Hz. Aişe hakkında hadisler ve ayetler
Kayıtsız Üye
Hz. Aişe hakkında hadisler ve ayetlere ihtiyacım var Hz. Aişe ile ilgili hadis ve ayetler paylaşabilir misiniz ?
Cevap: Hz. Aişe hakkında hadisler ve ayetler
Muhasibi
Resulullaha, en çok kimi seviyorsun denilince, (Aişe’yi) buyurdu. Erkeklerden kimi diye sorulunca, (Aişe’nin babasını) buyurdu. (Buhârî) {Bir hadisi şerifte de buyuruldu ki: (Erkeklerden vezirim Zübeyr bin Avvam, kadınlardan ise Âişe’dir.) [Deylemî]}
Resulullaha, Hz. Aişe’den başka, hiçbir zevcesinin yatağında (vahiy) gelmedi. Bu da, Hz. Aişe’nin ALLAHü teâlâ indinde kıymetinin pek çok olduğunu göstermektedir. Ümm-i Seleme validemiz Hz. Aişe için bir şey söyleyince, Resulullah, (Aişe için beni incitme. Bana vahiy, yalnız Aişe’nin yatağında iken gelmektedir) buyurmuş ve Ümm-i Seleme validemiz de, tövbe etmişti
Ayetler…
O iftirayı çıkaranlar içinizden sayılı bir zümredir. Onu sizin için bir şerr saymayın. Aksine o, sizin için bir hayırdır. Onlardan herkese günahtan ne kazanıyorsa o vardır. Onlardan işin büyüğünü deruhte edene ise en büyük azab vardır" (Nûr, 11).
Bu ayetle ilgili olarak, şu iki açıdan açıklama yapılır:
a) Tefsiri, b) Sebeb-i nüzulü…
Ayetin tefsirine gelince, bil ki, ALLAH Teâlâ burada şu üç husustan bahsetmiştir:
a) Hadiseyi nakletmiştir. Bu, "O iftirayı çıkaranlar içinizden sayılı bir zümredir" ayetiyle ifade edilen husustur. İfk, yalan ve isnaddan daha ileri olan şeydir.
Bunun, "bühtan" manasında olduğu da söylenmiştir ki "Bühtan", farkına varmadan kişinin başına ansızın gelen bir şeydir. Bunun aslı, "çevirme" manasına olan "İfk" masdarıdır. Çünkü bu olması gerekenden başka şekle sokulmuş, tersyüz edilmiş bir sözdür
Hz. Aişe’nin Nezaheti
Müslümanlar, bununla Hz. Âişe (r.anhâ) annemize atılan iftiranın kastedildiği hususunda ittifak etmişlerdir. Hak Teâlâ bu yalanı, "ifk" diye isimlendirmiştir.
Çünkü Hz. Aişe’nin bilinen hali, şu sebeblerden ötürü bu ifk ile taban tabana zıddır:
1) Onun, masum (günahsız) olan Resûlullah (s.a.s)’ın hanımı olması herşeyden önce buna mânidir. Çünkü peygamberler, kâfirleri hakka davet etmek, küfürden dönmelerini istemek için gönderilmişlerdir.
Binâenaleyh peygamberlerde, kâfirleri kendilerinden nefret ettirecek, soğutacak ve uzaklaştıracak bir hususun bulunmaması gerekir. İnsanın hanımının zinâkar olması ise, nefret ettirip, diğer insanları onlardan uzaklaştıran en büyük’şeylerdendir.
İmdi eğer denilirse ki: "Hz. Nûh ve Lût (a.s)’ın hanımları gibi, bir peygamber eşinin kâfir olması caiz oluyor da, fâcire olması nasıl caiz olmuyor? Hem sonra eğer bu caiz olmasaydı, Hz. Peygamber (s.a.s), bunun imkansız olduğunu herkesten önce bilirdi.
Bunun böyle imkansız olduğunu biliyor olsaydı, o zaman canı sıkılmazdı ve Hz. Âlşe’ye hâdisenin nasıl olduğunu sormazdı?" denilirse, biz deriz ki:
Bunlardan birinci hususa şöyle cevab verilir:
Kâfir olma (insanları) nefret ettirip, uzaklaştıran şeylerden değildir. Fakat Pygamberin hanımının fâcire (zâniye) olması, insanları peygamberden nefret ettirip, soğutan şeylerdendir.
İkinci hususa da şu şekilde cevap verilir:
Hz. Peygamber (s.a.s) bâtıl, boş ve asılsız olduğunu bildiği halde, kâfirlerin söylediği başka sözlerden ötürü de canı sıkılırdı.
Nitekim Cenâb-ı Hak, "Andolsun biliyoruz ki onların söyleyip durduklarından göğsün cidden daralıyor" (Hicr, 97) buyurmuştur.
O iftirayı çıkaranlar içinizden sayılı bir zümredir. Onu sizin için bir şerr saymayın. Aksine o, sizin için bir hayırdır. Onlardan herkese günahtan ne kazanıyorsa o vardır. Onlardan işin büyüğünü deruhte edene ise en büyük azab vardır" (Nûr, 11).
hz aişe ile ilgili hadisler, hz aişe hadisleri, hz aişeden rivayet hadisler