İçimizden geçirdiğimiz şeyler günah mıdır?
Misafir
Birinin hakkında düşündüğümüz şeyler kötü şeyler de olsa bunları dile getirmeden sadece kendi iç dünyamızda düşünmemiz günah mıdır?
Ve içimizden Bismillahirrahmanirrahim demek vb. iyi şeyler yapmak bunlar da sevap mıdır?
Cevap: İçimizden geçirdiğimiz şeyler günah mıdır?
Muhammed
İçinizden geçirdiklerinizi dışa vurmadan geçirmek günah değildir.Bilerek içimizden kötü şeyleri geçirmemek gerekir.
Müslümanlar Bir Beden Gibidir.
Müslümanlar birbirleriyle iyi geçinirler, geçinmelidirler. Çünkü bu bir sorumluluktur ve kaynağı da müberra kitabımız Kur’an-ı Kerim ve Fahr-i Kainat Efendimiz s.a.v.’in davranış ve sözleridir. Buna göre müslüman kimse merhamet sahibidir, çevresine karşı duyarlıdır, yardımseverdir, fedakâr ve destekleyicidir.
Rabbimiz, müberra kitabımız Kur’an-ı Kerim’de müminlerin vasıflarını beyan ederken şöyle buyurmuştur:
"…inkârcılara karşı sert, birbirlerine merhametlidirler.” (Fetih, 29)
Fahr-i Kainat Efendimiz s.a.v. de şöyle demiştir:
"Müslümanların birbirini sevme ve desteklemedeki durumları bir beden gibidir. Bedenin bir uzvu rahatsız olursa, bedenin bütün organları rahatsız olur ve uykusu kaçar.” (Buharî; Müslim; Ahmed b. Hanbel)
Efendimiz s.a.v. yine buyurmuştur: "Müminin mümine karşı durumu, birbirini destekleyerek ayakta duran iki bina gibidir.” (Buharî; Müslim)
Bir başka hadis-i şerifte de Efendimiz s.a.v. müslümanı şöyle tarif etmiştir:
"Müslüman, müslümanların elinden ve dilinden selamette olduğu kişidir.” (Buharî; Müslim; Tirmizî)
Müslüman kişi, kardeşleri için daima hayır olanı isteyen, istemekle kalmayıp bu uğurda çaba sarf eden kimsedir. Nitekim Efendimiz s.a.v. buyurmuştur:
"Şu dört şey müslümanların senin üzerindeki hakkıdır:
• İyilerine yardım etmen,
• Günahkârları için af dilemen,
• Yoldan sapanları hakka davet etmen,
• Tevbe edenleri sevmen.”
Bu cümleden olarak dinimiz özellikle anne babaya saygılı ve hürmetkâr olmayı emreder. Anne baba da evlatlarına karşı şefkatli olmakla yükümlüdür. Ayrıca iyi komşuluk münasebetleri de önemli sorumluluklar arasındadır.
Müslüman kimse kardeşine zarar vermez, onlar hakkında kötü düşünmez, onlara zarar verecek şeylere engel olur. Yolda bir diken bile görse zarar vermesin diye kaldırır.
Fahr-i Kainat Efendimiz s.a.v. buyurmuştur:
"Yoldan gelip geçen müslümanlara eziyet veren bir ağacı budaması sebebiyle bir kişinin cennette dolaştığını gördüm.” (Müslim)
Bir başka hadis-i şerifte de şöyle buyurmuştur: "Allah Tealâ müslümanlara eziyet verilmesinden hoşlanmaz.” (Abdullah ibn Mübarek)
Müslüman kimse, kardeşinin dedikodusunu, gıybetini yapmaz, ona haset etmez, kin beslemez, ardından kuyusunu kazmaz.
Yine Efendimiz s.a.v. şöyle buyurmuştur: "Koğuculuk yapan cennete giremez.” (Buharî; Müslim; Tirmizî)
Bu hususta Halil b. Ahmed rh.a. de şöyle buyurmuş:
"Sana karşı başkalarının koğuculuğu yapan, başkasına karşı da senin koğuculuğunu yapar. Başkası hakkında size ihbarcılık yapan, sizin hakkınızda da başkalarına ihbarcılık yapar.”
