Kutuplar gavslar evliyalar sufiler şeyhler dervişler hakkında bilgi

Kutuplar gavslar evliyalar sufiler şeyhler dervişler hakkında bilgi

Kayıtsız Üye
kutuplar, gavslar, evliyalar, sufiler, şeyhler, dervişler haklarında kısa bilgi istiyorum
kim bunlar


Cevap: kutuplar, gavslar, evliyalar, sufiler, şeyhler, dervişler hakkında bilgi

imam
GAVS KİMDİR VE KUTUB KİME DENİR?
Velilerden bir kısmına irşad görevi verilmiş, bir kısmına bu görev verilmemiştir. İrşadın en üstün mertebesi Gavsiyyef’tir. Gavs, manevî mertebelerin en yükseğinde bulunan zattır. Bu zata "Kutub" da denir. Bir başka deyişle Kutbül Aktab, yani kutuplar kutbu demektir.
Gavs dünyadan göçünce onun yerine kutublardan Sâhib-i Şimal geçer.
Ondan bir geride bulunan Sâhib-i Yemin ise Sâhib-i Şimal olur.
Onun yerine Dörtlerden biri Sâhib-i Yemin olur,
Onun yerine Kırklardan biri Evtâd olur. Yedilere alınır.
Onun yerine Üçyüzlerden" biri Kırklara alınır.
Onun yerine Birler"den biri Üçyüzlere alınır.
Onun yerine sâlih kullardan biri Binlere alınır.

RİCALÜ’L GAYB (GAYB ERENLERİ)
Üçler, yediler ve kırklar denilen erenlere Gayb Erenleri denilir. Bunlar Yüce Allah tarafından belli görevlerle görevlendirilmiş Allah dostlarıdırlar. Derece itibariyle aralarında farklılıklar bulunur. Bu manevî derecelerin en üstünü Kutubluk derecesidir. En üst derecede ise Kutbiyyet-i Kübrâ denilen "Gavsiyyet" derecesi vardır. Bu makamda bulunan zat Allah Rasulü (s.a.v.)’nün gerçek temsilcisi, gerçek halifesidir. "Üçyüzler"den her biri bir nebi (peygamber) meşrebindedir. Üçyüzlerden kırkı, Âdem Aleyhisselam’ın meşrebindedir. Bunlara "Abdal" denir. Yetmişi Nuh Aleyhisselam’ın meşrebindedir. Bunlara "Nükeba" denir. Yedisi Allah Rasulü (s.a.v.)’in meşrebindedir. Bunların dördüne "Evtâd", ikisine "İmâmân" denir. İşte bunlardan biri "Gavsül A’zam"dır

(Kasri Arifan dan)


Cevap: kutuplar, gavslar, evliyalar, sufiler, şeyhler, dervişler hakkında bilgi

TarikateSon!
Yahu arkadaş kim anlatıyor size bu masalları, bu listeleri.Anlamak mümkün değil.Peygamberimizin hayatı boyunca bahis konusu dahi yapmadığı bu listeleri,ölmeden önce birisinin kulağına falan mı fısıldadı da,herkes bilmiyor da sizler biliyorsunuz.Tevbe hâşâ Peygamberimiz de Bildiğini harfi harfine sahabelere anlatırdı,böyle önemli derecedeki kişilerden olsalardı illaki bahsederdi.Ne bileyim,en azından Kur’an’da bir satır bir ayet bir şey olurdu.Tamamen sizlerin yazıp yazıp doldurduğunuz listeler bunlar.Bunların hesabını nasıl vereceksiniz Allah’a.
Bakın İmam Rabbani Kutbu ne şekilde tarif etmiş ?
İMAM RABBANİ YE GÖRE İMAN RÜŞD-HİDAYET KUTUPLARDAN GELİR MÜSLÜMANLARA

