Güzel sözün kanıtlanmış etkisi…
elif
İki kavanoza konan nohutlara güzel ve kötü sözler söylendi işte sonuç.
Kütahya’nın Tavşanlı ilçesindeki Aslanbey İlköğretim Okulu’nun 7. sınıf öğrencileri, ilginç bir deneye imza atarak, ‘sevgi ve güzel sözün’ canlılar üzerindeki etkisini kanıtladı.
Öğrenciler, iki ayrı kavanozdaki suyun içine konulan gıda maddelerinden bir ay boyunca her gün güzel söz söylenenin tazeliğini koruduğunu, hakarete uğrayanın ise bozulduğunu gördü.
Öğretmenlerinin, Japon araştırmacı Masaru Emoto’nun, ‘suyun moleküler yapısının insanların düşünceleri, sözcükleri ve dinledikleri müzikten etkilendiği’ tezinden söz etmesi üzerine öğrenciler, 31 Aralık’ta ‘sevgi deneyi’ne başladı. Aynı ebatta iki kavanozdaki suyun içine nohut, havuç, peynir ve bulgur gibi gıda maddeleri koyan öğrenciler, bir ay boyunca her gün aynı şartlarda sakladıkları kavanozlardan birine güzel sözler söyledi, diğerine ise hakaret ettiler. Kavanozlardan birinin üzerine hakaret içeren, diğerine ise övgü dolu sözcüklerin yazılı olduğu kâğıtlar yapıştıran öğrenciler, deneyin sonunda büyük şaşkınlık yaşadı. Çünkü her gün güzel söz söylenen kavanozdaki gıda maddesinin tazeliğini koruduğuna, hakarete uğrayan kavanozdakinin ise bozulduğuna şahit oldular. Deneyi yapan öğrencilerden Onur Tuncay, iki kavanozdaki suyun içine havuç koyduğunu, birinin üzerine ‘teşekkür ederim’, diğerinin üzerine ise ‘aptal’ yazılı kâğıt yapıştırdığını belirterek, ‘Aptal’a her gün nefret dolu kötü sözler söyledim. ‘Teşekkür ederim’e her gün sevgi gösterip güzel sözler söyledim. Bir ay sonra, havuçlardan birinin şalgam suyu gibi koktuğunu, diğerinin ise çok kötü koktuğunu fark ettim. dedi. Deneyinde bulgur kullanan Neşe Mert isimli öğrenci ise şunları anlattı: Bulgurları suyla ıslatıp aynı miktarda iki kavanoza böldüm. Birine ‘aptal’, diğerine ‘çok tatlısın’ adını verdim. Birine her gün kötü davrandım. Diğerine ise sevgiyle yaklaştım. Kötü davrandığım kavanozdaki bulgur, bir ay sonra belirgin biçimde bozulmuştu. Öğrenciler, yaptıkları deneyden şu sonucu çıkardı: Birbirimize kötü söz söylememeye karar verdik.
Öğrencilere esin kaynağı olan din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni Ali Uslu, Öğrencilerime, sevgi ve güzel sözlerin etkilerini anlatırken, onlara, Masaru Emoto’nun suyun kristalize edilmiş halini görüntülediğini, bir ay boyunca güzel sözler söylediği suyun daha iyi kristalize olduğunu gördüğünü anlattım. Öğrencilerim de bunu değişik gıda maddelerinde deneyerek Emoto’yu doğru çıkardılar. dedi. Klinik Psikolog Yalçın Kireççi ise şunları söyledi: Sevginin tesirinin olduğu doğru. İlgilenenler bunu görüyor. Nazar da böyle bir şey. Dikkatimizi yönelttiğimiz her şey bizden etkilenir. diyor.
Beethoven dinleyen su kristalleri daha güzel
Japon araştırmacı Masaru Emoto, suyun moleküler yapısının, insanların düşünceleri, sözcükleri ve dinlediği müzikten etkilendiğini ortaya koymak için yaptığı çalışmayla tanınıyor. Müziğin, suyun yapısı üzerindeki etkilerini görmeye karar veren Emoto, iki hoparlör arasına koyduğu distile suyun donduktan sonraki kristal formlarını fotoğrafladı. Aynı tip su kristallerine önce Beethoven’ın pastoral müziğini dinleten Emoto’nun, kristalin çok güzel şekillendiğini, Bach’ın bir parçası dinletilen kristallerin nispeten düzgün olduğunu, heavy metal dinletilen kristalin ise tamamen şekilsiz ve dağınık olduğunu fotoğraflarla tespit etti.
