluğundan dolayı bağışlanır. Ancak, sivilce veya çıban sıkılır ya da pire veya kelebek öldürülürse veya bu bağışlamanın bulunduğu elbise giyilirse.. bunların sadece az miktarda olanı bağışlanır. Zira bundan sakınmakta meşakkat yoktur. Pire ve benzerlerinin derisi bağışlanmaz. Yine azhar olan görüşe göre köpek ve domuzunki hariç yabancı kanın (3) azı da bağışlanır. Bağışlanmanın sebebi müsamahadır, ama hükmü ağır olduğu için köpek vb. nin kanının azı bağışlanmaz. Bunlarda az ve çok örfe göre belirlenir.
Sair kanlardan dolayı bağışlanmanın, yabancı kanla karışma olmadığı sürece olduğu da bilinmelidir. Başka bir yerden -kendi kanından da olsa- bir şey karışırsa ondan bir şey bağışlanmaz.
Taşla temizlenenin temizleme mahallindeki eseri bağışlanır. İstinca mahallini aşmadığı sürece, mahal terleyip eser yayılsa da bu böyledir.
Necaseti belirli olan sokak çamurunun ekseriya sakınılması zor olanı kışın bağışlanır, yaz aylarında ise bağışlanmaz. Bulaşan çamur, elbisenin eteğinde ve ayakta olmalı, el ve elbise yerinde olmamalı. O da şu şartlarladır: Necasetin kendisi görülmemeli ve kişi elbisesinin eteğini sarkıtmayarak çamurdan korunmalı ve çamur ona yürürken ya da binekte iken sıçramalıdır. Yere düştüğünde bulaşmış olmamalıdır.
Bağışlanan miktardaki "az" ölçüsü şöyledir: Bir şey üzerine düşme, yüz üstü kapaklanma veya korunmaya dikkat etmeme dışında bulaşan az necasetler bağışlanır. Bu sayılan şeyler varsa bağışlanmaz.
Çamurun necis olduğu kesin olarak bilinmiyor, fakat genelde sokaklarda olduğu gibi ona necaset karışmış olabileceği kuvvetle zannediliyorsa o ye benzeri şeyler, şarap satanların, çocukların, kasapların, ve necaset kullanmakla sakınca görmeyen kâfirlerin elbiseleri gibidir, asılla amel edilerek esah olan görüşe göre temiz addedilir. Necaset bulunma zannı yoksa kesin olarak temizdir. Nitekim necis olduğu zannedilen borudan akan su da kesin olarak temizdir.
Meyve, sirke ve peynirin içindeki kurt ölüsü, kurt canlı iken çıkarılıp dışarıda öldükten sonra tekrar ona atılmadığı ve onu değiştirmediği sürece bağışlanır. Peynir için kullanılan maya, ilaç ve kokularda kullanılan alkol, necasetin dumanı, pis sudan ateş vasıtasıyla ayrılan buharın az miktarı, necis bir külde pişirilen veya gömülen ekmek (ona isterse külden bir şey karışmış olsun), pis külden yapılmış duvara serilen elbiseler, bunlardan sakınma meşakkatli olacağından dolayı bağışlanmıştır.
Sakınma zorluğu hâlinde, üzerinde yürüme kasden olmadıkça ve iki taraftan bir yaş değilse sergi ve yerlerdeki kuş pisliği de bağışlanır. Ancak oradan mecburî olarak geçme gibi bir zaruret müstesnadır.
Köpek, domuz veya onlardan ya da onların biri ile beraber başkasından doğan hariç, necisin bir iki kılı bağışlanır. Köpek ve domuzda az da olsa bağışlanmaz. Binek hayvanının fazla kılı dahi -sakınma zorluğundan- bağışlanır.
Şunlar da bağışlanır: Döğme (4), izi suyun vasıflarını değiştirmediği sürece suda kalan balık tersi, et ve kemikte kalan kan, kendisinde bu durumun sürekli hâle geldiği kimsenin uyurken midesinden çıkan salya, geviş getiren deve ve ona benzer hayvanların gevişinden bakıcılarına ve çobanlarına bulaşan pislik, harman sırasında hayvanların tersi ve sidiği, gusülhanede birikmiş sudaki az ve su vasıflarından birini değiştirmeyecek miktardaki fare pisliği, sağmal hayvanın sağma anında süte düşen tersi ve memesindeki pislik, arıların peteğindeki bala bulaşabilecek çamurda otlak hayvanlarının tersinden kalan eser, ve emzirirken ya da öperken çocuğun ağzındaki pislik.
Dipnotlar:
1 – el-Mecmu I, 266, 292 vd; Muğni’l-Muhtâc, 1,81, 191-194; Şerhu’l-Bacurî, I, 104-107; Haşiyetu’ş Şerkavî ala-Tuhfeti’t-Tullab, I, 133 vd; Şerhul-Hadramiyye, 50.
2 – Sinek, karınca, akrep, eşek ansı, keler gibi. Ancak yılan, kurbağa ve fare gibiler buna dahil değildir.
3 – Yani aynı insandan ayrılıp sonra ona dönen. Fakat yabancı bir kanı alıp, beden veya elbisesine bulaştırırsa ondan hiç bir şey bağışlanmaz. Bu şekilde haddi aşmış olur. Çünkü üstüne başına necaset sürmek haramdır.
4 – Dövme: Kan çıkıncaya kadar derinin iğne ile delinip bir çivit ile mavileştirilmesi veya iğne ile delerek toplanan kanla yeşil hale gelmesidir. Buhari ve Müslim’deki bir hadis ile haram olduğu sabittir: "Allah, (peruk gibi) iğreti saç takan ve taktıran; ciltlerini iğne ile doğdurup mavi renkle boyayan ve bu dövmeyi yaptıran; (sıhhî zaruret olmaksızın sırf güzel olsun diye) dişlerini incelten ve inceltilmesini isteyen; kadınların yüz ve alınlarındaki tüyleri alarak onları güzelleştirmeye çalışan ve bunu yaptıran bütün kadınlara lanet etsin!…" Teyemmümü mubah kılacak bir zarara götüreceğinden korkulmadıkça giderilmesi gerekir. Bundan korkarsa gidermesi gerekmez. Gerçek bir tevbeden sonra da günahı yoktur. Bu hüküm, bulûğdan sonra kendi rızası ile yaptırdıysa böyledir. Aksi hâlde giderilmesi gerekmez. Muğni’l-Muhtâc, I, 191. Hanefîler dövme yeri yıkanınca temiz olur. Çünkü giderilmesi zor bir izdir, dediler. Reddü’l-Muhtar, I, 305.
(Vehbe Zuhayli, İslam Fıkhı Ansiklopedisi, c.1, s.122-124)
gfx_25
Allah razı olsun hocam. ama necaseti mutlaka temizliyorum.
taharet almamak, taharet almamak günah mı, taharet almamak günahmı