Atalet ve tembellik ile ilgili yazı

Atalet ve tembellik ile ilgili yazı

Galus
Atalet ve tembellik

Hiç hoşumuza gitmese de, ölümlü olduğumuzu, bu dünyadan göçüp gideceğimizi sık sık hatırlamalıyız. Hayallerimizi gerçekleştirmek için harekete geçmemiz gereken zamanında tam da "bu hatırlama anı" olduğunu fark etmeliyiz. Tasarladıklarımızı gerçekleştirmek için, yaşayacağımızı bile bilmediğimiz belirsiz bir zamana ötelememeliyiz. Bize engel olan mı var? Yapma- etme diye mani olan mı var? Yoksa sonra yaparım hayali mi? Daha gencim düşlemesi mi? Yaşadığımız hayatın kısa olduğundan devamlı dem vururken değerli olduğunu vurgularken, neden zaman denilen kıymetli hazinemizi tembelliğin bir kaptıkaçtı edasıyla alıp gitmesine seyirci kalıyoruz.

Bir aracı çalıştırıp yürütmek için nasıl yakıt gerekliyse, düşünceleri, hayalleri, başarımları gerçekleştirmek için de kararlılık ve azim gereklidir. İrademiz ve kararlı tutumumuz olmazsa, başarıya ulaşma yolunda mesafeleri kat etmemiz söz konusu bile olamaz. Atalet içindeki kişilerin genellikle sığındığı limanların ulaşılması zor ya da imkânsız olduğunu fark edersiniz. Ben bu işi yapacak adam mıyım? İşe başlamadan önce şartlar uygun olmalı. Dikkatimi dağıtacak hiçbir şey olmamalı. Çok yüksek ses olmamalı. Fiziksel olarak ruhsal olarak kendimi iyi hissetmeliyim. Kimse bana karışmamalı. Ortam çalışmaya müsait olmalı. Bu kadar müdahalede nasıl çalışabilirim ki? Bugün hiç tadım yok. Daha çok zaman var. Sonra yaparız. Bir türlü işe veremiyorum kendimi? Böylece kendini korumaya aldığını zanneden, sükûnet limanında keyif yapacağını tasarlayan zavallı, saptığı yol ile aslında kendi geleceğinin altını oyduğunu bile fark edecek halde değildir.

Başarılı olamama korkusunun, tembelliğin temellerini oluşturduğunu söylemek mümkündür. Korkularımız bizi ilerlemekten alıkoymaktadır. Başarısızlığımız karşısında insanlar bize gülecektir. Bize yapılacak eleştirilerin dozu çok fazla olacaktır. Belki de bizi başarısızlığımızdan dolayı birileri cezalandıracak korkusu sinsice bizi kemirecektir. Bütün bu yersiz veya şüpheci hal ve hareketlerimiz farkında olarak bizi hareketsizliğe mahkûm etmektedir. Hatta bazen var olanı muhafaza derdine düşer, kılımızı bile kıpırdatmayız. Bir işi bitirmemek ile hiç işe başlamamak birbirinden çok farklı durumlar değildir. Her iki halde de bir yerde donakalırız. Bitmeyen, bitmesini istemediğimiz bir biteviyelik, sürerlilik hali sürer gider. Her iki durumda da hiçbir yere varamayız. Yapacağımız görev ya da iş her ne ise, biz onun karşısında yenilgiyi peşinen kabul etmiş oluruz. Bir işi başaramamak sonucunda nelerin olacağını önceden düşünmek o işi bitirmekten bizi alıkoyan bir engel olarak karşımıza dikilen sebep olur. Biz buna kısaca atalet, işlevsizlik, eylemsizlik, veya tembellik adı ile seslenebiliriz.

Genel kanı oluşmuş zihinlerde, iş ve işlemler olağanüstü güçlerle donatılmış kişilerce yapılıyor diye. Oysa başarıyı yakalayan her kişinin iradenin ve kararlılığın ardından giden yılmayan yorulmayan ve yaşadığı zaman dilimini kıymetlendiren kimseler olduğu gerçeği küçük bir araştırma ile kendisini hemen ele veriyor. Kitap yazma sevdasına kapılanlar önce satırları, sonra sayfaları daha sonra da kitapları meydana getiriyor. Dağa tırmanmak isteyen kişi Everest’i hedef seçmiyor, önce yürümeyi, sonra tepeleri aşmayı, sonra donanımlı bir halde zirveye tırmanmayı gerçekleştiriyor. Geleceğe bakarken önündeki çukura yuvarlanmıyor. Uzaklara bakıp hiç bir şey görmemektense önümüze, görebildiklerimize bakarak gerekeni yapmalıyız.