İmam Gazali rh.a., müslümanların hadis-i şeriflerde geçen karşılıklı haklarını şöyle sıralamıştır:
• Müslüman kardeşinle karşılaşınca ona selam vermen,
• Davet ettiğinde davetine icabet etmen,
• Aksırdığında hayır duasında bulunman (‘Yerhamukellah’ demen),
• Hastalandığında ziyaret etmen,
• Vefat ettiğinde cenazesine katılman,
• Seninle ilgili bir yemin ettiğinde, yemininde onu doğru çıkarman,
• Senden nasihat istediği zaman ona nasihat etmen, yardım etmen,
• Onun bulunmadığı yerde hakkını savunman,
• Kendin için istediğin şeyi kardeşlerin için de istemen,
• Kendi nefsin için istemediğin şeyi kardeşlerin için de istememen.” (Mükâşefetü’l-Kulûb)
İyi ve kötü olmak üzere iki türlü ahlâk vardır. Müslüman kimse daima iyi olanı tercih etmelidir. Çünkü kötü ahlâk, sahibine de insanlara da eziyet sebebidir.
Rebî b. Haysem rh.a. demiştir ki:
"İnsanlar iki kısımdır: Ya mümindir, sakın ona eziyet etme. Ya da cahildir ki, sen de ona cahilce karşılık verme.”
Müslümanda ahlâken bulunması gereken birçok haslet, onu kul hakkına girmekten korumak içindir. Çünkü kul hakkı hesap gününde ilâhi af ve şefaat kapsamı dışındadır. Orada hesaplaşılmadıkça kişinin üzerinden kalkmaz.
Müslümanların birbiriyle münasebetlerinde son derece dikkat etmeleri gereken ahlâkî davranışlardan biri de tevazu sahibi olmak, kibirlenmemektir.
Efendimiz s.a.v. buyurmuştur: "Kimsenin kimseye karşı övünmemesi için Cenab-ı Hak birbirinize karşı tevazu göstermenizi vahyetti.” (Müslim, Ebu Davud)
Müslümanlar arasındaki iyi münasebet, yardımlaşma ve dayanışma o kadar önemlidir ki, ibadetlerin birçoğu doğrudan başka insanlarla alakalıdır veyahut birlikte yapılmaktadır. Bu yüzden iki müslümanın üç günden fazla küs kalması yasaklanmıştır:
Efendimiz s.a.v. buyurmuştur: "Bir müslümanın müslüman kardeşi ile üç günden fazla küs kalması, birbirini görünce yüzlerini çevirip gitmeleri helal olmaz. İki kişiden hangisi (barışmak için) önce selam verirse o daha hayırlıdır.” (Buharî; Müslim)
Ahab-ı Kiram’dan İkrime r.a. şöyle demiştir:
"Allah Tealâ, Yusuf a.s.’a şöyle vahyetti:
"Kardeşlerini affettiğin için dünya ve ahirette senin şanını yücelttim.”
Hz. Aişe r.anha validemiz de şöyle demiştir:
"Allah Rasulü s.a.v. kendi nefsi için asla intikam almadı. Ancak Allah’ın bir yasağı çiğnendiği zaman Allah’ın emrini yerine getirmek için ceza verdi.”
İslâm ahlâkına dair, müslümanlarla iyi geçinmesinin gerekliliğine dair ayet, hadis ve sözler çoktur. Nihayetinde müslüman kimse güvenilir, merhamet sahibi ve daima iyiliği isteyen bir kimse olmalıdır. Kimseye zarar vermemeli, bu dünyasını da ahiretini de heba etmemelidir.
Bütün tutum davranış ve sözlerimizi bu şuurla kontrol etmemiz gerekir.
Rabbimizin tevfik ve inayetiyle…
içimizden geçenler günahmı, düşündüğümüz ayıp şeyler günah mı, içinden konuşmak