Allah kuran da peygamberlerden bahsederken insanların en üstünü olan peygamberlerin dahi tıpkı insanlar gibi birer insan olduklarını ve onlarında insanlar gibi yaşayıp öldüklerini ve insanlar gibi çarşılarda pazarlarda dolaşıp insanlar gibi yiyip, içip, gezdiklerini bizlere bildiriyor. yani peygamberde insanların içinde seçilmiş birer insan olduklarını Allah bizlere bildiriyor. Allah görevlendirdiği peygamberlerin dahi imam rabbanin bildirdiği gibi insanlara iman rüşt hidayetin veremeyeceklerini bildirken imam rabani ise sadece Allah’a ait olan bir çok özelliğin kutup da ola bilçeğini bildiriyor. Kutuba ait olan o özellikleri sizce yüce Allah mı kutba verdi ? şayet Allah cc dininde böyle bir şey varsa Allah cc neden bize bunları bildirmemiştir. Arşdan yeryüzüne gelen iman rüşt hidayet kutup dan gelir bu inançın kökeni Allahın hangi ayetlerine dayandıra bilirsiniz. Şeriata bu kadar bağımlı olduklarını söylediğiniz bu insanlar neden inandıkları bu şeyleri Allahın ayetleriyle bizlere bildirmiyorlar . bana birisi imam rabbaninin şu bildirdiği kutbun özelliklerini Allah şu ayetlerde bizlere bildiriyor diye bilir mi ? Şayet Allahın bu yetkileri kutba verdiğine dahir kuran da bir delil sunamıyorsanız ve ona rağmen imam rabbni gibi bir evliya söylüyorsa doğru söylüyor diye biliyorsanız hala bilinki bilincli yada bilincsizce Allah’a büyük bir iftirada bulunmuşunuzdur. İftira birinin söylemediği bir şeyin o söyledi demek değilmi ?. Yani Allah söylemediği halde kutba bu yetkileri verip ve bu islamda vardır diyen kişide Allah’a iftira atmış olmazmı sizce ?.Şimdi Allah’a atılan o büyük iftiraya imam rabbanin kitabında inceleyelim.

Eyoğul! ben, el-Mebde’ve’l:Me’âd isimli kitapçığımın, fayda alış-verişi (ifâde ve istifade)89 bahsinde, kutbu’l- irşâd ile ilgili bilgiler vermiştim. Aynı konunun burası ile de alâkası bulunduğu ve
faydalı olacağı için bu mektupta da aynı şeyleri kaydettim. Buradan da anlaşılmalıdır ki, ferdiyet kemâlâtını da haiz olan kutbu’l-irşâd son derecede az bulunur. Uzun zamanlar ve asırlar geçtikten sonra böyle bir cevher ortaya çıkar, hidâyet ve zuhurunun nuru ile karanlık cihanı aydınlatır. Onun irşadı bütün cihana yaygındır. Arştan yeryüzünün merkezine kadar her kime rüşd, hidâyet, iman ve marifet ulaşırsa onun yolundan ulaşır ve ondan alınır. Onun aracılığı olmadan bu devlet kimseye nasip olmaz. Nuru, meselâ büyük okyanus gibi cihanı kuşatmıştır da bu denizde hiçbir hareket meydana gelmemiştir, sanki donmuş gibi durmaktadır. Ona yönelen ve samimiyetle inanan, yahut onun yöneldiği talibin -yönelme sırasında- sanki kalbinden bir pencere açılır ve bu yoldan,
yöneliş ve samimiyeti (ihlâsı) nisbetinde nasip alır ve doyar. İnkâr ettiği için değil de onu tanımadığı, bilmediği için (doğrudan) Allah zikri ile meşgul olan ve gönlünü Allah’a yönelten kimse de -tıpkı o kutuba yönelenler gibi-ondan istifade ederler; ancak birinci durumdaki istifade daha ziyadedir. Kutbu inkâr eden, yahut ondan rahatsız olan kimselere gelince. Allah’ı
zikir ile mesgul olsa-lar bile gerçek rüşd ve hidâyetten mahrum olurlar. Onu inkar ve rahatsız etmek kişinin feyiz yolunu tıkar, kutup onu faydalandırmamayı, ona zarar vermeyi istemese bile o gerçek
hidâyetten uzak kalır. Onda bulunan ancak rüşd ve hidâyetin görünüşüdür (suretidir). Manadan uzak, içi boş suretin fayda-ısı da azdır. O kutbu seven ve ona içten inanan kimseler, ona gönülleri ile
yönelmeseler, Allah’ı zikir ile meşgul olmasalar dahi, yalnızca sevgileri sebebiyle rüşd ve hidâyetin nuru onlara ulaşır. Bu bilgi mektubun da sonu olsun. Bununla yetiniyorum, çünkü bu kadarı anlayanlara yeter, sese kulak verenlere defalarca seslenmiş oldum. Allah’a hamd, Rasûlüne salât ve
selâm olsun… (1)

