Müminin ölüme bakışı nasıl olmalıdır? Ölümden korkulur mu? Ümit ve korku arasında olmak ne demektir?
Ensar2
Allah inancım sonsuz ve fırsat buldukça gün içinde sık sık dua ediyorum. Fakat doğal afetleri düşündükçe aşırı korku sarıyor beni. Son olarak depremler yine bu korkularımı tetikledi. Daha önceleri Allah ne yazdıysa takdir odur derken şimdi uyku bile uyuyamaz halde korkuyorum. Dua okusamda kendimi güvende hissedemiyorum. Bunun için tavsiye edebileceğiniz bir dua varmıdır. Mümin kulun korkması günahmıdır. Bütün bunlar vesveseden mi kaynaklanır?
Değerli kardeşimiz;
Ahiret kaygısına dayalı olarak biraz korku faydalı olur. Ama bunun vesvese tarzında uykuları kaçıracak tarzda olması kişiyi ümitsizliğe sevkedebilir. Ümitsizlik ise caiz olmaz.
Bu gibi şeyler Allahın emrine ve hikmetine göre gerçekleşir. Onun hikmetine ve rahmetine itimat etmeli ve ecelin bir olup değişmeyeceğini düşünmeli ama devamlıda hazırlıklı olmaya çalışarak ümit ve korku arasında olmalıdır.
Bediüzzaman bu konuda şöyle demiştir;
"İman hem nurdur, hem kuvvettir. Evet, hakiki imanı elde eden adam, kainata meydan okuyabilir ve imanın kuvvetine göre hadisatın tazyikatından (olayların sıkıntısından) kurtulabilir. (Risale-i Nur Külliyatı, 23.söz)
İman ve Allah’a kulluk, her türlü iyiliğin kaynağı olduğu gibi, cesaretin dahi kaynağıdır. Her türlü kötülük, küfür ve dalaletten geldiği gibi, korkaklık da aynı kaynaktan çıkmaktadır. Mü’minlerin cesareti, kafirlerin korkaklığı, özellikle savaşlarda çok açık bir şekilde görülmektedir. Mü’mini cesur yapan, temelde şu iki esastır.
a- "Onların ecelleri geldiğinde, bir an geri kalmazlar, öne de geçmezler" ayetinin bildirdiği "ecel birdir, değişmez" gerçeği. (A’raf, 34; Yunus, 49; Nahl, 61) Savaşta ön cephede olanla, arka cephedeki, ölüme aynı uzaklıktadır. Hatta cephede olanla, evinde istirahat eden arasında, ölüme uzaklık-yakınlık farkı yoktur. Niceleri vardır, pek çok savaşa girer, yatağında vefat eder. Niceleri de vardır, ilk defa savaşta hayatını kaybeder.
Halid b. Velîd’in durumu, buna güzel bir örnektir. Yatağında ömrünün son dakikalarını geçirirken, etrafındakilere şöyle der: "Şu kadar savaşa katıldım. Vücudumda ok-mızrak yarası veya bir darbe izi olmayan hiçbir uzvum yok. Ama gördüğünüz gibi, yatağımda vefat ediyorum. Korkakların kulakları çınlasın !"
b- Mü’min için, savaşta iki güzelden biri vardır (Tevbe, 52): Ya şehitlik, ya zafer .
"Ölürsem şehidim, kalırsam gazi" diyen bir mü’min, böyle beklentileri olmayan bir kafirden, elbette daha cesur olacaktır.
Nur Külliyatında imanın bir intisap olduğu ders verilir. Sultan-ı Ezeliye iman ile intisap eden ve ubudiyetle hizmetine giren bir mümin cesaretin en büyük kaynağına ulaşmış demektir.
İman hem nurdur, hem kuvvettir. Evet, hakiki imanı elde eden adam kainata meydan okuyabilir.
Selam ve dua ile…
Sorularla İslamiyet
Cevap: Müminin ölüme bakışı nasıl olmalıdır? Ölümden korkulur mu? Ümit ve korku arasında olmak ne demektir?
ASUDE
ölüm bir bitiş değil başlangıçtır bu dünya sadece bir sınavdır geçicidir asıl hayat ebedi ahirettir bunu müslüman bilmeli ve ölümü bu şekilde düşünerek hazırlık yapmalıdır
ölümden korkulur mu, ölümden neden korkulur, ölümden korkulurmu