Ahirette farz namazlarımız eksik çıkarsa, nafile namazlar farz namazlar yerine geçer mi?
Kayıtsız Üye
Ahirette farz namazlarımız eksik çıkarsa, nafile namazlar farz namazlar yerine geçer mi?
Cevap: Ahirette farz namazlarımız eksik çıkarsa, nafile namazlar farz namazlar yerine geçer mi?
Muhasibi
Kılamadığımız farz namazlarının kaza edilmesi farzdır. Bu nedenle daha önce ne kadar namaz kılamadıysak, bu namazların tamamını bu dünyada kılmamız gerekir. Yoksa ahirette mesul oluruz.
Evet, Allah Ğafur ve Rahim’dir. İstese günahlarımızı affeder. Ama buna güvenip namazlarımızı kılmamak yanlıştır. Bizim kaza namazlarımızı kılmaya gayret etmemizi Allah bilir. Bundan dolayı bir insan on yıl namaz kılamadıysa, bu kılamadığı namazları kaza etmeye niyet edecektir. Fakat daha kaza namazlarını bitirmeden ölürse, Allah’ın bu insan hakkında rahmet ve mağfireti tecelli edecektir. Ve alimlerimizden gelen rivayetlerden anlaşıldığı gibi, Allah, bu gibi insanların kıldığı sünnet namazları, kılınmayan farz namazları yerine kabul edecektir.
Soruda söz konusu edilen hadis-i şerif, kısmen değişik senet ve lafızlarla, Buhari ve Müslim dışında bütün Kütüb-i Sitte’ de, ayrıca Ahmed b. Hanbel’in Müsned’i, Dârimî’nin Sünen’i ve Hâkim’in Müstedrek’inde rivâyet edilmektedir ki anlamı şöyledir:
Görüldüğü üzere hadis-i şerifte, farz namazlardaki eksikliklerin, nafilelerden ikmal edileceği beyan olunmaktadır. Hadis şarihleri, ikmal keyfiyetinin hadis-i şerifin zahiri manasına da uygun olarak, "kılınmamış farz namazların nafilelerle tamamlanacağı" şeklinde olmasını da "edâ edilmiş olan farz namazlardaki âdâb, sünnet, huşu, dua ve zikirlerle ilgili noksanlarının ikmâli" şeklinde olmasını da ihtimal olarak zikrediyorlar.
Ebû Bekr İbnü’l-Arabî, "Arîzatü’l-ahvezî" adlı Tirmizi şerhinde, "Bana göre, edâ edilmeyen farzların nafilelerle tamamlanması ihtimali, daha açıktır; çünkü hadisin devamında diğer farz ameller için de, bunun gibi yapılır, ifadesi bunu göstermektedir…" demektedir.(2) Bu rivayete dayanarak namazların kazasını kılmamak veya namazı terk etmek yanlış bir tutum olur. Nitekim Allah Teala insanın niyetlerini bilir ve ona göre muamele eder.
Dipnotlar:
(1) Ebû Davud, es-Sünen, 1/200 (Salat, 145, No: 8(i4), Kahire, 1371/1952; Tirmizi el-Camiu’s-sahih, 2/270 (Salat, 188, No: 413), Kahire, 1356/ 1937; Nesâî, es-Sünen, 1/232 (Salat, 9) Kahire 1312; İbn Mâce, es- Sünen, 1/458 (İkame, 202, No: 1425), Kahire, 1372/1952; Darimî, es- Sünen, 1/313, (Salat, 91) Mısır, 1349; Hâkim, el-Müstedrek, 1/394 (No:966), Beyrut, 1411/1990. (2) 2/207, Kahire (Matbaatü’1-Mısrıyye), 1350/1951; Azimabâdî, Avnü’l-mâbûd, 2/116, Delhi, 1322; Seharenfûri, Bezlül-mechûd, 5/136; Mahmud Muhammed es-Sübkî, el-Menhelü’l-azbi’l-mevrûd, 5/311, Mısır, 1394; Süyûtî, Zehru’r-ruba ale’l-Mücteba, 1/233 (Sünen-i Nesâî ile birlikte); Haşiyetü’s-Sindi ala Şerhi’n-Nesâî Lis’s-Suyûtû, 1/232-233 (Sûnen-i Nesaî ile birlikte); Beğavî, Şerhu’s-Sünne, 4/159, Dimaşk 1390-1400/1970-1980; Haydar Hatiboğlu, Sünen-i İbn Mâce Tercemesi ve Şerhi, 4/248. İst., 1983.