İmam Rabbanin akide, inancına , göre Arştan yeryüzünün merkezine kadar her kime rüşt, hidâyet, iman, ve marifet ulaşırsa Kutbun, yolundan ulaşır ve kutup tan alınır. İmam Rabbani bu İnancıyla, Haşa Allah’ı devre dışı bırakarak bütün yetkileri Kutuba vermek dedir.Tasavvuf daki sahte ilahlara yüklenen bu yetkiler tamamen Allahın yetkilerinden alınarak verilmiştir. İslam’a göre yeryüzüne kime iman Rüşt Hidayet gelirse gelsin anca Allah tan gelir.ve Allah iman rüşt hidayet kutupların kanalıyla size ulaştırccam dememiştir. Aynı şekilde Allah dilediğine iman rüşt hidayet verir. Peygamberler dahi sevdiklerini hidayete erdiremediklerine rağmen” Gerçek şu ki, sen, sevdiğini hidayete erdiremezsin, ancak Allah, dilediğini hidayete erdirir; O, hidayete erecek olanları daha iyi bilendir.” Kasas 56 . Nasıl olurda İmam rabbani gibi insanlar Kutuplar, insanlara hidayet iman vere bilir diye biliyorlar. Kut bul irşat olmadan kimse Müslüman olmaz bu inanca göre. Kutbu inkar edenlerin haktan ayrıldığını söylemekte. Yani kutbu inkar eden kişi kafir dir bu inança göre.

İmam rabbani ye göre bu kutbu irşadi inkar eden insan her ne kadar Allah’ı zikretse de ibadet etse de gerçek Hidayetten Mahrum kalmıştır. Bu mitolojik tanrıları ret eden inkar eden bir insanın ibadeti Allah katında kabul olmaz bu inanca göre. Oysa bu tamamen Allah’a iftira dır. bu mitolojik ilahları İslam’ın inancıymış gibi göstermek düpe düz Allah’a atılmış bir iftira dır.

De ki, baksanıza, Allah’ın yakınından neyi çağırıyorsunuz? Gösterin bana, yeryüzünde yaratmış oldukları ne vardır? Yoksa onların göklerde bir payı mı bulunuyor? Bu konuda bana, bundan önce gelmiş bir kitap veya bir bilgi kalıntısı getirin bakalım. Eğer doğru sözlü kimseler iseniz.

Allah’ın yakınından kendisine kıyâmet gününe kadar cevap veremeyecek kimseyi çağırandan daha sapık kimdir? Oysaki bunlar onların çağrısının farkında değillerdir. (Ahkâf 4-5)

De ki, Allah’ın dışında kuruntusunu ettiklerinizi çağırın bakalım; onlar, sıkıntınızı ne gidermeye, ne de bir başka tarafa çevirmeye güç yetirebilirler.

Çağırıp durdukları bu şeyler de Rablerine hangisi daha yakın diye vesile ararlar, rahmetini umar, azabından korkarlar. Çünkü Rabbinin azabı cidden korkunçtur. (İsrâ 56-57)

Belki kendilerine yardımları dokunur diye Allah’ın berisinden tanrılar edindiler. Ama onların yardıma güçleri yetmez. Oysaki kendileri onlar için hazır askerdirler. (Yasin 74-75)

Kendilerine dayanak olsun diye, Allah’ın berisinden tanrılar edindiler. Tam tersi; onlar bunların ibadetlerini tanımayacak ve bunlara düşman olacaklardır. (Meryem /81-82)