Cevap: Güzel sözün kanıtlanmış etkisi…
Medine
bunu bir arkadaştan dinlemiştim
Allah razı olsun hatırlatma için…:)
Yanıt: Güzel sözün kanıtlanmış etkisi…
elif
< bunu bir arkadaştan dinlemiştim
Allah razı olsun hatırlatma için…:) >
ecmain olsun.
bazen sinirlenince öfkelenince güzel sözler söylemek zor oluyor ama muhatabım küçük yüreklerse dikkat etmeliyim
Soru: Güzel sözün kanıtlanmış etkisi…
biyce
Dr. MASARU EMOTO ve SU KRİSTALLERİ MUCİZESİ
Su! Üzerinde yaşadığımız dünyanın büyük bir bölümü sudan oluşmuştur, aynen bizim bedenlerimiz gibi.
Ancak, öncü bir Japon araştırmacının su ile ilgili olan fotoğraflarla doküman haline getirilmiş şaşırtıcı keşfini öğrenene kadar biz su hakkında çok az şey biliyorduk. Bu keşif bize bilmediklerimizi öğretti ve üzerinde yaşadığımız dünyanın en kıymetli kaynağı ile ilgili olarak yeni bir şuur seviyesine ulaşmamızı sağladı.
Dr.Masaru Emoto 1943 yılında Japonya da doğdu uluslarası ilişkiler ağırlıklı olarak aldığı üniversite eğitiminden sonra ikinci bir üniversite eğitim aldı ve Alternatif Tıp Doktoru oldu. Su kristalleri fotoğraflarını ‘’Suyun Verdiği Mesajlar” isimli iki kitabında yayınladı ve bu kitaplar tüm dünyada 400 bin adet sattı.
Dr.Emoto’nun su araştırmasını bu kadar popüler kılan nokta ise onun bu araştırma ile ispat ettiği düşünce ve duyguların fizik realiteyi etkilediği gerçeğidir. Aynı yerden alınan su örneklerine yazılı ve sözlü kelimelerle veya müzikle değişik niyetler, düşünceler yönlendirildiği, odaklanıldığı zaman ‘’su kendi ifadesini değiştimektedir”.
Temel olarak Dr.Emoto suyun ifadelerini yakalamayı başarmıştır. Geliştirdiği teknikte çok soğuk bir odanın içinde son derece güçlü bir mikroskop ve çok yüksek hızlı bir fotoğraf çekim şekli uygulamıştır. Bu teknikle henüz oluşmuş donmuş su kristallerini fotoğraflamıştır. Ancak, değişik bölgelerden alınmış su örneklerinin hepsi kristalize olamamaktadır. Örneğin, çok kirli nehirlerden alına su örnekleri sadece suyun içinde bulunduğu hali, durumuu gösterirler.
Dr.Masaru Emoto donmuş suda oluşan kristallerin kendilerine belirli düşünceler yoğun olarak yönlendirildiğinde değişiklik gösterdiğini keşfetmiştir (düşüncenin şekline göre su kristalleri değişiklik gösterir).
Yapılan deneyler sonucunda çok temiz kaynaklardan gelen su örneklerinin ve kendilerine sevgi dolu sözcükler söylenen su örneklerinin aynen kar tanelerinin modeline benzeyen çok parlak, yoğun motifli, simetrik ve çok renkli desenler oluşturdukları görülmüştür.
Buna karşılık çevre kirliliğinin çok olduğu bölgelerden gelen su örnekleri veya negativ düşüncelere maruz bırakılan su örnekleri ise koyu renkli, asimetrik ve tamamlanmamış motifler oluşturmuşlardır.
Bu araştırmanın ve keşiflerin sonuçları bizim üzerinde yaşadığımız dünyayı ve kendi sağlığımızı nasıl positiv olarak etkileyebileceğimizi göstermiş ve devrim niteliğinde şuursal bir farkındalık yaratmıştır.
Dünyanın her tarafından konferanslar vermek üzere davet edilen Dr.Emoto Japonya, Avrupa ve Amerika da canlı deneyler yapmış ve düşüncelerimizin, davranışlarımızın, duygularımızın çevre üzerinde ne kadar derin etkileri olduğunu göstermiştir.
