Eğer keşke kelimesi şeytanı memnun edecek işlerin kapısını açar
İnşirah
Ebû Hureyre (r.a.) Resûlullah’ın şöyle buyurduğunu haber vermiştir:
"Kuvvetli mü’min, Allah Katında zayıf mü’minden daha hayırlı, (daha üstün) ve daha sevimlidir. (Bununla beraber) her ikisinde de hayır vardır. Sana yararlı olan şeyi elde etmeye çalış. Allah’dan yardım dile ve asla acz gösterme. Başına bir şey gelirse, ”Eğer (keşke) şöyle yapsaydım, şöyle olurdu!” diye hayıflanıp durma. ”Allah’ın takdiri bu. O, ne dilerse yapar.” de. Çünkü "eğer (keşke)" kelimesi, şeytanı memnun edecek işlerin kapısını açar."
(Müslim, Kader 34. Tercüme: İsmail L. Çakan, Hadislerle Gerçekler, Erkam Yayınları, İstanbul 1990, s.231)
Keşke Dememek…”
elif07
Keşke Dememek…”
Nûr bâtına girince genişler, basîret gözü açılır, kul Allah Teâlâ’nın, tedbirini güzelliğini görür, hoşnudsuzluk ve sıkıntı hali de ortadan kalkar. Çünkü sadrın genişliği, sevginin ve sevgilinin yapdıklarından gerçekden seven kişinin rızası gibi tad almağı ihtiva eder. Çünkü seven, sevgiliden gelen her şeyi kendisinin murâdı ve tercihi olarak görür. Sevgilinin tercihini görmenin lezzeti ile, şahsi tercihini göremez hâle gelir. Bu mânâda:
"Sevgilinin yapdığı her şey sevimlidir.” denmiştir. (Avârifu’l-Meârif tercümesinden, s. 623-625.)
Dâvûd aleyhisselâm’a şöyle vahiy geldi:
– Ey Dâvûd sen istersin, ben de isterim. Ancak benim istediğim olur. Benim istediğimi kabul edersen, isteğinde sana yetişirim. Elbette benim istediğimden başkası olmaz.
Ömer bin Abdulaziz buyurdu ki:
– Takdir edilene sevinirim.
Acaba takdir nedir? Ne istersin dediklerinde
– Allahü Teâlâ’nın alnıma yazdığını isterim, buyurdu.
İbni Mes’ud radıyu anh buyurdu ki:
– Olan bir şeye keşke olmasa idi veya olmayan bir şeye keşke olsaydı demekden ise ateş yemeği tercih ederim.
Peygamberlerden biri yirmi sene açlığa ve çıplaklığa ve çok sıkıntılara mübtelâ oldu. Duâ etdi kabul olmadı. Vahy geldi ki:
– Gökleri ve yeri, yaratmadan önce, senin kısmet ve takdirinden nasibin bu idi. Yaratmış olduğum gökleri, yeri ve mülkümdeki düzeni senin için bozayım mı? Benim istediğim olmasın da, senin istediğinin olmasına mı hükmedeyim. Benim istediğim değil de, senin istediğin mi olsun? İzzetime yemin ederek söylüyorum. Eğer kalbinden bu geçer ise, ismini peygamberler defterinden silerim.
Hayır, Allah’ın Dilediğindedir
Kur’an-ı Kerim’de Yûsuf aleyhisselâma bakan kadınların onun güzellik, azâmet ve celâlinden, ellerini kesdikleri halde acısından haberleri olmadığı bildirilmektedir.
Mısır’da kıtlık olmuşdu. Aç olanlar Yûsuf aleyhisselâmı görmeğe gider açlıklarını unuturlardı. Bu mahlûkun güzelliğin tesiridir. Her şeyi yaradan Allahü Teâlâ’nın güzelliği, bir kimseye gösterilir ise belâları duymamasına niçin şaşılsın?
Sahrada oturan bir kimse vardı. Allah’ın her hükmetdiğine, bu hayırlıdır, derdi. Eşyasını kollayan bir köpeği vardı. Yükünü yüklediği bir de merkebi vardı. Bunları uyandıran bir de horozu vardı. Aç bir kurt gelib merkebi parçaladı. Bunda bir hayır var, dedi. Horozu da köpek öldürdü, yine bunda bir hayır var, dedi. Köpek de başka bir sebeple öldü. Yine bunda bir hayır var, dedi. Hanımı ve çocukları üzülerek, her ne olursa bunda da bir hayır var, diyorsun, bu ne biçim hayırdır? Ellerimiz, ayağımız bunlar idi. Hepsi öldü, dediler. Belki hayır, bunlarda olur, dedi.
Ertesi gün kalkdıklarında etrafında bulunanları merkeb, horoz ve köpek sesleri sebebiyle, hırsızların bulup mallarını alıp, kendilerini de öldürmüş olduklarını ve bunlarınkiler öldüğü için hırsızların kendilerini bulamadıklarını gördüler.
Allahü Teâlâ’nın işi karşısında (bunda bir hayır var) demenin hikmetini anlamadın mı? dedi. (Kimya-yı Saadet’ten)
İbrahim Edhem kuddise sirruh duasında tereddüt etmişdi. Bu sırada gözlerine uyku bastı. O esnada hatiften gelen bir sesle kendisine şöyle denildi.
Ey İbrahim de ki:
– Allahım, beni senin takdir ve hükmüne razı olanlardan eyle! Senin belâlarına sabretme gücü ver. Senin nimetlerine şükretmek nasib eyle! Senden, nimetlerinin tamamını, vereceğin afiyetin devamını ve senin sevginde sebatımı isterim.
Abdülkâdir Geylânî kuddise sirruh buyurur:
– Allah’dan onun rızasından gayrı bir şey isteme. Onun rızası dahilinde, helal kazanç iste, helal yiyecek, giyecek ve içecek iste. Alın terinin ve helal kazancının hariçinde şeylere talip olma. Allah’ın emirlerinden kaçma. Ona kendisinden dünyalık talebinde bulunmak gayesiyle ibâdet etme. Yalnız onun rızası için ibâdet et.
Risâle-i Kuşeyri’de nakl edilmişdir ki Musa aleyhisselâm:
– Ya İlâhî! Sen Âdemi kudret elinle yarattın. Ona türlü türlü keramet verdin sana nasıl şükreyledi? deye sordu. Hak Teâlâ ve Tekaddes hazretleri:
– Âdem, o kerametlerinin hepsini benden bildi, dedi. Mûsâ aleyhisselâm:
– Ya Rabbi! Beni bir amele kılavuz kıl ki, onu işlediğim zaman benden razı olasın!
Hak celle ve alâ hazretleri:
– Ya Mûsâ! Benim rızam, senin rızandadır. Yani benim kazama sen razı olursan, ben de senden razı olurum” buyurdu.
Yanıt: "eğer (keşke)" kelimesi, şeytanı memnun edecek işlerin kapısını açar
Ecir
hayatta keşkelerimiz eksik olmaz
ama şöyle düşünmek gerekir
her keşke aslında bir pişmanlıktır bir nedamettir..
pişmanlıkta tevbedir….
Allah razı olsun inşirah ve elif07
keşke kelimesi, keşke şeytandandır, keske kelimesi