Allah’a karşı yalan uydurup iftira düzenden daha zalim kimdir? İşte bunlar, Rablerine sunulacaklar ve şahidler: Rablerine karşı yalan söyleyenler bunlardır diyecekler. Haberiniz olsun; Allah’ın laneti zalimlerin üzerinedir. Bunlar Allah’ın yolundan engelleyenler ve onda çarpıklık arayanlardır. Onlar, ahireti tanımayanlardır. Bunlar, yeryüzünde (Allah’ı) aciz bırakacak değildir ve bunların Allah’tan başka velileri yoktur. Azap onlar için kat kat artırılır. Bunlar (hakkı) işitmeye güç yetirmezlerdi ve görmezlerdi de. İşte bunlar, kendilerini hüsrana uğratanlardır ve yalan olarak uydurdukları (düzme tanrılar da) onlardan uzaklaşıp-kaybolmuşlardır. Hiç şüphesiz bunlar, ahirette en çok hüsrana uğrayanlardır. İman edip salih amellerde bulunanlar ve ‘Rablerine kalpleri tatmin bulmuş olarak bağlananlar’, işte bunlar da cennetin halkıdırlar. Onda süresiz kalacaklardır. Bu iki grubun örneği; kör ve sağır ile gören ve işiten gibidir. Örnekçe bunlar eşit olur mu? Yine de öğüt alıp-düşünmeyecek misiniz? (Hud Suresi, 18,19,20,21,22,23,24)

Allah’ın karşına Mitolojik tanrılar çıkartıp, Allahın yetkilerini bu mitolojik tanrılara verenler İslam dininin mensupları olamazlar. Bu mitolojik Masalları İmam rabbani nin mektuplarının bir çok yerinde görmeniz mümkün dür.

Şimdi aklı olan bir Müslüman bunlardan kendini uzaklaştırıp Allah’ın elçileri olan peygamberleri yoluyla insanlara ulaştırdığı dinin hükümlerine sıkı sıkıya sarılmalıdır.


Cevap: kutuplar, gavslar, evliyalar, sufiler, şeyhler, dervişler hakkında bilgi

Sofii
Bana yerlerde ve göklerde ham geçmiş ve hem gelecekte Hazreti kur’an olmayan bir şey göster bende sana İmamın dedikleri Hz Kur’an da yoktur diyebileyim.Ey mahrum sütün içinde yağ yoktur.Çekirdeğin içinde çam ağacı yoktur diyebilirmisin Allah seni ıslah etsin.


Kayıtsız Üye
Bana sütün içinde yağ yoktur Çekirdeğin içinde çam ağacı yoktur diyebilirmisin Eyy mahrum Allah seni ıslah etsin.


Kayıtsız Üye
insan bilmediginin düşmanı olur,derler büyükler.sen gavsu kutbu napacan sen sana verilenle amel et.doksan bin ilim var,bunların otuz bini şeriyat ilmi.otuz bini tarikat ilmi,bunun otuz bini hakikat ilmine girer, hakikat ilmini senin gibi cahillerin bilebilecegi ve anlıyabilecegi ilimler dgildir.kafanı da bu konullarla meşkul etme.sahabenin biri söylemedimi,resululahın bana ögrettiği ilmi size söylesem beni öldürürsünüz.ve kafir ölddürdük dersiniz.bu ilim ehli olanlara bildirilir.


Kayıtsız Üye
Kur’ân daki muhkem ayetler gayet açık. Müteşabih ayetler ise muhkem ayetler ışığında anlaşılmaya çalışılmalıdır. Bir bedevi kadar anlayabiliyor ise insan gerisinden sorumlu değildir. Kur’ân her fert için inmiştir. Onu anlaşılmaz bir kitap haline sokarak, başkasının imanını, İslamını yargılamak kimsenin haddine değil, yetkisinde değil. İsteyerek Lâ ilâhe illellâh diyen herkes mü’mindir. Sadece bilmedikleri öğretilir. İmanı sorgulanamaz.


kutup evliyalar kimlerdir, kutup evliyalar, kutup evliyaları

Yorum yapın

1melek.com petinya.net Kompozisyon/ !function(){"use strict";if("querySelector"in document&&"addEventListener"in window){var e=document.body;e.addEventListener("mousedown",function(){e.classList.add("using-mouse")}),e.addEventListener("keydown",function(){e.classList.remove("using-mouse")})}}();