Bu konu ile ilgili olarak Amerikan Holistik Tıp Derneği Başkanı ve aralarında ‘’Kutsal Şifacılık” isimli kitabı da olan 295 yayını olan Dr.Norman Shealy şu yorumu yapmıştır:
‘’Dünyanın yarısı sularla kaplıdır ve bizim vücudumuzun dörtte üçü de sudur. Su, bizim içinde yaşadığımız dördüncü boyutla ruhumuzun beşinci boyutu arasındai bağlantıyı temsil eder. Bundan evvel pek çok çalışma, şifacıların hidrojen birleştirmeleri veya suyun infrared ışınları emmesi ile ilgili gözle görünmeyen etkilerini meydan çıkartmıştır. Ancak, bu çalışmaların hiçbirisi Dr.Emoto nun zarif çalışması ile boy ölçüşemez. Düşünce ve güzelliğin etkisi bundan evvel bu kadar iyi bir şeklide hiç anlatılamamıştı.”
Naturally Well mecmuasının editörü olan Marcus Laux ise şöyle bir yorum yapmıştır ‘’Galile, Newton ve Einstein gibi Dr. Emoto’nun net vizyonu bize hem kendimizi hemde evreni farklı bir şekilde algılamayı göstermiştir. Burada bilim ve ruh birleşerek bizim dünyayı algılayışımızla ilgili inkar edilemeyecek bir kuantum sıçraması yapmış, sağlığımızı kazanarak nasıl huzur yaratabileceğimizi göstermiştir.”
Bütün bunlara ek olarak şimdilerde yeni bir çalışma yapan Dr.Emoto bunu Islam dünyasına hediye edeceğini bildirmiştir. Bu çalışmada Allah’ın 99 ismi su örneklerinin üzerine yazılmakta ve oluşturdukları su kristali fotoğraflanmaktadır. Buna örnek olarak ‘’Adl ve Muksit” isminin yazılmış olduğu suyun oluşturduğu kristalin resmi Dr.Emoto’nun web sayfasında yayınlanmaktadır.
Kaynaklar: Dr. Emoto web sayfası masaru-emoto.net/english/entop.htmlwww.masaru-emoto.net/english/entop.html
Dr. EMOTO ve HADO FELSEFESİ
Araştırmacı Dr.Masaru Emoto Tokyo da bulunan Hado Enstitüsünün başkanıdır. ‘’Hado” fenomeni ile ilgili yazdığı pek çok kitap vardır. Japonca da bu kelimeyi meydana getiren iki hece ‘’dalga” ve ‘’hareket” anlamına gelmektedir.
Aşağıda ki tanım ise Dr.Emoto tarafından yapılmıştır ve suyun tabiatı ile ilgili olarak pek çok keşif yapmasına vesile olmuştur.
Dr. Emato ya göre Hado tüm maddede atomik seviyede görülen titreşim desenine verile isimdir ve bunun temeli de insan şuurudur.
Yıllar geçtikçe ve Dr. Emoto nun teorisi kabul gördükçe Hado anlayışıda bütün Japonya da yaygınlaştı. Öyle ki bu kelime günlük konuşma dilinin bir parçası oldu. ‘’Buranın hado su çok düşük haydi gelin buradan ayrılalım”. ‘’Gelin çevremizin Hado sunu değiştirelim.” İşte bu tip konuşma şekilleri özellikle Emoto’nun devrim yaratan su kristalleri ile ilgili çektiği fotoğrafların yayınlanmasından sonra Japonya da çok yaygınlaşmıştır.
Ancak, resimleri sadece kristalize olmuş bir su molekülü olarak düşünmemek lazımdır. Dr.Emoto yu Hado fenomeninin öncüsü yapan şey onun DÜŞÜNCE VE DUYGULARIN FİZİK REALİTEYİ ETKİLEDİĞİNİ İSPAT ETMİŞ OLMASIDIR.
Yazılan ve söylenen kelimelerle değişik hado=titreşimler meydana getirmekte ve hatta müzik dinletildiği zaman da su ‘’ifadesini değiştirmektedir.”
Örneğin insan şükran duygusunu ifade edince bu hemen suya yansımaktadır.
Bu konu ile ilgili sıkça sorulan sorulara ve cevaplarına aşağıda yer verdik:-
Soru: Su kristali bize ne anlatıyor?
Cevap: Su kristalleri meydana gelen titreşimlerin deseni ve görüntüleridir. Genelde positiv titreşimler güzel bir şekilde oluşmuş su kristalleri meydana getirirler ve kristalizasyon oranı negative titreşimlerin meydana getirdiklerinden daha fazladır.