Ayna ya da gözgü bizim önümüzü görmemize büyük katkı yapar. Kendi davranışlarımızın veya tavırlarımızın hatalı olanlarını, yanlış olanlarını görmemizi sağlar. Yaptığımız hataların farkına varmak, onları bir daha yapmamamızı sağladığı gibi onları düzeltmemizi de kolaylaştırır. Bu aynı zamanda bahanelerin arkasına sığınmayı da ortadan kaldırır. Sevimli bahanelerin arkasında bizi kollarına almayı hevesle bekleyen sevgili ataletin hayal kırıklığı yaşamasına da sebep olur. Mazeretlerin aynı zamanda zararlı kaynağı olduğunu göz ardı etmemek gerekir. Bahane veya başkasını suçlama, hatayı başkasında arama, kullanılan araçları suçlama, usulca kendi kendimizi mahkûmiyetimizin beratı olur. Daha üretken, becerikli, verimli, bilgili ve marifet düzeyi yüksek birey yerine, vasati kırk çöp misalinden kişilik sayısı, hızla egemen hale gelir. Bütün olumsuzluklara rağmen üretime katkı yapmak isteyen, başarılı olmak isteyen, kısaca çalışmak isteyenlerin manevi dinamikleri kırılır, kötü örnekler örnek olarak alınmaya, hatta aynileşmeye başlanır. İş yapmamak için gösterilen bahanelerin çokluğu insanların cesaretini kırar, onları karamsar yapar. Çoğunluğun alması gereken sorumluluğu almayıp, azınlığın elini taşın altına sokup elden olmasını ortaya çıkarır. Meselelerin birikmesine, sorunlar yumağı haline gelmesine ve dön baba dön hikâyesinin uzayıp gitmesine, neticeye varılmamasına vesile olur.

Beden ve beyin tembelliği, fertleri ve toplumları oluşabilecek olan bütün olumsuzluklara karşı kendini müdafaa edemeyen bir çaresiz haline getirir. Sorumluluklarımızın belirgin bir tanımlaması, önce ailede, sonra okulda, ilerleyen dönemlerde hayatın içerisinde, apaçık bir şekilde yapılmalıdır. Tanımın yeterli olmadığı kişilerde kamu yararı gözetilerek çeşitli yaptırımların itici güç oluşturacağı kanaati gözden kaçırılmamalıdır. İyi ve kötü günlerde birbirini destekleyen, yükümlülüklerinin gereğini yerine getiren kişilerin oluşturduğu birlik kolay kolay bozulmaz. Bu birliğin başarım yüzdesi de hayli yüksek oranda ortaya çıkar.

Genç, yaşlı, kadın, erkek, çoluk, çocuk, kız, kızan her kim coğrafyamız içerisinde yer alıyorsa mutlaka ama mutlaka eylemsiz hal içerisine terk edilmemeli. Her birisinin yapabileceği kadar bir meşguliyetin, uğraşın, işlevin içerisinde yer almasının sağlanması, geleceğimiz adına atılacak önemli bir adım olarak görülmeli. Amiyane tabir ile neka ekmek oka köfte hayatın bir gerçeği olarak benimsetilmeli. Karşılıksız bir edinim olamayacağı gerçeği yüzlerine şamar gibi çarpılmalı. Ertelenen işlerin yapılma ihtimali, hemen başlanılan işlere göre yok denecek kadar azdır. Kanaatinden hareketle, öteleme, erteleme, savsaklama, daha sonraya bırakma durumları, kültürel bir değer haline dönüşmemeli. Bu yolda çaba olarak görülebilecek her türlü faaliyet taraftar bulmaya meydan verilmeden atıl hale getirilmeli.

Bir işi yapmanız gerektiğini biliyorsanız, yaptığınızda ne kazanacağınızı biliyorsanız, yapmadığınızda ise ne kaybedeceğinizi biliyorsanız, nasıl yapacağınızı biliyorsanız ve yine de yapmıyorsanız atalet halinde yaşıyorsunuzdemektir.


Cevap: Atalet ve tembellik ile ilgili yazı

MECİDİE
zamanın nasıl akıp gittiğini anacak insan saçlarına düşen beyazlardan anlıyor oysa ozamanda çok geç kaldığını anlayamıyor zamanı iyi değerlendirmek ve hazırlığı ona göre yapmak lazım


tembellik ile ilgili kompozisyon, tembellik ile ilgili yazılar, tembellikle ilgili kompozisyon

Yorum yapın

1melek.com petinya.net Kompozisyon/ !function(){"use strict";if("querySelector"in document&&"addEventListener"in window){var e=document.body;e.addEventListener("mousedown",function(){e.classList.add("using-mouse")}),e.addEventListener("keydown",function(){e.classList.remove("using-mouse")})}}();