Soru: Su kristalleri neden çeşitli kelimeler ve onların manalarına bağlı olarak değişiklik gösteriyorlar
Cevap:Bütün lisanlar tabiatın titreşimlerinden meydana gelir. Ebeveynlerimiz ve öğretmenlerimizden tarafından eğitildikten sonra biz tabiatın lisanını konuşmaya başlarız. Ancak, biz küçük yaşlarda onların konuştuğu lisanı nasıl öğrenebildik? Muazzam büyüklükteki tabiatın titreşimi bizi bu sorunun cevabına yönlendirebilir. Positive titreşimler güzel sözleri yarattı ve negativ titreşimler ise negativ kelimeler yarattı. Bu evrenin en temel prensibidir.
Soru: Şayet suya önce negative bir söz olan ‘’beni rahatsız ediyorsun” söylenip ardından tekrar ‘‘Sevgiler ve teşekkürler” gibi bir ifade söylenirse su gene güzel kristaller oluşturabilirmi?
Cevap:Evet, oluşturabilir. Özellikle ‘’Sevgiler ve teşekkürler” gibi bir kelime yaptığımız araştırmalara göre en güzel su kristalini oluşturmuştur.
Soru: Hangi tip su insanlara en uygun olanıdır?
Cevap: Birlikte kendinizi en rahat hissettiğiniz su. Kendinizi su ile yanyana koymaya çalışın. Öyle ki, biz su çeşitleriniz arasından seçim yapabilir ve kendimize en uygun olanını bulabiliriz. Suyu aynen bir erkeği veya kadını sevdiğimiz gibi sevmeliyiz.
Soru: ‘’Suyun verdiği Mesajlar” isimli kitabınızda delillerle sabit olan bir fotğraf kolleksiyonu var. Bundan da şu sonuca varabiliriz; hayvanlar, bitkiler, insanlar, organik veya inorganik herşey, kısacası tüm varlık birbirleri ile olan ilişkilerinde muhteşem bir ahenk içindedirler. Diğer taraftan inanıyorumki aynı deneyi tekrar tekrar yapmakta sonuçların aynı veya farklı olup olmadığını görmek açısından büyük fayda var.
Cevap: Evrenin sürekli bir akış içinde olduğu söyleniyor. Bu dakika bir sonraki dakikada burada olamaz. Bu bağlamda su kristalleri de aynı sonucu vereceklerdir, ancak deney yapılan ortam aynı kalırsa beklediğimiz gibi aynı sonuçları alırız. Bu yüzden kelime deneyleri için el yazısı değilde basılmış harfler kullanıyoruz. Tabii daha kapsamlı bir görüş bildirmek için daha fazla deney yapmamız gerekiyor.
Soru: şayet DNA ve insan dokusunun ve virüslerin kelimelere reaksiyon verdiğini bilseydik bunu tedavi amaçlı kullanabilirmiydik?
Cevap: İnsan bedenin yapısı 42 octavdan meydana gelmiştir ve bu frekanslarla ifade edilebilir. Bu da demektirki hem bakteriler hem de mitokondri bu skalada yer alırlar. Şayet, biz, bunlara denk gelen uygun frekansları yayabilirsek o zaman bir iletişim imkanı doğabilir. Zaten şimdi de pek çok insan alternatif tıp uygulamalrı yapıyor, ama bu teori hakkında bilgileri yok. Zaten DNA ve virüslerin yüksek frekans seviyelerinde yer aldığını gördüğümüze göre bu konuda önemli olan şuurumuzu nasıl yönlendireceğimizdir frekansları konuşmaktansa.
Soru: Su da benlik veya rahatsızlık duygusu varmıdır?
Cevap: Sonuç olarak su da benlik veya rahatsızlık yoktur. Ancak, suyun misyonu bizim düşüncelerimizi veya önlerindeki herhangi birşeyi taşımak ve çok boyutlu bir nakliyeci olarak davranmaktır. Su, sürekli olarak verilen bilgileri kopyalar. Su kristali fotoğrafına baktığımızdailk etapta suyun şuurlu olduğunu düşünürüz. Bu durumda su, projeksiyon yapan bir yansıtıcı ve ayna görevini yapan tek şeydir.
hado.com’dan/www.hado.com’dan derlenmiştir
İstanbul -09.09.2006 sufizmveinsan.comhttp://sufizmveinsan.com
güzel sözün insan üzerindeki etkisi, güzel sözün etkileri, suya güzel söz söylemek